Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/45 E. 2022/734 K. 20.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/45
KARAR NO : 2022/734

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA ve TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklısının davalı … Branda Tekstil İnşaat Gıda Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyasında müvekkil aleyhine 20/10/2018 tarihli … Seri Numaralı ve 34.000,00 TL bedelli çek üzerinden takip başlatıldığını, başlatılan icra takibi usul ve yasaya aykırı olup müvekkilin alacaklı gözüken davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Şöyle ki; taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesine göre müvekkile, davalıya huzurda ikame edilen davaya konu çeki verdiğini ancak bu borcun müvekkil tarafından davalıya 26.10.2018 tarihinde 35.000,00-TL bedelli çek verilmek suret ile ödendiğini, ancak müvekkil tarafından çek bedeli ödenmiş olmasına rağmen davalı yanın çeki iade etmediği gibi kötü niyetle İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyasından 20/10/2018 tarihli … Seri Numaralı ve 34.000,00 TL bedelli çeke dayanarak icra takibi başlattığını, Müvekkilin borcun tamamını ödemesine rağmen davalı tarafından başlatılan icra takibi ile mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığını, ancak tarafların banka kayıtları, ticari defter, kayıt ve belgeleri ve cari hesap sözleşmesi incelendiğinde müvekkilin davalıya icra takibi sırasında Muaccel hiçbir borcu olmadığının görüleceğini, Yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile huzurda ikame edilen davada ispat yükü davalıda olup davalının alacaklı olduğunu İspatlaması gerektiğini, Müvekkil aleyhinde haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetle başlatılan icra takibi sebebiyle müvekkilin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı aşikar olup müvekkilin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için tedbir kararı verilerek icra takibinin durdurulması gerekmekte olduğunu, başlatılan ve kesinleşen haksız icra takibi ile müvekkilin davalıya hiçbir borcu olmamasına rağmen müvekkil cebri icra tehdidi altında olup işbu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğu ve davaya konu icra takibinde borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, Mahkemenizce resen gözetilecek nedenler ile, öncelikle takibin ileride müvekkil hakkında telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmaması adına öncelikle teminatsız ancak Sayın Mahkemece aksi kanaatte olunması halinde mahkemece uygun görülen teminat mukabilinde durdurulmasına,Haklı ve hukuka uygun davanın kabulü ile müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin iptaline, Haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetle başlatılan icra takibi nedeni ile alacaklı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirketten satın almış olduğu mallara ilişkin borçlarının bir kısmına istinaden, … Müh. İnş. Tekstil Taşıma Petrol Ür. San. Ve Tic. Ltd.Şti.den almış olduğu 20.10.2018 keşide tarihli 34.000.00.TL. Bedelli çeki ciro ederek müvekkil davalıya verdiğini, Ayrıca çek tesliminden önce ve sonra ticari ilişkinin devam etmiş olup; davacının, müvekkili davalı ile devam eden ticari ilişkileri sebebi ile başkaca borçlarının da mevcut olduğunu, davacının, müvekkili şirkete vermiş olduğu çeki, tahsili için 22.10.2018 tarihinde bankaya ibraz ettiğini, ancak karşılığı olmadığı için çekin arkasına karşılıksız kaydı yazdırıldığını, müvekkili şirket ile davacı borçlunun, çekin ödenmesi konusunda görüşmeler yaptığını ve müvekkilinin iki ay ödeme yapılmasını beklediğini, ancak hiç bir ödeme yapılmayınca, çek bedelinin tahsili için 26.12.2018 tarihinde icra takibinde bulunulduğunu, ödeme emrinin davacıya 29.12.2018 tarihinde aynı adreste ikamet eden eşi …’ye (yani üç yıl önce) tebliğ edildiğini, davacı borçlunun, 3 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra, kötü niyetli olarak, “takibe ilişkin borçlarının bulunmadığını” iddia ederek iş bu davayı açtığını, davacının iddiasının aksine, davacı borçlunun icra takibine konu olan çeke ilişkin olarak, müvekkiline çekle veya nakit olarak herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin ticari defter ve belgeleri incelendiğinde, hali hazırda davacı-borçludan alacaklı olduğunun görüleceğini, buna göre davacının müvekkiline borçlu olduğunu, dava konusu çek bedelinin ödenmediğini, mükerrer tahsilatın söz konusu olmadığını, bu sebeple davacı tarafından kötü niyetli olarak açılmış bulunan haksız, mesnetsiz ve yasal dayanağı olmayan davanın reddine, davanın haksız ve kötü niyetli olarak açılmış olması nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK. 72 uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Dosya içinde İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyası getirtilmiş, taraflar arasındaki cari hareket föyü dosya içinde hazır edilmiş, Vergi Dairesi’nden cevabi yazılar getirtilmiş, taraf defterleri üzerinde SMM bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin işletme defterine tabi olduğu, davacı tarafından 20/10/2018 tarihli icra takibine konu edilen çekin ve sonrasında davalıya verildiği söylenen 16/10/2018 tarihli 35.000,00 TL tutarındaki çekin davacı defterlerine kaydedilmediği, 26/10/2018 tarih, 35.000,00 TL tutarındaki çekin davalıya verildiğine dair herhangi bir makbuzun dosyaya ibraz edilmediği, takibe konu 20/10/2018 tarih vadeli 34.000,00 TL tutarındaki çekin davalı ticari defterlerinde 26/10/2018 tarih 533 no’lu yevmiye numarası ile kayıtlı olduğu, 22/10/2018 tarih, … no’lu yevmiye kaydı ile karşılıksız çek kaydının yapıldığı, ancak karşılıksız çek kaydı yapılırken bankadan tahsil edilen 1.600,00 TL çek güvence bedelinin davacı cari hesabından düşülmediği, ancak icra dosyasındaki takibin asıl alacağının bankadan tahsil edilen 1.600,00 TL çek güvence bedeli düşülerek 32.400,00 TL üzerinden başlatıldığı, davacının dava dilekçesinde bahsettiği ve davalıya verdiğini beyan ettiği 26/10/2018 tarih, 35.000,00 TL tutarındaki çekin davalı ticari defter kayıtlarında yer almadığı, bu çeke ilişkin bir ödeme kaydının da bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin takibe konu çekten sonra da devam ettiği, taraflara ait BA ve BS formlarında sadece 5.000,00 TL tutarını aşan faturaların beyan edildiği, çeklere ve ödemelere ilişkin herhangi bir tutarın beyan edilemediği dolayısıyla BA-BS formları üzerinden takibe konu çek ve davacının davalıya verdiğini beyan ettiği 26/10/2018 tarih 35.000,00 TL tutarındaki çeke dair bir tespitin yapılamadığı, davacı vekiline mahkememizce ödemeyi yaptığını bildirdiği fakat mahkemeye herhangi bir yazılı belge sunmadığı 26/10/2018 tarihli 35.000,00 TL bedelli çeke ilişkin çek bilgilerini bildirmesi için 2 haftalık kesin süre verilmiş, 2 haftalık kesin süre içinde çeke ait bilgiler bildirilmediği takdirde bu çeke delil olarak dayanamayacağı ihtar edilmiş, 2 haftalık kesin süre içinde davacı tarafça ödediğini belirttiği ve savunma olarak dayandığı 26/10/2018 tarihli 35.000,00 TL bedelli çeke ilişkin yazılı beyanda bulunmadığı, 19/07/2022 tarihli oturumda bu çek yönünden yeniden süre istemesine rağmen, mahkememizce daha önce sonuçları hatırlatılmak suretiyle 2 haftalık kesin süre verilip ihtar edildiği, kesin sürenin sonuçlarının anlatıldığı, ayrıca davalı tarafın da yeniden bu konuda süre verilmesine muvafakatının olmadığı da dikkate alınarak herhangi bir bilgileri sunulmayan, yazılı bir belgesi olmayan, defterlerinde kayıtlı olmayan 26/10/2018 tarihli 35.000,00 TL bedelli çeke ilişkin 2 haftalık kesin süre içinde sonuçları hatırlatılarak, kesin süre içinde çeke ilişkin beyanda bulunulmadığı takdirde bu çeke delil olarak dayanamayacağı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen ve kesin süre içinde söz konusu çekle ilgili yazılı beyanda da bulunulmadığından tüm dosya içeriği, incelenen icra dosyası, taraf defterleri üzerindeki bilirkişi incelemesi ve tüm belgeler de irdelenerek davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminat talebine karar verilmesine yer olmadığına dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE;
2-Şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminat talebine karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 629,42 TL harcın düşülmesi ile kalan 548,72 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 13,00 TL posta- tebligat ücretinden ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.528,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı. 19/07/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza