Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/906 E. 2023/704 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/906
KARAR NO : 2023/704
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 24/10/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, dava dışı … VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nde ortak olduğunu, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 18/02/2022 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar ile bu şirketin feshine karar verildiğini, bu karara karşı müvekkili tarafından istinaf kanun yoluna gidildiğini, başvurunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi tarafından temyiz yolu açık olmak üzere reddedildiğini ancak İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bu karar henüz kesinleşmeden İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kararın kesinleştiğini bildiren kanunsuz bir yazı gönderdiğini, kararların kanun yolu denetiminden geçmesi sonrasında kesinleşmesinin mümkün olduğunu; HMK’nın 350 ve 367 maddeleri gereğince kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceğini; bu durumu davalıya da bildirdiklerini ancak davalının, ortada kesinleşmiş bir karar olduğunu varsayıp başvuruyu reddettiğini; davalının, kendisinden beklenen özeni göstermeyerek İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi ile hiçbir iletişime geçmediğini; hatalı olarak düzenlenen kesinleştirme şerhinin yok hükmünde olduğunu, şirketin feshi henüz kesinleşmemişken ve faaliyetini sürdürmesi gerekirken, bu hatalı uygulama nedeniyle adeta bitkisel hayattaki bir hasta halini aldığını belirterek, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 11/10/2022 tarihli ve …-E … sayılı kararının kaldırılmasına, bu doğrultuda … VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin unvanında yer alan “Tasfiye Halinde” ibaresinin kaldırılmasına, gerçeğe aykırı beyan içeren, 3. kişileri yanlış yönlendiren ve HMK’nın 350/2 ve 367/2 hükümlerini ihlal ederek kamu düzenine aykırılık yaratan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi kararının davalı kayıtlarından terkinine; TTK’nın 25. maddesi uyarınca şirketin feshine yönelik işlemleri denetleme görevi bulunan Ticaret Bakanlığı’na davanın ihbarına; TTK’nın 38. maddesi uyarınca gerçeğe aykırı beyanda bulunan ilgililerin re’sen cezalandırılmasına, şayet bu konuda mahkemece bir karar verilmesi mümkün görülmezse, ilgililer hakkında açacakları sorumluluk davası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sorumluluğunu da doğuracağından bu dilekçenin gerekli mercilere ihbarına; vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı cevap dilekçesi ile özetle; TSY’nın 39. maddesinde “İlgililer; tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak müdürlükçe verilecek kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde sicilin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilir. Mahkeme dosya üzerinde yapacağı inceleme sonucunda tescilin gerekli bulunduğu sonucuna varırsa tescilin yapılmasını müdürlüğe emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder.” hükmünün yer aldığını, mahkeme tarafından davacının yasal süresinde bu davayı açıp açmadığının belirlenmesi ve yasal süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; dava konusu “…” sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE … VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ hakkında fesih ve tasfiye istemli olarak İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada 27/02/2020 tarihli ara kararı ile şirkete tedbiren …’in yönetim kayyımı olarak atandığını, söz konusu kararın da 17/03/2020 tarihinde müdürlükleri tarafından tescil ve ilan edildiğini; yine İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarihli ara kararında, dava dışı ortaklara da duruşma gün ve saatinin tebliğ edildiğinin, duruşmaya gelen ortakların “şirketin devamında yarar bulunmadığını, zira; ortaklar arasında bir takım sorunlar yaşandığını, mahkemece resen görevlendirilecek bir kişi tarafından şirketin yönetilmesini istediklerini” ve dava dışı ortaklardan… ve ….’ün davaya “davacı tarafın yanında müdahil olarak katılmak istediklerini” bildirdiklerinin belirlendiğini, daha sonra, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2022 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, tasfiye memuru olarak da …’in atandığının bildirildiğini ve tasfiye memuru olarak atanan …’in kesinleşme şerhli mahkeme kararı ile tescil isteğinde bulunması sebebiyle mahkeme kararı gereği şirketin fesih ve tasfiyesinin tescil ve ilan işlemlerinin gerçekleştirildiğini; müdürlükleri tarafından kesinleşme şerhli mahkeme kararı gereği tasfiye memuru tarafından yapılan tescil isteği ile yapılan tescil ve ilan işlemlerinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, davacının, hukuka aykırı ve müdürlükleri aleyhine mesnetsiz ithamlarda bulunduğunu ve ortaklık ilişkisi içerisinde ileri sürülen iddia ve istemlere ilişkin olarak bu dava ile resmi bir sicil olan Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün “taraf” olarak gösterilmeye çalışıldığını belirterek, yasal süresinde açılmayan davanın süre yönünden reddine; yasal dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kayıtları, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası.
GEREKÇE ;
Dava; TTK’nın 34. maddesi gereğince İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kararına itiraz davasıdır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen yazı incelendiğinde; Bornova … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …ve Ticaret A.Ş.’nin adresinin “… Bornova/ İZMİR” olduğu, faaliyet durumunun “Tasfiye Halinde- 01/07/2022” olarak gözüktüğü, tasfiye memurunun … olduğu görülmüştür.
İhbar olunan T.C. Ticaret Bakanlığı vekili 11/11/2022 tarihli dilekçesiyle; İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce usul ve yasaya uygun olarak mahkemenin verdiği talimata dayalı olarak tescil işleminin gerçekleştirildiğini, davanın niteliği gereği 6102 sayıl TTK’nın 25. maddesi kapsamına girmediğini, bu nedenle davaya müdahil olunmasına gerek olmadığını, bu nedenle davaya müdahale isteklerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; davacısının …, davalısının … ve Tic. A.Ş. olduğu, davalı şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesinin istendiği, yapılan yargılama sonucunda davanın haklı görülerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği, taraflarca istinaf kanun yoluna gidilmediği ancak feri müdahiller … ve … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, bu başvurunun mahkememizin 10/05/2022 tarihli ek kararı ile “karara karşı tek başına istinaf yoluna başvurma haklarının bulunmadığı” gerekçesiyle “sıfat yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verildiği, bu aşamada mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı kararının 29/04/2022 tarihinde kesinleştirildiği, 10/05/2022 tarihli ek karara karşı feri müdahiller tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, yapılan başvurunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 07/09/2022 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile; “müdahale isteğinin kabulü durumunda feri müdahilin lehine katıldığı tarafla birlikte hareket edeceği ve davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edeceği, kararın lehine müdahale edilen taraf hakkında verileceği, müdahil hakkında karar verilemeyeceği, feri müdahilin de kararı ancak lehine katıldığı tarafla birlikte istinaf edebileceği, lehine müdahale edilen taraf istinaf yoluna başvurmazsa 6100 sayılı HMK’nın 68. maddesi uyarınca yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan feri müdahilin yalnız başına kararı istinaf edemeyeceği, davalı yanında davaya feri müdahil olarak katılan ve kararı istinaf eden feri müdahillerin kararı istinaf haklarının bulunmadığı” gerekçeleriyle istinaf başvurusunun usulden reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği, bu karara karşı da temyiz yoluna gidildiği görülmüştür.
Feri müdahil … vekilinin başvurusu üzerine davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 11/10/2022 tarihli yazı ile “İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı 18/02/2022 tarihli kararı ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği ve mahkeme kararı ekinde 29/04/2022 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhinin sunulduğu, kesinleşmiş mahkeme kararına ilişkin olarak müdürlükleri tarafından gerçekleştirilen tescil işlemlerinden herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı” bildirilerek isteğin reddine karar verilmiştir.
Yargılama esnasında davacı vekili tarafından mahkememiz heyeti reddedilmiş, 6100 sayılı HMK’nın 36 ve devam eden maddeleri gereğince yasal prosedür işletilmiştir. Reddi hakim (heyet) itirazını inceleyen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2023 tarihli, … D.İş Esas ve … D.İş Karar sayılı kararı ile isteğin reddine karar verilmiş, verilen karar 16/06/2023 tarihinde kesinleşmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 32. maddesinde; “(1) Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. (2) Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. (3) Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır. (4) Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını veya aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır.” düzenlemesine; “İtiraz” başlıklı 34. maddesinde; “(1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler. (2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 32. maddesi gereğince Ticaret Sicil Memuru tescili istenen hususların kanuna uygunluğunu resen denetlemek zorundadır. Ticaret Sicil Memurunun görevi; sadece tescil işleminden ibaret olmayıp, inceleme görev ve yetkisi kapsamında tescili zorunlu veya uygun olan hususlara ilişkin hukuki ve fiili durum araştırması yapmayı da içermektedir. Ticaret Sicil Memuru tescili istenilen hususun; kanuna ve ana sözleşmeye uygunluğunun denetimi yanında gerçeğe uygunluğunu ve kamu düzenine aykırı olup olmadığını da resen denetlemelidir. Yapılacak denetim sonucunda çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine TTK’nın 32/4. maddesi uyarınca geçici olarak tescil olunabilmektedir.
İncelenen belgeler ve yasal mevzuat çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda; TTK’nın 32. maddesi gereğince sicil müdürünün tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını inceleme yükümlülüğü bulunmakla beraber, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün davaya konu işleminin dayanağının mahkememizin kesinleşen 18/02/2022 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararı olması karşısında işlemde herhangi bir hukuka aykırılığın söz konusu olmadığı kanaatine ulaşıldığından, yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin olarak alınan 80,70 TL harcın düşülmesi ile kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2023
Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza