Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/156 E. 2022/396 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/156
KARAR NO : 2022/396

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/02/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının maliki olduğu, dava dışı …’ın sevkindeki … plakalı araç ile 11/03/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, Davacı şirket tarafından …-…-… no.lu kasko poliçe tahtında sigortalanan … plakalı araçta hasar meydana geldiği, kaza sonrası … plakalı araç pert olmak ile kaza tarihindeki 130.500,00-TL rayiç değerinden 80.261,00-TL sovtaj bedelinin mahsubu ile 50.239-TL.si tazminat bedeli 13/04/2021 tarihinde sigortalıya ödenmiştir. Davacı Müvekkil Şirket hasar bedelini ödemekle mukavele şartlarına ve TTK.m. 1472 ve TBK m. 183 vd. hükümlerine göre sigortalısının yerine kaim(halef) olmuş ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü talep ve dava hakları Davacı Şirkete intikal ettiği, davacı Şirket tarafından işbu rücu hakkına dayanılarak, davalıya ait aracın trafik poliçesini tanzim eden … Sigorta A.Ş.’den teminat bedeli olan 43.000-TL.sinin tamamı tahsil etmek ile bakiye 7.23 9,00-TL.si hasar tutarının tazmini için davalıya başvurma zorunluluğu doğduğu, anılan hasarın tahsili için davalı aleyhine İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… takip no.lu dosyası ile “genel haciz yolu ile” icra takibi başlatıldığı, anılan takip dosyasından tebliğe çıkartılan 7 örnek ödeme emrine Davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine, ilgili İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı Şirket vekili olarak tarafımızdan TIK m. 5/A (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) uyarınca arabulucu yoluna başvurulmuş, toplantılar olumsuz şekilde sonuçlanmış olup, alacağımızın tazmini için dava dilekçesini mahkememize sunmuştur.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı … BİLİŞİM TEK. SAN TİC. AŞ.’ ye ait … plakalı araç ile itfaiye hizmetlerine tahsisli davalı müvekkil idareye ait … Plakalı araç arasında İzmir ili, … ilçesi, … Caddesi, … Camii önünde11.03.2021 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, davacı tarafından İzmir 6. İcra Müdürlüğü …/… E. Sayılı dosyasıyla davalı idare aleyhine başlatılan icra takibi başlatılmış ve bu takibe karşı süresinde borca ve ferilerine 19.10.2021 tarihinde itiraz edildiği, davacı sigortalısına aralarında akdolunmuş poliçe kapsamında ödemede buluduğunu, TTK hükümlerine göre sigortalısına yapmış olduğu ödeme neticesinde sigortalısı ile arasında talep olunan alacak bakımından “halefiyet ilişkisinin” doğduğunu gerek arabuluculuk tutanağıyla gerekse dava dilekçesinde beyan ettiği, davacının sigorta şirketi olduğu ve sigortalısının haklarına halef olduğu göz önüne alındığında davaya konu alacağın sigorta hukukundan değil fakat borçlar hukuku genel hükümler kapsamında talep ve dava edilmesi gerektiğinden, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, ayrıca TTK 4. maddesine göre ancak “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarda” asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğu, işbu uyuşmazlıkta olduğu gibi, kazanın taraflarının yalnız birinin ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklandığı durumlarda görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilen sebeplerle, görevli yargı yolunun hatalı seçilmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri cevap dilekçesini mahkememize sunmuştur.
6102 SK.nun 1472.maddesinde Halefiyet “ Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”şeklinde düzenlenmiştir. Maddede de belirtildiği gibi sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı hangi nedene dayalı olarak hangi dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edecektir.
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nun 4. Maddesinde ticari dava “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davaları ticari dava olarak sayılmıştır.
Somut olayda ihtilaf meydana gelen haksız fiilden ve hasardan davalıların sorumlu olup olmadığı hususuna dayanmaktadır.
Yargıtay 17.HD. Başkanlığının 2013/573-2095 esas karar sayılı, Yargıtay 5. HD’nin 2021/14628 esas, 2022/648 karar sayılı 24/01/2022 tarihli kararı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararı gibi emsal kararlar dikkate alındığında davacı sigorta şirketinin, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararının gerekçesinde ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur.” şeklinde bu husus açıkça vurgulanmıştır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda davacı ancak sigortalısının sahip olduğu dava hakkına halef olabilecektir. TTK.5 maddesi (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine” bakmakla görevlidir. Hükmüne göre her ticari işle ilgili dava ticari dava olarak kabul edilemeyeceğinden işbu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerekir.
TTK.nun 5/3. Maddesine göre Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ile somut olay birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı,TTK’nun 4/1. Fıkrasında sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, dava dışı sigortalı tacir olsa da davalı tacir olmadığından gerçekleşen haksız fiilin TTK’nun 4/1. Maddesi uyarıca nispi ticari iş olarak da kabul edilemeyeceği, iş bu davada görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-HMK’nın 20.maddesi gereğince karar verildiği anda kesinse bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince davaya gönderme kararından sonra görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerini görevli mahkeme tarafından hükmedilmesine, davaya görevli mahkeme tarafından devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememiz tarafından yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345 maddesi uyarınca 2 haftalık süresi içinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza