Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/732 E. 2022/1023 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/732 Esas
KARAR NO : 2022/1023

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; davalının Elazığ ili Kürdemlik Has Köyünde kain Ada:… Parsel:… da tapuya kayıtlı taşınmazdaki hissesinin satışı için …’ya vekaletname verdiğini, taşınmazdaki hissesinin karşılığında … ve kefil … tarafından …ya vade tarihleri 29/12/2019, 31/01/2020 ve 29/02/2020 olan üç adet 60.000,00 TL’lik 180.000,00 TL senet verildiğini, … tarafından Antalya 13. Noterliğinin 06/05/2020 tarih ve … yevmiye nolu Azilnamesi ile …yı azlettiğini, davalının taşınmazın devri gerçekleşmediği halde üç adet senedi ciro ederek …’e devrettiğini, …’in de söz konusu senetleri İzmir 16. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile icraya koyduğunu, müvekkil ile kefil …nın aleyhine icra takibi başlatıldığını ve ödem emrinin kendilerine 17/07/2020 tarihinde tebliği ile öğrenildiğini, arabulucuya başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, haksız olarak kambiyo senetlerini ciro ettiğini, hisse devri için verilen 180.000,00 Tl’lik senedin tarafa iadesini, olmadığı takdirde söz konusu arsadaki hissenin devrinin tarafımıza verilmesini, bu da olmadığı halde 180.000,00 Tl’nin icra takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini arz ve talep etmiştir
KANITLAR: Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesin’in …/… Esas sayılı dosyası celbedilmiştir.
GEREKÇE:
Dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; somut olayda uyuşmazlık, dava tarafları arasında yapılmış olan hisse devri sözleşmesi nedeniyle düzenlenen senet sebebi ile açılmış alacak davasıdır.
HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında Mahkeme tarafından re’sen araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle dosyanın görev yönünden incelenmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK 5/1 maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile görevlidir. Ticari davaların ise mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrıldığı dikkate alındığında; Asliye Ticaret Mahkemeleri; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri olmak üzere üç tür adli iş ile görevlidir.
Görülmekte olan davanın (davacı ve davalı olmak üzere) iki taraflı olup, çekişmesiz yargı işi olmadığı izahtan varestedir. Bu nedenle görülmekte olan davanın ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi olmadığı açıktır.
Mutlak ticari davalar ise başta TTK olmak üzere yasada tahdidi olarak sayılmış kanun maddelerinden kaynaklanan ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gereken davalardır. Somut olayımız, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi gereğince arsadaki hissenin satışına dair satış sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlığa yönelik olup, satış sözleşmesi TBK’da düzenlenmiş ve mutlak ticari davaya sebebiyet verecek sözleşmeler arasında gösterilmemiştir. Burada değinilmesi gereken bir diğer husus ise, alacak taleplerine konu bononun kambiyo senedi olması ve kambiyo senetlerine ilişkin düzenlemelerin Türk Ticaret Kanununda yapılmış olması sebebi ile görülmekte olan davanın mutlak ticari dava olup olmadığıdır. Hemen belirtilmelidir ki; kambiyo senetleri; tıpkı fatura gibi TTK’da düzenlenmiş olmasına rağmen kendiliğinden davayı mutlak ticari dava yapmamakta, davanın mutlak ticari dava olup olmadığı, dava konusu kambiyo senedi ya da faturanın hangi sözleşme türüne istinaden düzenlendiğine göre, yani temel hukuki ilişkiye göre belirlenmektedir. Bir başka anlatımla kira sözleşmesine istinaden düzenlenmiş fatura veya kambiyo senetlerinden kaynaklı davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri, tüketici işlemine istinaden düzenlenen kambiyo senedinden kaynaklı davalarda Tüketici Mahkemeleri, sigorta sözleşmesi ya da taşımacılık sözleşmesi gibi TTK’da düzenlenmiş olan sözleşme türlerine istinaden düzenlenmiş fatura veya kambiyo senetlerinden kaynaklı davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2018/1593 – 3866 E-K sayılı ilamında; “… Dava tarihi itibariyle davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, tarafların sıfatı ve temel ilişkinin eser niteliğine göre görevli mahkeme ticaret Mahkemesi olmayıp, asliye hukuk mahkemesidir. Davanın dayanağı olan kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti, davanın ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Mahkemece görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekirken, esasın incelenip davanın reddi doğru olmamış, karar bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onandığı, bu kez yapılan incelemede karar düzeltme istediğinin kabulü ile kararın bozulması uygun bulunmuştur.” şeklinde karar vermiştir. (Faturaya ilişkin Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2148 E – 2019/4377 K sayılı ve 2019/2041-4092 E-K sayılı ilamları da aynı yöndedir.) somut olayımızda her ne kadar dava konusu senedin bono olduğu iddia edilerek dava açılmış ise de, bu bono taraflar arasındaki hisse satış sözleşmesine istinaden düzenlenmiş olup, satış sözleşmesi TBK da düzenlenen ve mutlak ticari davaya sebebiyet vermeyen bir sözleşme türüdür.
Nispi ticari davalar ise, tacir olan dava tarafları arasında, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili çıkan uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalardır. Yani bir davanın nispi ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının da tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın, mevcut ve ticari faaliyetine devam eden ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Somut olayımızda, davacı ve davalı gerçek kişilerdir. Dava dilekçesinde davacının ve davalının gerçek kişi tacir olduğuna dair bir iddia bulunmamaktadır.. Dolayısı ile somut olayımızda görülmekte olan dava, nispi ticari dava da değildir.
Bu nedenlerle görülmekte olan davada Mahkememizin değil, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmış, dosya kapsamında görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza