Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/724 E. 2023/154 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/724
KARAR NO : 2023/154

DAVA : DEĞER KAYBI (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan DEĞER KAYBI (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 18.04.2022 günü İzmir Bornova Ankara Caddesinde seyir halinde iken davacı müvekkili …’nin … plakalı aracı ile davalı … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti.’ye ait olan, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini, müvekkilinin … plakalı aracı ile Ankara Caddesi yan yolda sağ şeritte ilerler iken sol şeritte bulunan … plakalı ticari aracın sağ şeride geçmek istediğini ve müvekkilinin … plakalı aracını görmeyerek müvekkilinin aracının sol yan kısmına çarptığını ve bu çarpma ile savrulan müvekkilinin aracının sağ ön kısmını kaldırım taşlarına çarptığını ve bu şekilde de maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 18.04.2022 tarihli Kaza Tespit Tutanağı ile de belirtilen şekilde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğinin sabit olduğunu, davalı araç sürücüsünün meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında asli kusurlu olduğunu, müvekkiline ait aracın haksız fiil nedeniyle zarar gördüğünü, haksız fiil sonucu ortaya çıkan zarardan dolayı oluşan araç değer kaybından; kaza tespit tutanağında ismi geçen kusurlu sürücü …’nun, araç maliki … Uluslarası Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti ile aracının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğunu, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı zararının karşılanması için … Sigorta A.Ş.’ye 16.05.2022 tarihinde başvurulduğunu, sigorta şirketince taraflarına 03/06/2022 tarihinde 6.905,06-TL kısmi ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin aracının 2013 yılı VOLVO S60 1.6 D2 DRIVE ADVANCE model olup, sigorta şirketince hesaplanan değer kaybı miktarının oldukça düşük olduğunu, sayın mahkemece bilirkişiden Yargıtay içtihatlarına uygun, piyasa koşullarına göre hesaplama yapılarak rapor alınmasını ve gerçek değer kaybı miktarının belirlenmesini talep ettiklerini, arabulucuya başvurulduğunu ve tarafların anlaşma sağlayamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 kapsamında belirsiz alacak olarak şimdilik 100,00-TL değer kaybı bedelinin davalılar … ve … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi yönünden olay tarihi olan 18.04.2022 tarihinden itibaren avans faizi, … Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanmak üzere faizlerinin, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … .. Ltd. Şti. vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketinin, 1990 yılında Uluslararası Nakliye sektöründe hizmet vermeye başlayan, kurulduğu yıllardan günümüze kara, deniz, hava ve demiryolu taşımacılığında uzmanlaşmış profesyonel kadroları ile müşterilerine bir bütün olarak nakliye, gümrükleme, sigorta aracılık hizmetleri, depolama, yurt içi ve yurt dışı dağıtım ve danışmanlık hizmetleri sunan bir şirket olduğunu, müvekkili nezdinde …’nun 05.04.2022-30.05.2022 tarihleri arasında çalıştığını, deneme süreli iş sözleşmesinin işverence feshi ile iş sözleşmesinin feshedildiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen kazadan, şoför tarafından, şirketin ilgili birimlerine bilgi verilmediğini, şirketin herhangi bir şekilde bir bilgisinin olmadığını, müvekkilinin meydana gelen kazadan arabuluculuk başvurusuyla haberdar olduğunu, müvekkilinin iş bu kazada oluşan değer kaybından asli sorumlu olmadığını, şöyle ki; müvekkilinin yapılan kusur tespitine herhangi bir şekilde itiraz edebileceği şekilde usulüne uygun tebliğ yapılmadığını, ayrıca davacının idaresindeki aracın müvekkiline ait araca tutanakta belirtildiği şekilde tır şoförü tarafından görülemeyecek konumdan yanaşmasında tam kusurlu olduğunu, bu hususun kaza fotoğraflarından da görüldüğünü, çarpmanın sağ ön köşeden gerçekleşmiş olup bu hususun herkesçe bilindiği üzere büyük araçların kör noktası olduğunu, kaldı ki bu konunun Trafik Kanunu m. 54/1-a da açıkça belirtildiğini, iş bu dava kapsamında kusur yönünden de inceleme yapılması gerektiğini, aksi kanaatte bile değer kaybı hesaplamasının bilirkişi incelemesine tabi olacağının açık olduğunu, bu hususta değer kaybı hesabı için dosyanın bilirkişiye tevdi halinde kusur yönünden de rapor alınmasını talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, dava sonucunda talep olunan avans faizi talebinin de kabul edilebilir olmadığını, davanın kabulü kanaati hasıl olsa bile davacının talep edebileceği faizin kanuni faiz olacağını, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kaymak kaydı ile müvekkili hakkında açılmış bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; belirsiz alacak davası açılmasında hukuki menfaat bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamında gelmemek kaydıyla, sözleşmeye bağlılık yani ahde vefa ilkesi uyarınca sayın mahkemece dava konusu kazadan kaynaklı istem bakımında ZMMS Genel Şartlar dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi ve hüküm kurulması gerektiğini, hasar dosyasının açılmasını takiben araçta meydana gelen hasarın tespiti için yapılan incelemelerde araçta meydana gelen müvekkili şirketin sorumluluğundaki hasar tutarının 6.905.06-TL olduğunun ekspertiz hesaplaması sonucu tespit edildiğini ve belirlenen 6.905.06-TL tutarındaki hasar onarım bedelinin başvuran tarafa ödendiğini, davacı tarafa maddi hasar zararının ifa yoluyla ödendiğini ve borcun sona ermiş olmasından ötürü başvurunun reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın kazadaki kusur oranı nispetinde müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunduğunu, bu kapsamda kusur oranının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan alınan rapor ile tespit edilerek yargılamaya devam edilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi ihtimalinde yasal faize hükmedilmesini talep ettiklerini, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz isteminin haksız ve mesnetten yoksun olduğunu, arz ve izah edilen ve resen gözönünde bulundurulacak nedenlerle; haksız ve mesnetsiz ikame edilen işbu davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı …’na dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir cevap da vermediğinden HMK.nın 128. maddesi uyarınca davayı inkar ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Trafik kazasına karışan araç sürücüleri tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 18/04/2022 tarihli “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinde; davacı sürücü … kazanın oluşumunu “Ankara caddesi yan yolda sağ şeritte ilerlerken Sol şeritte bulunan (B) aracı aracımı fark etmeyerek benim bulunduğum sağ şeride geçmek isterken aracımın sol yan kısımlarına, aracının sağ ön kısımlarına çarptı ” şeklinde; davalı sürücü … kazanın oluşumunu; “Ankara caddesi yan yoldan sol şeritte seyrederken , sağ şeride geçmek istediğim anda sağ şeritte bulunan A aracına sol yan kısımlarından fark etmeden çarptım ”şeklinde tanımladığı görülmüştür.
Hasar Dosyası : Davacının dava tarihinde önce 16/05/2022 tarihinde davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın davacı vekiline, 28.06.2022 tarihinde 6.794,25 hasar bedeli, 03/06/2022 tarihinde 6.905,06-TL değer kaybı ödemesinde bulunduğu tespit edilmiştir.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davacı … adına, … plakalı aracın ise davalılardan … .. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu, davacıya ait … plakalı araca ait dava konusu kaza tarihinden önce açılan 1 adet hasar dosyasının mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan davalı … …Ltd. Şti. arasında, 08/05/2021 – 08/05/2022 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 43.000,00-TL dir.
Bilirkişi raporu: Mahkememizce, kazanın oluş şekli ve kusur oranlarının tespiti, hasar / değer kaybı zararlarının tespiti için Makine Mühendisi bilirkişi ile Trafik Uzmanı bilirkişiden alınan 16/01/2022 tarihli rapor ile : ” Davalı sürücü …’nun şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklememesi ve trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmesi, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapması, şeride tecavüz etmesi nedenleriyle kazanın oluşumuna neden/etken olduğu görüş ve kanaatine varılmış olduğu, davacı … plakalı otomobil sürücüsü … idaresindeki … plakalı araç ile iki şeritli yolda, sağ şeritte yolunda seyir halinde iken sol tarafında aynı yöne seyreden davalı … idaresindeki … plakalı çekici araç ile şerit ihlali yaparak kendi aracına sol taraftan çarpmış olduğu olayda alacağı bir önlem ve tedbir olmadığını, meydana gelen bu kazada kurallara aykırı olumsuz bir davranışının görülmemiş olduğunu, meydana gelen trafik kazasında üçüncü kişi ya da kurumların kusuru bulunmadığını, davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda sol arka çamurluk, sol arka kapı, sol Marşpiyel ve arka tampon kısımlarında meydana gelen hasarların dava konusu kaza ile ilintili olduğunu, davacıya ait … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle raporda belirtilen Serbest Piyasa Şartlarına göre; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 20.890,00 TL değer kaybı meydana gelmiş olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Islah Dilekçesi: Davacı vekili 18/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00-TL olarak talep ettikleri değer kaybı bedelini 13.884,94-TL arttırılarak 13.984,94-TL olarak hükmedilmesine, alacak kalemine davalılar … ve … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi yönünden olay tarihi olan 18.04.2022 tarihinden itibaren avans faizi, … Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanmak üzere faizlerinin, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybına ilişkin zararının karşı araç ZMMS sigortacısı ve işleteninden tahsili için açılan maddi tazminat davasıdır.
Davalı sigorta vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın usulden reddini talep etmiştir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Davacı tarafça dava açılmadan önce kendi kasko sigortacısı ve davalı sigorta şirketine başvuru üzerine ekspertiz raporu alınarak hasar miktarı ve değer kaybı bu raporlar ile tespit edilmiş ise de, davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmayıp, dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği anlaşılmakla HMK’nın 107. maddesine uygun olarak, belirsiz alacak davası açılması mümkündür. (Yargıtay HGK 17.11.2020 tarih 2017/17-1102 E. 2020/905 K. sayılı
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı gibi Anayasa Mahkemesi’nin 2021/82 esas, 2022/167 karar, 29/12/2022 tarihli iptal kararının, 14 Şubat 2023 günü 32104 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinin 1 fıkrasına eklenen ikinci cümlesinin ve 90. Maddeye eklenen 2. fıkrasının İPTALİNE karar verildiğinden söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 06.05.2021 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 18.04.2022 günü saat 18:15 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki davacıya ait … plakalı araç ile Ankara caddesi yan yol üzerinde … Üniversitesi istikametinden Bornova Metro istikametine iki şeritli yolun sağ şeridi üzerinde seyrederken, sol şerit üzerinde aynı yöne seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki davalı … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti.’ye ait, davalı sigorta şirketi tararfından trafik poliçesi ile sigortalanan … plakalı çekici araç ile sağ şeride geçmek isterken doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapması, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklememesi ve trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmesi nedeniyle aracının ön sağ tarafı ile davacıya ait … plakalı aracın sol yan arka kapı ve sol yan arka tampon kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bilirkişi heyet raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortalıya ait aracı kullanan …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 435.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 414.110,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (435.000,00 TL -414.110,00 TL) = 20.890,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından, dava tarihinden önce 03.06.2022 tarihinde davacıya 6.905,06 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan davacının bakiye değer kaybı zararının 13.984,94 TL olduğu, davalı … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti.’nin işleten sıfatıyla KTK.nun 85.maddesi uyarınca, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının bakiye poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan bakiye değer kaybından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte dava dilekçesi ekindeki belgelerden ve hasar dosyası içeriğinden ihbarın davalı sigorta şirketine ulaştığı tarihin tespit edilmediği, davalı sigorta şirketinin başvuru üzerine 03.06.2022 tarihinde kısmi değer kaybı ödemesi yaptığı gözetildiğinde davalı sigorta şirketinin en geç ödeme tarihi olan 03.06.2022 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı araç işleteninin ihtar ve ihbara gerek olmaksızın haksız fiilin gerçekleştiği 18.04.2022 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 13.984,94 TL bakiye değer kaybının temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 13.984,94 TL bakiye değer kaybı bedelinin, davalı sigorta şirketi yönünden 03.06.2022 temerrüt tarihinden, diğer davalı yönünden 18.04.2022 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 955,31 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 320,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 634,61 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 320,70 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 337,50 TL davetiye ve posta gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.950,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00 TL’nin davada haksız çıkan davalı sigorta şirketinden alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır