Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/521 E. 2022/848 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/521
KARAR NO : 2022/848

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin Denizbank A.Ş … Şubesi’nin 18/11/2020 keşide tarihli …-… seri numaralı 25.442,00 Euro bedelli çekin keşidecisi olduğunu, lehtarının ise dava dışı … A.Ş şirketi olduğunu, anılan çekin kargo yoluyla lehtara yollamak kargo şirketine teslim edildiğini, ancak çekin lehtara ulaşmadığını, kargoda çalındığının ortaya çıktığını, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, hukuka aykırı şekilde sahte ciro yoluyla çekin davalıya ciro edildiğini, davalının çeki icraya koyduğunu, müvekkilinin taşınmaz ve araçlarına haciz konulduğunu, müvekkilinin çekin asıl alacaklısı dava dışı … A.Ş’ye ödeme yaptığını, davalının sahte ciro yoluyla elde ettiği çeki icraya koyarak müvekkilini zararlandırıcı işlemlerde bulunduğunu, ticari itibarını zedelediğini, kötü niyetli şekilde ihtiyati haciz kararı kararı aldığını, bu ihtiyatı haciz kararıyla müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve şimdilik 10.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın ihtiyati haciz kararı tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Mahkememizin yetkisiz olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkilinin kötü niyetli şekilde ihtiyati haciz kararı aldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin iyi niyetli meşru çek hamili olduğunu, çekteki ciro silsilesinin düzgün şekilde bulunduğunu, herhangi bir kopukluk olmadığını, davacının maddi zarar olarak belirttiği taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, haczin haksız olduğu iddiasının henüz kanıtlanmadığını, İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesi dosyanın kesinleşmediğini, istinaf incelemesinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR:İzmir 28. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı soruşturma dosyası, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin…/… Esas ve …/… Esas sayılı dosyaları, Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas – …/… Karar ve …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyaları, Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, Bursa 17. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ve İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası celbedilmiştir.
GEREKÇE: Dava, Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasıdır. Davalı taraf, cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Denizle Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu ileri sürmüştür.
Öncelikle davacı tarafından açılan davanın niteliğini belirlemek gerekir.Davacı haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep etmiş olup kanuni dayanağı 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 259 maddesinde düzenlemesini bulmaktadır.2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK’nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d).
Yetki hususuna ilişkin olarak;HMK’nın 6. Maddesinde, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilmiştir. HMK’nın 16- (1) maddesindeki,” Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindeki hükmü uyarınca birden fazla mahkeme yetkili kılınarak, davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu gözönüne alındığında, davacının, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakkı bulunmaktadır. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir.HMK’nın 19/2. Maddesinde ise; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü yer almaktadır.
HMK’nın 5. Maddesinde “Mahkemenin yetkisi , diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu kanundaki hükümlere tabidir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunun İhtiyati hacizde teminat başlıklı 259. Maddesinin 4 bendinde ” Tazminat davası ihtiyati haczi koyan Mahkemede dahi görülür” hükmüne amirdir.
İhtiyati haciz geçici koruma tedbirinin 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 257 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, ihtiyati haczin istenebileceği Mahkemeler konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanununa atıf yapıldığı ancak İhtiyati haciz nedeniyle meydana gelen tazminat istemlerinin ancak İhtiyati haczi koyan Mahkemede görüleceği, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel norm niteliğinde olduğu, bu bilgilerden hareketle; ihtiyati haczin Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D iş Kararı ile verildiği ve Bursa 17. İcra Müdürlüğünce infaz edildiği, davalının cevap dilekçesi ile ilk itiraz olarak ileri sürülen yetki itirazının yerinde olduğu kanaatine varılarak mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine ve dosyanın talep hâlinde, yetkili mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Mahkememizin yetkisizliğine dair işbu kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın yetkili mahkeme olan Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, iki haftalık kanunî süre içinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin İHTARINA, (davacıya ihtarat yerine geçmek üzere işbu kararın tebliğine),
4-Yargılama harç ve giderlerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2 maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır