Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/126 E. 2022/1012 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/126 Esas
KARAR NO : 2022/1012

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkiline ait araç ile davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu aracın ekli kaza tespit tutanağında görüldüğü şekilde karıştığı kazada hasarlandığını, kaza tespit tutanağı ve sigorta şirketlerince de onaylanan sigorta bilgi gözetim merkezi kayıtlarından görüleceği üzere davalının sigortacısı olduğunu aracın %100 kusurlu olduğunu, bu nedenle kusura ilişkin uyuşmazlık bulunmadığını, işbu kaza nedeniyle müvekkilinin aracında değişim, onarım ve boya yapılmış parçalar olduğunu, tüm bu hususların aracın değerini düşürdüğünü, öte yandan aracın hasar kayıtlı gözükmesi dahi başlı başına satım gücünü etkilemekte olduğunu, aracın değerini düşürdüğünün kabulü gerektiğini, işbu kaza nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı zararının karşılanması amacıyla 02/11/2021 tarihinde sigorta şirketine başvurulduğunu, sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, mahkemece bağımsız bir bilirkişiden rapor alınarak gerçek değer kaybı bedelinin belirlenmesinin talep edildiğini, ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin 09 ekim 2020 tarihinde yayınlanan kararında 2918 S. KTK’nın bazı maddelerini anayasaya aykırılıktan iptal kararı sonrası, değer kaybı ile ilgili yönetmelik ve karayolları motorlu araçlar z.m.m.s genel şartlarının ekinde yayınlanan ek-1değer kaybı hesaplaması formülasyonu ve kriterine göre hesaplama yöntemi yürürlükten kaldırıldığını, açıklanan bu sebeple, sigorta genel şartları ek-1 tablosuna göre yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, taraflarınca dava konusu alacakların tahsili talebiyle dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, davalı tarafından arabuluculuk son tutanağından da görüleceği üzere taleplerini karşılar bir teklifleri olmadığını, bu haliyle davalının arabuluculuk sürecindeki taraf vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, davalıdan talep edilen asıl alacak dikkate alındığında yargılama sırasında hükmedilecek alacak ne kadar olursa olsun davalının süreçten sonra ödediği bedel de dikkate alınarak 1.350,00-TL vekalet ücretinin de arabuluculuk taraf vekalet ücreti olarak davalıdan tahsili gerektiğini, dava konusu taleplerin sağlanabilmesi için bağımsız sigorta eksperi olan artun ekspertiz hiz. ltd. şti.’den eksper raporu alınmış olduğun ve faturalandırıldığını, işbu bedelin yargılama gideri olarak davalıdan tahsili gerektiğini, öncelikle davanın kabulü ile, kısaca anılan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50-TL değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, 1.350,00-TL arabuluculuk taraf vekalet ücretinin ve 198,31 TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafından haksız olarak bakiye değer kaybı bedelinin talep edilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkili-şirketin ilgili tazminat kalemleri bakımından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, sayın mahkemenizce davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini, şöyle ki; davacı-taraf toplam 50,00 TL bedelli “belirsiz alacak davası” ikame ettiğini, davacının anılan alacak kalemleri açısından iş bu davayı açmasında hukuki yarar yoktur ve hukuki yarar kendiliğinden gözetilecek bir dava şartı olduğunu, değer kaybı bedelinin belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamında gelmemek kaydıyla mezkur olayda zmms genel şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini,
meydana gelen kazada davacının aracında meydana gelen değer kaybı sigorta şirketi tarafından ödenmiş olup müvekkil-şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın … davet organizasyon gıda sanayi ve ticaret limited şirketi adına kayıtlı olan … plaka numaralı araç ile davalı müvekkili şirketin sigortalısı olan … plaka numaralı araç arasında, 16.08.2021 tarihinde Çiğli/İzmir adresinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının zararına ilişkin miktar olan 2.655,86-TL değer kaybı tespit edildiğini, belirtilen tutarın davacıya ödendiğini, müvekkili-şirketin ekspertiz ücretinden sorumlu olmadığını, başvuran tarafın, yargılama sonunda hükmolunacak tazminat bedeline avans faiz işletilmesini talep ettiğini, ancak başvurucunun bu talebinin de kabulünün mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu alacağın haksız fiilden kaynaklandığını, haksız fiillerden doğan alacaklara yasal faiz işletilmesi gerektiğini, izah edilen nedenlerle; öncelikle usule ilişkin itirazların kabulü ile davanın usulden reddine, sayın mahkemece usulden ret kararı verilmediği takdirde, haksız, mesnetsiz, yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı olarak açılmış olan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Dosya içerisinde yer alan ve trafik kazasına karışan araç sürücüleri … ve … tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 16.08.2021 tarihli Kaza Tespit Tutanağında; … plakalı araç sürücüsü …’ ın olayı ; ” park halinde plakalı … araç hareket ettiğinde geri geri arabayı kaçırdım. Park halinde … vurdum.” şeklinde olayı tanımladığı; … plakalı araç sürücüsü …’nın ise “Park halinde” şeklinde olayı tanımlayarak birlikte “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağını” imzaladıkları anlaşılmıştır.
Hasar Dosyası : … Sigorta AŞ ‘nin 23/02/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; Davacı vekilinin 27/10/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine değer kaybı başvurusunda bulunduğu, başvuru üzerine hasar dosyası açıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından 18/11/2021 tarihinde davacı vekiline 2.655,86- TL değer kaybı ödemesi yapıldığı görülmüştür.
Poliçe : Davalı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında … plaka sayılı araçla ilgili olarak 28/11/2020 – 28/11/2021 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi düzenlenmiştir. Poliçe limiti maddi araç başına 41.000,00-TL’dir.
Trafik Kayıtları : Türkiye Noterler Birliğinin 31/05/2022 tarihli cevabi yazısında; … plaka sayılı aracın dava dışı … adına , … plaka sayılı aracın ise davacı şirket adına tescilli olduğu bildirilmiştir.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin cevabi yazısındad; … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan 16/08/2021 tarihinden önce açılmış 5 adet hasar dosyasının bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu : Makine Mühendisi Bilirkişi … 13/06/2022 tarihli raporunda ; Davalı … Sigorta A.Ş.” ne … poliçe numaralı KZMMS trafik sigortalı … plakalı Fiat Doblo marka kamyonet sürücüsü …” ın idaresindeki kamyonet ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında 1. derecede etken hatalı davranış sergilemiş olduğu sonucuna varıldığını, davacı … Davet Organizasyon Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ ne ait … plakalı Ford Transit marka kamyonetin ise kazanın meydana gelmiş olduğu … sokakta kurallara uygun olarak park halinde bulunduğundan meydana gelen olayda oluşa etken hatalı davranışının olmadığı sonucuna varıldığını, meydana gelen trafik kazasında üçüncü kişi ya da kurumların kusurunun bulunmadığının anlaşıldığını, davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda sol ön kapı ve sol yan kısımlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğunu, davacıya ait … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle raporda belirtilen Serbest Piyasa Şartlarına göre; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 9.750,00 TL değer kaybı meydana gelmiş olacağını, davalı Sigorta Şirketi tarafından … plakalı davacı aracının hasarı için 2.655,86 TL Değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan, davalı Sigorta Şirketince ödenmesi gereken Bakiye Değer Kaybı Miktarının 7.094,14 TL olarak hesaplanmış olduğunu, dosya muhtevasında bulunan 198,31 TL tutarındaki “Ekspertiz Hizmet Bedeli” faturasının 2021 yılı “Ekspertiz Ücret Tarifesine” göre kadri maruf olduğunu ve ödenip ödenmemesi hususunun Sayın Mahkemenin takdirine bırakılmış olduğunu mütalaa etmiştir.
Bedel arttırım dilekçesi : Davacı vekili 21/06/2022 tarihli dilekçesinde özetle; 50-TL olarak talep edilen değer kaybı tazminatı bedelini 7.094,14-TL olacak şekilde arttırdıklarını, arttırılan bedel için de davalı sigorta şirketi için kaza tarihinden itibaren avans faiz tahakkuk edilmesini talep ettiklerini, 198,31-TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline 1.350,00-TL arabuluculuk taraf vekalet ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, aynı tarihte tamamlama harcını yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın usulden reddini talep etmiştir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 Sayılı HMK 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Davacı tarafça dava açılmadan önce ekspertiz raporu alınarak değer kaybı bu raporlar ile tespit edilmiş ise de, davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmayıp, dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği anlaşılmakla HMK’nın 107. maddesine uygun olarak, belirsiz alacak davası açılması mümkündür. (Yargıtay HGK 17.11.2020 tarih 2017/17-1102 E. 2020/905 K. sayılı ilamı)
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 27.11.2020 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı Fiat Doblo marka kamyonetin 16.08.2021 tarihinde dava dışı sürücü …’ın idaresinde iken, dava dışı sürücünün … sokakta kurallara aykırı olarak dikkatsiz ve özensiz bir şekilde geri geri manevra yaptığı esnada, aracının arka kısımları ile …sokakta kurallara uygun olarak park halinde bulunan davacıya ait … plakalı Ford Transit marka kapalı kasa kamyonetin sol ön kapı ve sol yan ön-orta saç kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalıya sigortalı aracı kullanan …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 171.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 161.250,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (171.000,00TL -161.250,00 TL) = 9.750,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından, dava tarihinden önce 18.11.2021 tarihinde davacıya 2.655,86 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan davacının bakiye değer kaybı zararının 7.094,14 TL olduğu, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan bakiye değer kaybından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte dava dilekçesi ve eklerinde başvuru tarihinin tespit edilemediği ancak davalı sigırta şirketinin kısmi ödeme yapmış olması dikkate alındığında en geç kısmi ödeme tarihi olan 18.11.2021 temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının bakiye değer kaybı bedeline yönelik davasının kabulüne, 7.094,14 TL bakiye değer kaybının zarar veren araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde son tutanağın düzenlendiği tarihteki AAÜT’nin 16/2-c maddesindeki yasal düzenlemenin, avukat ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisine dayanan akdi vekalet ücretinin miktarına yönelik olduğu, arabuluculuk sonrasında açılan eldeki davada yargılama gideri kapsamında karşı tarafın sorumlu olacağı vekalet ücreti olarak değerlendirilemeyeceği, bu itibarla davacı yararına arabuluculucuk aşamasında kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16. maddesine göre ayrıca bir maktu vekalet ücretine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının bakiye değer kaybı bedeline yönelik davasının KABULÜ ile 7.094,14 TL bakiye değer kaybının 18.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-198,31 TL ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 484,60 TL nispi harca, peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan 201,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 282,90 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 201,70 TL peşin alına ve bedel artırımı ile tamamlanan harç, 93,95 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 198,31 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.186,16 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 7.094,14 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır