Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/528 E. 2022/1093 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/528
KARAR NO : 2022/1093

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022
Mahkememizde görülen davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda;
İTİRAZ ;
Torbalı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında 95.893,33 USD faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine 09/04/2022 tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu vekili aracılığıyla verdiği 08/04/2022 tarihli dilekçesiyle; temsilcisi olduğu şirketin kayıtlı adresinin İstanbul olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, alacaklı olduğunu ileri süren tarafa ödeme emrinde belirtilen tutarda cari hesap borcunun bulunmadığını, herhangi bir borcun bulunmadığını, temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek üzere alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin, davalı şirkete muhtelif kozmetik ürünleri sattığını; cari hesap ekstresine ve işlenmiş faturalara göre müvekkilinin takip tarihi olan 01/04/2022 tarihi itibariyle davalıdan 95.893,33 USD (Amerikan Doları) alacağının bulunduğunu, davalı şirkete gönderilen tüm ürünlerin irsaliyeli fatura ile birlikte teslim edildiğini, davalının ürünleri ve bedellerini kabul ettiğini ve mutabık kalındığını ancak ürün bedellerini uzun süre geçmiş olmasına rağmen ödemediğini; davalı aleyhinde Torbalı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının asıl alacağın tamamına ve ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, tarafların ticari defter ve faturaları incelendiğinde davalı şirketin dava miktarı kadar borçlu olduğunun görüleceğini; arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını; taraflar arasında fatura ve cari hesaptan kaynaklı para alacağı söz konusu olduğundan HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarına göre icra takibi ve davanın alacaklının ikametgahında açılabileceğini, Torbalı İcra Müdürlüklerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Hakimler Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı gereği Torbalı’da Ticaret Mahkemesi bulunmadığından davada görevli ve yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın görevli ve yetkili yargı yerinde açıldığını belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin merkezinin İstanbul’da olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin yerleşim yerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunmadığından ve icra takibine konu borç herhangi bir sözleşmeden kaynaklanmadığından takibin ve davanın yetkili yerde açılmadığını; tarafların kozmetik sektöründe faaliyet gösterdiklerini, müvekkilinin davacı şirkete fason ürün üretimi yaptırdığını ve sonucunda bu ürünlerin müvekkiline teslim edilip davacı şirketçe fatura edildiğini ancak takibe konu cari hesap alacağının gerçeği yansıtmadığını, icra takibine konu cari hesapta belirtilen müvekkili şirket adına düzenlenen 35.296,63 USD bedelli faturaya konu ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, buna ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından 17/06/2022 tarihinde iade faturası düzenlendiğini, fatura düzenlenmiş olmasına rağmen mal tesliminin sağlanmadığını, ancak aralarındaki ticari ilişkiye güvenen muhasebe personeli tarafından faturanın müvekkili şirketin defterine işlendiğini, bu durumdan müvekkilinin icra takibine geçilmesi üzerine haberdar olduğunu, faturanın 17/06/2022 tarihinde iade edildiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, faturaya 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmemesinin tek başına fatura içeriğinin kabulü anlamına gelmediğini ve faturayı kesinleştirmeyeceğini, davacının öncelikle müvekkili ile ticari ilişkisini, sözleşme şartlarına uygun ifayı/ faturanın verilmesine neden olan işin yapıldığını, fatura bedeli kadar iş yapıldığını, işi eksiksiz olarak teslim ettiğini ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın öncelikle yetki yönünden, kabul görmediği takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili 21/12/2022 tarihli dilekçesiyle; davalı taraf ile anlaşılmış olması sebebiyle davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili 22/12/2022 tarihinde göndermiş olduğu dilekçesiyle; davacı tarafın davadan feragat ettiğini, feragat sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücreti isteklerinin bulunmadığını belirterek, duruşma günü beklenmeksizin davanın karara bağlanmasını istemiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “; 311. maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309. ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından ve etkisini de onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğuracağından, dava dosyası duruşma günü beklenmeksizin ele alınmış ve davacı tarafın davadan feragati nedeniyle aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 1/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 26,90 TL olduğundan, peşin alınan 17.008,05 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan ‭16.981,15‬ TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davalı tarafın vekalet ücreti isteğinde bulunmamış olması nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2022

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza