Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/90 E. 2023/34 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/209
KARAR NO : 2022/1104

ASIL DAVADA;
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 01/02/2010

BİRLEŞEN İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS VE … KARAR SAYILI DAVASINDA;

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı maddelerine göre)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülen davanın ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı … ile davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı … hakkında İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün …, …, … sayılı dosyalarında … tarihinde … TL alacağın, davalı şirket hakkında ise; İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı dosyalarında … tarihinde … TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, takiplerin kesinleştiğini, bu takip dosyalarında borçlular adına ve müvekkilinin alacağının tahsiline yeter miktarda haczi kabil mal varlığı bulunamadığını, davalı …’in kasıtlı olarak mal varlığını eksilttiğinin anlaşıldığını, haciz tutanaklarının İİK’nın 105/2 maddesi gereğince geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunu, davalı …’in sahibi olduğu … numaralı dükkan niteliğindeki bağımsız bölümü 30.000,00 TL bedelle davalı …’a … tarihinde sattığını, diğer davalı şirketin de sahibi olduğu … Mevkiinde bulunan tapuda … ada … parsel numarada kayıtlı … numaralı bağımsız bölümün … TL bedelle davalı …’e … tarihinde sattığını, davalıların bu işlemlerinin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, taşınmazların devir bedellerinin gerçek değerlerinin çok altında olduğunu, bu taşınmazların müvekkilinin alacağının doğumundan sonra hacizden kısa süre önce gerçekleştirildiğini, devrin taraflarının aynı sokakta oturan kapı komşusu kişiler olduğunu, bunun da alacaklıya zarar verme kastını ve kötü niyeti ortaya koyduğunu belirterek, davaya konu taşınmazların davalılar arasındaki satımlarına ilişkin tasarrufların İİK’nın 277 ve devamı maddeleri ile BK’nın 18. maddesi gereğince müvekkili yönünden iptaline ve müvekkiline söz konusu taşınmazlar üzerinde tapu kayıtlarının tashihine yer olmadan cebri icra yapabilme yetkisinin verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı …’den alacaklı olduğunu, davalı … hakkında İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün …, …, … sayılı dosyalarında … tarihinde … TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, takiplerin kesinleştiğini, bu takip dosyalarında borçlular adına ve müvekkilinin alacağının tahsiline yeter miktarda haczi kabil mal varlığı bulunamadığını, davalı …’in kasıtlı olarak mal varlığını eksilttiğinin anlaşıldığını, haciz tutanaklarının İİK’nın 105/2 maddesi gereğince geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunu, davalı …’in sahibi olduğu … parsel numarada kayıtlı … numaralı dükkan niteliğindeki bağımsız bölümü … TL bedelle davalı …’a … tarihinde sattığını, yine davalının … Köyü’nde bulunan tapuda …parselde kayıtlı … numaralı büro niteliğindeki bağımsız bölümü … tarihinde … TL bedelle davalı …’a sattığını, …Mahallesi’nde bulunan tapuda … parselde kayıtlı tarla niteliğindeki taşınmazını … tarihinde
… TL bedelle davalı …’e sattığını, … Mahallesi’nde bulunan tapuda … parselde kayıtlı … numaralı mesken niteliğindeki taşınmazını … tarihinde … TL bedelle davalı …’e sattığını, davalıların bu işlemlerinin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, taşınmazların devir bedellerinin gerçek değerlerinin çok altında olduğunu, bu taşınmazların müvekkilinin alacağının doğumundan sonra hacizden kısa süre önce gerçekleştirildiğini, devrin taraflarının aynı sokakta oturan kapı komşusu kişiler ve akraba kişiler olduğunu, bunun da alacaklıya zarar verme kastını ve kötü niyeti ortaya koyduğunu belirterek, davaya konu taşınmazların davalılar arasındaki satımlarına ilişkin tasarrufların İİK’nın 277 ve devamı maddeleri ile BK’nın 18. maddesi gereğince müvekkili yönünden iptaline ve müvekkiline söz konusu taşınmazlar üzerinde tapu kayıtlarının tashihine yer olmadan cebri icra yapabilme yetkisinin verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı bankanın lehine kredi tahsis ettiği diğer davalı …’e ve sahibi olduğu … Bil. Tur. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait iki adet taşınmaz üzerinde ipotek kurduğunu, dolayısıyla dava konusu alacağı garanti altına aldığını, bu ipoteklerin 1. dereceden ipotekler olduğunu, davacı banka tarafından bu ipotekler nedeniyle İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün … ve …sayılı dosyalarında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler yapılmış olması nedeniyle davacının alacağını öncelikle ipotekli taşınmazların satış bedellerinden karşılaması gerektiğini, sunulan haciz tutanağının geçici aciz belgesi olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle dava şartının oluşmadığını, müvekkilinin diğer davalı …’den dava konusu taşınmazı … TL bedelle satın aldığını ve ödemeleri yaptığını, satışın gerçek bir satış olduğunu, makbuzlarının bulunduğunu, taşınmazın bulunduğu mevkinin kötü olması, taşınmazın büro niteliğinde, küçük ve bakımsız olması nedeniyle değerinin yüksek olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalılar … ve … Bil. Yaz. San. ve Tic. Ltd. ve Şti. vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilleri tarafından davacı lehine 1. dereceden ipotekler verildiğini, davacı tarafından hem ipotek yoluyla hem de ilamsız icra takibi yapıldığını, ipoteklerin birinci dereceden olduğunu, ipotekli taşınmazların kıymet takdirlerinin davacı alacağını fazlasıyla karşıladığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde ipoteklerden bahsetmeyerek alacağının güvende olmadığı, aciz vesikası aldığı izlenimini uyandırmaya çalıştığını, sunulan haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi olarak nitelendirilemediğini, borçlunun adresten ayrılmış bulunması nedeniyle haciz yapılamadığına ilişkin olarak düzenlenen haciz tutanaklarının Yargıtay kararlarına göre geçici aciz belgesi olarak kabul edilemeyeceğini, taşınmazların bedelinin düşük gösterildiği yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, taşınmazların bulunduğu mevkinin kötü olması, bir kısım taşınmazların büro niteliğinde bulunması, taşınmazlardan bir diğerinin üzerinde 1. dereceden ipotek bulunması nedeniyle taşınmazların bedellerinin çok yüksek olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada dava dilekçesi diğer davalı …’e usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak bu davalı davaya cevap vermemiştir.

Birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili tarafından davacı lehine 1. dereceden ipotekler verildiğini, davacı tarafından hem ipotek yoluyla hem de ilamsız icra takibi yapıldığını, ipoteklerin birinci dereceden olduğunu, ipotekli taşınmazların kıymet takdirlerinin davacı alacağını fazlasıyla karşıladığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde ipoteklerden bahsetmeyerek alacağının güvende olmadığı, aciz vesikası aldığı izlenimini uyandırmaya çalıştığını, sunulan haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi olarak nitelendirilemediğini, borçlunun adresten ayrılmış bulunması nedeniyle haciz yapılamadığına ilişkin olarak düzenlenen haciz tutanaklarının Yargıtay kararlarına göre geçici aciz belgesi olarak kabul edilemeyeceğini, taşınmazların bedelinin düşük gösterildiği yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, taşınmazların bulunduğu mevkinin kötü olması, bir kısım taşınmazların büro niteliğinde bulunması, taşınmazlardan bir diğerinin üzerinde 1. dereceden ipotek bulunması nedeniyle taşınmazların bedellerinin çok yüksek olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İzmir 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı bankanın lehine kredi tahsis ettiği diğer davalı …’e ve sahibi olduğu … Bil. Tur. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait iki adet taşınmaz üzerinde ipotek kurduğunu, dolayısıyla dava konusu alacağı garanti altına aldığını, bu ipoteklerin 1. dereceden ipotekler olduğunu, davacı banka tarafından bu ipotekler nedeniyle İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün … ve …sayılı dosyalarında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler yapılmış olması nedeniyle davacının alacağını öncelikle ipotekli taşınmazların satış bedellerinden karşılaması gerektiğini, sunulan haciz tutanağının geçici aciz belgesi olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle dava şartının oluşmadığını, müvekkilinin diğer davalı …’den dava konusu taşınmazları … TL ve … TL bedelle satın aldığını ve ödemeleri yaptığını, satışın gerçek bir satış olduğunu, makbuzlarının bulunduğunu, taşınmazın bulunduğu mevkinin kötü olması, taşınmazın büro niteliğinde, küçük ve bakımsız olması nedeniyle değerinin yüksel olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında diğer davalı …’e usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak bu davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER ;
İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün …, … ve … sayılı takip dosyaları, İzmir 9. İcra Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava dosyası, aile nüfus kayıtları, tanık anlatımları, tapu kayıtları ve resmi senetler, keşif ve bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE ;
Dava ve birleşen dava; İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Asıl davada ve birleşen davada davacı temlik alan … Varlık Yönetim A.Ş. vekili … ve … tarihli dilekçeleri ile; hem asıl davadan hem de birleşen davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davacı temlik alan … Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davadan ve birleşen davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Birleşen davada davalı … … havale tarihli dilekçesi ile; davadan feragat edilmesi halinde…ve … Esas sayılı dosyalar için vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin bulunmadığını bildirmiştir.

Asıl davada davalı … vekili … tarihli dilekçesi ile; davacı tarafın davadan feragat etmesi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalı … vekili … havale tarihli dilekçesi ile; davacı tarafın davadan feragat etmesi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalı … … tarihli dilekçesi ile; davadan feragat durumunda yargılama gideri ve vekalet ücreti isteğinin bulunmadığını belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “; 311. maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309. ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından ve etkisini de onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğuracağından, asıl davada ve birleşen davada davacı temlik alan vekilinin her iki davadan da feragat etmiş olması nedeniyle davanın ve birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;

1-Asıl davanın ve birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Asıl davada ve birleşen davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Asıl davada ve birleşen davada Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken toplam harç 53,80 TL’den her iki dava için 107,60 TL olduğundan, tamamlama harcı olarak alınan 14.054,78 TL harçtan alınması gereken 107,60 TL harcın ve tefrik edilen dosya için yatırılan 2.287,99 TL harcın düşülmesi ile kalan 11.659,19 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Asıl davada ve birleşen davada davalı taraflarca vekalet ücreti isteğinde bulunulmamış olması nedeniyle davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

Dair; asıl davada ve birleşen davada davalı … vekilinin yüzüne karşı, asıl davada ve birleşen davada davacı vekilinin ve diğer davalıların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. …

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza