Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/821 E. 2023/127 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/821 Esas
KARAR NO : 2023/127

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça, davacı tarafın aleyhine 19/08/2022 tarihinde İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 1.500,00 TL miktarlı 13/10/2019 tanzim tarihli, 30/04/2020 vade tarihli senet dayanak gösterilerek kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibe ilişkin ödeme emrinin 08/09/2022 tarihinde muhatabın bizzat kendisine tebliğ edildiği, tebligat zarfının üzerine yazılmış olsa da ödeme emrini kendisi tebliğ almadığını, tebligat zarfının ve senet üzerindeki imzaların da davacı tarafa ait olmadığını, davacı tarafın, davalı tarafa böyle bir borcu veya borç ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin davacı tarafa usulüne aykırı bir şekilde tebliğ edildiğini, bu hususun davacı tarafın mahkeme huzurunda ıslak imzalarının alınıp bilirkişi marifetiyle tebligat zarfındaki imza ile mahkeme tarafından alınan imza örneklerinin karşılaştırılması ile tebligat üzerindeki imzanın davacı tarafa ait olmadığını ve ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiğinin ortaya çıkacağını, bu nedenle senet üzerindeki imzaların davacı tarafa ait olmadığından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunacaklarını, davaya konu senet üzerindeki olan davacı tarafın T.C. Kimlik numarası da yanlış yazıldığını, davacı tarafın T.C. Kimlik numarasını yanlış yazması gibi bir durumun hayatın olağan akışına aykırı olacağını, senet üzerindeki imzayı davacı tarafın atmamış olması, senet üzerindeki bilgilerin de davacı tarafından doldurulmadığının, davacı tarafın, davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı gibi davalı adına tanzim edilmiş bir senedi de bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafın, davalıya karşı borçlu olmadığının kabulü ile İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerden dolayı davalının açmış olduğu icra takibinin haksız olması nedeniyle, mahkemece gerekli tedbir kararının verilmesini, verilmemesi halinde davacı tarafından meydana gelmesi kaçınılmaz olan zararlar olacağından, mahkemece takibin öncelikle teminatsız durdurulmasını, mahkeme aksi kanaatte ise alacağın %115’nin teminat olarak yatırılması halinde ise icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu tarafından açılan davanın haksız olduğunu, dava dilekçesinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafça 13/10/2019 tanzim tarihli, 30/04/2020 vade tarihli senete dayanarak, kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın, davacı taraf ile ticari bir ilişkisinin bulunmayıp, davacı tarafı da tanımamakta olduğunu, takibe konu senedin … tarafından ciro edilerek davalı alacağının karşılığı olarak verildiğini, davacı takibe ve imzaya itiraz ettiğini, ancak her nedense senet alacaklısı …’ten hiç bahsetmemiş olduğunu, halbuki davaya konu senedin cirolayarak, borcu karşılığında, davalı tarafa veren …’in olduğunu, bu nedenle …’in davaya dahil edilmesi gerektiğini, davaya konu takibe ilişkin dosya borcunun 21/10/2022 tarihinde … tarafından, taraflarına ödendiğini, yine aynı gün davalı tarafça icra dosyasına haricen tahsil bildiriminin yapılmış ve dosyanın Uyap’tan kapatılmasını talep ettiklerini, bu nedenle dava konusuz kaldığını, davacının bu davaya devam etmesinden herhangi bir hukuki yarar sağlayamayacağını, bu nedenlerden dolayı haksız olarak ikame edilmiş, hiçbir dayanağı bulunmayan ve somut delil içermeyen davanın reddine karar verilmesini, kötü niyetle hareket eden davacı tarafın, %20’den aşağı olmamak üzere ve açık kötü niyetinden dolayı, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
İzmir 8. İcra Dairesi’nin … İcra dosyasının UYAP sistemi üzerinden çıkartılarak dosya içerisine alınmıştır.
GEREKÇE :
Dava, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacı tarafın davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Öncelikle uyuşmazlığa konu menfi tespit davası ve kötü niyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edebilir ve itiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir.
Diğer hâlde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması hâlinde borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir (İİK. m. 72/2).
Alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür (İİK. m. 72/3). Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez H., Atalay O., Özkan, M. S., Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156-164).
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 72. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan şekilde menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmünü içermektedir.
05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 2004 sayılı İİK’nın 72/5. fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” olarak değiştirilmiştir.
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olmasıdır (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku, 2006, s. 334, 335).
Başka bir ifadeyle; İİK’nın 72. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacının üzerindedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Menfi tespit davasına konu edilen bir adet kambiyo senedinin borçlusu …, lehtarı … yazılmak suretiyle keşide edilmiş, sonrasında davalı alacaklıya ciro edilmiştir.
Davalı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davaya konu takibe ilişkin dosya borcunun 21.10.2022 tarihinde … tarafından ödendiği belirtildiğinden İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına müzekkere yazılmış olup müzekkere cevabında; 4.311,52 TL … adına dosyanı … tarafından ödendiği, dosyanın haricen tahsil ile kapatılmış olduğunun belirtildiği anlaşıldığından davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ” Davacının İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine” yönelik açılan davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Peşin alınan 80,70 TL harçtan maktu harç tutarı olan 179,90 TL’nin mahsubu ile 99,20 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.’nin 6. Maddesi de nazara alınarak 2.311,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK.’nın 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının gerekçeli karar tebliğ masraları düşüldükten sonra ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulün anlatıldı. 20/03/2023

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza