Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/52 E. 2022/19 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/44
KARAR NO : 2022/68

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizce 21/01/2021 tarih … E. … K. sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiş, dosya İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……Esasına kaydedilmiştir. İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2021 tarih ……… E. …. K. sayılı kararı ile de görevsizlik kararı verilmiş ve dosya yargı yeri belirlenmesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 04/11/2021 tarih …. E…. K. sayılı ilamı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesi üzerine dosyanın yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılmış, davacı vekilinin 26/01/2022 tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin aynı tarihli dilekçesi üzerine dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili mahkememizin ….. E. sayılı dosyasında duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili Bankanın Atatürk Organize sanayi Ticari Şubesi ile …. Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. firması arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını ve buna istinaden firmaya kredi kullandırıldığını, davalı ……Tic. Ltd. Şti tarafından konkordato talepli dava açıldığını iş bu davada müvekkili Bankanın alacağının çekişmeli alacak haline geldiğini İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasından İİK.m.306 gereğince konkordatonun tasdikine karar verildiğini ve İİk. m.308 uyarınca çekişmeli alacak için dava açmak üzere süre verildiğini, borçlu … Amb. San. ve Tic.Ltd.Şti tarafından itiraza uğrayan ve çekişmeli hale gelen müvekkili bankanın alacağı için alacak davası açmadan önce arabuluculuk yoluna başvuru yapılması zorunlu olduğundan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkili bankanın alacağının; ihtarnamenin keşide edildiği 06.12.2018 tarihinden geçici mühlet tarihi olan 19.04.2019 tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabı komiser tarafından eksik ve hatalı yapılmış olduğundan (19.04.2019 geçici mühlet tarihine kadar hesaplanan faizi ile birlikte) 1.208.938,00TL olarak nisaba ve tasdik kararı eki olan ödeme tablosuna işlendiğini ve mahkeme gerekçeli kararında bu tutarın dışında kalan kısmın çekişmeli alacak olarak belirlendiğini, müvekkili bankanın alacağının yasaya, mevzuata ve sözleşmeye uygun olarak hesap edilerek tespit edilmesi ve konkordato tasdik kararı gereğince ödenecek tutara/ ödeme planına eklenmesi için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, müvekkili banka ile borçlu davalı arasında imzalanan Kredi sözleşmesinin 12. Maddesinde yer alan yetkiye istinaden kredi borcunun ödenmesi için davalıya Beşiktaş…. Noterliğinin 06.12.2018 tarih, ….. yevmiye nolu kat ihtarnamesi ve hesap özetinin keşide edilerek tebliğ edildiğini, borçlular tarafından ihtarnameye herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve hesap kat ihtarının kesinleştiğini, taraflarca imzalanmış olan Kredi Genel Sözleşmesinde; “Banka defter ve belgelerinin kanıt olacağı, bunlardaki kayıtlara herhangi bir nedenle itiraz edilemeyeceği”, “Bankanın dilediği zaman ihbar etmek kaydı ile cari hesapları keserek alacaklarına muacceliyet verebileceği”, Kredi sözleşmesinin 13. Maddesinde; “Müşteri’nin temerrüdü halinde Banka, vadesinde ödenmeyen anapara (nakde dönüşen gayri nakdi krediler dahil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin,bunlardan oluşan meblağa, Banka’ca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzdeellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.” hususlarının düzenlendiğini, faiz oranına esas faiz genelgesinin ekte sunulmuş olup temerrüt faiz oranının %48,1 olduğunu, davalıdan olan alacaklarının geçici mühlet tarihine kadar işlemiş %48,1 temerrüt faizi ile birlikte(fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile) 1.488.473,35TL olarak tasdik kararının eki olan ödeme tablosunda yer alması gerekir iken 1.208.938,00TL lik kısmı kabul edilerek tasdik kararına esas ödeme planına dahil edildiğini, 19.04.2019 geçici mühlet tarihi itibari ile müvekkili Bankanın alacağı 1.488.473,35 TL olduğundan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ; çekişmeli hale gelen müvekkili Banka alacağının 279.535,35TL olarak tespiti ile tasdik edilen konkordato ödeme planına bu tutarın da dahil edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, alacağın fazlaya ve ferilerine ilişkin her türlü yasal/ sözleşmesel hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile, Davanın kabulü ile müvekkili banka alacağının tespitine, tespit edilen alacağın da kabul edilen ve ödeme planına dahil edilen tutar ile birlikte tasdik kararının eki olan ödeme planına dahil edilmesine, 6219 Sayılı … Kanunu’nun geçici 5. maddesi doğrultusunda harçtan muaf olduğundan müvekkili bankadan harç alınmamasına, yargılama harç ve giderleriyle birlikte vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı taraf vekili mahkememizin …… E. sayılı dosyasında duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili davalı … şirketinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde ……. E.sayıda ikame ettiği konkordato talepli davada mahkemenin; 20/09/2018 tarihinden başlayacak 3 aylık konkordato geçici mühleti ve tedbir kararı verdiğini, 21/12/2018 tarihinde davayı … yönünden tefrik ile …… E. sayıya kaydettiğini ve aynı tarihte … şirketinin iflasına karar verdiğini, söz konusu iflas kararının, istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine İzmir BAM 17.HD’nin ….E…. K. sayılı kararı ile ortadan kaldırıldığını, bunun üzerine İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayısına kaydedilen davada mahkemenin 15/04/2019 tarihinde verilen tensip ve tedbir kararı ile … hakkında 2 aylık geçici konkordato mühleti ve tedbir kararı verdiğini, 03/09/2020 tarihinde de … şirketinin revize konkordato projesinin kabul edilmesine karar verdiğini ve revize konkordato projesinin tasdik edildiğini, diğer yandan müvekkili … şirketi tarafından İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde … E.sayıda (ilk esas … E) ve konkordato talepli davanın ikame edildiğini, 20/09/2018 tarihinde davacı banka Vakıfbank’ın vadesi gelip de ödenmemiş bir kredi alacağının bulunmadığını, dava dilekçesinde davacı Bankanın Kredi Sözleşmesinin 12. maddesinde verilen yetki uyarınca kredi borcunun ödenmesi için davalı … şirketine Beşiktaş 26.Noterliğinden 6/12/2018 tarih ve …….. yev.sayılı ihtarname göndermek suretiyle hesabın kat edildiğini ve hesap özeti gönderildiğini beyan ettiğini, dolayısıyla vadesi gelip de ödenmemiş bir kredi borcundan bahsedilmediğini, revize konkordato projesine göre davacı banka alacağının 1.208.938,00-TL olduğunu, işbu davada talep edildiği şekilde bir alacakları bulunmadığını, revize konkordato projesinde alacaklılar için bir faiz öngörülmediğini ve asıl alacağın da faizsiz olarak 31/03/2022 tarihinden itibaren 5 taksitte ödeneceğini, hangi alacaklıya ne kadar ödeneceğine dair bilgileri ihtiva eden komiser raporunu da sunduklarını, işbu davanın 23/10/2020 tarihinde ikame edildiğini, İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı ve 03/09/2020 tarihli konkordatonun tasdiki kararının ise 08/09/2020 tarihinde ilan edildiğini, dolayısıyla işbu davanın konkordato tasdik kararının ilan edildiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra ikame olunduğunu, hesabın kat edildiği 06/12/2018 tarihinde davacı Bankanın vadesi gelip de ödenmemiş kredi borcu bulunmadığından, ayrıca İİK 296.madde uyarınca 3 aylık geçici konkordato mühleti içerisinde konkordato sebebiyle borç muaccel hale getirilemeyeceğinden ve hesap kat edilemeyeceğinden hesabın kat edilmesinin usulsüz olduğunu ve temerrütün de oluşmadığını, hesabın kat edildiği tarihte davacı bankanın vadesi gelip de ödenmemiş kredi alacağının bulunmadığını, davacı Bankanın, vadesi gelipte ödenmemiş kredi alacağı bulunmadığı halde ve 20/09/2018 tarihinde başlayan ve 21/12/2018 tarihine kadar devam eden 3 aylık geçici mühlet içindeki bir tarihte 06/12/2018 tarihinde hesabı kat etmesinin usulsüz olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesi usulsüz olarak ve İİK olduğundan temerrüt söz konusu olamayacağından faize dayalı olarak işbu dava ile fazlaya dair talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacı bankanın, “Konkordato geçici mehil süresi” içerisinde genel kredi sözleşmesinin (GKS’nin) feshedilmesi ve hesabın kat edilmesi İcra İflas Kanunu 296.maddesine aykırı olduğu için de işbu davanın ve hesabın usulsüz olarak kat edilmesine bağlı olarak talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, gerçekten de somut durumda kredi borçlarını vadesi geldiğinde ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kalan müvekkilleri davalı şirketin 20 Eylül 2018 tarihinde ve bu tarihten itibaren geçerli olacak şekilde “geçici mühlete” haiz olacak şekilde İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayıda konkordato talepli dava açtığını, yasada açıkça konkordato sebebiyle sözleşmenin feshedilemeyeceği, ayrıca geçici mühlet içinde borçların muaccel olamayacağı ve temerrüt oluşmayacağı düzenlendiği halde davacı banka tarafından (konkordato talepli dava açıldıktan ve 3 aylık geçici mehilin başlatıldığı 20/09/2018 tarihinden sonra ve 3 aylık konkordato geçici mehil süresi içinde 06/12/2018 tarihinde) İİK m.296’da düzenlenen fesih yasağına ve borçların muaccel hale getirilemeyeceğine ilişkin düzenlemelere rağmen hesapların kat edilmesinin söz konusu düzenlemeye, usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu, sonuçta; davacı bankanın vadesi gelipte ödenmemiş kredi alacağının ve ortada davalılar hakkında başlatılmış bir takip ve haciz işleminin de olmadığı halde, konkordato geçici mehil süreci başladıktan sonra hesabı kat etmesinin İİK m.296 ve diğer yasa hükümlerine aykırı olduğundan ortada usulüne uygun olarak kat edilmiş bir hesap ve muaccel hale gelmiş bir alacağın bulunmadığını, ancak bilirkişinin tüm bu hususları dikkate almadan rapor tanzim ettiğini, İİK 286 ve 294/II. maddeleri uyarınca geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından, bu sebeple somut durumda geçici mühlet dönemi için faiz işletilemeyeceğinden davacı bankanın geçici mühlet dönemi içinde işletilen faize dayalı çekişmeli alacak iddiasının hukuki mesnedinin bulunmadığını, alacaklı Bankanın İİK 294.madde uyarınca İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E (eski esas …. E.sayılı) dosya ile 20/09/2018 tarihinde geçici mühlet ve tedbir kararları verilerek konkordatonun ilan edildiği 1/10/2018 tarihi itibariyle mevcut olan ve revize projeye dahil olan alacağını talep edebileceğini, İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 3/9/2020 tarihli konkordato tasdik kararı vermesiyle konkordato dosyasında komiser tarafından hazırlanmış (2/9/2020 tarihli) komiser raporunda davacı banka için gösterilen alacak tutarı ve ödeme takviminin artık alacaklı banka yönünden de bağlayıcı hale geldiğini, İİK 308/b uyarınca da alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceklerini, ancak çekişmeli alacak davasında İİK 294.madde çerçevesinde ve konkordatonun ilan edildiği tarihte yani 1/10/2018 tarihinde davacının alacağı ne kadar ise onu talep edebileceği dikkate alınarak bir tespit yapılabileceğini, dolaysıyla davacı Bankanın sözde hesabı kat ettikleri tarihten 19/04/2019 tarihine kadar GKS 13.maddeye göre işletilen %48,1 faiz oranı üzerinden bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, nitekim İİK m.294/3; ün “…Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur…” şeklinde düzenlendiğini, İİK 288 . md uyarınca geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağını, bu sebeple İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı (İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin, İzmir BAM tarafından kaldırılan … E.sayılı) dosyasından konkordato geçici mühletin verildiği 21/09/2018 tarihinden sonraki alacak için faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca revize projede asıl alacağa öngörülen bir faizin de bulunmadığını, bu sebeple alacaklı Bankanın hesabın kat edildiği tarihten sonra faiz işletilerek alacak tespiti gerektiğine yönelik iddialarının hukuki mesnedinin bulunmadığını, ayrıca alacaklı bankanın hesabı kat ettiğini iddia ettiği 06/12/2018 tarihinin (İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin…. E.sayılı dosyasından verilen) birinci geçici mühlet döneminin içinde bir dönem olduğunu ve İİK 296. madde uyarınca konkordato mühleti içinde hesabın kat edilmesi ve sözleşmenin feshedilmesinin de usulsüz olduğunu belirterek tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP :Davacı vekili mahkememizin …. E. sayılı dosyasında cevaba cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın Atatürk Organize Sanayi Ticari Şubesi ile … Ambalaj San. ve Tİc. Ltd. Şti. firması arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını ve buna istinaden firmaya kredi kullandırıldığını kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davacı ve dava dışı kefillerine 06.12.2018 tarihinde ihtarname keşide edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 10.12.2018 tarihinde davalı ve kefillerine tebliğ edildiğini, davalının ihtarnameye herhangi bir itirazı olmadığı için ihtarname ve içeriğinin kesinleştiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından 21.12.2018 tarihinde dava dışı kefiller yönünden borca batık olmamaları nedeni ile davanın reddine ve tedbirlerin kaldırılmasına, davalı borçlu … Ambalaj San.ve Tic.Ltd.Şti açısından ise (borca batık olması sebebi ile) davanın tefrik edilerek ……E. sayılı dosyası ile borçlu firmanın iflasına karar verildiğini, dolayısı ile iş bu dava ile sağlanan tüm hukuki koruma ve tedbirlerin ortadan kalktığını, davalının bu süre zarfında faiz işlemeyeceği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin …. E. – ……. K sayılı kararı ile davalı şirketin ve diğer davacı şirketler hakkında verilen kararın kaldırılmış ve İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyası ile devam olunarak davalı şirkete 19.04.2019 tarihinden başlamak üzere 2 aylık geçici mühlet kararı verilmiş olduğunu, 19.06.2019 tarihinde davalı şirket açısından dosyanın tefrik edilerek İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından davalı şirket lehine 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmiş olduğunu, Konkordato komiseri tarafından alacaklılara alacaklarını bildirmeye davet mektubunda da kabul anlamına gelmemek kaydı ile geçici mühlet tarihi olan 19.04.2019 tarihi esas alınarak alacak bildirimi yapılması talep edildiğini , kat ihtarındaki alacak ve talep edilen faiz oranının kesinleştiğini, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 68/b maddesi koşullarında borçluya tebliğ olunan kat ihtarına borçlunun, herhangi bir itirazda bulunmadığını, durum bu olunca, kat ihtarındaki asıl alacak miktarı ve talep edilen faiz oranının kesinleştiğini; itiraz edilmeyen hesap özetinin İİK.68.maddede yazılı belgelerden sayılma niteliğine dönüştüğünü, tebliğ edilen ihtarnameye itiraz etmeyen davalı açısından da ihtarnamede belirtili tüm alacakların (1.198.191,19TL) ve faiz oranının (%48,1 )kesinleştiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E sayılı dosyasından verilen 21.02.2020 tarihli ara karar ile ; “06/12/2018 tarihinde keşide edilen ihtarname tarihi itibariyle banka alacağı 1.198.191,19 TL olarak kabul edilmiş ve bu miktar ana paranın geçici mühlet tarihine kadar işlemiş faiz miktarı üzerinden nihai toplantıda oy kullanmasına karar verilmiştir.” müvekkili Banka alacağı Komiser tarafından ihtarnamenin keşide edildiği 06.12.2018 tarihinden geçici mühlet tarihi olan 19.04.2019 tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabı hatalı yapılmış olduğundan (19.04.2019 geçici mühlet tarihine kadar hesaplanan faizi ile birlikte) 1.208.938,00TL olarak nisaba ve tasdik kararı eki olan ödeme tablosuna işlendiğini, Mahkemece ihtarnamede talep edilen alacak ve faiz üzerinden oy kullanılmasına karar verildiğinin açık olduğunu, bu nedenle müvekkili banka alacağının ihtarnamede yer alan alacağının, kanun doğrultusunda kesin mühlet tarihi olan 19.06.2020 tarihine kadar sözleşmede belirtili ve ihtarname ile kesinleşen %48,1 işlemiş faizinin de hesaplanması gerektiğini, davalının konkordato talepli davasında 21.12.2018 tarihinde şirketin iflasına karar verilmesi ile birlikte davanın sağladığı tüm koruma/tedbir ve kararların da ortadan kalktığını, bu nedenle bu süre içerisinde faiz işletilemeyeceğine ilişkin iddiaların yasal dayanağının bulunmadığını, taraflarca imzalanmış olan Kredi Genel Sözleşmesinde; “Banka defter ve belgelerinin kanıt olacağı, bunlardaki kayıtlara herhangi bir nedenle itiraz edilemeyeceği”, “Bankanın dilediği zaman ihbar etmek kaydı ile cari hesapları keserek alacaklarına muacceliyet verebileceği”, Kredi sözleşmesinin 13. Maddesinde; “Müşteri’nin temerrüdü halinde Banka, vadesinde ödenmeyen anapara (nakde dönüşen gayri nakdi krediler dahil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin,bunlardan oluşan meblağa, Banka’ca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzdeellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.” hususlarının düzenlendiğini, faiz oranına esas faiz genelgesinin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu ve %48,1 temerrüt faiz oranının da yasal ve sözleşmeye uygun olduğunu, gerek sözleşme hükümleri gerekse kanun maddeleri ile Yargıtay kararları gereğince hesabın kat edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, davalı 296. Madde uyarınca konkordato sebebi ile borcun muaccel hale getirilemeyeceğini iddia etmekte ise de kanun koyucunun iş bu madde hükmünü koyma amacının davacının ticari faaliyetinin devamı için ticari ilişkide bulunduğunu , işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arzeden mal/hizmet alım-satım sözleşmesi gibi sözleşmelerin feshini engellemek olduğunun açık olup maddede açıkça belirtildiği üzere firmanın faaliyeti için gerekli olan sözleşmelerin salt konkordatoya dayalı olarak feshini engellemek olduğunu, müvekkili Bankanın hesabı katı gerek sözleşme hükümleri ve gerekse Yargıtay kararları gereğince usul ve yasaya uygun olduğunu, arabuluculuk sürecinde geçen zamanda sürelerin işlemediği yasa gereği olup arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını ve davanın süresinde açıldığını, davalının davanın süresinde açılmadığı iddiasının da yasal dayanağının bulunmadığını, davalının ihtarnameye herhangi bir itirazı olmadığını, ihtarname (1.198.191,19TL) ve içeriğinin kesinleştiğini, mahkeme kararı eki olan hesap tablosunda da görüleceği üzere müvekkili Banka alacağının Komiser tarafından ihtarnamenin keşide edildiği 06.12.2018 tarihinden geçici mühlet tarihi olan 19.04.2019 tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabı hatalı yapılmış olduğundan (19.04.2019 geçici mühlet tarihine kadar hesaplanan faizi ile birlikte) 1.208.938,00TL olarak nisaba ve tasdik kararı eki olan ödeme tablosuna işlendiğini ve Mahkeme gerekçeli kararında bu tutarın dışında kalan kısmın çekişmeli alacak olarak belirlenerek taraflarına dava açılmak üzere süre verildiğini, bu nedenle konkordato komiseri tarafından eksik ve hatalı yapılan faiz hesabı neticesinde çekişmeli hale gelen müvekkili Banka alacağının yasaya, mevzuata ve sözleşme hükümlerine uygun olarak hesap edilerek konkordato tasdik kararı gereğince ödenecek tutara eklenmesi için iş bu davayı açma zorunluluklarının doğduğunu, açıklanan nedenlerle, alacağın fazlaya ve ferilerine ilişkin her türlü yasal ve sözleşmesel hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile; davalı tarafın cevap dilekçesine karşı cevaplarının ve davanın kabulü ile, konkordato komiseri tarafından eksik ve hatalı yapılan faiz hesabı neticesinde çekişmeli hale gelen müvekkili Banka alacağının yasaya, mevzuata ve sözleşme hükümlerine uygun olarak hesap edilerek ödeme planına dahil edilen tutar ile birlikte çekişmeli hale gelen Banka alacağının da konkordatoya tabi borç miktarına dahil edilmesine, yargılama harç ve giderleriyle birlikte vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 308/b maddesi uyarınca açılan çekişmeli alacağın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
Feragat dilekçesi : Davacı vekili 26/01/2022 tarihli feragat dilekçesinde özetle; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. sayılı dosyasına kayden açılmış olan ve görevsizlik kararı ile gönderilerek mahkemenin …. esasına kaydedilen çekişmeli alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, karşı taraftan yargılama gideri vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davalının da yargılama gideri vekalet ücreti talebi olmadığını mahkememize bildirdiğini, davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 26/01/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sunulan feragat dilekçesine bir diyeceklerinin bulunmadığını ve kabul ettiklerini, davacı bankadan avukatlık ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini bildirmiştir.
6100 sy HMK’nun 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Davacı vekili 26/01/2021 tarihli dilekçesinde ; dava konusu iddia ve taleplerinden koşulsuz ve şartsız olarak feragat ettiklerini mahkemece bu yönde karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davacı vekilinin vekaletnamesindeki özel feragat yetkisine istinaden davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE
2- 6219 Sayılı … Kanunu’nun geçici 5. maddesi doğrultusunda harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 6. Ve 13. Maddelerine göre takdir ve tayin olunan 26.734,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7- İş bu kararın taraflara tebliğine,
ilişkin taraflar vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir Bölge adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza