Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/139 E. 2022/994 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/139 Esas
KARAR NO : 2022/994

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; müvekkil şirket nezdinde …-…-…-… No’lu poliçeli …’ya ait işyerinde 09/01/2020 tarihinde davalının sorumluluğunda olan ve davalıya ait trafo dağıtım panosundan kaynaklı yangın meydana geldiğini, sigortalıya poliçe genel şartlarına uygun olarak düzenlenen ekspertiz raporuna istinaden 09/01/2020 tarihinde 33.978,80 TL tazminat ödendiğini, TTK’nun 1472/1 maddesi gereği; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceğinden müvekkil şirketçe davalıya ödemenin yapılması gerektiğinin ihtarında bulunulduğunu, lakin müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacıya ait işyerinde meydana gelen hasarın giderilmesi adına ödediği tutarın tahsili için İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, takibin itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; kabul anlamına gelmemek kaydıyla davayı konu olayın gerçekleştiği tarihte bölgede arıza, onarım ve bakım işlerinin hizmet alımı yoluyla yapılması işinin … Elektrik İNŞ. TAAH. TİC. LTD. ŞTİ.’ne verildiğini, bir sorumluluk varsa husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, husumetin yasaya aykırı olduğunu ve davanın husumetin yönünden reddine karar verilmesini gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR: İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı celbedilmiştir.
Davacı tarafından hasar dosyası ibraz edilmiştir.
Elektrik mühendisi ve sigorta alacağı hesaplamaları konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, düzenlenen raporda; “09.01.2020 tarihinde … Mah. …. Sokak No:… …-İzmir adresinden zemin+4 katlı binanın zemin katında mobilya teşhir ve satışı üzerine kiracı sıfatıyla faaliyet gösteren sigortalı işyerinin bitişiğinde bulunan … Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye ait trafo odası içerisinde yer alan A.G. (Alçak gerilim) dağıtım panosunun elektrik tesisatındaki kısa devre sonucu kolay yanıci plastik kabloların tutuşması İle yangın çıkması neticesi sigortalı işyeri içerisine eden is ve dumanın etkisiyle mağaza tavan ve duvar boyaları ile teşhirde bulunan mobilya emtealarının islenmek, kirlenmek, kararmak suretiyle hasar gördüğü,
Dava dışı sigortalı …’ya ait … Mah. … Caddesi No:…/… … – İzmir adresindeki mobilya mağazasının davacı … Sigorta A.Ş. tarafından …-…-…-… nolu “… İşyeri Paket Sigorta Poliçesi” ile 24.04.2019-24.04.2020 tarihleri arasındaki dönem için sigortalandığı, hasar tarihinin işbu dönem dahilinde gerçekleştiği ve ilgili poliçe ve Yangın Sigortası Genel Şartlar dahilinde teminat altında olduğu,
Sigorta poliçesi incelendiğinde işyerindeki mall (emteaların) 300.000 TL sigorta bedeli ile “Emtea Yangın- yıldırım -İnfilak” teminatı altıha alindığı, işyeri dekorasyonunun da 50.000 TL sigorta bedeli karşılığında teminat altına alındığı,
Buna göre Ekspertiz tarafından düzenlenen raporda toplam hasar tutarı olarak belirlenen 33.978,80 TL’nin davacı … Sigorta A.Ş. tarafından dava dışı sigortalısı …’ya 28.02.2020 tarihinde ödendiği,
Sigortacı yangın sigortası poliçesi kapsamında sigortalısının zararını tazmin ettikten sonra kanuni halefiyet hakkına dayanarak, hasara neden olan zarar sorumlusuna karşı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun zarar sigortaları kapsamında 1472. — 1481 maddeleri, Yangın Sigortası Poliçe Genel Şartlarının “Hasar ve Tazminatın Sonuçları” başlıklı B.8 hükmünün 8/2 fıkrası ve emsal Yargıtay Kararları çerçevesinde zarar sorumlusu üçüncü kişiye karşı kusuru oranında rücu etme hakkına sahip olduğu,
Sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından işletilen …-… Nolu trafo merkezinin A.G. (Alçak Gerilim) panosundan çıktığı, bu panoda oluşan yangın sebebiyle oluşan is ve dumanın bitişikteki mobilya mağazasına sirayet ederek davacının sigortalısındaki emtea ve dekorasyonda hasar oluşturduğu,
Davacının sigortalısında meydana gelen yangın hasarından … Elektrik Dağıtım A.Ş. ve bu şirketin arıza, bakım onarım işlerini hizmet sözleşmesi ile üstlenen … Elektrik İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti’nin birlikte sorumlu olacağı,
Bu çerçevede davacı sigorta şirketinin davalı kurum ve ihbar edilen şirkete karşı ödediği tazminat tutarı kadar ( 33.978,80 TL ) rücu hakkının bulunduğu,
İncelenen; İzmir 8. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra takip dosyasında, alacaklı … Sigorta A.Ş., borçlu … Elektrik Dağıtım A.Ş. Olup, 33.978,00 TL asıl alacak, 2.546,95 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 36.524,95 TL toplam alacak üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 04/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 11/01/2021 tarihinde takibe ve borca itiraz edilerek takibin durduğu, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde takip alacaklısı tarafından takip borçlusu aleyhine duran takibin devamı amacıyla İİK 67/2 uyarınca itirazın iptali davasının açıldığı,
Faiz başlangıç tarihi 28/02/2020, İcra Takip Tarihi 29/12/2020 olup, 28.02.2020 ve 29.12.2020 arasındaki 305 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak hesaplanan faiz tutarının tarafımızca yapılan hesaplama ile uyumlu olduğu” görüş olarak açıklanmıştır.
GEREKÇE:Somut olayda; uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile (yangına) sebebiyet veren davalıya ait trafo dağıtım panosundan kaynaklanan yangın nedeniyle meydana gelen hasarın rücuen tahsili istemi ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptalinden kaynaklanmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklindedir
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı sigorta şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır