Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/849 E. 2023/64 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/849
KARAR NO : 2023/64
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
G. KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Borçlu şirket hakkında İzmir …. İcra Dairesi … esas sayılı dosya numarası ile açmış oldukları icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazların haksız olduğunu, davalı ile müvekkili arasında ticari iş ilişki mevcut olduğunu, müvekkilinin davalıya yayın sattığını, yapmış olduğu satışlara ilişkin faturalar düzenlendiğini, taraflar arasında oluşan cari hesap nedeniyle davalı tarafın borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı hakkında İzmir …. İcra Dairesi … sayılı dosyasıyla 297.553.19 TL tutarında asıl alacaktan kaynaklanan bakiye miktarın tahsili amaçlı genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının, icra takip dosyasına asıl alacak olan cari hesaptan kaynaklı ana para borcu olan 297.553.19 TL’yi … tarihinde müvekkiline haricen ödediğini, dosyaya da itiraz da bulunduğunu, takip dosyasından kaynaklı vekalet ücreti ve ferilerin de ödenmediğini, davalı, itirazında müvekkil işirkete borcu olmadığından bahisle borca itiraz ettiğini, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/895 E. 2022/1288K. Sayılı kararında icra takibinin başlatıldığı gün yapılan ödeme takipten önce yapılan ödeme olarak kabul edilmeyecek olup takibin haklı olması nedeniyle toplam borç üzerinden icra veklaet ücreti ve takip masraflarından sorumlu olduğunu, taraflarınca İzmir Arabuluculuk Bürosu … Arabuluculuk dosya no ile arabuluculuğa başvurulmuş olup davalı taraf ile düzenlenen arabuluculuk görüşmelerinde anlaşılamadığını, açıklanan nedenlerle borçlunun İzmir …. İcra Dairesi … esas sayılı dosyasında yaptığı borca ve icra takibine itirazının iptaline, % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;Davacının dava dilekçesinde ifade ettiği üzere davalı ile davacının arasında yazılı bir bayilik sözleşmesi mevcut olduğunu, bayilik sözleşmesi gereği ticari ilişkinin … tarihleri arasını kapsadığını, tarafların görüşmeleri sonucu sözleşmenin bir yıl daha uzatıldığını, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşmenin ilk yılında da var ise de ikinci yılda davacının sözleşmeyi her yönü ile ihlal ettiğini ve sözleşmenin yayıncı müvekkili tarafından çekilmez hal aldığını, buna ilişkin karşılıklı e mail yazışmaları yapıldığını ve sözleşmenin bitirilmesi yoluna girildiğini, bayilik sözleşmesi gereği tarafların, ticari ilişkideki ödeme konularını da yazılı hale getirdiklerini, buna ilişkin olarak yıl içinde verilecek sipariş miktarı için bayiden bedel belirlemesi istendiğini, kambiyo evrakı tedariki sağlandığını, iskonto oranları belirlendiğini ve numune kitap oranları ve gerek numune kitap gerekse satışı gerçekleşecek kitapların nakliyesine ve nakliyenin kim tarafından ödeneceğine ilişkin düzenlemelere yer verildiğini, buna ilişkin kargo faturaları ve teslim fişlerini dilekçe ekinde sunduklarını, davacı taraf örnek kitap olarak gönderilen bir palet malı teslim fişlerine göre teslim almalarına rağmen önce teslim almadıklarını iddia ettiğini, ardından da malları zayi ettiklerini bildirdiğini, özetlemek gerekirse taraflar arasındaki ürünlerin satışlarının taahhüt edilen miktarlarda yapılmıyor olmasından, sözleşme gereği örnek kitap olarak gönderilen kitapların tesliminin ancak teslim konusundaki zayi edilme ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile bayilik sözleşmenin bitirilmesi ve bu konuda hesap mutabakatı yapılması sırasında müvekkile … tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, müvekkilinin davacıya … tarihinde sözleşme gereği %10 iskonto bedeli olarak 29.750,00.-TL.sı bedelli fatura kestiğini, … tarihinde 267.804,00.-TL’lik havale yaptığını, … tarihinde tebellüğ ettiği takibe … tarihinde itiraz ettiğini, takip tarihi … tarihi olup, cari hesap ekstresi incelenecek olursa hesap mutabakatının sağlanmadığının sabit olduğunu, buna ilişkin olarak cari hesap ekstresini sunduklarını, TTK. 94. Maddesi gereği; hiçbir hesap mutabakatı olmadan yazışmalardan ve cari hesap ekstresinden sabit olacağı üzere bakiye her iki taraf için de kabul edilmeden, iadeli taahhütlü mektup ya da noter kanalı ile çekilen ihtarname bir yana e mail yazışması bile yapılmadan bir aylık süreye uyulmadan, görüşmeler devam ederken, yapılan takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilin, takibi dahi henüz almamışken ödeme yaptığını, müvekkilinin hesap mutabakatı yapılması aşamasında tarafların karşılıklı olarak birbirlerine ödemesi gereken bakiye hesabın çıkartılması sırasında aleyhine sözde icra takibi başlatılması nedeni ile borçlandırılmak istendiğini ancak müvekkilinin aleyhine başlatılan takibinin hukuki hiçbir dayanağı olmadığı için yok hükmünde olduğunu, sayın Mahkeme aksi kanaatte ise bu takdirde icra takibine konu vekalet ücreti hesabı tam vekalet ücreti hesabı şeklinde olamayacağını, borçlu olunduğu kabul anlamında gelmemek kaydı ile yapılan ödeme takipten sonra tebligattan önce olduğundan vekalet ücreti hesabının masraf hesabı ½ hesaplama ile yapılması gerektiğini, ayrıca %20 icra inkar tazminatı ise asıl alacağa talep edilecek bir kötü niyet tazminatı olup, ortada asıl alacak olmadığından inkar tazminatı istemenin de hukuken imkanı olmadığını, TTK 94. Maddesi gereği müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin yasal dayanağı olmadığından davanın reddine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil … tarihli celsedeki ifadesinde; “Davacı şirket ile aramızda bayilik sözleşmesi mevcuttur. Ben nartest yayıncılığın sahibiyim . Davacı şirket bizi bularak kitap yayınlarımızı satmak istedi. Aramızda bayilik sözleşmesi imzaladık. Bu sözleşme uyarınca davacı şirket kitap bedellerini çek ile ödüyordu. Yine davacı şirketin satacağı kitap sayısını davacı şirket kendisi belirliyordu. Sözleşmede örnek kitaplara ilişkin ve iade prosedürü ile ilgili hükümlere davacı şirketin aykırı davranması nedeniyle sözleşmenin iptali sürecine girdik. Bu süreçte cari mutakabat sağlansın diye kitapların iadesine ilişkin iade faturalarının düzenlenmesi ve ellerinde kalan kitapların iadesi gerekiyordu. Ancak davacı şirket gerek iade faturalarının düzenlenmesi ve aldığı kitapların iadesi konusunda gecikmesi nedeniyle mutabakat sağlanamadı. Bayilik sözleşmesinin iptaline neden olan davacı eylemi ise sözleşme gereği davacı şirkete verilen örnek kitapların davacı şirket tarafından kaybedilmesi ve amaçlanan şekilde kullanılmamış olmasıdır. Karşılıklı mahsuplaşma için yazışmalar devam ederken en son davacı şirketin düzenleyeceği başka bir iade faturası ve itirazı bulunup bulunmadığını sorduk, bunun için süre verdik ancak süre sonunda davacı şirket tarafından cevap verilmeyince örnek kitap bedelini fatura ettik. Kendi defter ve muhasebe kayıtlarımıza göre mahsuplaşmaları yaptık ve davacı şirketin hesabına 267.804,00-TL. olarak çıkan alacağını yatırdık. Ancak biz bu bedeli yatırdıktan sonra davacı şirket tarafından iade faturası kesilmeye devam edildi ve takip başlatıldı dedi. Dolayısıyla cari hesaplaşma ve karşılıklı mutabakat sağlanmadan davacı şirket hakkında icra takibi başlatmıştır. Ben bu hususa itiraz ediyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine, cari hesap bakiyesine dayanılarak, 297.553,19 TL asıl alacak için, ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilin … tarihli dilekçesi ile borçlunun alacaklıya ödeme yapması nedeniyle cari hesap borcu bulunmadığını, asıl alacağa, faize ve ferilerine borca itiraz ettiği, itiraz üzerine icra müdürlüğünce alınan kararla takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Esnaf/Tacir Araştırması: Davalı tarafın gerçek kişi olması nedeniyle esnaf/tair olup olmadığının tespiti için yazılan yazılara verilen cevaplardan; İzmir ticaret siciline kayıtlı olmadığı, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın üyesi olduğu, bilanço usulüne göre defter tuttuğu, gayrisafi milli hasılasının 2.173.643,97 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dava; bayilik sözleşmesi kapsamında kitap yayını alımından kaynaklanan bakiye açık hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hakk düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davalı gerçek kişi yönünden tacir olup olmadığına dair araştırma yapılmış, bilanço usulüne göre defter tuttuğu, gayrisafi milli hasılatının 2.173.643,97 TL ve 1. sınıf tacir olduğu tespit edildiğinden tacir sıfatını haiz olduğu, davacı tarafın ise TTK’da sayılan şirketler arasında yer aldığı görülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşılmakla mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı yayıncı ile davacı bayi arasında imzalanan 22.02.2020 tarihli “Nartest Bayilik Sözleşmesi” nin, TTK’nnu 89.vd maddelerinde düzenlenen cari hesap sözleşmesi niteliğinde bulunup bulunmadığı, buna göre yapılan takibin usulüne uygun olup olmadığı, davalının takip tarihinden sonra, ödeme emrinin tebliğinden önce davalı tarafından takip konusu borcun haricen davacıya ödenmesi karşısında icra masrafları, icra vekaletücreti ve icra inkar tazminatından sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukukî sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz.
Yapılan bu açıklama çerçevesindetaraflar arasındaki Nartest Bayilik Sözleşmesi hükümleri değerlendirildiğinde, sözleşmede davacı bayi ve davalı yayancının aralarındaki ticari yayın satış ilişkisinden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin hiçbir düzenlemenin yer almadığı, TTK’nun 89. Maddesi anlamında taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, tarafların bayilik sözleşmesi uyarınca aralarındaki ticari ilişkiyi açık hesap ilişkisi olarak devam ettirdikleri, dolayısıyla taraflar arasında TTK’nun 89. Maddesine uygun bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, TTK’nun 89 vd maddelerindeki cari hesapa ilişkin düzenlemelerin somut olaya uygulanamayacağı, davacı bayinin açık hesaptan kaynaklanan alacağı için her zaman icra takibi başlatabileceği, TTK’nun 97. Maddesinde cari hesap sözleşmesi için öngörülen bütünlük ilkesinin taraflar arasındaki azcık hesap ilişkisine uygulanması mümkün olmadığından davalı vekilinin takibin usulsüz olduğu yönündeki itirazı yerinde bulunmamıştır.
Davalı borçlu hakkında icra takibinin … tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin … tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce takip tarihinden sonra … tarihinde asıl alacak tutarının tamamını ödediği anlaşılmış olup, davacı vekili icra takip giderleri ve icra vekalet ücreti yönünden itirazın iptalini talep etmiştir. Borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç tamamen ödenmiş ise de itiraz sonucu takip tamamen durmuş olup, icra giderleri, vekalet ücreti ve faiz vs. yönünden duran takibin devamı için itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar vardır. Takip talebindeki feri taleplere ilişkin hesaplamalar kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/20126 esas, 2018/1165 karar sayılı emsal ilamı) Bu durumda mahkememizce davaya konu borç fer’ileri ile ilgili rakam ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemlerinden bahisle itirazın iptali ve takibin devamına, asıl alacak davadan önce ödenmekle takibin fer’ileri dışında bakiye alacak da bulunmadığından somut olayda icra inkar tazminatına hükmedilecek bir matrahın da olmadığı gözetildiğinde icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalı borçlunun, İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın, asıl alacağa takip tarihinden, ödeme tarihi olan … tarihine kadar işletilecek avans faizi, takip giderleri ve icra vekalet ücreti yönünden iptali ile bu istekler yönünden takibin devamına,
2-Yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteğinin REDDİNE,
3- Alınması gereken 179,90 TL maktu harca, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç, 54,00 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 226,90 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5- Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır