Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/171 E. 2022/488 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/171
KARAR NO : 2022/488

DAVA : Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 23.06.2015 günü saat 15.30 sıralarında İzmir Torbalı Ayrancılar-Pancar arasında seyreden davacı müvekkiline ait … plakalı kamyonun yolun sağındaki tarlaya girdiğini ve bu şekilde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu kamyondaki bir adet valsli kahve öğütme değirmeninin hasarlandığını, kahve makinesinin satıcısı tarafından özel ekspere hesap yaptırıldığını, eksperin tespit ettiği 39.770,00+ KDV tutarı emtianın nakliye sigortasını yaptıran … Sigorta A.Ş. ‘den istendiğini ve sigorta şirketince 43.747,00 TL ödeme yapıldığını, sigorta şirketinin ödediği tutarı araç sahibi olan müvekkilinden istediğini, müvekkili tarafından söz konusu icra takibi için itiraz edildiğini, daha sonrasında … Sigorta A.Ş.’nin itirazın iptali için 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. sayılı davayı açtığını, davacının açtığı söz konusu davanın ilk derece mahkemesi tarafından lehlerine sonuçlandığını, yani reddedildiğini, fakat … Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusu üzerine, İzmir 17. Hukuk Dairesi ……K sayılı kararıyla ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak, … Sigorta A.Ş’nin açtığı bu davayı kabul ettiğini, sonuç olarak … Sigorta A.Ş’ nin İzmir … İ.D. ‘nin …… sayılı esas dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin İzmir 17. Hukuk Dairesinin … K sayılı kararıyla kesinleştiğini, müvekkilince henüz söz konusu icra dosyasına ödeme yapılmadığını, fakat müvekkilinin icra tehditi ile karşı karşıya kaldığını, İzmir 17. Hukuk Dairesince … K sayılı kararda bu konuya ilişkin olarak ”…. …’in iddiaları arasında kaza anında sözleşmenin yürürlükte olup olmadığı işbu davanın taraflarına uygun bir iddia değildir, keza bu tür iddialar sigortadan bu sözleşme gereğince lehine ödeme yapılana karşı açılan rücu davalarında ileri sürülecektir…” dendiğini, … Ltd Şti ile davaya konu kazadan sonra … Sigorta Şti arasında nakliyat poliçesi düzenlendiğini, Jandarma tarafından tutulan Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit tutanağında kazanın zamanının 15.30 olduğunun yazılı olduğunu, tutanağın metin kısmında saat 15.40 sırasında ihbar alındığını, 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasına Sigortacı … Ltd tarafından poliçenin tanzim tarihine ilişkin sunulan belgede, talep tarihinin 15.43.23 olduğu, onay tarihinin 15.46.45 olduğunun yazılı olduğunu, bu belgenin, nakliyat sigorta poliçesinin kazadan sonra düzenlendiğini açıkça ortaya koyduğunu, poliçenin düzenleme anının gösterildiği gibi nakliye poliçesinin içeriğinin, taraflarının ve düzenleme anının ayıplı olduğunu, ayıplı bir sözleşmeye dayalı olarak sigorta şirketince hatır ödemesi yapıldığını, özetle; sigorta şirketinin, hem kazadan sonra düzenlenen poliçenin tarafı olduğunu, hem de nakliyat sigortası özel şartları gereğince istenmesi gereken belgeler istenmeden ödeme yapıldığını, bundan hak etmediği hatır ödemesini alan davalı … Ltd şirketi aleyhine bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, taraflarınca arabuluculuk kurumuna …… E. numarası ile başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davacı müvekkilinin, 43.747,00 TL, icra inkar tazminatı olan 8.749,00 TL ve avukatlık ücreti olan 6.487,11 TL toplam, 59.126,88 TL borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında dava dışı … Sigortanın icra tehtidi ile müvekkili davasının ödeme yapması durumunda, 43.747,00 TL, 8.749,00 TL ve avukatlık ücreti olan 6.487,11 TL toplam 59.126,88 TL’nin hatır ödemesi alan davalıya rücu edilerek alınması ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve müvekkilince ödeme yapılması durumunda, ödeme tarihinden itibaren tüm bu alacaklarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber, davaya konu edilen İzmir 20. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına ilişkin kesin hüküm varken huzurdaki davanın açılamayacağı kanaatinde olduklarını, İzmir ……….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali için açılan … Sigorta A.Ş.’nin davacısı, …’in de davalısı olduğu İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., ….. K. sayılı dosyasında verilen 20.03.2018 tarihli kararda; davanın reddine karar verildiğini ancak anılı kararın istinaf incelemesi neticesinde İzmir BAM 17.HD’nin … E., … K. Sayılı kararında; ” … Sigorta A.Ş.’nin(davacı) başvurusunun kabulüne, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. Sayılı kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi yerine geçilmek üzere, davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine, Davalının İzmir ……İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 43.747,00 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, Faiz alacağına ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, 8.749,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” denilerek kesin olarak karar verildiğini, bahsi geçen kararın …’in, 23.08.2015 tarihinde gerçekleşen kaza neticesinde IBO -600 Valsli Kahve Öğütme Değirmenin zarar görmesi sebebiyle … Sigorta A.Ş. tarafından, … ………. Makine San ve Tic. Ltd.Şti.’ye yapılan 43.747,00 TL hasar bedeli ödemesinden sorumlu olduğu noktasında kesin hüküm oluşturduğunu, kesin hüküm dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının işbu davada ileri sürdüğü iddiaların dikkate alınmasının mümkün olmadığını, zira; İzmir BAM 17.HD’nin … E., … K. sayılı kararında da belirtildiği üzere proforma faturasındaki nakliyenin alıcıya ait olduğuna yönelik ifadenin, nakliye sırasında doğan hasarı kapsadığına dair bir yoruma gidilmesinin mümkün olmadığını, bu kayıdın sadece nakliye bedelinden alıcının sorumlu olduğuna ilişkin bir kayıt olduğunu, yine kararda, sigorta poliçesinin kazadan sonra düzenlendiğine yönelik iddianın, taşıyıcı konumundaki … tarafından ileri sürülemeyeceğini, ancak sigorta sözleşmesinin ilişki çerçevesinde tazminat talep eden sigorta ettirenin veya sigortaya konu hukuki ilişki kaynaklı zarar görenin sigortadan talepleri halinde veya sigorta şirketinin gerekmediği halde ahde ödeme yapması üzerine lehine ödeme yapılana karşı açılan rücu davalarında ileri sürülebilecek iddia ve savunmalar olduğunun açıkça belirtildiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte herhalükarda müvekkili şirket ile sigorta şirketi arasında düzenlenen tazminat makbuzu ve temlikname başlıklı belgeye istinaden dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin alacağın temliki hükümleri gereğince de …’e karşı takip ve dava hakkının bulunduğunun sabit olduğunu, olaya ilişkin kaza tutanağında; kazanın tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası olduğunu, olay yerinde yapılan incelemede araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağında bulunan tarlaya girmesi şeklinde gerçekleştiğinin sabit olduğunu, bu noktada davacı-taşıyıcı …’in meydana gelen kaza sebebiyle emtianın uğradığı zararın tamamından sorumlu olduğunun sabit olduğunu, … sigorta A.Ş. ‘nin de rizikoyu kabul edip müvekkili şirkete ödeme yaptığını, ayrıca alıcı konumunda dava dışı … Gıda Ürünleri San Tic.AŞ. tarafından da müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun yanı sıra tarafları … Sigorta A.Ş. ile … olan İzmir 20.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından kaynaklı olarak, icra takibinin tarafı olmayan davalı müvekkili şirket aleyhine işbu icra takibinden kaynaklı olarak menfi tespit ve istirdat davası açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davalı müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, yine itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı hukuki sebebe dayanarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığının kabul edildiğini, İzmir 20.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına ilişkin itirazın iptali davasının açılmasından sonra … tarafından açılan menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan da reddinin gerektiğini, anılan nedenlerle, diğer tüm başvuru ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası : İzmir …… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklı … Sigorta AŞ tarafından borçlular … ve Nimet Andiç aleyhine, 43.747,00-TL asıl alacak 1.423,87-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.170,87-TL alacak için ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, borçlu …’in 19/01/2016 tarihli dilekçesi ile borca ve faize itiraz ettiği, 19/01/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … Sigorta AŞ ile davalı … arasında haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda davacının davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava; davacı taşıyıcının yükte meydana gelen hasar zararı nedeniyle davalı taşıtan satıcı sigortalıya karşı borçlu olmadığının tespiti ve istirdat davasıdır.
Mahkememizin … Esas, … karar sayılı dosyasında, davacı … Sigorta A.Ş. tarafından, davalı hasar sorumlusu olan taşıyıcı………’e karşı, dava dışı sigortalısı olan … … Makinaları ve Ticaret Ltd.Şti.’ye yapmış olduğu ödemeyi, halefiyet hükümlerine ve/veya alacağın temliki hükümlerine göre nakliyat sigorta poliçesine dayalı olarak rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası açtığı, yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği, kararın davacı … sigorta A.Ş. tarafından istinaf edildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD’nin … esas, … karar sayılı 25.02.2021 tarihli kesin kararı ile istinaf isteği kabul edilerek “Davalı iddiasındaki proforma faturasındaki nakliyenin alıcıya ait olduğu hususundaki nota dayanılarak nakliye sırasında doğan hasarı kapsadığına dair bir yorum ile sonuca gidilmesinin zorlama bir yorum olduğu, genel uygulamaya göre nakliyenin alıcıya ait olması nedeni ile nakliye bedelinin alıcıya ait olduğu anlamını taşıdığı, kaldı ki dayanak gösterilen proforma faturanın bir teklif niteliğinde olduğu, davalının iddialarını ispata yeterli olmadığı gibi bu şartlarla sözleşmenin kurulduğunu kabul ve zorlama ve delilsiz bir yorum olacağı, öte yandan davalının iddiaları arasında yer alan kaza anında sözleşmenin yürürlükte olup olmadığı hususunun iş bu davanın tarafları ve olaydaki gelişmelere uygun bir iddia olmadığı, keza bu tür iddiaların sigortadan bu sözleşme gereğince tazminat talep eden sigorta ettiren veya sigortaya konu hukuki ilişki kaynaklı zarar görenin sigortadan talepleri halinde ve/veya sigortanın gerekmediği ahde ödeme yapması üzerine lehine ödeme yapılana karşı açılan rücu davalarında ileri sürülebilecek iddia ve savunmalar niteliğinde olduğu, somut olayda sigorta şirketinin rizikoyu kabul edip ödemede bulunduğu, sigortalananın da sigorta ilişkisinin tarafı olduğu, sigorta şirketinin kendi adına yapılan ödemeye muvafakat ederek sözleşmeye icazet verdiği, davalı cevaplarında zarar miktarına da karşı çıkmadığına göre takipteki asıl alacak yönüyle yukarıdaki gerekçe ile istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, davacı tarafça takipten önce borçlunun temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bilgi belge sunulmadığından faiz talebinin reddine karar verilerek, asıl alacak yönünden itirazın iptaline kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.

Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Hukuki yararın dava şartı olduğu 6100 sayılı hmk’nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.(HMK’nun 106). Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya belirsizlik içeriyorsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; davacı taşıyıcının, davalı taşıtan satıcı sigortalı şirkete karşı, taşıma sırasında gerçekleşen tek taraflı trafik kazası nedeniyle taşıdığı yükte meydana gelen hasar zararının nakliyat sigorta poliçesi kapsamında, dava dışı sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından davalı sigortalısına ödenmesi üzerine, ödenen hasar bedelinin zarar sorumlusu olarak kendisinden rücuen tahsili için dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan icra takibine konu borç nedeniyle, davalı taşıtan sigortalıya karşı borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle dava sırasında ödeme yapılması halinde ödenecek tutarın istirdadı için eldeki davayı açtığı, davalı taşıtan-sigortalı şirketin, menfi tespite konu icra takibinde alacaklı sıfatının bulunmadığı, İİK’nun 72. Maddesi uyarınca icra takibinin tarafı olmayan davalı şirketin eldeki menfi tespit davası yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gibi söz konusu taşıtan sigortalı şirketin hasar zararı, dava dışı ve icra takibinde alacaklı sıfatını haiz sigorta şirketi tarafından karşılandığından ve davalı taşıyıcıya zararın karşılanması yönünde davalının bir ihbarı, ihtarı veya müraacatı da bulunmadığından bu aşamada menfi tespit davası açılmasında hukuki bir yararının da olmadığı, davacı taşıyıcı, mahkememizin … Esas, … karar sayılı dosyasında verilen kararın, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD’nin … esas, … karar sayılı 25.02.2021 tarihli kesin kararı ile ortadan kaldırılması ve yerine yeni bir hüküm kurulması üzerine, istinaf karar gerekçesinde “sigortanın gerekmediği ahde ödeme yapması üzerine lehine ödeme yapılana karşı açılan rücu davalarında” ileri sürülebileceği hukuksal nedenine dayanılarak istirdat isteğinde bulunmuş ise de, dava tarihi itibariyle henüz ödeme yapmayan davacı taşıyanın, kesinleşen icra takibinde ileride icra tehdidi altında yapabileceği ödeme ihtimaline dayanarak, rücu davasının koşulları oluşmadan davalı sigortalıdan rücuen alacak/istirdat isteminde bulunmasında yine hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının menfi tespit ve istirdat davasının, dava açmakta hukuki yararı ve davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından dava şartları yokluğundan HMK’nun 114. ve 115. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Peşin alınan 1.009,73 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 80,70 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 929,03 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
3-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
4-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6- HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
24/05/2022

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır
¸