Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/654 E. 2023/251 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/654
KARAR NO : 2023/251

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/03/2022 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketinde ….. nolu poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunan … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, ….. plaka sayılı araç sün inün 96100 tam ve asli kusurlu olduğu iş bu kaza neticesinde, davacıya ait … plakalı aracın hasara uğradığını, kusurlu aracın ZMMS (trafik) poliçesi tanzim eden davalı …. Sigorta A.ş.’ ne ihbarda bulunulduğunu ve açılan hasar dosyası kapsamında alınan eksper raporu doğrultusunda 24/05/2022 tarihinde 6.798,63 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin gerçek hasar bedelini karşılamadığını, aracın onarım bedeli konusunda anlaşamayan müvekkil tarafından, Sigorta Eksperi atanarak hasar raporu alındığını, ekspertiz raporunda da görüleceği üzere yaklaşık 14.713,11-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiğini, bu uzman görüşü ile birlikte tarihinde davalı sigorta şirketine mail ile yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak Sonuç elde edilemediğini, …. plakalı aracın sürücüsünün 96100 (tam ve asli) kusurlu olduğunu, trafik sigortacısı olan davalının, limiti dahilinde tam olarak zarardan sorumlu olduğunu, davalının zarardan KDV dahil sorumlu olduğunu, sigortacının, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup iskonto indiriminin uygulanması doğru olmadığını, sigorta şirketi ile hasar ve onarım konusunda uzlaşma sağlayamayan davacının, Sigorta Eksperi görevlendirerek aracın hasarını tespit ettirdiğini ve 440,77-TL eksper ücreti faturası ödediğini, eksper ücreti olarak ödenen bedelin yargılama giderlerinden sayılması gerektiğini, arabuluculuk yolunda anlaşma sağlanamadığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, trafik kazasında davacının aracında oluşan şimdilik; 500,00.-TL (KDV Dahil) hasar bedelinin temerrüt tarihinden (hasarı ret tarihi) itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri (440,77-TL hasar eksper raporu – ücretinin de ilavesiyle) ve avukatlık ücretiyle karşı yandan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zarar görenlerin dava öncesinde sigorta kuruluşu’na başvuru zorunluluğu getirildiğini, başvurunun tam yapılması gerektiğini, yapılan hasar başvurusunda genel şartlar gereği sunulması zorunlu evraklar sunulmadığını ve müvekkil şirket’çe başvuru sahibine ödeme yapılamadığını, davacı tarafından huzurdaki dava değer kaybı talebi bakımından 50,00-TL ve araç hasarı bedeli bakımından 500,00-TL olmak üzere belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de, işbu davanın belirsiz alacak davası koşullarını taşımadığını, dava konusu kazanın dava zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı – itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, esas yönünden müvekkil şirket tarafından araç hasarıma ilişkin sigortalının kusuru oranında toplam 6.798,63-tl ödeme yapıldığımı, yapılan bu ödemeler neticesinde davalının sorumluluğunun kalmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, karşı tarafça sunulmuş olan ekspertiz raporu’nda belirtilen araç hasarına ilişkin tutarların son derece fahiş ve kabulü imkansız olduğunu, hiçbir şekilde haksız davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilecek olması halinde söz konusu araç hasarı ve uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, davalı şirket nezdinde tanzim edilen poliçenin, trafik poliçesi olduğunu , şartların yerine gelmesi halinde, sigortalı aracın neden olduğu doğrudan zararların karşılandığını, değer kaybının bir hasar olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile başvuru konusu değer kaybının Yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, dosyada kusur oranlarının tespiti için herhangi bir rapor alınmamış olduğundan, kusur konusunda uzman – bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, müvekkil şirket’in sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları uyarınca yalnızca poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere kusuru oranında olacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, fatura ibraz edilmeden aracın onarılacağı/onarıldığı, KDV ödendiği dahil anlaşılamadığından KDV hariç hesaplama yapılması gerektiğini, başvuru sahibince sunulan fatura bulunmadığını, davanın haklılığına karar verilmesi halinde müvekkil şirket’in poliçe teminatları kapsamında ekspertiz ücretine ilişkin herhangi bir teminatı bulunmadığı gibi herhangi bir sorumluluğu da bulunmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhe hüküm kurulması halinde davalı şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini belirterek öncelikle zamanaşımı def’i ve gerekçeli itirazları dikkate alınarak davanın reddine, karşı tarafın taleplerinin dava tarihinden önce ödenmiş olması sebebiyle huzurdaki davanın reddine, karşı taraf vekilinin belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından davacı tarafa talep tutarının açıklattırılması aksi halde davanın reddine, aleyhe hüküm kurulması halinde kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, araç hasarına ilişkin taleplerin reddine aksi kanaatte olunması halinde uzman sigorta eksperinden rapor alınmasına, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: **12/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
3.1. TRAFİK KURALLARINI İHLAL YÖNÜNDEN:
Bilirkişi Daire Başkanlığı tarafından Bilirkişinin uyacağı rehber ilkeler ve Bilirkişi Raporlarında bulunması gereken standartlar başlığında 07.09.2020 tarihinde 32 maddelik bir talimat yayımlanmıştır. Bu talimatın 27 maddesinde açıkça belirtilen ” Kusurun tespiti normatif bir değerlendirmesiyle mümkündür ve sadece hakimin yetkisindedir. Bilirkişi münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli tali kusurlu kusursuz yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamaz. Aksi yöndeki tutum bilirkişilik görevinin sınırlarını aşmayı ve hakimin yerine geçmeye ifade eder” denilmektedir. Yine bu husus İzmir Bilirkişilik Bölge Kurulu tarafından da tarafımıza bildirilmiştir. Bu gerekçe ile tebliğ gününden itibaren raporlarda kusur dağılımı yapılmamaktadır. Bu hali ile;
3.1.1. …. plakalı otomobil sürücüsü … dikkatsiz ve tedbirsiz park halindeki araca çarptığından dolayı kazanın oluşumunda ETKENDİR,
3.1.2. Park halindeki …. plakalı kamyonet sürücüsünün affı kabil kural ihlalinde bulunmadığından dolayı kazanın oluşumunda ETKEN DEĞİL ise de; takdirin mahkemeye bırakıldığını
3.2. HASAR YÖNÜNDEN:
3.2.1. Dava konusu …. plakalı … model ………. tek kabin kamyonetin hasarlı olduğu tarafımca değerlendirilen parçalarının , dava konusu 20.03.2022 tarihli maddi hasarlı trafik kazası ile uyumlu olduğu,
3.2.2. Dava konusu …. plakalı …. model …… tek kabin kamyonette 20.03.2022 tarihli kaza nedeniyle meydana gelen hasarın giderim bedelinin 14.477,11 TL KDV dahil) olduğu
3.2. HASAR YÖNÜNDEN:
3.2.1. Dava konusu ….. plakalı … model ……. tek kabin kamyonetin hasarlı olduğu tarafımca değerlendirilen parçalarının , dava konusu 20.03.2022 tarihli maddi hasarlı trafik kazası ile uyumlu olduğu,
3.2.2. Dava konusu ….. plakalı …. model … tek kabin kamyonette 20.03.2022 tarihli kaza nedeniyle meydana gelen hasarın giderim bedelinin 14.477.11 TL KDV dahil) olduğu
3.2.3. Kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın yaklaşık 180.000,00 TL olduğu göz önüne alındığında kamyonetin onarımının ekonomik olacağı,
3.2.4. Davalı sigorta şirketi tarafından hasar ile ilgili davacı vekiline 6.798,63 TL ödeme yapıldığı, bakiye hasar bedelinin 7.678.48 TL olduğu, 20.03.2022 tarihli kazanın oluşumunda Sayın Mahkemece davalı tarafça sigortalı araç sürücüne tam kusur takdir edilmesi halinde bakiye hasar giderim bedeli olan 7.678.48 TL.den oranında sorumlu olduğu,
3.2.5. Davacı yanın 20.03.2022 tarihli kazada hasarlanan aracında oluşan hasar bedelinin tespiti için Hakan Çine Sigorta Eksperliği firmasına ekspertiz işlemi yaptırdığı, ekspertiz raporu için fatura karşılığı KDV dahil 440.77 TL, ödeme yapıldığı, ekspertiz bedelinin 2022 yılı ekspertiz ücret tarifesine göre uygun ve makul bir bedel olduğu, ödenip ödenmemesine ilişkin takdirin ise Sayın Mahkemede olduğu kanaatine varılmıştır.
** Türkiye Noterler Birliğine yazılan yazılara cevap verilmiştir.
** Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezine yazılan yazılara cevap verilmiştir.
** … Sigorta A.Ş’ye yazılan yazılara cevap verilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar tazminatının bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından, tahsili davasıdır.

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin ….. esas, … karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;; 20/03/2022 tarihinde davacıya ait ……. plakalı araç ile davalı sigorta şirketinde …… nolu poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunan ….. plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, …. plaka sayılı araç sün inün % 100 tam ve asli kusurlu olduğu iş bu kaza neticesinde, davacıya ait …… plakalı aracın hasara uğradığını, kusurlu aracın ZMMS (trafik) poliçesi tanzim eden davalı …. Sigorta A.ş.’ ne ihbarda bulunulduğunu ve açılan hasar dosyası kapsamında alınan eksper raporu doğrultusunda 24/05/2022 tarihinde 6.798,63 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin gerçek hasar bedelini karşılamadığın belirttiği, Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda …… plakalı otomobil sürücüsü dikkatsiz ve tedbirsiz park halindeki araca çarptığından dolayı kazanın oluşumunda etken, park halindeki …. plakalı kamyonet sürücüsünün affı kabil kural ihlalinde bulunmadığından dolayı kazanın oluşumunda etken olmadığı, dava konusu …… plakalı …. model ….. tek kabin kamyonetin hasarlı olduğu tarafımca değerlendirilen parçalarının , dava konusu 20.03.2022 tarihli maddi hasarlı trafik kazası ile uyumlu olduğu, dava konusu ……. plakalı … model …… tek kabin kamyonette 20.03.2022 tarihli kaza nedeniyle meydana gelen hasarın giderim bedelinin 14.477.11 TL KDV dahil) olduğu, kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın yaklaşık 180.000,00 TL olduğu göz önüne alındığında kamyonetin onarımının ekonomik olacağı, davalı sigorta şirketi tarafından hasar ile ilgili davacı vekiline 6.798,63 TL ödeme yapıldığı, bakiye hasar bedelinin 7.678.48 TL olduğu, davalı tarafça sigortalı araç sürücüsünün hasarın meydana gelmesinde kusurlu olması nedeniyle bakiye hasar giderim bedeli olan 7.678.48 TL’den davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE
1-7.678,48 TL bakiye hasar kaybı bedelinin davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi 5/06/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 524,52-TL nispi harçtan, peşin alınan 80,70-TL harcın ve 122,59-TL tamamlama harcının düşülmesi ile bakiye 339,23‬-TL karar ve ilam harcının davalı Sigorta Şirketinden alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA,
3-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4-Davacının yatırmış olduğu 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin harç ve 122,59-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 283,99TL’nin davalı Sigorta Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 440.77 TL ekspertiz ücreti, 49,00-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 2.089,77 TL yargılama giderinin davalı Sigorta Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 7.678,48-TL vekalet ücretinin davalı Sigorta Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın tebliğ masrafları düşüldükten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar verildi.04/04/2023

Katip……
e-imzalıdır

Hakim….
e-imzalıdır