Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/440 E. 2023/143 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/440 Esas
KARAR NO : 2023/143

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/05/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/03/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı tarafın aracın……….Semtinde seyir halinde iken, davalı tarafın aracıyla, yan yoldan ana yola hızla gelerek davacı tarafın aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı tarafa ait 2017 model, … Touch 1.5 Dcı Edc 110 markalı aracında 40.510,41 (KDV dahil) hasar meydana geldiğini, bu hasar nedeniyle kusurlu aracın ZMMS (trafik ) poliçesi tanzim eden Davalı … Sigorta A.Ş.’ye davacı tarafın ihbarda bulunduğunu, bu ihbar sonucunda da sigorta şirketi tarafından ……… nolu poliçe üzerinde … nolu hasar dosyası açıldığını, sigorta şirketi tarafından, aracın onarımı için oldukça düşük fiyat belirlenmiş olduğunu, parça tedariki sigorta şirketince sağlanmamış olmasına rağmen iskonto uygulandığını ve KDV de ödemeyerek 15.417,12 TL hasar ödemesi ve 9.980,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, ancak davacı tarafın gerçek zararı oldukça fazla olduğunu, uyuşmazlık gereği ……… Arabuluculuk büro numaralı ve … Arabuluculuk dosya numaralı dosya üzerinden arabuluculuk yoluna başvurulmuş olduğunu, fakat anlaşma sağlanamadığını, davacı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafın eksik alacaklarının temerrüt tarihi itibariyle işleyecek olan avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 11/03/2022 tarihinde meydana gelen kaza sonucu …….. plakalı aracının değer kaybına uğradığını iddia ederek ……….. plakalı aracın 14/07/2021-14/07/202 vadeli,……… numaralı KTK ZMMS poliçesinden istinaden belirsiz alacak olarak belirsiz alacak davası açmış, değer kaybı ve hasar beledinin sigorta şirketinin ret tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, HMK.’nın 6. Maddesi gereğince dava yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, HMK. 121 Maddesi gereğince dava dilekçesi ekinde olması gereken belgeler yer alması sebebiyle, eksik olan belgelerin tebliği gerektiğini, belirsiz alacak davası açmada başvuranın hukuki yararının bulunmadığını, dava konusu araca ilişkin hasarın davacı tarafça ihbar edilmesi üzerine, davalı Sigorta Şirketi tarafından hasar dosyasının açılmış ve bağımsız eksper İbanoğlu Sigorta Ekspertiz Hiz. tarafından hazırlanan Maddi Hasar Ekspertiz Raporunda, İşçilik ve Yedek Parça ücreti olarak 15.417,12 TL maddi hasar tespit edilmiş olduğunu, bu tutarın 30/03/2022 tarihinde başvuran vekiline ödendiğini, davacı tarafından haricen ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığı için hasar bedelinin eksiksiz olması sebebiyle bu haksız açılan davanın reddinin gerektiğini, 20/03/2020 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 3. maddesi gereğince, hasar bedelinin genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini, davacı tarafın, davalı sigorta şirketine başvuru yapmadığı ve davacı tarafın muaccel bir alacağının oluşmadığı, bu sebeple davalı sigorta şirketin temerrüde düşmediği, dolayısıyla, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasından dolayı İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, davacı tarafın ikame araç bedeli taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında olması ve davacı tarafın hasar ve değer kaybına ilişkin zararı karşılandığından haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: Türkiye Noterler Birliği’nden Trafik Tescil’den araçların bilgileri celp edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden davacı araca ait tramer bilgileri celp edilmiştir.
Teknik Bilirkişi Öğr. Gör. …….. ile Trafik Bilirkişi …….’nden oluşan bilirkişi heyetinden, 12/10/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmıştır.
GEREKÇE :
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybı ve hasar tazminatı bedelinin karşı araç sürücüsü/ malikinden ve karşı araç ZMMS sigortacısından, araç ikame bedelinin karşı araç malikinden/işletenden-sürücüsünden tahsili davasıdır.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 11/03/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı tarafa ait aracın …… Semtinde seyir halinde iken, davalı tarafın aracıyla, yan yoldan ana yola hızla gelerek davacı tarafın aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı tarafa ait 2017 model, … Touch 1.5 Dcı Edc 110 markalı aracında 40.510,41 (KDV dahil) hasar meydana geldiğini, bu hasar nedeniyle kusurlu aracın ZMMS (trafik ) poliçesi tanzim eden Davalı … Sigorta A.Ş.’ye davacı tarafın ihbarda bulunduğunu, bu ihbar sonucunda da sigorta şirketi tarafından ……….nolu poliçe üzerinde … nolu hasar dosyası açıldığını, sigorta şirketi tarafından, aracın onarımı için oldukça düşük fiyat belirlenmiş olduğunu, parça tedariki sigorta şirketince sağlanmamış olmasına rağmen iskonto uygulandığını ve KDV de ödemeyerek 15.417,12 TL hasar ödemesi ve 9.980,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, ancak davacı tarafın gerçek zararı oldukça fazla olduğunu, oluşan bakiye değer kaybı, ikame araç bedelinin ve araç ikame bedelinin tahsilinin talep edildiği, Mahkememizce aldırılan 12/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait araç sürücüsünün bu trafik kazasının meydana gelmesine etkisi olabilecek trafik kuralı ihlalinde bulunmadığının belirtildiği, davacı yanın 24.112,88 TL bakiye değer kaybı zararı, 6.020,00 TL bakiye değer kaybı, araç mahrumiyet bedelinin ise yapılan hesaplamada 4.500,00 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Meydana gelen kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, talep edilen zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı-hasar kaybı zararından sorumlu olduğu, sürücü/ işletenin ve araç malikinin değer kaybı-hasar kaybı zararı ile birlikte araç mahrumiyet zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 30/03/2022 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı sürücü/ işletenin-maliki ise ihtar ve ihbara gerek olmaksızın kazanın meydana geldiği tarihte temerrüde düştüğü, sigortalı araç ticari araç olduğundan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE;
1-24.112,88 TL bakiye hasar tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi 30/03/2022 tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihi 11/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-6.020,00 TL bakiye değer kaybı tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den (sigorta şirketi açasından 490,00 TL ile sorumlu olmak kaydıyla) temerrüt tarihi 30/03/2022 tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihi 11/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-4.500,00 TL ikame araç bedelinin sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi 11/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.345,28 TL nispi harçtan, peşin alınan 667,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.677,58 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin ve 587,00 TL ıslah harcı, 214,75 TL tebligat ve posta gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.463,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin davada haksız çıkan davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı. 24/03/2023

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza