Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/826 E. 2023/169 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/826
KARAR NO : 2023/169

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile aralarında taşıt sözleşmesi bulunduğunu ve şirkete ait taşıtın davalı şirketin ünvanı altında kullanıldığını, davalı şirketce 29/06/2022 tarihinde şirketin cari hesabında 100.929,37 TL bakiye olduğu bildirilmiş olup, müvekkil şirketçe belirtilen miktarda mutabık olunduğunu, davalı aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğünün … esas sayısı ile icra takibi başlatıldığını ve başlatılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz edilip takibin durduğunu, yasal zorunluluk gereği İzmir Arabuluculuk Bürosu … sayılı dosyası ile 16/09/2022 tarihinde görüşme sağlandığını fakat buradan da sonuç alınamadığını, bu nedenle davanın kabulü ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında taşıt kira sözleşmesi bulunduğunu, bu nedenle mülkiyeti davacıya ait olan ….. ve ………. plakalı araçların şirket bünyesinde çalıştığını fakat ……… ve … plakalı araçların kazaya karıştığını ve bu kazalara ilişkin davalar açıldığını, bu davalara istinaden şirketin davalı gösterildiğini ve davacı şirketin taraf olarak yer almadığını, davacı yan tarafından Antalya 10. Noterliği’nin 21/07/2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cari hesap mutabakatına konu alacağın ödenmesine ilişkin ihtarnamenin keşide edildiğini buna karşın da İzmir ……… Noterliği’nin 27/07/2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yanıt verildiğini, akabinde şirketçe yapılan ödemelere istinaden yansıtma fatura düzenlenip davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirket tarafından Antalya 10. Noterliği’nin 24/08/2022 tarih ve ………. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturanın iade edildiğini, her ne kadar gönderilen fatura içeriğinin bilinmediğinden bahisle iade edildiği belirtilse de faturanın dayanağı olan ödeme dekontunun gönderilen ihtarnamenin ekinde bulunduğunu ve yukarıda bulunan nedenlerle davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: İzmir 13. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden eklenmiştir.
** Davacı vekilinin davalı ile aralarında yapılan sözleşme örneğini beyan ettiği görüldü.
** Davacı vekilinin delil dilekçesi sunduğu görüldü.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında bulunan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan takibe yapılan İtirazın İptali davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında imzalanan 11/03/2020 tarihli ” Taşıt Sözleşmesi”nin akdedildiği, davacı tarafından davalı aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığı, davalının sözleşmeye ve sözleşmedeki imzaya itiraz etmediği, icra takibine konu yapılan sözleşmenin bir kira sözleşmesi olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. Maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır