Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/780 E. 2023/233 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/780
KARAR NO : 2023/233

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Davalının iddialarının aksine Sigorta şirketinin şubesinin bulunduğu tüm mahkemelerin yetkili mahkeme olduğunu, davalı şirketin Ege Bölge Müdürlüğünün “…, … Cd. No:… Kat:…, … …/İzmir” adresinde yer aldığını, işbu davada İzmir mahkemelerinin yetkili mahkeme olduğunu, 06/01/2022 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketinde … nolu poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunan … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 tam ve asli kusurlu olduğu iş bu kaza neticesinde, müvekkiline ait … plakalı aracın hasara uğradığını, kusurlu aracın ZMMS (trafik) poliçesi tanzim eden davalı … Sigorta A.Ş.’ ne ihbarda bulunulduğunu ve sigorta tarafından hasar dosyası açıldığını, hasarlı parçaların eşdeğer parça olarak yenisi ile değiştirildiğinin servis yetkilisinin beyanından öğrenildiğini, sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını, ancak işbu ödemenin müvekkilinin gerçek hasar bedelini karşılamamakta olup, taraflarınca sigorta şirketinin aldığı ekspertiz raporu kabul edilmediğinden şirket ve müvekkilinin uzlaşamadıklarını, davalı ile aracın onarım bedeli konusunda anlaşamayan müvekkili tarafından, sigorta eksperi atandığını, hasar raporu oluşturulduğunu, müvekkiline ait araçta hasar ekspertiz raporunda da görüleceği üzere yaklaşık 106.827,79-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiğini, bu uzman görüşü ile birlikte tarihinde davalı sigorta şirketine mail ile yazılı başvuruda bulunulduğunu fakat sonuç elde edilemediğini, arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplerle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, HMK 107. madde uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davada mahkemece toplanacak deliller ışığında dava değerinde artırım yapılacak olup, trafik kazasında davacının aracında oluşan şimdilik harca esas değer olarak 500,00.-TL (KDV Dahil) hasar bedelinin temerrüt tarihinden (hasarı ret tarihi) itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri (1.180,00-TL hasar eksper raporu ücretinin de ilavesiyle) ve avukatlık ücretiyle karşı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, belirsiz alacak davası açmada başvuranın hukuki yararının bulunmadığını, başvuru konusu kazanın kurgu sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığını, itirazları baki kalmak kaydıyla; hasar bedelinin Genel Şartlara göre hesaplanması gerektiğini, hasar gören parçanın onarımının mümkün olup olmadığının, mümkün ise onarılmasının, değil ise eşdeğeri parça ile değiştirilmesinin, bu da mümkün değilse ancak yenisi ile değiştirilmesi durumlarının değerlendirilerek hasar miktarının tespitinin gerektiğini, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca, müvekkili sigorta şirketinin KDV’den sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin aracını onarırken KDV ödediğini ispatlaması ve yansıtma faturası kesmesi gerektiğini, zira KDV’nin doğumu farazi hesaplamalara bağlı olmayıp, malın/hizmetin teslimine bağlı olduğunu, KDV’nin tahakkuku ve ödendiğinin somut olarak ispatlanabilir olduğunu, ispat olmadan KDV’nin tazminata dahil edildiğini kabul etmenin, sebepsiz zenginleşmeye sebep olabileceğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, davacının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek olan faiz taleplerinin haksız olup, reddinin gerektiğini, sigortacının tazminat sorumluluğunun, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1 maddesi yollamasıyla 85/1 maddesinde düzenlendiğini, başvuranın avans faiz talebinin reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alındığında yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep ettiklerini, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaati bulunmaması nedeniyle davanın reddine, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasından dolayı İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, başvuruya ilişkin kazanın kurgusal olması nedeniyle başvurunun reddine, her halükarda itirazlarının kabul edilmemesi halinde hasara ilişkin bedellerin Genel Şartlara göre hesaplanmasına, her durumda müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasına , yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik Kazası tespit tutanağı : Kazaya karışan araç sürücüleri tarafından düzenlenen 06/01/2022 tarihli tutanakta, 09 ABE 245 plaka sayılı araç sürücüsü olayı; ” A aracımla … sokaktan yokuştan inerken telefona bakarken önümdeki B aracını görmedim. Arkadan çarptım. … Frene basıp kayarak kaldırıma çarpıp arsaya uçtu. ” şeklinde, … plaka sayılı araç sürücüsü ise olayı ; ” B aracım ile … sokak yokuş aşağı kendi istikametimde yokuştan inerken arkadan hızla frensiz ve dikkatsiz olan A aracı arka kısımlarıma çarparak beni savurdu ve önümde arsada bulunan beton direğe vurarak durdum.” şeklinde tanımlamıştır.
Hasar Dosyası : Dava konusu kazaya ilişkin olarak dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından başvurucuya ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Poliçe : Davalı … Sigorta AŞ ile dava dışı … arasında … plaka sayılı araca ilişkin olarak 07/09/2021 – 07/09/2022 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti maddi araç başına 50.000,00-TL. Dir. Trafik Tescil : Türkiye Noterler Birliğinin 27/09/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı aracın davacı Selçuk Bakır adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin cevabi yazısı içeriğinden ; … plakalı araca ait kaza tarihi olan 06/01/2022 tarihinden evvel açılmış 3 adet hasar dosyasının mevcut olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyet raporu : Makine Mühendisi bilirkişi İbrahim Kurşun ile Trafik Uzmanı bilirkişi … tarafından 19/01/2023 tarihli heyet raporunda;
Trafik Kural ihlalleri yönünden; Davalı sigorta poliçeli aracı kullanan dava dışı …’ın (…) raporda açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı KTK nın 56/l-c (Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar) maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu, davacının maliki olduğu aracı kullanan dava dışı sürücü …’in (…) raporun kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, kazanın oluşumunda etken olmadığı; üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlar ile dış faktörlerin olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etken olabilecek bir davranış şekli görülmediğinden kazanın oluşumuna etken olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını, Hasar onarım bedeli yönünden; somut olayda … plaka sayılı … 1.3. … 95 E5 2017 model otomobilde meydana gelen gerçek zararın KDV dahil 165.873,90 olduğu, riziko tarihi itibarıyla ikinci el piyasa rayicinin pazarlık payı da dikkate alınarak ortalama olarak 335.000,00 TL. mertebesinde olduğu, 165.873,90 TL. olarak hesaplanan tamir masraflarının ekonomik onarım limitleri içerisinde ve tamirinin ekonomik olduğu, dosya kapsamında yer alan fotoğraflar incelendiğinde kaza ile hasarın ve hasar onarım kalemlerinin uyumlu olduğu, davalı tarafından kazanın kurgu olduğu iddia edilmekteyse de dosya kapsamında bu konuda bir bilgi ve belge yer almamakta olup, … plaka sayılı aracın somut olayda ön kısımlarından beton direğe çarptığı belirtildiğinden tespiti yapılan yedek parça kalemlerinin kazanın izah edilen şekliyle uyumlu olduğu, somut olayda davalı … Sigorta A.Ş. kazada kusurlu olan … plaka sayılı aracın … numaralı poliçesi kapsamında, düzenleme tarihi itibarıyla KZMM Sigortasını tanzim eden şirket olup, … plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zararı (Heyetimiz Trafik Uzmanı tarafından … plaka sayılı araç kazanın oluşumuna Etken Olmadığı tespit edildiğinden %100) sigortalısının kusuru oranında, KDV dahil 165.873,90 TL. hasar onarım bedelinden sigortacısının sorumluluk riski ve K.T.K 85/1 ve 91 kapsamında, poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, dava dilekçesi ekinde … Sigorta Ekspertiz Hiz. Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş 16.08.2022 tarih … sıra numaralı KDV dahil 1.180,00 TL, … plaka sayılı aracın ekspertiz ücreti ödeme belgesi tanzim edilmiş olduğu görülmüş olup, nihai kararın takdiri Sn. Mahkemeye ait olmak üzere hakkını dayandırdığı olgunun varlığı nedeniyle piyasa rayiçleri ile uyumlu KDV dahil 1.180,00 TL, ekspertiz hizmet bedelinin davalı Sigorta Şirketi tarafından karşılanması gerektiği, dosya kapsamında davacı vekili tarafından davalı ” … Sigorta A.Ş’nin iletişim (… elektronik posta adresine 16.08.2022 tarihinde 106.827,79-TL (KDV dahil) yapılan ihbar tarihinin, nihai kararın takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla tebliğ tarihi olarak değerlendirildiği, 27.08.2022 tarihinde davalı sigorta şirketinin -poliçe limitiyle sınırlı ödenmeyen tazminat bedeli yönünden- temerrüde düşeceği ve yasal faizi ile sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir. Bedel arttırım dilekçesi : Davacı vekili 13/03/2023 tarihli dilekçesi ile ; Davalı sigorta şirketinin poliçe limitinin 50.000-TL olup, KDV dahil 165.873,90-TL hasar bedelinden poliçe limiti kadar sorumlu olduğundan; dava değerinde 50.000TL – 500TL =49.500-TL arttırım yapıldığını, davanın kabulü ile, KDV dahil 49.500-TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden (hasarı ret tarihi) itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri (1.180,00-TL hasar eksper raporu ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasına) ve avukatlık ücretiyle karşı yandan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, tamamlama harcını da 13/03/2023 tarihinde yatırmıştır. Dava;
Davacı aracında meydana gelen hasar bedeli zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır. Davalı sigorta şirketinin yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, zarar gören davacının ikametgahının ve kaza yerinin yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle davalının yetki itirazı reddedilerek , yargılamaya devam olunmuştur. Davalı sigorta vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın usulden reddini talep etmiştir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Davacı tarafça dava açılmadan önce özel ekspertiz raporu ve davalı sigorta şirketine başvuru üzerine ekspertiz raporu alınarak hasar miktarı bu raporlar ile tespit edilmiş ise ise de, davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmayıp, dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği anlaşılmakla HMK’nın 107. maddesine uygun olarak, belirsiz alacak davası açılması mümkündür. (Yargıtay HGK 17.11.2020 tarih … E. …K. sayılı ilamı) Davalı sigorta vekili, kazanın belirtilen yer ve şekilde meydana gelmediği, kazanın kurgu olduğunu iddia etmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Kanun’un 1409/2 maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı olacak şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti davacıya geçer. Buna göre, rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını davacı ispatlamak zorunda iken; kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddia ise sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. Nitekim benzer açıklamalar Hukuk Genel Kurulunun 10.12.1997 tarihli ve 1997/11-772 E., 1997/1043 K., 16.12.1998 tarihli ve 1998/11-872 E., 1998/905 K., 08.12.2010 tarihli ve 2010/17-596 E., 2010/641 K., 22.12.2010 tarihli ve 2010/17- 655 E., 2010/688 K., 05.06.2015 tarihli ve 2013/17-2303 E., 2015/1497 K., 17.01.2019 tarihli ve 2017/17-1084 E., 2019/18 K. sayılı kararlarında da yer almaktadır. Sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu ve bu oluş şeklinin sigorta teminatı dışında kaldığını, sırf rücu hakkını engellemek amacıyla iyi niyet kurallarına aykırı olacak bir biçimde talepte bulunulduğunu soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamak zorundadır. Sürücüler tarafından düzenlenen kaza tutanağı, trafik zabıtasınca düzenlenen “Trafik Kaza Tespit Tutanağı” hükmündedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 06/01/2022 tarihinde gerçekleştiği belirtilen kaza ile ilgili olarak kazaya karışan araçların sürücüleri tarafından hazırlanarak imzalanan kaza tutanağı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu,dosya kapsamında bulunan fotoğraflar ile kaza tespit tutanağı doğrulanmıştır. Dolayısıyla, davalı sigorta şirketinin kazanın ihbar edilenden farklı bir şekilde gerçekleştiği, oluşan hasar ile kazanın uyumlu olmadığı ve zararın teminat dışında kaldığı iddiasının somut delillerle kanıtlayamamıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. kara yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde … E-… K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. İptal kararından sonra, Anayasa mahkemesi’nin iptal gerekçesi dikkate alınarak KTK’nun 90. Maddesine 19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile birinci fıkrasından sonra gelmez üzere ikinci cümle eklenerek, ikinci cümledeki “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, …hesaplanır.” düzenlemesi ile maddenin 2. Fıkrasındaki “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” şeklindeki düzenleme de 14 Şubat 2023 tarihli … sayılı RG’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin … esas, … karar, 29/12/2022 tarihli kararı ile Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı, … esas, … karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararları sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi ile sigortalanan, 06/01/2022 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … sokak üzerinden yokuş aşağı doğru inerken, telefona bakması nedeniyle dikkatinin dağılarak aracının ön kısmıyla aynı istikamette önünde ilerleyen davacının maliki olduğu aracı kullanan dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın arka kısmına çarptığı, çarpmanın etkisiyle … plakalı davacı aracının savrularak ön kısmıyla beton direğe çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, makine mühendisi ve trafik bilirkişi heyetinin 19.01.2023 tarihli raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortalısına ait aracı kullanan sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle yedek parça, işçilik ve KDV dahil 165.873,90 TL hasar meydana geldiği, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, davalı sigorta şirketinin poliçe üst limiti olan 50.000,00 TL ile sınırlı olarak poliçe kapsamında doğan hasar zararından sorumlu olduğu, davacı vekilin 13.03.2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 50.000,00 TL hasar bedeli isteğinde bulunduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte hasar ihbarının davalı sigortaya ulaştığı tarihin tam olarak tespit edilememesi nedeniyle davalı sigortanın kesin ekspertiz raporunun düzenlendiği 07.03.2022 tarihinde zarar miktarını ve zarar sorumlusunu öğrendiği dikkate alındığından bu tarihten itibaren 8 iş günü sonra 18.03.2022 tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiği, 6102 sayılı TTK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği kısmında yer alan 1426/1. maddesinde “sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” düzenlemesi uyarınca davacı tarafından zararın tespiti için araç üzerinde yapılan eksper incelemesine neticesinde ödenen (ve belgesi sunulu) 1.180,00 TL ekspertiz ücretinin de anılan kanun hükmü kapsamında yargılama giderleri içinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 50.000,00 TL bakiye hasar bedelinin zarar veren araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 50.000,00 TL hasar bedelinin 18.03.2022 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-1.180,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 3.415,50 TL nispi harca, peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan 926,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.489,46 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 926,04 TL peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan harç, 68,50 TL davetiye ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti,1.180,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 3.766,74 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı