Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/898 E. 2022/855 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/898
KARAR NO : 2022/855

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 21/10/2022
KARAR TARİHİ : 21/10/2022

Mahkememizde açılan davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda;
İDDİA ;
Davacı dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin,… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “…-…” sicil numarasında kayıtlı olduğunu, şirketin tek pay sahibinin … olduğunu, müvekkili şirketin, …’ın babası …’a 3.078.954,98 TL borcunun bulunduğunu, bu borcun 787.600,00 TL’sinin müvekkilinin …’a olan kira borcundan, 2.291.354,98 TL’sinin müvekkilinin …’a olan çeşitli nakdi borçlanmalarından kaynaklandığını, …’ın, müvekkiline 15.148,23 TL tutarında borcunun bulunduğunu, …’ın müvekkiline olan borcunun, müvekkilinden olan alacağından mahsup edildikten sonra kalan tutar olan 3.063.806,75 TL’nin müvekkilinin sermayesine ekleneceğini; bu yolla …’ın müvekkili şirkette paydaş olacağını, … Ticaret Odası’nın anonim şirketlerde sermaye artırımının tescili için istenen belgeler konusundaki açıklamalarına göre artırılan sermayenin ortağın şirketten olan nakdi alacağının sermayeye eklenmesi yolu ile karşılanması halinde YMM ya da SMMM raporu yahut denetime tabi şirketlerde denetçinin bu tespitlere ilişkin raporunun getirilmesi gerektiğini, sunulan raporda da bu alacağın nakdi borçlanmadan kaynaklandığının açıkça belirtilmesi gerektiğini, bunun dışında kalan ortakların alacakları bakımından yapılacak tespitin ise 6102 sayılı TTK’nın 343. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesince atanan bilirkişilerce hazırlanacak rapor ile belirlenebileceğini belirterek, mahkememizce atanacak bilirkişiler aracılığıyla …’ın müvekkili şirketten olan alacağının değerinin biçilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; TTK’nın 343 ve devamı maddeleri gereğince tespit davasıdır.
Ayni sermaye olarak konabilecek mal varlıkları TTK’nın 342. maddesinin birinci fıkrasında belirtilmiştir. Bu maddede; “Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, mal varlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı kanunun 343. maddesinde ise; “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342. maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular (…) ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; anonim ve limited şirketlerde sermaye olarak, nakdi ve ayni sermaye konulabilir. Sermaye olarak getirebilen malvarlığı unsurları; nakdi olarak para, ayni olarak ise alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, fikri mülkiyet hakları, taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, ticari işletmeler, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar ile devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değerdir.
Somut olay yönünden değerlendirme yapıldığında; davacı vekili “müvekkili davacı şirketin artırılacak sermayesinin şirkete paydaş olacak …’ın şirketten olan alacağının sermayeye eklenmesi yolu ile karşılanacağını” belirtmiştir. Her ne kadar 6102 sayılı TTK’nın 342/1 maddesi gereğince anonim ve limited şirketlere nakdi sermaye koyma imkanı var ise de; dava dilekçesine göre karşılıklı mahsup sonucu dava dışı …’ın şirketten alacaklı olduğu bildirilen tutar kesin olmadığından, diğer bir anlatımla varlığı ileri sürülen bu alacak mahkememizce çekişmeli olarak nitelendirildiğinden, alacağın varlığına ve miktarına ilişkin bir belge sunulmadığından, esasen bu alacağın davacı şirket nezdinde, mahkememiz aracı kılınmaksızın belirlenmesi de mümkün olduğundan, yerinde görülmeyen ve koşulları bulunmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2022

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır