Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/77 E. 2022/935 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/77
KARAR NO : 2022/935

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araca, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı araç tarafından 04/12/2020 tarihinde çarpılmış olup maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra trafik ekiplerince tutanak tutulduğunu ve meydana gelen kazada, … plakalı araç ve sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, araçta meydana gelen hasarın tespiti amacıyla taraflarınca eksper …’dan aldırılan eksper raporunun dilekçeleri ekinde sunulduğunu, eksper raporundan da görüleceği üzere müvekkiline ait araçta KDV dahil 51.140,31 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini ve tespit edilen bu tutar üzerinden onarım yaptırıldığını, davalı …Sigorta şirketi tarafından 09/02/2021 tarihinde 22.500,00 TL ödeme yapılmışsa da yapılan ödemenin müvekkilinin zararını tam olarak karşılamadığını, davacı müvekkili tarafından, bakiye hasar tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine 10/05/2021 tarihinde başvuru yapılmışsa da anılan başvuruya davalı sigorta şirketinden olumlu/ olumsuz herhangi bir cevap verilmediğini ve bakiye hasar tazminatına ilişkin bir ödeme de yapılmadığını, müvekkilinin aracına ait zararın eksper raporunda belirtildiği şekilde olup yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince iskonto yapılmayarak hesaplama yapılması gerektiğini, zorunlu dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davanın kabülü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kısmi dava olarak şimdilik 100,00 TL hasar tazminatının sigorta şirketinin eksik ödeme yaparak temerrüde düştüğü 09/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesine, TTK madde 1426 kapsamında hasarın tespiti için taraflarınca yaptırılan ekspertiz incelemesi için ödenen 400,00 TL’nin makul gider sayılarak sigortacıya yükletilmesine, bu hususun yargılama giderleri kapsamında dikkate alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın, davaya konu talepler yönünden talep konusunu belirlemiş ve fakat davasını yine de belirsiz alacak davası olarak ikame etmiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacı tarafın dava konusunu tamamen ve açık şekilde belirli olduğunu iddia etmesine rağmen davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davacının belirsiz alacak davası açmakta menfaati bulunmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca davanın esasına girmeden doğrudan ve usulen reddini talep ettiklerini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına 41.000-TL olduğunu, dosya üzerinde yapılan tüm ödemelerin poliçe teminat limitinden mahsup edilmesi gerektiğini, değer kaybı talebi yönünden davacı yana 01.06.2021 tarihinde 6.020-TL değer kaybı tazminatı ödendiğini, hesaplamanın, tamamen doğru verilere göre yapıldığını ve müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu durumda, davanın doğrudan reddine, aksi halde, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin toplam tazminattan -ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte- mahsup edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, bu ödemeye ek olarak karşı yan aracında meydana gelen araç hasar tazminatı için karşı yana 09.02.2021 tarihinde 22.500-TL tazminat ödemesi gerçekleştirildiğini, 5684 sayılı sigortacılık kanunu’nun 22/17. maddesi gereğince delil niteliğinde olan eksper raporu kapsamında ödemelerini gerçekleştiren sigorta şirketinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, 6100 sayılı kanunun 266. maddesi gereği konusu teknik veya özel bilgi gerektiren hallerde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinden, bu incelemenin yargılama sürecinde denetime elverişli ve gerekçeli bir biçimde yapılmasının esas olduğunu, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı yanın temerrütten ticari faiz talebine de itiraz ettiklerini, arz ve izah edilen ve re’sen takdir edilecek nedenlerle; talebin esastan reddine, davacı yanın tüm zararı daha önce karşılandığı için davanın reddine, aksi halde, ödeme tarihinden itibaren faizi güncellenmek suretiyle tazminattan mahsubuna, zarar sorumluları tarafından davacıya daha önce ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına, davacının bakiye zarara uğradığını gösteren faturaların sorulmasına, aksi halde ispatlanamayan davanın reddine, ret taleplerinin kabul edilmemesi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davaya konu talepler yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasına, talebin kabulü halinde, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik Kazası tespit tutanağı : Kaza sonrası resmi ekiplerin tanzim ettikleri 04/12/2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağının; “04.12.2020 günü saat 10:48 sıralarında sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile İzmir istikametinden Çeşme istikametine seyir halindeyken, tali yoldan çıkıp yine karşı tarafa Torosan istikametine geçmek isteyen sürücü … idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarıyla, diğer aracın sol yan kısımlarının çarpışması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bu kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü … 2918 s. KTK’nun 57/1-a (Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.) maddesini, diğer sürücü …’un 52/1-a (Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak) maddesini ihlal ettiği tespit edilmiştir” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Hasar Dosyası : Davalı sigorta vekilinin 28/03/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; şirket kayıtlarının tetkikinde … ve
… plakalı araçlar arasında 04.12.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak dava öncesinde şirketlerine hasar başvurusunun yapıldığı, buna ilişkin oluşturulan hasar dosyasına istinaden 09.02.2021 tarihinde 22.500,00-TL hasar bedelinin, 01.06.2021 tarihinde 6.020,00-TL değer kaybı bedelinin davacı vekiline ödeme yapıldığı bildirilmiştir.
Poliçe : Davalı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında … plakalı araç ile ilgili olarak 17/09/2020 – 17/09/2021 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına maddi 41.000,00-TL. dir.
Trafik Kayıtları : Türkiye Noterler Birliği Başkanlığının 13/05/2022 tarihli cevabi yazısında; … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan 04/12/2020 tarihinde dava dışı … adına tescilli olduğu, … plakalı aracın ise yine kaza tarihi olan 04/12/2020 tarihinde davacı … adına tescilli olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu : Otomotiv uzmanı bilirkişi … 30/06/2022 tarihli raporunda; ZMMS sigortalı aracın sürücüsü …’in, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, kavşakta geçiş hakkına uymayarak dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanımı neticesinde kazanın oluşumunda neden ve etkisi olduğunu, sürücünün bu davranışı ile KTK’nun m.52/a, m.57/a ve m.84/d maddelerini ihlal ettiği, yönünde görüş ve kanaatine varıldığını, davacı aracı sürücüsü …’ın idaresindeki … plakalı aracı ile, kavşağa girişte hızını azaltmayarak dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanımı neticesinde kazanın oluşumunda etkisi olduğunu, sürücünün bu davranışı ile KTK’nun m.52/a, maddesini ihlal ettiği yönünde görüş ve kanaatine varıldığını, tespite konu … plakalı, 2012 model, Ford Fiesta Tıtanıum 5K 1.4 TDCI marka aracın hasar onarım bedelinin, 37.33924 TL yedek parça, 6.000,00 TL işçilik olmak üzere toplam 43.339,24 TL +kdv, kdv dahil 51.140,31 TL olduğunu, tespite konu aracın rayiç değeri ile ilgili yapılan piyasa araştırması neticesinde aracın rayiç değerinin 120.000,00 TL olduğu, 51.140,31 TL olduğu onarım bedeli, aracın rayiç değerinin %50 oranı altında kaldığından, aracın onarımının bu şartlarda makul ve mümkün olduğunu, pert-total uygulamaya gerek olmadığını, poliçe limitinin kaza tarihi itibarıyla 41.000 TL olduğunu, dosya içeriğindeki dekontlara göre; davalı sigorta şirketinin dava öncesinde davacı tarafa 01.06.2021 tarihinde 6.020,00 TL değer kaybı ödemesi yaptığını, davalı sigorta şirketinin dava öncesinde davacı tarafa 09.02.2021 tarihinde 22.500,00 TL eksper raporu tespiti kapsamında hasar ödemesi yaptığını, ödenen bu iki bedel toplamının (6.020 TL+22.500) 28.520,00 TL olduğunu, 41.000 TL limit ile bu bedel arasında kalan limit miktarının (41.000 TL-28.250 TL) 12.480,00 TL olduğunu, kusur durumu tespit ve taktirinin, hukuki bir konu olması nedeniyle sayın mahkemeye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 25/07/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davanın kabülü ile, hasar tazminatı olarak 100,00 TL olan talebini; 30/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda yer alan hesaplamalar doğrultusunda 12.380,00 TL arttırarak kdv dahil toplam 12.480,00 TL bakiye hasar tazminatının sigorta şirketinin eksik ödeme yaparak temerrüte düştüğü 09/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesine, 400,00 TL ekspertiz ücretinin TTK madde 1426 gereği yargılama gideri olarak nazara alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını 26/07/2022 tarihinde yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye hasar bedeli zararının karşı taraf araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın usulden reddini talep etmiştir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı trafik davalı sigorta şirketine başvuru üzerine ekspertiz raporu alınarak hasar miktarı bu rapor ile tespit edilmiş ise ise de, davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmayıp, dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği anlaşılmakla HMK’nın 107. maddesine uygun olarak, belirsiz alacak davası açılması mümkündür. (Yargıtay HGK 17.11.2020 tarih 2017/17-1102 E. 2020/905 K. sayılı ilamı)
Davalı vekili, bedel artırım dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Cevap dilekçesinin incelenmesinde davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı savunmasında bulunmadığı görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davasında davacının iddianın genişletilmesi yasağı olmadan ve karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunu artırabileceği kabul edilmiş, maddenin gerekçesinde de bu dava ile ilk dava tarihinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı sabit olup, böylelikle zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilmiştir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK’nın 107/2. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda artırmıştır. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılan bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, artırılan bu bölüm yönünden zamanaşımının gerçekleştiğinden de söz edilemez. Ayrıca zamanaşımının hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir defi, usul hukuku anlamında ise bir savunma aracı olduğu, eldeki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, 6100 sy HMK’nun 319. Maddesi uyarınca savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başladığı, HMK’nun 141/2. Fıkrası uyarınca cevap dilekçesinin verilme süresi geçtikten sonra savunmanın ancak karşı tarafın açık muvafakati ile genişletilebileceği, davalının süresi geçtikten sonra bedel artırım dilekçesinin kendisine tebliği üzerine zamanaşımı savunmasında bulunduğu, davacının zamanaşımı savunmasına açık muvafakatinin bulunmadığı davalının savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olan zamanaşımı savunmasına itibar edilmesi de mümkün değildir.
2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 154. Maddesinde ise zamanaşımı kesen nedenler düzenlenmiş olup, borçlunun borcu ikrarı, kısmen ifa, icra takibi başlatılması bu nedenler arasında sayılmıştır. Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 10.09.2018 tarihinde gerçekleştiği, davalının 06.02.2019 tarihinde kısmi ödemede bulunduğu, bakiye zarar bedeli için 27.09.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, kısmi ödeme ve icra takibi başlatılması zamanaşımını kesen nedenler olup, en son kesme işlemi olan icra takip tarihinedn itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin 27.09.2021 tarihinde dolacağı, davanın 02.10.2020 tarihinde zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinici fıkrası son cümlesinde “ Söz konusu tazminatlar ve ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Yine 04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Dava konusu trafik poliçesinin 17.09.2020 tarihinde tanzim edildiği, 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin 19.06.2021 tarihinde, Genel Şartlarda yapılan değişikliklerin 04.12.2021 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olan olmayan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nuhda yapılan değişiklikler ile Genel Şartlarda yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanamayağı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 04.12.2020 günü saat 10:48 sıralarında davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan dava dışı sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı araç ile, tali yoldan çıkıp yine karşı tarafa Torosan istikametine geçmek isterken, aracın ön kısımları ile, İzmir istikametinden Çeşme istikametine seyir halinde olan sürücü … idaresindeki davacıya ait … plakalı aracın sol yan kısımlarına çarpması neticesinde yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle, davalıya sigortalı aracı kullanan sürücü …’in kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması, yavaşlamaması, dikkatli olmaması, geçiş hakkı olan davacıya ait aracın önce geçmesine imkan vermemesi, tali yoldan anayola çıkarken ilk geçiş hakkını vermemesi, bölünmüş yolda (anayolda) geçişini yapmakta olan aracın geçişini güvenli olarak tamamlamasını beklememesi nedeniyle asli kusurlardan, “kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması” neticesinde KTK’nun m.52/a, m.57/a ve m.84/d maddelerini ihlal ekmesi nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait aracı kullanan …’ın kavşakta ilk geçiş hakkını kullanırken, kavşağa girişinde hızını azaltmaması nedeniyle %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle yedek parça, işçilik ve KDV dahil 51.140,30 TL hasar meydana geldiği, davalı sigortanın, sigortalısının %75 kusuruna isabet eden 38.355,23 TL’lik hasar zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin dava tarihinden önce 09.02.2021 tarihinde davacıya 22.500,00 TL hasar bedeli, 01.06.2021 tarihinde 6.020,00 Tl değer kaybı ödemesi yapmış olduğundan davacının bakiye hasar zararının 15.855,23 TL olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, bakiye zarar miktarından davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti olan 12.480,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, davacı vekilinin 26.07.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talep miktarını bakiye poliçe limitini gözeterek 12.480,00 TL’ye çıkardığı, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte davacı vekili eksik ödemenin yapıldığı 09.02.2021 tarihinden itibaren faiz isteğinde bulunduğundan taleple bağlı kalınarak davalı sigorta şirketinin 09.02.2021 tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiği, 6102 sayılı TTK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği kısmında yer alan 1426/1. maddesinde “sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” düzenlemesi uyarınca davacı tarafından zararın tespiti için araç üzerinde yapılan eksper incelemesine neticesinde ödenen (ve belgesi sunulu) 400,00 TL ekspertiz ücretinin de anılan kanun hükmü kapsamında yargılama giderleri içinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 12.480,00 TL bakiye hasar bedelinin zarar veren araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, 12.480,00 TL bakiye hasar bedelinin, 09.02.2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 400,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 852,51 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 292,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 559,81 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 292,70 TL peşin ve ıslahla tamamlanan harç, 110,35 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 400,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.495,25 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine 10/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır