Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1115 E. 2023/308 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1115 Esas
KARAR NO : 2023/308
DAVA : İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davalı/ borçlu arasında akdedilen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi (İkili Anlaşma) kapsamında doğan fatura alacağına istinaden; Merkezi Takip Sistemi’nin … ve … sayılı dosyaları üzerinden davalı/ borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, işbu takibe davalı/borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, her iki dosyaya yapılan itiraz kapsamında, taraf ve konunun aynı olması nedeniyle, her iki icra dosyasına yapılan itiraz için tek dava açılarak borçlunun yaptığı itirazların iptalinin talep edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak elektrik tedarik etmiş olmasına rağmen, davalı tarafın ekte iletilen borç listesinde belirtilen elektrik tüketim faturalarını ödemediğini, davalı tarafın borçlarını ödemediğini, müşterinin herhangi bir faturasını son ödeme tarihine kadar ödememesi halinde tedarikçi, sözleşmeyi müşteriye ayrıca bir bildirim yapmaksızın derhal feshedebileceğini, portföy çıkışını gerçekleştirebileceğini, imzalanan sözleşmenin 10.3. maddesinde faturaların vadesinde ödenmemesinin sözleşmenin fesih sebebi olarak düzenlendiğini, bu nedenle elektrik satış sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı sebeple feshedilmek zorunda kalındığını, sözleşmenin davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle feshedilmesi nedeniyle, davalı tarafa sözleşmenin 10.11. maddesi kapsamında 24.01.2022 tanzim tarihli … nolu ve 03.02.2022 vade tarihli 67.617,26 TL tutarlı cezai bedel faturası tahakkuk ettirildiğini, davalının cezai bedel faturasını vadesi içinde ödememesi nedeniyle 15.03.2022 tarihinde … MTS sayılı üzerinden; 67.617,26 TL asıl alacak, 2.311,95 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 69.929,21 TL üzerinden takip başlatıldığını, davalı 12.04.2022 tarihli dilekçelerle borca itirazda bulunduğunu, borçlu/davalının itirazlarında haksız olduğunu, … nolu abonelik kapsamında; 2021 Ekim, Kasım ve Aralık dönemine ilişkin faturalarını ve sözleşmeye uygun düzenlenen cezai bedel faturasını ödemediğini, davalının müvekkili şirketten elektrik tedarik ederek ihtiyacını karşıladığını, çıkan faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı-borçlu faturaları vadesi içinde ödemediği için vade tarihinden takip tarihine kadar, taraflarca sözleşmeyle belirlenen orana uygun olarak, sözleşmenin 7.3. Maddesi kapsamında belirlenen yıllık % 31,2 oranda faiz işletildiğini, tarafların arabuluculukta anlaşamadığını, İİK’nun 257. maddesi uyarınca, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, borçlunun merkez , şube ve temin edilecek tüm adreslerinde menkul haczi ve muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini, yukarıda izah olunan sebeplerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; merkezi takip sistemi (MTS) … sayılı dosyasındaki davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile tüm fer’ileriyle devamına, merkezi takip sistemi (MTS) … sayılı dosyasındaki davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin tüm fer’ileriyle devamına haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, temin edilecek tüm adreslerinde menkul haczi ve muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine, karar verilmesi hususunda, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;Davacı tarafın cevap dilekçesini kabul etmediklerini, davacı taraf ile müvekkili arasında müvekkilinin işletmesine yönelik yapılan sözleşmede yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, imza müvekkiline ait olsa bile davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşmede müvekkilinin işletmesinin daha fazla elektrik faturası ödememesi için davacı şirket ile anlaşma yapıldığını, fakat işletmenin elektrik faturası diğer faturalardan daha yüksek gelmeye başladığını, davacı tarafın da dilekçesinde belirttiği üzere abonelerine düşük elektrik faturası sunmak için sözleşme yapıldığını, fakat davalı müvekkilinin daha fazla elektrik faturası ödemek zorunda kaldığını, davacı tarafından müvekkile cayma bedeli diye icra takibine konu fatura kesildiğini, müvekkilinin ise davacı tarafından kesilen iş bu cayma faturalarını iade faturası ile yasal süresi içinde iade ettiğini, sözleşmede yer alan cezai şartın ise fahiş bir oranda olduğunu, her ne kadar YBK da sözleşmelerde cezai şart düzenlemesi var ise de hakimin cezai şartta indirim yapma yetkisinin bulunduğunu, bu nedenle davacı tarafından talep edilen cezai şart fahiş miktarda olup indirim yapılması gerektiğini, davanın reddi ile yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Esnaf/Tacir Araştırması: Davalı tarafın gerçek kişi olması nedeniyle esnaf/tacir olup olmadığının tespiti için yazılan yazılara verilen cevaplardan; Gaziantep ticaret siciline kayıtlı olmadığı, işletme hesabı usulüne göre defter tuttuğu, tacir olmadığı tespit edilmiştir.
Dava; elektrik tüketim faturalarından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nun 4. Maddesinde ticari dava “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak sayılmıştır.
TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda davacı şirket, davalı gerçek kişi abone hakkında elektrik tüketim faturalarının ödenmemesi nedeniyle elektrik bedellerinin tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatmış, davalının itirazın üzerine takip durduğundan, itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında yüksek tüketimli müşterilere yönelik ikili anlaşma bulunmaktadır. Davalı gerçek kişi olup tacir değildir. Davalı esnaf olup, işletmesi ticari işletme niteliğinde olmadığından taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın nispi ticari dava vasfı bulunmamaktadır. Dava, TTK.nun 4.maddesinde sayılan mutlak ticari dava türlerinden değildir. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ile somut olay birlikte değerlendirildiğinde; işbu davada görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, HMK’nın 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk Mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı asilin davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı