Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/249 E. 2022/936 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/249 Esas
KARAR NO : 2022/936

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 11/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacılar vekili; davalının müvekkilleri hakkında kambiyon senedine dayalı olarak icra takibi başlattığını, müvekkillerinin davalıyı hiç tanımadıklarını, davalının kambiyo senedinin tanzim tarihi itibariyle yalnızca 20 yaşında olduğunu, bu yaştaki bir insanın 193.800,00 TL’lik bir kambiyo senedinden alacaklı olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, imzanın kötüye kullanılması durumunun mevcut olabileceğini ileri sürerek, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; davacıların kötü niyetli olduğunu, iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin çiftçilikle uğraştığını, 193.800,00 TL tutarında kambiyo senedinden alacaklı olmasının mesleği gereği olağan bir durum olduğunu, davacıların, davalıyı tanımadıkları iddiasının, tanımadıkları birinden icra takibi yapıldığını öğrendikleri anda şikayette bulunmamaları nedeniyle hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR:Tire İcra Dairesi’nin …/… sayılı takip dosyası Uyap sisteminden çıkartılarak incelenmiştir.
GEREKÇE:Dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; somut olayda uyuşmazlık, dava tarafları arasında yapılmış olan sözleşme nedeniyle düzenlenen senet sebebi ile açılmış menfi tespit davasıdır.
HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında Mahkeme tarafından re’sen araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle dosyanın görev yönünden incelenmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK 5/1 maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile görevlidir. Ticari davaların ise mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrıldığı dikkate alındığında; Asliye Ticaret Mahkemeleri; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri olmak üzere üç tür adli iş ile görevlidir.
Görülmekte olan davanın (davacı ve davalı olmak üzere) iki taraflı olup, çekişmesiz yargı işi olmadığı izahtan varestedir. Bu nedenle görülmekte olan davanın ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi olmadığı açıktır.
Mutlak ticari davalar ise başta TTK olmak üzere yasada tahdidi olarak sayılmış kanun maddelerinden kaynaklanan ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gereken davalardır. Somut olayımız, taraflar arasındaki mısır ve sılaj satışına dair satış sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlığa yönelik olup, satış sözleşmesi TBK’da düzenlenmiş ve mutlak ticari davaya sebebiyet verecek sözleşmeler arasında gösterilmemiştir. Burada değinilmesi gereken bir diğer husus ise, menfi tespit taleplerine konu bononun kambiyo senedi olması ve kambiyo senetlerine ilişkin düzenlemelerin Türk Ticaret Kanununda yapılmış olması sebebi ile görülmekte olan davanın mutlak ticari dava olup olmadığıdır. Hemen belirtilmelidir ki; kambiyo senetleri; tıpkı fatura gibi TTK’da düzenlenmiş olmasına rağmen kendiliğinden davayı mutlak ticari dava yapmamakta, davanın mutlak ticari dava olup olmadığı, dava konusu kambiyo senedi ya da faturanın hangi sözleşme türüne istinaden düzenlendiğine göre, yani temel hukuki ilişkiye göre belirlenmektedir. Bir başka anlatımla kira sözleşmesine istinaden düzenlenmiş fatura veya kambiyo senetlerinden kaynaklı davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri, tüketici işlemine istinaden düzenlenen kambiyo senedinden kaynaklı davalarda Tüketici Mahkemeleri, sigorta sözleşmesi ya da taşımacılık sözleşmesi gibi TTK’da düzenlenmiş olan sözleşme türlerine istinaden düzenlenmiş fatura veya kambiyo senetlerinden kaynaklı davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2018/1593 – 3866 E-K sayılı ilamında; “… Dava tarihi itibariyle davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, tarafların sıfatı ve temel ilişkinin eser niteliğine göre görevli mahkeme ticaret Mahkemesi olmayıp, asliye hukuk mahkemesidir. Davanın dayanağı olan kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti, davanın ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Mahkemece görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekirken, esasın incelenip davanın reddi doğru olmamış, karar bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onandığı, bu kez yapılan incelemede karar düzeltme istediğinin kabulü ile kararın bozulması uygun bulunmuştur.” şeklinde karar vermiştir. (Faturaya ilişkin Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2148 E – 2019/4377 K sayılı ve 2019/2041-4092 E-K sayılı ilamları da aynı yöndedir.) somut olayımızda her ne kadar dava konusu senedin bono olduğu iddia edilerek dava açılmış ise de, bu bono taraflar arasındaki satış sözleşmesine istinaden düzenlenmiş olup, satış sözleşmesi TBK da düzenlenen ve mutlak ticari davaya sebebiyet vermeyen bir sözleşme türüdür
Nispi ticari davalar ise, tacir olan dava tarafları arasında, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili çıkan uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalardır. Yani bir davanın nispi ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının da tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın, mevcut ve ticari faaliyetine devam eden ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Somut olayımızda, davacılar ve davalı gerçek kişilerdir. Dava dilekçesinde davacının ve davalının gerçek kişi tacir olduğuna dair bir iddia bulunmamaktadır.. Dolayısı ile somut olayımızda görülmekte olan dava, nispi ticari dava da değildir.
Bu nedenlerle görülmekte olan davada Mahkememizin değil, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmış, dosya kapsamında görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflar vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi.11/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır