Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/381 E. 2023/162 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/381 Esas
KARAR NO : 2023/162

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 21.08.2021 tarihinde davalı tarafından ZMM sigortası ile sigortalı, “…” plakalı maliki … olan ve kaza anındaki sürücüsü … sevk ve idaresindeki araç; İzmir ili Karabağlar ilçesi ……Caddesi No:….. önünde seyir halindeyken, maliki ve kaza anındaki sürücüsü müvekkili … sevk ve idaresindeki “…” plakalı araca çarptığını, müvekkilinin maliki olduğu araçta maddi hasar meydana geldiğini, kazada tam kusurlu olanın “…” plakalı araç sürücüsü olduğunu, bu aracın olay tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından “…” no’lu poliçe numarası ile ZMM sigortası ile sigortalı olduğunu, kaza sonrası … Sigorta Anonim Şirketi’ne başvuru yapılarak “…” numaralı hasar dosyasının açıldığını, bu dosya kapsamında 21.10.2021 tarihinde … Sigorta Anonim Şirketi tarafından hasar bedeline ilişkin olarak 11.644,15-TL ödeme yapıldığını, sonrasında KTK 97. Maddesi uyarınca 02.11.2021 tarihinde bakiye hasar bedeline ilişkin davalı ZMM sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunu, aynı gün davalı sigorta şirketi tarafından PTT-KEP sistemi üzerinden okunduğunu, herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davanın trafik kazası neticesi araçta oluşan zararın giderilmesi istemli olduğunu, HMK m.107 gereği belirsiz alacak niteliğinde olduğunu, bilirkişi raporuyla müvekkili aracında meydana gelen bakiye hasar bedeli belirlenebilir hale geldiği zaman fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik talebimiz 10-TL bakiye hasar bedelinin davalının temerrüt tarihi olan eksik ödemenin yapıldığı 21.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 2022 yılı AAÜT m.16/2-c hükmü uyarınca 1.350-TL maktu arabuluculuk vekalet ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; … plakalı sigortalı araç ile … plakalı davacıya ait araç 21.08.2021 tarihinde maddi hasarlı bir kazaya karıştığını, işbu kaza sonucu … plakalı araçta maddi hasar oluştuğu iddiasıyla müvekkili şirketten tazmini talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacı yana maddi hasar talebine yönelik bütün ödemelerin gerçekleştirildiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ikame edilen işbu davanın reddi gerektiğini, ZMMS Genel Şartlarının uygulanacağına yollama yapan düzenlemelerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) metninden çıkarılmasına sebep olan Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile taraflar arasında akdedilmiş sözleşmelere etkisinin söz konusu olmayacağını ifade edildiğini, her ne kadar mevcut uyuşmazlıklara doğrudan uygulandığın dan bahsedilse de taraflar arasında yapılmış olan sözleşme maddelerini değiştirilmesinin mümkün olmadığını, sigorta sözleşmelerine uygulanacak hüküm sıralaması, emredici hükümler, genel şartlar, özel şartlar, ticari örf adetler, yargı kararları ve doktrin olarak ifade edildiğini, üçüncü kişi yararına sözleşme olarak trafik sözleşmesi ile getirilen kurallar lehine menfaat üçüncü kişiler için de bağlayıcı olduğunu, anayasa mahkemesi iptal kararında trafik sigortası genel şartlarını ortadan kaldırmadığını, bu kapsamda mezkur dava konusu yargılamada ZMMS Genel Şartları dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesini, hasar dosyasının açılmasını takiben araçta meydana gelen hasarın tespiti için yapılan incelemelerde araçta meydana gelen müvekkil şirketin sorumluluğundaki hasar tutarının 11,644.15 TL olduğu mahkemenize ekte de sunulan ekspertiz hesaplaması sonucu tespit edildiğini, belirlenen 11,644.15-TL tutarındaki hasar onarım bedeli başvuran tarafa ödendiğini, müvekkili şirket tarafından borç olarak belirlenen tutar ifa edilerek sona erdiğini, hukuki bir gerekçesi kalmadığından başvuran tarafından talep edilen tutara açıkça itiraz ettiklerini, Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarından da ödeme yapıldığı taktirde başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğini, müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın kazadaki kusur oranı nispetinde müvekkili-şirketin sorumluluğu bulunmadığını, bu kapsamda kusur oranının tespit edilerek yargılamaya devam edilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi ihtimalinde yasal faize hükmedilmesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanılan nedenlerle; öncelikle usule ilişkin itirazların kabulü ile davanın usulden reddine, sayın mahkemece usulden ret kararı verilmediği takdirde, haksız, mesnetsiz, yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı olarak açılmış olan davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı: Kazayı takiben tarafların kendi aralarında imza altına alarak mahallinde tanzim edilen 21/08/2021 tarihli Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının incelenmesinde; “Davalı tarafın sürücüsü olan dava dışı … (…) “Sürücü görüşleri” bölümündeki yazılı beyanında; “… plakalı aracım ile 4714 sokaktan Eski İzmir caddesine katılırken … plakalı araca çarptım.” şeklinde olayı tanımladığı, davacı …’in (…) “… plakalı aracımla Eski İzmir caddesinde seyir halindeyken 4714 sokaktan gelen … plakalı araç aracıma çarptı” şeklinde olayı tanımladığı görülmüştür.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinde önce 21/08/2022 tarihinde davalı sigortaya başvuruda bulunmuş, davalı sigorta tarafından davacıya 11.644,15-TL hasar bedeli ödenmiştir.
Sigorta poliçesi:Davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 21/04/2021 – 21/04/2022 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 43.000,00 TL dir.
Trafik Tescil Kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davacı …’e ait olduğu tespit edilmiştir.
Sigorta Tahkim Dosyası: Sigorta Tahkim Komisyonu’nun …….esas sayılı, ……..karar sayılı 27.03.2022 tarihli kararına ilişkin dosyanın incelenmesinde, aynı davacı tarafından aynı tarihli trafik kazasına ilişkin davalı sigorta şirketinin yaptığı hasar ödemesinin yetersiz olduğundan bahisle aynı konuda bakiye hasar bedeli için başvuruda bulunulduğu, yapılan inceleme neticesinde davacının dava ve ıslah dilekçesindeki talep ve davalı sigortanın yaptığı ödeme dikkate alınarak, davacının bakiye hasar zaranının bulunmadığından talebin esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu:Otomotiv Bilirkişi …’in 01/12/2022 tarihli raporunda; Dosyanın tetkiki neticesinde, kaza analizi ve kazada tarafların kusur ve ihlallerinin tespiti bakımından dosyanın 2022 yeni Adli Trafik listesinde bulunan bir bilirkişiye tevdi edilmesi, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, Oto MM Ekspertiz Raporundaki tespitlerin kaza ile daha uyumlu olduğu görüş ve kanaatine vardığını, buna göre … plakalı Peugeot 207 Premıum 1.4 HDI 5 K 70 marka 2008 model 289.452 km’deki davaya konu aracın (21.08.2021 kaza tarihi itibarıyla) hasar onarım bedelinin ve zararının aşağıdaki gibi olduğu; iskontolu ve eşdeğer parça kullanımı ile Onarım bedelinin 6.217,92 TL yedek parça ve 3.650,00 TL işçilik ile toplam 9.867,92 TL +kdv, kdv dahil 11.644,15 TL olduğu, iskontosuz ve orjinal parça kullanımı ile Onarım bedelinin 11.099,25 TL yedek parça ve 3.650,00 TL işçilik ile toplam 14.749,25 TL +kdv, kdv dahil 17.404,11 TL olduğu, Davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından 21.10.2021 tarihinde ödenen 11.644,15-TL kısmi hasar bedeli mahsup edildiğinde; Sayın Mahkemenin hasar bedeli zararı bakımından nihai kararı iskontolu ve eşdeğer parça kullanımı ile onarım bedeli 11.644,15 tl yönünde olması durumunda; bakiye hasar onarım bedelinin (11.644,15 tl-11644,15 tl farkı) sıfır tl olacağı, bakiye hasar bedeli olmayacağı, sayın mahkemenin hasar bedeli zararı bakımından nihai kararı iskontosuz ve orijinal parça kullanımı ile onarım bedeli 17.404,11 tl yönünde olması durumunda; bakiye hasar onarım bedelinin (17.404,10 tl-11.644,15 tl farkı) 5.759,99 tl olacağı, eğer sayın mahkemenin hasar bedeli zararı bakımından nihai kararı, yukarı kısımlarda açıklanan gerekçelerle iştirak etmedikleri STK Uyuşmazlık Hakem Bilirkişisi ………… Raporu; 5.112,15 TL yedek parça, 5.250,00 TL işçilik olmak üzere toplam 10.362,15 TL +kdv, kdv dahil 12.227,34 TL yönünde olması durumunda, bakiye hasar onarım bedelinin (12.227,34 TL-11.644,15 TL farkı) 583,09 TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu: Bilirkişi Trafik Uzmanı … 12/01/2023 tarihli bilirkişi raporu; Davalı sigorta poliçeli aracı kullanan dava dışı sürücü … (…) dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, KTK nın 57/1-a maddesinde belirtilen (Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar), hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu; davacı … (…) kazanın oluşumunda etken olmadığı Üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlar ile dış faktörlerin olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etken olabilecek bir davranış şekli görülmediğinden kazanın oluşumunda etken olmadığı mütalaa edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan bakiye hasar zararı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı 21.08.2021 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde aracının hasar gördüğünü, davalı sigortü şirketine başvuruları üzerine 11.644,15 TL ödeme yapıldığını, ödemenin yetersiz olduğunu iddia ederek bakiye hasar zararı nedeniyle maddi tazminat talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde davacının dava açmadan önce bakiye hasar bedeli zararı için daha önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na da müracaat ettiğini, Komisyonun talebin esastan reddine karar verdiğini, aynı zarar için verilen hakem kararının eldeki davada kesin hüküm teşkil ettiğini savunarak davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Yine 6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde; “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir…” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı Kanun’a göre kesin hüküm itirazı dava şartlarından olup 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi gereği dava şartının her zaman ileri sürülmesi mümkündür.
Öte yandan, Sigorta Tahkim Heyeti tarafından esastan verilen kararlar da kesin hüküm oluşturur.
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun ……. esas sayılı, ……..karar sayılı 27.03.2022 tarihli kararına ilişkin dosyanın incelenmesinde, aynı davacı tarafından aynı tarihli trafik kazasına ilişkin davalı sigorta şirketinin yaptığı hasar ödemesinin yetersiz olduğundan bahisle aynı konuda bakiye hasar bedeli için başvuruda bulunulduğu, yapılan inceleme neticesinde davacının dava ve ıslah dilekçesindeki talep ve davalı sigortanın yaptığı ödeme dikkate alınarak, davacının bakiye hasar zaranının bulunmadığından talebin esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu kararının, aynı taraflar arasında, aynı konuda verildiği ve kesin olduğu dikkate alındığında verilen karar kesin hüküm sonucu doğuracağından, zarar gören dava yolu ile de olsa aynı zarara yönelik yeniden talepte bulunamaz. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi de 2021/2969 E. 2021/3503 K. sayılı emsal kararında “Somut olayda; davacı iş bu davadan önce aynı olaya ilişkin davalı aleyhine aynı taleple uyuşmazlık hakem heyetine başvuruda bulunmuş, K-2018/62558, 2019/İHK-1253 dosyası ile yargılama yapılmıştır. İlgili dosya itiraz hakem heyeti kararı incelendiğinde; ‘davacı vekilinin dosyaya ibraz edilen maluliyet raporunun ilgili yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmadığından usule uygun olmaması sebebi ile, kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun rapor alınması amacıyla davacıya 20 gün süre verildiği, ara kararın davacıya e posta yoluyla tebliğ edildiği, davacı vekilinin raporun yeterli olduğunu beyan ederek ara karardan rücu edilmesi talebini içeren dilekçe sunduğu, davacı talebinin uygun görülmemesi üzerine talebin reddine ilişkin ara karar verilip tebliğ edildiği, ara kararda verilen sürenin dolduğu ancak buna rağmen davacı tarafça cevap verilmediği, davacı vekiline son bir e posta gönderilerek hastaneye başvuru yapıp yapmadığı hususunda bilgi verilmesinin istenildiği ancak herhangi bir dönüş yapılmadığı bu nedenle mevcut delillerle değerlendirme yapıldığı , davacı vekilince mevzuata uygun rapor alınmadığı ve 3 kez uyarılmasına rağmen yeni rapor temini için hastaneye başvuru yapıldığına dair belge sunulmaması nedeniyle ispat edilemeyen başvurunun reddine’ karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak taraflarca karara karşı süresinde itiraz ya da temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. İş bu dava ise 29.05.2019 tarihinde bu kez usule uygun rapor ile aynı başvuran tarafından aynı davalıya karşı,aynı kaza nedeniyle meydana gelen maluliyetine ilişkin olarak herhangi bir gelişen durum iddiası olmaksızın açılmıştır. Yukarıda bahsi geçen aynı olaya ilişkin yapılan yargılamada verilen karar raporun usule uygun olmayışı nedeni ile verilen usulden ret kararı olmayıp, davacı tarafça yargılama yapılabilmesi amacıyla gerekli raporun verilen süre içerisinde sunulmaması ve bu nedenle ispatlanamayan davanın esastan reddine yönelik bir karardır. İlgili karar kesinleşmiş ise esastan verilen ret kararı İş bu dosya için kesin hüküm teşkil etmektedir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, 05.02.2019 tarihli, 2019/İHK-1253 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı taraflarca süresinde temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda kesin hüküm bulunup bulunmadığı tartışılarak kesinleşmesi durumunda 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesine göre, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemece, HMK’nın 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozmayı gerektirmiştir.” denilerek, esastan ret karar verilmesi halinde de Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarının sonrasında açılan davada kesin hüküm oluşturacağı kabul edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi’nin 2022/250 esas, 2022/350 karar sayılı emsal kararında da aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda da; davacının 20/12/2021 tarih ve …….. esas sayılı başvuru sayılı dilekçesi ile Uyuşmazlık Heyetine başvuru sonrasında verilen kararda “Başvuru sahibinin bilirkişi kök ve ek raporu ile tespit edilen hasar zararı ile davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tutarı dikkate alındığında bakiye hasar zararının bulunmadığından bahisle başvurunun usulden reddine” karar verildiği anlaşılmaktadır. her ne kadar hakem kararında “başvurunun usulden reddine” şeklinde yazılmış ise de kararın içeriği dikkate alındığında başvurunun esastan reddedildiği görülmektedir. İlgili karar kesinleşmiş olup, esastan verilen ret kararı iş bu dosya için kesin hüküm teşkil etmektedir. Bu durumda eldeki davada, dava konusu hakkında önceden verilmiş kesin hüküm bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesine göre, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, HMK’nın 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/1-i ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Maktu red harç tutarı olan 179,90 TL harca, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
4-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 10,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza