Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/134 E. 2022/639 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/134 ESAS
KARAR NO : 2022/639 KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu taraf ile müvekkili şirket arasında 20.12.2017 tarihinde Franchise Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müvekkili şirketin sahip olduğu ad, marka gibi gayri maddi malların kullanımını … davalıya devrettiğini, bu sözleşme doğrultusunda müvekkili şirket tarafından, marka, know-how, iş görme ve teknik yöntemleri, iş görme sistemleri dahil olmak üzere işletme ve pazarlama sistemini oluşturan her türlü fikri ve sınai unsurlar üzerinde davalı-borçlu …’a kullanma (lisans) hakkı tanındığını, sözleşme kapsamında … tarafa, müvekkilce belirlenen ilkelere uymak ve verilen fikri sınai haklardan sözleşme ile sınırlanmış şekilde faydalanmak suretiyle kendi nam ve hesabına olacak şekilde iş yapılma hakkı tanındığını ve karşılığında franchise verene ücret (reklam ve royalty bedeli) ödenme yükümlülüğü getirildiğini, 20.12.2017 tarihinde akdedilen Franchise Sözleşmesi’nin 5 yıllık bir için geçerli olacağına karar verildiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkili şirket tarafından anılan sözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerin yerine getirilmiş olmasına rağmen, davalı-borçlu tarafından müvekkili şirkete hitaben keşide edilmiş olan Karşıyaka 5. Noterliğinin 15.09.2020 tarih ve …….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ilgili sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalı tarafından keşide edilmiş olan Karşıyaka 5. Noterliğinin 15.09.2020 tarih ve……… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, spor merkezlerinin faaliyetlerinin devlet tarafından Covid-19 sebebiyle alınan tedbirler sonucu işletmesinin çok olumsuz etkiler gördüğünü, bu süreçte spor salonunun 4 ay boyunca kapalı kaldığını ileri sürerek, taraflarca imzalanan sözleşmede mücbir sebep olarak sayılmadığını ve geçici bir hususu bahane etmek sureti ile sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini iddia ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı yana İzmir 27. Noterliğinin 08.10.2020 tarih ve …… yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi gönderildiğini, davalı yanın mücbir sebep iddiasının kabul edilemeyeceğini, spor salonlarının 01.06.2020 tarihi itibariyle açıldığını, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme kapsamında, işletmelerin kısa bir süre mecburi olarak kapatılmasının davalı-borçluya sözleşmeyi haklı nedenle feshetme imkanı tanımadığını, ahde vefa ilkesi, dürüstlük kuralı ve iyi niyete aykırı davrandığı ve franchise olarak hizmet verilen şubelerin fesih iddiası akabinde yine kadınlara özgü spor salonu olarak müvekkilin kendisine sağladığı malzeme ve eşyalar ile evinde hizmete verdiğini, bu durumun rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı olduğu bildirildiğini ve bu davranışlara derhal son vermesi gerektiği ihtar edildiğini, davalının haklı bir sebep ve yasal bir zemin olmaksızın sözleşmeyi feshettiğini, davalı borçlu tarafından tahakkuk edilen cayma bedeli ve sözleşmenin devamı sırasında mevcut cari borçların, müvekkili şirkete ödenmemiş olduğundan, anılan alacakların tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün…… Esas Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı borçlunun zaman kazanmaya çalışmak için takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, açıkladığı nedenlerle davanın kabulüne, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan ödeme emrine itirazın iptali ile İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı icra takibinin kaldığı yerden devamına, davalı borçlunun, müvekkili şirket tarafından başlatılan ilamsız icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden, davalı aleyhine takip çıkışı bedelinin yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisizlik ve görevsizlik nedeniyle öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir 7. İcra Müdürlüğü’ nün …… E. Sayılı dosyasında davacı davacının davalı aleyhine toplam 18.278,00TL alacak için ilamsız icra takibi başlattığı,
İtiraz: Davalı borçlunun 12.01.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun tamamına faize ve tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 30.05.2022 Tarihli Yazı Cevabı: …’ in kaydı olmadığı anlaşılmıştır.
Seferihisar Malmüdürlüğü’ nün 18.05.2022 Tarihli Yazı Cevabı: …’ in 23.01.208 tarihinde faaliye başladığı, 31.03ç2021 de faaliyeine son veriği, gerçek usulde 2. sınıf tüccar olduğu, 2021 yılı gelir vergisi beyannamesinde 5.140,00 TL zarar beyan ettiği anlaşılmıştır.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği 13.05.2022 Tarihli Yazı Cevabı: …’ in Spor tesisi İşletmeciliği mesleği ile ilgili kaydı olduğu anlaşılmıştır.,
Dava;Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.

6335 sayılı kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen değerlendirilir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Aynı kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesine göre ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Yine aynı kanunun 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu ile kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davalar, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlenmiştir. Durum böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyecektir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, mal varlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 20.12.2017 tarihinde Franchise Sözleşmesi’ nin haksız feshi nedeniyle davacının alacağının icra takibine konu edildiği, davalının itirazı üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalının, esnaf kaydının bulunduğu, GİB yazı cevabına göre 2021 yılında faaliyetini sonlandırdığı, 2021 yılı beyannamesinde ise 5.140,00-TL zarar bildirdiği dolayısıyla tacir sıfatına sahip olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan işbu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı ve davalı taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflar vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır