Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/277 E. 2022/357 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/277
KARAR NO : 2022/357

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat (Banka Genel Kredi Sözleşmesine Kefaletten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2022
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İstirdat (Banka Genel Kredi Sözleşmesine Kefaletten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf dava dilekçesi ile özetle; adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine İzmir 14. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyasında haksız ve hukuka aykırı bir şekilde icra takibi başlatıldığını, kefalet sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak sorumlu olduğu azami sürenin yazılmadığını, bu sebeple müvekkilinin her daim icra tehdidi altında bulunacağını, böyle bir durumun hukuk zemininde kabulü olmamakla birlikte Yargıtay kararlarında da azami sürenin belirlenmemesi halinde söz konusu kefaletin geçersiz olacağını, TBK 583. maddesi uyarınca kefilin sözleşme ile yükümlülük altına girdiğini kendi el yazısı ile yazmasının şart olduğunu, ancak somut olayda görüleceği üzere müvekkilinin kendi el yazısı ile kefil olduğunu, sözleşme ile tarafına atfedilen tüm sorumlulukları kabul ettiğine ilişkin kendi el yazısı ile herhangi bir beyanının bulunmadığını, işbu sebeple de söz konusu kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkili her ne kadar 22.03.2011 tarihli kefalet sözleşmesi için asıl borçluya kefil olmuş olsa da eşlerin kefalet sözleşmesi yapma bakımından özgür oldukları bu dönemin 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile sona erdiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile kefalet kurumuna esaslı değişiklikler getirildiğini; evli kişilerin kefalet ehliyetinde sınırlamaya gidildiğini, söz konusu düzenleme ile evli bir kişinin kefil olabilmesinin, diğer eşin yazılı rızasına bağlandığını, müvekkilinin kefil olduğu kredinin asıl borçlu … tarafından ödendiğini, müvekkili aleyhine icra takibi başlatılan ve maaş haczi uygulanan ve işbu davanın konusu olan söz konusu kredinin ise … tarafından 03.06.2015 tarihinde … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi üzerinden alınan krediye dayandığını, müvekkilinin kredinin çekildiği 03.06.2015 tarih itibariyle evli olduğunu, her ne kadar İzmir 14. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış olsa da kredinin çekildiği tarih itibariyle 22.03.2011 tarihli kefalet sözleşmesinin, eş rızasının alınmamış olmaması sebebiyle geçersiz olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle müvekkili yönünden takip şartları gerçekleşmediğinden ve yine Sayın Mahkemenin resen dikkate alacağı sebeplere binaen; davanın kabulüne, müvekkilinin maaşından haksız surette usul ve yasaya aykırı olarak cebri icra tehdidi altında takip tarihinden itibaren kesilen ve kararın kesinleşme tarihine kadar da kesilecek olan miktarın, davalı tarafından istirdadına ve bu miktarın tahsil tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, müvekkilinin bahsi geçen icra dosyasındaki borçlu sıfatının iptaline, davalı tarafın kötü niyetli olarak, yasal unsurları oluşmadığı halde takibe konnu olması sebebiyle takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; banka genel kredi sözleşmesine kefalet ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davanın dayanağı olarak Genel Kredi Sözleşmesi dosyaya sunulmuştur.
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nun 5. Maddesi: (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli 1232 karar sayılı kararı ile; “…Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir. Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla; 1) 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, 3) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde düzenlenenler hariç), 4) 23/02/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan, 5) 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan, 6) 06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan, 7) 20/06/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15/12/2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine” karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık “5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan” kaynaklanmakta olup, söz konusu hukuk davalarına bakmaya, finans mahkemesi sıfatıyla HSYK tarafından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 2 nci bendi gereğince İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin münhasıran görevlendirilmesi nedeniyle anılan mahkemede davanın görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ve dava dosyasının İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi (Finans Mahkemesi Sıfatı ile) olduğu anlaşılmakla dosyanın görevli İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne (Finans Mahkemesi Sıfatı ile) GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
3-İhtiyati haciz talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, KESİN olmak üzere karar verildi. 15/04/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)