Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/415 E. 2023/583 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/415
KARAR NO : 2023/583
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2022
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; dava dışı …’in, müvekkilinin oğlu olduğunu; 17/11/2021 düzenleme tarihli 04/12/2021 ödeme tarihli 215.000,00 TL bedelli bononun keşide edeninin …, lehtarının davalı … olduğunu, bu bono nedeniyle ihtiyati haciz isteğinde bulunulduğunu, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı kararı ile … aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu karar üzerine davalı … tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlunun babası olan müvekkilinin “… Bayraklı İZMİR” adresinde ihtiyati hacin uygulanmasının istendiğini ve bu adrese ihtiyati haciz için gelindiğini, …’in aynı adreste … numaralı dairede oturduğunu, ihtiyati hacizde müvekkilinin oğlunun evindeki bir kısım eşyalar haczedilirken ürünlerin kaldırılmaması için alacaklı vekilinin birlikte çalıştığı … isimli kişi tarafından müvekkilinden senet imzalamasının istendiğini, müvekkilinin 81 yaşında olduğunu, ihtiyati haciz anında hile, gabin ve baskı altında haczedilen eşyaların götürülmemesi için senet veya senetler imzaladığını ancak dava konusu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına konu edilen 15/03/2022 ödeme tarihli, 294.000,00 TL bedelli ve 10/04/2022 ödeme tarihli, 271.000,00 TL bedelli senetlerin altındaki imzaların kendisine ait olmadığını, müvekkilinin imza atarken elini kaldırdığını, vekaletnamedeki mevcut imza ile senetlerdeki imza karşılaştırıldığında gözle görülür şekilde farklılık bulunduğunu, bonolardaki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, imzaya itirazlarının bulunduğunu, bonoların hükümsüz olduğunu, haciz sırasında imzalanan senetlerin örneğinin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin senet bedellerini ve tarihlerini hatırlamadığını; imzaların müvekkiline ait çıkması halinde baskı altında imzalamak zorunda kaldığı senetlerin bu 08/02/2022 düzenleme tarihli, 15/03/2022 ödeme tarihli, 294.000,00 TL bedelli senet ile 08/02/2022 düzenleme tarihli, 10/04/2022 ödeme tarihli, 271.000,00 TL bedelli senetler olabileceğini, senetlerin düzenlenme yerinin “İzmir” olduğunu, senetlerdeki imzadan sonra tahrifat yapıldığını ve “İstanbul” yazıldığını, davalı … vekilinin başvurusu üzerine İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı kararı ile müvekkili aleyhine 565.000,00 TL alacağı karşılayacak miktarda ihtiyati haciz kararı verildiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında takibe geçildiğini; bonoların arka yüzleri uyarınca lehtar davalı … tarafından ciro edilerek sırasıyla diğer davalı …’e, davalı … İnş. Hayv. Or. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye, davalı …’e, davalı …’a geçtiğini, hamil davalı … vekili tarafından bu takip dosyasının açıldığını, müvekkilinin bu dosya nedeniyle …’a ve diğer cirantalara borcunun bulunmadığını, senedin ciro görmüş olmasının lehtar ve cirantalar aleyhine menfi tespit davası açılmasına engel olmayacağını, müvekkilinin 81 yaşında ve ehliyetsiz olduğunu, korkutma (ikrah) suretiyle senet imzalatıldığını, senetlerin tarih ve düzenleme yerinde tahrifat yapıldığını, bonoları iktisap eden davalı cirantalar arasında organik bağ ve kötü niyet bulunduğunu; müvekkilinin …’e malların kaldırılmaması için ayrıca elden 20.000,00 TL nakit ödemede bulunduğunu, makbuza müvekkilinin bilgisizliğinden yararlanılarak itiraz üzerine duracak olan 7 örnek ödeme emirli “İzmir … İcra Dairesi’nin … sayılı dosya borcuna istinaden para alındığının” yazıldığını, yargı faaliyetine dair görevi olmayan avukat haricindeki… hakkında “konut dokunulmazlığını ihlal” nedeniyle şikayette bulunulacağını, haciz esnasında icra memuru …’ün 20.000,00 TL’lik nakit ödeme yapıldığına şahit olduğunu, bu kişinin mahkeme huzurunda dinlenmesini istediklerini, yine görevli polis memurunun da bu duruma şahit olduğunu; senetlerin ihtiyati haciz baskısı, tehdit, gabin, hile, korkutma ile alındığına dair haciz mahallinde olan kişilerin de tanık olduğunu, müvekkilinin yaşı sebebiyle bono imzalamaya ehliyetsiz olduğunu, yaptığı işlemin sonucunu ve önemini ayırt etme gücüne sahip olmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde borçlu gibi ödeme yaptığını ve üç katı tutarınca bono düzenlendiğini, davalıların kötü niyetli olarak tekerrür oluşturacak şekilde fazla tahsilat yapmak istediklerini, müvekkili ile davalı lehtar … arasında herhangi bir ticari veya hukuki ilişkinin olmadığını,… ‘in avukat olmadığı halde geniş portföyü nedeniyle avukatlarla çalıştığını ve hukuka aykırı şekilde kazanılan vekalet ücretlerinden yüksek prim aldığını; ciro silsilesinin tamamının fiktif ve danışıklı olduğunu, Av. …’nin “müşteki” olarak yer aldığı ve …’in “şüpheli” olduğu soruşturma dosyalarının bulunduğunu, davalılar arasında ilişki bulunduğunu ve yapılan ciroların muvazaalı olduğunu, tarafların nüfus kayıtları incelendiğinde bir kısmının akraba olduklarının anlaşılacağını, tanışık ve organize olduklarının ispatı için kullanılan telefon hatlarıyla ilgili 1 yıllık HTS kayıtlarının getirtilmesi gerektiğini, ilgililer hakkında ayrıca savcılık şikayetinde bulunulacağını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibi nedeniyle müvekkiline ait … ve … plakalı araçlara haciz şerhi konulduğunu ve tüm banka hesaplarına bloke konulduğunu, yine müvekkiline ait 19 adet taşınmazı üzerine ihtiyati haciz şerhi konulduğunu, takibin yargılama sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istediklerini, bu mümkün değil ise dosya borcunun teminat olarak yatırılması halinde hacizlerin fek edilmesini istediklerini, davalı … adresinin Seferihisar/İzmir’de olması nedeniyle davanın İzmir’de açıldığını belirterek, ihtiyati tedbir isteğinin öncelikle teminatsız olarak kabulüne, bu mümkün değil ise İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca teminatlı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibinin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, hacizlerin fekkine ve kaldırılmasına, bu mümkün değil ise dosya borcunun tamamının teminat olarak yatırıldıktan sonra hacizlerin fekkine; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında borcun doğum sebebi olarak gösterilen 08/02/2022 düzenleme tarihli, 15/03/2022 ödeme tarihli, 294.000,00 TL bedelli senedin ve 08/02/2022 düzenleme tarihli, 10/04/2022 ödeme tarihli, 271.000,00 TL bedelli senedin hükümsüz olduğunun tespitine, bu senetlerin iptaline, müvekkilinin bu senetlerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli icra takibi nedeniyle İİK’nın 72/5 maddesi uyarınca alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava 570.724,85 TL dava değeri üzerinden açılmıştır.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davacı arasında borç ilişkisinin bulunduğunu, davacı ve oğlu … ile müvekkilinin araç alım satımı ve ev alım satımı konusunda anlaşma yaptıklarını, davacı tarafın müvekkilinden elden paralar aldığını ve müvekkiline uygun fiyatla ev ve araba almayı üstlendiğini, müvekkilinin verdiği bazı paralarda senet veya sözleşme yaptığını, bazı paralarda ise belge almadığını, müvekkilinin bu paraları verirken araba ve ev almak iyi niyetiyle hareket ettiğini ve davacıdan güven aldığını, elinde sadece babasından kalan tek birikimi olan yazlık satışından gelen parayı Euro cinsine çevirdiklerini, bu nedenle yapılan sözleşmelerde sıkıntı olmaması için euro verdiğinin de açık bir şekilde yazıldığını, müvekkilinin davacıya elden Eylül, Ekim ve Aralık 2021 tarihlerinde 30.000 Euro’ya yakın ödeme yaptığını, verilen paranın euro olmasına rağmen ısrarla davacının ve davacının oğlu …’in TL üzerinden senetler yaptığını, davacı tarafın yaşını bahane ederek senetleri oğlunun üstüne yapılmasını isteyerek kefil olmaktan kaçındığını, bunun sebebinin davacının oğlunun üstünde malvarlığı olmaması olduğunu, devam eden süreçte ev ve arabayla ilgili bir sonuç alınamaması üzerine müvekkilinin parasını geri istediğini, senetlerin davacının oğlu …’in üstüne olmasından dolayı bu kişiye karşı icra takipleri açıldığını ve hacizler yapıldığını, müvekkilinin bu süreçte kurdan dolayı büyük zarara uğradığını, ev ve araba fiyatlarının arttığını, vermiş olduğu parayı alsa dahi büyük zararlarının olduğunu, davacı tarafın belirttiği gibi davacı …’in evinde haciz yapılmadığını, haciz tutanağında belirtildiği gibi 08/02/2022 tarihinde “… Bayraklı/İZMİR” adresinde haciz yapıldığını, bu durumun haciz tutanağına da açık bir şekilde yazıldığını, davacının haciz sırasında haciz mahalline kendi isteğiyle geldiğini, yapılan işlemlerde…’in mallarına haciz işlemi yapılarak….’e yediemin olarak bırakıldığını, haciz tutanağında bu durumun görüldüğünü, müvekkilinin davacıya ve oğluna “kısa süre içerisinde ödemenin yapılmasını kurdan kaynaklı olarak büyük zarara girdiğini bunu da talep ettiğini” söylediğini, davacının ve oğlunun ise biraz daha zaman isteyerek bu durumu düzelteceklerini söylediklerini, müvekkilinin ev ve araba alabilecek paraya sahip iken gelişen koşullardan artık alamayacak duruma geldiğini, davacının bu durumu düzelterek ev ve araba vereceğini, bunun için süre istediğini, tekrar hacize gelinmemesi adına müvekkiline güven vermek için haciz mahalli dışında senetler verdiğini, müvekkilinin bu durumdan dolayı bir çok borca girdiğini ve almış olduğu senetleri borç aldığı kişilere verdiğini, senetlerdeki son ciranta davalı …’un davacıdan tahsilat yapamadığı için müvekkili aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, bu takipte asıl borçlu davacının mallarına haciz konulduğunu ve borcun tahsil edilme aşamasına gelindiğini, borcun asıl sahibi davacı iken, bu davanın kabul edilmesi durumunda müvekkilinin borç altına gireceğini, dosyada hukuka aykırı delillerin bulunduğunu, sunulan görüntülerin HMK’nın 189/2 maddesi kapsamında dosyadan çıkarılmasının gerektiğini, haciz işleminden 1 gün sonra davacının müvekkilinin zararlarını karşılaması için 02/02/2022 düzenleme tarihli, 02/03/2022 ödeme tarihli, 92.415,00 TL bedelli senedi verdiğini, senetlerin haciz tarihinden 1 gün sonra verilmesine rağmen davacı tarafından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla “senetlerin haciz sırasında alındığı” iddiasıyla dava açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin senetlerle oyalandığını, sistematik ve planlı şekilde delil üretmek amacıyla gizlice habersizce kaydedilen ve hukuka aykırı şekilde elde edildiği kabul edilen ses, görüntü ve vide kayıtlarının ispat için delil olarak kullanılamayacağını, imza itirazının çelişkili olduğunu, davacının 81 yaşında olması nedeniyle ehliyetsizlik iddiasında bulunduğunu, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını; hile, tehdit, gabin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, aynı borcun hem davacıdan hem davacının oğlundan tahsil iddiasının doğru olmadığını, muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin … dışındaki cirantalarla ilişkisinin bulunmadığını, dosyaya bir başkasının izni dahilinde olmayacak şekilde T.C. kimlik numarasının ve fotoğraflarının sunulmasının TCK’nın 136. maddesi kapsamında kişisel veriyi yayma suçunu oluşturduğunu; müvekkili ile davacı arasında sözlü ve yazılı anlaşmaların olduğunun açık olduğunu, bononun bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, bu nedenle bir illete bağlı olmasının gerekmeyeceğini ve kural olarak ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa ait olduğunu, kambiyo senetlerinde bir sebebin varlığının aranmayacağını, bedelsizlik iddiasının somut delillere dayanmadığını, müvekkilinin olağan hayat akışı içerisinde borçlunun borcunu yerine getirmesini sağlamaya yönelik meşru araçları kullandığını ve bu araçların kullanılmasının kural olarak korkutma teşkil etmediğini, davacının haciz işlemi ve muhafaza tedbirinden kaynaklı olarak korkutma sebebiyle irade bozukluğuna yol açıldığı ve bu sebeple senet imzaladığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, dava konusunun senet olduğunu, senede karşı senetle ispat zorunluluğunun bulunduğunu, tanıkla ispatın olamayacağını belirterek, davanın reddine, İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; sahtecilik ve bedelsizlik hukuki sebebine dayalı İİK’nın 72. maddesi gereğince borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili ve davalı… vekili dosyaya tarafların sulh olduklarına ilişkin ayrı ayrı 07/07/2023 tarihli dilekçelerini sunmuşlardır.
Davacı vekili 07/07/2023 tarihli duruşmada; tarafların sulh olduklarını, sulh nedeniyle davadan feragat ettiklerini, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin bulunmadığını, teminat mektubunun iade edilmesi isteklerinin bulunduğu belirterek, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …vekili 07/07/2023 tarihli duruşmada; tarafların anlaştığını, feragati kabul ettiklerini, davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin bulunmadığını, teminatın iadesine muvafakatlerinin bulunduğunu bildirmiştir.
Davalı … vekili 07/07/2023 tarihli duruşmada; tarafların anlaşmaya vardıklarını, feragate bir diyeceklerinin bulunmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti isteklerinin bulunmadığını, teminatın iadesine muvafakatlerinin bulunduğunu bildirmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “; 311. maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacı tarafın davadan feragati nedeniyle aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 119,93 TL olduğundan, peşin alınan 9.746,56 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan 9.626,63 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı… vekilinin ve davalı … vekilinin vekalet ücreti isteğinde bulunmamış olmaları nedeniyle bu davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalı… vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2023
Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza