Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/284 E. 2023/14 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/284
KARAR NO : 2023/14
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
G. KARAR
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Davalı sigorta şirketi tarafından … poliçe numarası ile sigortalı ve sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile maliki … ve kaza anında sürücüsü … olan … plakalı aracın … tarihinde … önündeki kavşakta çarpışmış olduğunu, bu çarpışmada …’in … plakalı … marka aracı ile kırmızı ışıkta geçiş yaparak kazaya sebebiyet verdiğini ve kazanın ardından olay yerini terk etmiş olduğunu, kaza sonrası müvekkili tarafından davalı … Sigorta Şirketine başvuru yapıldığını ancak bu başvuruya herhangi bir cevap verilmemiş olduğunu, müvekkilinin aracını kaza sonrasında özel bir serviste yaptırmış olduğunu, hasarlı parça ve malzemelerin değişimi ile montaj ve işçilik bedeli olarak toplamda 5.635,40 TL ödemiş olduğunu, izah edilen nedenlerle müvekkilinin aracında meydana gelen toplam 5.635,40 TL maddi hasarın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, huzurdaki uyuşmazlıkta sigortalının kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu tevsik eden herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyanın kusur bilirkişisine tevdi edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, öncelikle, mükerrer ödeme ve sebepsiz zenginleşmenin engellenmesi için konu kaza nedeniyle sigortalı veya kasko sigortacısı tarafından zarar görene bakiye ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitini talep ettiklerini, arz ve izah edilen ve re’sen takdir edilecek nedenlerle; talebin cevap dilekçelerinde belirttikleri ve re’sen gözetilecek nedenlerle esastan reddine, ret taleplerinin kabul edilmemesi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile davaya konu talepler yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasına, arabuluculuk sürecindeki temsile ilişkin vekalet ücretinin reddine, talebin kabulü halinde, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, izah edilen sebeplerle ve resen gözetilecek nedenlerle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Dosya içeriğinde bulunan ve İzmir Trf. Dnt. Şb. Md. lüğü Trf. Polis Memurları tarafından düzenlenmiş olan Kaza Tespit Tutanağında; … tarihinde saat … sıralarında, sürücü … idaresindeki … plakalı otomobili ile … önünden trafik ışıkları kendisine yeşil yandığında sola dönerek yolun karşısına geçmek istediği sırada aracının sol yan kapı kısımlarına sürücüsü tespit edilemeyen ve kaza yerini terk eden … plakalı beyaz renkli bir … otomobilin ön kısımları ile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği tespit edilmiştir.
Hasar Dosyası : davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine hasar zararı için … tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Poliçe : Davalı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında … plakalı araca ilişkin olarak … ila … tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti maddi araç başına 39.000,00-TL. dir.
Trafik Tescil : Türkiye Noterler Birliğinin … tarihli cevabi yazısında; … plaka sayılı aracın dava dışı … adına tescilli olduğu, … plaka sayılı aracın ise davacı … adına tescilli olduğu bildirilmiştir.
Tramer : davacıya ait … plaka sayılı aracın dava konusu kazadan önce karıştığı kaza bulunmadığı tespit edilmiştir.
Soruşturma dosyası : İzmir C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası içeriğinden dava dışı şüpheli … hakkında davacı müşteki …’e karşı mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından başlatılan soruşturmada, atılı suçların taksirle işlendiği, atılı suçların yasal unsurları oluşmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu : Makine mühendisi Bilirkişi … … tarihli raporunda; … plakalı … marka otomobilin kaza yerini terk eden sürücüsünün orta ayırıcı refüj ile 3 şerit gidiş -3 şerit geliş olarak bölünmüş … caddesi üzerinde … istikametinden, … istikametine seyri esnasında bu yolun yan yolla kesiştiği … önünde bulunan trafik ışıklı kavşağa geldiği esnada kendi yönüne kırmızı renkli trafik ışığı yandığı ve durması gerekirken seyrine devam ettiği esnada aracının ön kısımları ile yan yoldan kendisine yeşil ışık yanmakta iken karşı yöne geçmek için kavşak müşterek alanına giren sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı …marka otomobilin sol yan kısımlarına çarpması ile meydana gelen olayda kaza yerini terk eden … plakalı araç sürücüsünün dikkatsiz, özensiz ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47-b) ve 84-a) kurallarına aykırı hareketi ile Kazanın Oluşumunda 1. Derecede Hatalı Etken Davranış Sergilemiş Olduğunu, davacı …’ e ait … plakalı aracın sürücüsü …’ in … caddesine paralel yan yoldan … önündeki trafik ışıklı kavşaktan kendi yönüne yanan yeşil ışıkta karşı yöne geçtiği esnada aracının sol yan kısımlarına kırmızı ışıkta geçen ve sürücüsü kaza yerini terk eden … plakalı aracın ön kısımları ile çarpması sonucu meydana gelen olayda … plakalı araç sürücüsü …’ in kazayı önlemek adına alabileceği bir önlem olmadığını, meydana gelen trafik kazasında oluşa etken üçüncü kişi ya da kurum bulunmadığını, davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda sol ön kapı, sol arka kapı ve sol orta direk kısımlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğunu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasarın yedek parça + işçilik + KDV olarak 6.500,00 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar bedeli zararının karşı taraf araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın usulden reddini talep etmiştir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru üzerine ekspertiz raporu alınarak hasar miktarı tespit edilmiş ise de, davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmayıp, dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği anlaşılmakla HMK’nın 107. maddesine uygun olarak, belirsiz alacak davası açılması mümkün olduğundan, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmasındak hukuki yararı mevcut olup, davalı vekilinin aksi yönüdeki savunmasına itibar edilmemiştir. (Yargıtay HGK 17.11.2020 tarih 2017/17-1102 E. 2020/905 K. sayılı ilamı)
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere“Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,….hesaplanır.”“Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin … tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; … tarihinde davaıl sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … Plakalı … marka otomobilin kaza yerini terk eden sürücüsünün orta ayırıcı refüj ile 3 şerit gidiş -3 şerit geliş olarak bölünmüş … caddesi üzerinde …istikametinden, … istikametine seyri esnasında bu yolun yan yolla kesiştiği … önünde bulunan trafik ışıklı kavşağa geldiği esnada kendi yönüne kırmızı renkli trafik ışığı yandığı halde durması gerekirken seyrine devam ettiği, bu sırada yan yoldan kendisine yeşil ışık yanması nedeniyle karşı yöne geçmek için kavşağa giren sürücü … sevk ve idaresindeki davacıya ait … plakalı … marka otomobilin sol yan kısımlarına çarptığı, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortalısına ait aracı kullanan sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle yedek parça, işçilik ve KDV dahil 6.500,00 TL hasar meydana geldiği, davacının dava dilekçesi ile 5.635,40 TL hasar bedeli talep ettiği, talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinden istekle bağlı kalındığı, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, 5.635,40 TL zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği … tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla davalı sigorta şirketinin … tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 5.635,40 TL hasar bedelinin talep gibi yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 5.635,40 TL hasar bedelinin … temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 384,95 TL nispi harca, peşin alınan 96,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 288,71 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 96,24 TL peşin harç, 295,40 TL davetiye ve posta gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.133,84 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.635,40 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine .
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır