Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/479 E. 2022/513 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/479
KARAR NO : 2022/513

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı maddesi)
DAVA TARİHİ : 05/08/2013
KARAR TARİHİ : 27/05/2022

Mahkememizin …… Esas sayılı davasından tefrik edilen davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı …’den alacaklı olduğunu, davalı … hakkında İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyalarında 12/11/2009 tarihinde 1.582.667,17 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, takiplerin kesinleştiğini, bu takip dosyalarında borçlular adına ve müvekkilinin alacağının tahsiline yeter miktarda haczi kabil mal varlığı bulunamadığını, davalı …’in kasıtlı olarak mal varlığını eksilttiğinin anlaşıldığını, haciz tutanaklarının İİK’nın 105/2 maddesi gereğince geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunu, davalı …’in sahibi olduğu …. ili, ….. ilçesi, 1. Bölge, … Mahallesinde bulunan tapuda … ada …….parsel numarada kayıtlı …… kat 3 numaralı dükkan niteliğindeki bağımsız bölümü ve aynı ada ve parseldeki 3. kat dükkan niteliğindeki 5 numaralı bağımsız bölümü davalı …’a 05/05/2009 tarihinde sattığını, …’un da 16 parsel 2. kat 3 numaralı bağımsız bölümü 23/10/2009 tarihinde 20.000,00 TL bedelle davalı … …….’a, 3. kat …numaralı bağımsız bölümü ise 23/10/2009 tarihinde 20.000,00 TL bedelle …’a sattığını, davalıların bu işlemlerinin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, taşınmazların devir bedellerinin gerçek değerlerinin çok altında olduğunu, bu taşınmazların müvekkilinin alacağının doğumundan sonra hacizden kısa süre önce gerçekleştirildiğini, 2. devir işleminin tarafı olan … ile davalı … arasında akrabalık ilişkisi olduğu gibi …’un da diğer iki davalının kapı komşusu olduğunu, davalı …’in 2009 yılında boşandığı eşinin … olduğunu, davalı ……….’ın da …’in yeğeni olduğunu, bunun da alacaklıya zarar verme kastını ve kötü niyeti ortaya koyduğunu belirterek, davaya konu taşınmazların davalılar arasındaki satımlarına ilişkin tasarrufların İİK’nın 277 ve devamı maddeleri ile BK’nın 18. maddesi gereğince müvekkili yönünden iptaline ve müvekkiline söz konusu taşınmazlar üzerinde tapu kayıtlarının tashihine yer olmadan cebri icra yapabilme yetkisinin verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ancak davaya cevap veren olmamıştır.
GEREKÇE ;
Dava; İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu dava, mahkememizin ….Esas sayılı davası ile birleşen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı davası iken, …… Esas sayılı kararın istinaf incelemesi sonucunda … Esas sayısını alması ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2022 tarihli …….Esas ve . Karar sayılı kararı çerçevesinde mahkememizin … Esas sayılı davasının 27/05/2022 tarihinde yapılan duruşmasında tefrik edilmiş ve mahkememizde …. Esas sayısını almıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. bendine göre asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir ve göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır.
Görev hususu, HMK’nın 114 ve 115. maddeleri uyarınca dava şartı olup, kamu düzenini ilgilendirdiğinden her zaman taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece re’sen de dikkate alınacaktır.
14/02/2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 3. ve 4/1. maddeleri uyarınca; taşınmaza ilişkin tassarrufun iptali istemine ilişkin eldeki bu davada davacının, davanın bu niteliğine göre tacir olmadığı, uyuşmazlığın, tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin iki haftalık süre içerisinde gönderme isteğinde bulunmaması durumunda “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilerek, aynı karar ile yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca karara bağlanmasına,
Dair; tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/05/2022

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza