Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/487 E. 2023/200 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/487
KARAR NO : 2023/200

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/12/2021 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … … sokakta seyir halindeyken caddeye çıkmak istediği sırada sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpmasıyla savrularak park halinde bulunan dava dışı … plakalı araca çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, hasar sebebiyle müvekkil aracında 47.175,26 TL hasar meydana geldiğini ve bir çok parçanın değişmesine sebep olduğunu, bu hasara ilişkin kasko poliçesi kapsamında … Sigorta A.Ş de … numaralı hasar dosyası açıldığını, uyuşmazlık gereği … arabuluculukk numarası ile … arabuluculuk dosya numaralı dosya üzerinden arabuluculuk yoluna başvurulup burada da anlaşılamadığını, iş bu sebeple 50.00TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle karşı yanlardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Uyuşmazlık konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 27/11/2021-2022 vadeli, … no’lu genişletilmiş kaska poliçesi ile sigortalandığını, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil sigorta şirketinin dava konusu kaza dolayısıyla sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından davacıya talebi doğrultusunda ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile red sebepli vekalet ücretinin davacı aleyhine yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: **01/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 20.12.2021 tarihinde Davacı … Aracılık Hizm. Ltd. Şti.” ne ait ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Davalı … Sigorta A.Ş.’ ne Kasko Sigortalı ve … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ve park halinde bulunan dava dışı … plakalı araçlar arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle;
1)Davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda sol ön kapı, sol marşbiyel, sol ön çamurluk, sol arka kapı, ön tampon, motor kaputu, sol ön podya, sağ ön podya, sol ön direk, sol orta direk, sağ ön çamurluk bağlantı sacı ve sağ ön kapı kısımları ile muhtelik mekanik ve elektrik aksamlarında meydana gelen hasarların İşbu Dava Konusu Kaza İle İlintili Olduğu,
2)Davacıya ait … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle yukarıda
belirtilen Serbest Piyasa Şartlarına göre; Aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. El rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 32.100,00TL Değer Kaybı meydana gelmiş olacağı
3) Davalı Sigorta Şirketi tarafından, Davacı Vekiline 24.05.2022 tarihinde 6.897,39 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan, Davacının Bakiye Değer Kaybı alacağının 25.202,61 TL (Yirmibeşbinikiyüzikiliraaltmışbirkuruş) olduğu,
4)Kusur konusu uzmanlık alanımın dışında olduğundan herhangi bir değerlendirme yapılmamış olduğu kanaatine varılmıştır.
** … Sigorta’nın müzekkerelere yanıt verildiği görüldü.
** Türkiye Noterler Birliğine yazılan yazıya cevap verildiği görüldü.
** Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan yazıya cevap verildiği görüldü.
GEREKÇE :
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları) 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin … esas, … karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü … sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin ön görülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı … ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 20/12/2021 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … … sokakta seyir halindeyken caddeye çıkmak istediği sırada sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpmasıyla savrularak park halinde bulunan dava dışı … plakalı araca çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, hasar sebebiyle müvekkil aracında 47.175,26 TL hasar meydana geldiğini ve bir çok parçanın değişmesine sebep olduğunu, Mahkememizce aldırılan 01/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait araç sürücüsünün bu trafik kazasının meydana gelmesine etkisi olabilecek trafik kuralı ihlalinde bulunmadığının belirtildiği, davacı yanın 25.202,61 TL. değer kaybı zararı olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Meydana gelen kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, talep edilen zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 18/05/2022 tarihinde temerrüde düştüğü, sigortalı araç ticari araç olduğundan temerrüt tarihinden itibaren avans faiz işletilmek suretiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE;
1-25.202,61 TL değer kaybı bedelinin davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi 18/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.721,59-TL nispi harçtan, peşin alınan 80,70-TL harcın ve 431,00-TL tamamlama harcının düşülmesi ile bakiye 1.209,89‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
3-Davacının yatırmış olduğu 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin harç ve 431,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam ‭592,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 650,00-TL bilirkişi ücreti, 152,00-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 802,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın tebliğ masrafları düşüldükten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu şeklinde karar verildi.21/03/2023

Katip…..
e-imzalıdır

Hakim….
e-imzalıdır