Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/624 E. 2022/752 K. 01.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/624
KARAR NO : 2022/752

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2022
KARAR TARİHİ : 01/08/2022

Mahkememizde görülen davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin davalıya olan borcuna toplam 240.000,00-USD tutarındaki senetlerle kefil olduğunu, müvekkilinin, dava dışı bu şirketin ortağı ve/veya yetkilisi olmadığını, bu davanın açıldığı tarih ve davaya konu senetlerin düzenleme tarihi olan 19/11/2021 de dâhil 27/07/2001 tarihinden itibaren müvekkilinin dava dışı … ile evli olduğunu, haklarında verilmiş herhangi bir ayrılık ve/veya boşanma kararının bulunmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Eşin Rızası” başlıklı 584. maddesinin “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” hükmü uyarınca müvekkilinin davaya konu senetlere kefil olması konusunda müvekkilinin eşinin yazılı rızasının alınmadığını, dolayısıyla müvekilinin kefaletinin geçersiz olduğunu, kefalet kurumunda eşin rızasının geçerlilik şartı olduğunu, diğer yandan, müvekkilinin eşinin bu kefalete yazılı rızası olmadığı gibi eşin kefalet akdine vereceği rızanın da kefalet akdi gibi yazılı olması ve sorumlu olunacak azami tutar ile tarihi içermesi gerektiğini belirterek, davaya konu senetlerin icra takibine konu edilmemesi/icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya davaya konu 19/11/2021 düzenleme, 15/08/2022 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/09/2022 vâde tarihli ve 20.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/10/2022 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/11/2022 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/12/2022 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/01/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/02/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/03/2023 vâde tarihli ve 15.000,00- USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/04/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/05/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/06/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/07/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/08/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/09/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/10/2023 vâde tarihli ve 15.000,00-USD bedelli; 19/11/2021 düzenleme, 15/11/2023 vâde tarihli ve 10.000,00-USD bedelli olmak üzere toplam 240.000,00-USD bedelli senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davaya konu senetlerin müvekkili yönünden bedelsizliğine ve iptaline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının bu davayı açma yetkisinin bulunmadığını, eş muvafakati olmadığından bahisle işlemin geçersizliğinin işlemin tarafı olmayan eş tarafından ileri sürülebileceğini, dolayısıyla davacının dava hakkının yani aktif husumetinin bulunmadığını, bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bunun, aval olarak nitelendirilmesi gerektiğini, aval verenin, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olacağını, özel nitelikte bir şahsi teminat türü olan aval bakımından genel nitelikli kefalet hükümlerine gidilemeyeceğini, TTK’nın 636. maddesi gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkesin hamile karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, kambiyo senetlerinde TBK’nun 584. ve 603. maddelerinin uygulanamayacağını, olayda TBK’ya tabi herhangi bir kefalet sözleşmesinin söz konusu olmadığını; müvekkili ile dava dışı … Ticaret Limited Şirketi arasında akaryakıt bayilik ilişkisinin bulunduğunu ve bu ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin yüklü miktarda alacaklı olduğunu, defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığında durumun anlaşılacağını, davaya konu senetlerin bu ticari ilişki kapsamında düzenlendiğini, davacı tarafından aynı gerekçelerle 19/11/2021 düzenleme, 15/07/2022 vade tarihli, 15.000,00 USD bedelli senede ilişkin olarak da “eş muvafakati olmadığı” gerekçesiyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……..Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, her iki davanın taraflarının, konusunun ve dayanağının aynı olduğunu, davalar arasında fiili bağlantının bulunduğunu, usul ekonomisi gereğince bu davaların birleştirilmesi gerektiğini, yapılacak defter incelemesi sonucunda davanın haksız ve dayanaksız olduğunun netlik kazanacağını belirterek, bu davanın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/602 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden, bu olmadığı takdirde esasydan reddine; davacı aleyhine asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; hakkı olmadığı halde kötü niyetle bu davanın açılmasından dolayı davacı hakkında HMK’nın 329. maddesinin uygulanmasına, mahkemece takdir edilecek oranda vekalet ücretinin davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davacı hakkında HMK’nın 329/2 maddesi uyarınca disiplin para cezası uygulanmasına; yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; eş rızasının olmaması nedeniyle kambiyo sebetlerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili 21/07/2022 tarihli dilekçesi ile; “davadan feragat ettiklerini”; 23/07/2022 tarihli dilekçesi ile de; “21/07/2022 tarihinde davadan feragat ettiklerini, davalı vekilinin ise 22/07/2022 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğunu” belirterek, taraflar yararına yargılama gider ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili her ne kadar aktif husumet yokluğu itirazında bulunmuş ise de; eldeki bu davada davacı, davaya konu senetlerdeki kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürerek senetlerden dolayı kendisinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Dolayısıyla davalı tarafça davacının hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı yönünde bir iddia da ileri sürülmediğinden, davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu kabul edilmiş ve bu çerçevede de feragat dilekçesi yönünden değerlendirme yapılmıştır.
Davalı vekili her ne kadar eldeki bu dava ile mahkememizin ………. Esas sayılı davasının birleştirilmesini istemiş ise de; eldeki bu davadan davacı tarafça feragat edilmiş olması nedeniyle birleştirme kararı verilmesinde bir yarar görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” ; 311. maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309. ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden, feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından ve etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğuracağından, dava dosyası duruşma günü beklenmeksizin ele alınmış ve davacı tarafın davadan feragati nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili vekaletnamesini dosyaya 22/07/2022 tarihinde sunmuş olup, davacı tarafın davadan feragat dilekçesini verdiği 21/07/2022 tarihinde davalı tarafın vekili bulunmadığından, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 1/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 26,90 TL olduğundan, peşin alınan 71.810,89 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan ‭71.783,99‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/08/2022

Başkan ………
¸E-imza
Üye ………
¸E-imza
Üye ………
¸E-imza
Katip ……..
¸E-imza