Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1077 E. 2023/286 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1077
KARAR NO : 2023/286
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin … Pide isimli iş yerinin yetkilisi olup, cathering hizmeti veren ve bu iş kolunda faaliyet gösteren firmalardan biri olduğunu, davalı şirketin, 2021 ve 2022 yıllarında müvekkilinden cathering hizmeti aldığını ve buna istinaden müvekkilinin de 04.02.2022 tarihinde KDV dahil 47.003,76 TL tutarında … nolu E-Arşiv faturayı keserek davalı tarafa ilettiğini, müvekkilince tanzim edilen faturayı alan davalının, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda da bulunmadığından fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını, davalı şirketin müvekkiline ödeme yapmadığı gibi her ay ödeme sözü vererek bugüne kadar müvekkilini oyaladığını, alacağını bu şekilde tahsil edemeyeceğini anlayan müvekkilinin de davalı / borçlu şirket aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 7 Örnek ilamsız takip başlattığını, davalının icra takibine ilişkin olarak borca itiraz ettiğini, borçlu /davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olup, borca itirazın yerinde olmadığını, bu nedenle itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, mahkemece tespit edilecek davalıya ait taşınır, taşınmaz mal, şirket hissesi, banka hesabı ve sair mal varlıklarına ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla ; davalı / borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine itirazının iptali ile asıl alacak, işlemiş ve işleyecek faiz yönünden takibin devamına, borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, borçlunun mallarını kaçırma ihtimali mevcut olduğundan ileride doğabilecek telafisi imkansız zararların olmaması ve alacaklının alacağını güvence altına almak nedeniyle borçlu adına kayıtlı tüm araç ve taşınmazlara dava sona erinceye kadar ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; davacının müvekkili şirketle 2021 ve 2022 yıllarında hizmet ilişkisi olduğundan ve bu ilişkiden doğmuş bir alacak bulunduğundan söz ettiğini, ancak bu alacağın varlığını ispatlayacak herhangi bir delil ileri süremediğini, nitekim dava dilekçesine ek olarak sunulmuş 04.02.2022 tarihli 47.003,76 TL tutarındaki faturanın da gerçeğe aykırı olarak kesildiğini, müvekkili şirketçe davalıdan 47.003,76 TL tutarında hizmet alımı yapılmadığını, davacının böyle bir alacağı var ise bunu dosyaya sunacağı irsaliyelerle ispatlaması gerektiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının sunmuş olduğu fatura bedeli ile dava değerinin aynı tutar olmadığını, tüm bu nedenle hem fatura bedeli olarak talep edilen 47.003,76 TL alacağın hem de dava dilekçesinde belirtilen 47.374,64 TL dava değerinin kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, ayrıca davacının müvekkili şirkete karşı başlatmış olduğu icra takibinin ve açılan işbu davanın tamamen kötüniyetli olup müvekkilinden haksız kazanç elde etme amacı güttüğünü, takibe ve davaya dayanak teşkil eden faturanın içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine başlatılan takibe itirazlarının hukuka aykırılığından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacının 10.01.2023 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunmuş olduğu sipariş fişlerinin dava konusu alacağın varlığını ispatlar nitelikte olmadığını, söz konusu fişlerin gerçeği yansıtmadığı gibi alınan yemek hizmetinin niteliğinin, ne kadar alınmış olduğunun ve tutarının da açıkça yazılmadığını, hatta sipariş fişlerinin bir kısmında davacının iddia ettiğinin aksine müvekkili şirketin kaşesi yerine “… Altyapı Kentsel Dönüşüm San. ve Tic. Ltd. Şti’nin” kaşesinin bulunduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki alacağın tespiti açısından işbu sipariş fişlerinin herhangi hak veya alacağı ispat niteliğini haiz olmadığını, izah olunan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulacak sair nedenlerle, haksız ve kötüniyetli olarak açılmış işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Fatura : Takibe ve davaya konu faturanın davacı tarafından davalı adına düzenlenen 04/02/2022 tarihli … fatura nolu 47.003,76-TL bedelli fatura olduğu görülmüştür.
İcra Dosyası : İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 47.003,76- TL. fatura alacağına istinaden 47.003,76-TL. asıl alacak 370,88- TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 47.374,64-TL alacak için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 22/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket vekilinin 28/03/2022 tarihli dilekçesi ile ödeme emrinde yer alan tüm taleplere itiraz ettiği, takibin 30/03/2022 tarihinde durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
BA/BS Formları : Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğünün 05/01/2023 tarihli cevabi yazısı içeriğinden dava ve takip konusu faturanın davalının … dönemine ait BA formlarında bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava; yemek alım satım ilişkisi kapsamında bir adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacı gerçek kişi yönünden tacir olup olmadığına dair araştırma yapılmış, bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve 1. sınıf tacir olduğu tespit edildiğinden tacir sıfatını haiz olduğu, davalı tarafın ise TTK’da sayılan şirketler arasında yer aldığı görülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşılmakla mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda; davalı takibe itirazında borca itiraz etmiş, herhengi bir sebep bildirmemiştir. Davalı cevap dilekçesinde ise faturanın tek başına hukuki ilişkiyi ve teslimi ispata elverişli olmadığı, davacıdan takip konusu faturaya dayanak yemek hizmetinin verilmediğini savunmuştur. Teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde takip konusu dava konusu faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalının bu faturayı kabul edip matrahını da KDV ve kurumlar vergisi açısından indirim konusu yapmasının malın kendisine teslim edildiğine karine teşkil ettiği, bu halde ispat yükünün yer değiştirerek davalıya geçtiği, dava ve takip konusu faturadaki yemeğin kendilerine teslim edilmediği ve bu faturaya dayalı bir ticari ilişkinin bulunmadığını ispat yükünün davalıda olduğu, davalının cevap dilekçesinde yalnızcatanık ve bilirkişi incelemesine dayandığı, fatura bedeli dikkate alındığında HMK’nun 200. Maddesi uyarınca yazılı delille ispat zorunluluğu olduğundan tanık dinlenilmesinin mümkün olmadığı, davalının gerek davacı tararfın gerekse kendisinin ticari defterlerine açıkça delil olarak dayanmadığı, yine cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından mahkememizce bu yönde bir hatırlatma yapılmadığı, davalı tarafın takip konusu faturaya ilişkin yemeği davacıdan satın aldığı BA formu ile sabit olup, davacı tarafça ticari defterlere delil olarak dayanılmış ise de ispat yükü kendisine düşen davalının ticari defterlere delil olarak dayanmaması ve davalının ödeme savunmasının da bulunmaması dikkate alındığında ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasının sonuca etkili olmayacağı değerlendirilmekle ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesinın yapılmadığı, davalının 04.02.2022 tarihli faturadaki yemeğin teslim edilmediğine ilişkin usulüne uygun delil sunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan bu fatura nedeniyle alacaklı olduğu kanaiten varılmıştır.
Davalı tarafça işlemiş faize de itiraz edilmiş ise de; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 1530. maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 1530/4. Fıkrasının bentlerinde belirlenen sürelerin geçmesiyle borçlunun kendilinden temerrüde düşeceği, dosya kapsamından somut olayda ödeme süresi tayin edilmemiş ise de yukarıda ifade edildiği üzere, faturanın davalı tarafından teslim alınmasından tiibaren 30 günlük sürenin sonunda davalının temerrüde düşürülmüş sayılması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nın 1530/4. Maddesi uyarınca faturanın BA formu uyarınca davalı tarafından teslim alındığı sabit olduğundan faturanın teslim alındığı tarihe 30 gün ilavesiyle davalının 07.03.2022 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, (Yargıtay 23. HD’nin 2016/2860-2783 esas- karar sayılı kararı, Yargıtay 11. HD’nin 2016/1007 esas, 2017/3634 karar sayılı kararı, 2016/3422 esas, 2017/2120 karar sayılı kararı ), 07.03.2022 temerrüt tarihinden 11.03.2022 takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz miktarının (47.003,76 x 9 yasal faiz x 4 gün / 36500)=46,36 TL olduğu, davacının ise takipte 370,88 TL talep ettiği, davalının işlemiş faize yönelik itirazında kısmen haklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile 47.003,76 TL asıl alacak ile 46,36 TL işlemiş faiz olamak üzere toplam 47.050,12 alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, alacak faturaya dayandığından ve davalı borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olup alacak likit olduğundan hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanacak %20’icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalının, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 47.003,76 TL asıl alacak ile 46,36 TL işlemiş faiz olamak üzere toplam 47.050,12 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 47.050,12 TL TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 3.213,99 TL nispi harca, peşin alınan 572,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.641,81 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 65,00 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere 76,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 75,96 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 80,70 TL başvurma harcı, 572,18 TL peşin harç olmak üzere toplam 728,84 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.549,08 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 10,92 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 324,52 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
9-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, Kabul edilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere , reddedilen kısım yönünden ise miktar itibariyle KESİN olarak verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
11/04/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı