Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/105 E. 2022/697 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/105
KARAR NO : 2022/697

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin alacağının tahsilinin sağlanması amacıyla icra dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 25.12.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun da borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, davalının borca itiraz ettikten sonra da davacı müvekkili şirketin dava şartı olması sebebiyle arabulucuya başvurduğunu; ancak anlaşma sağlanamadığını, borçlunun itirazının haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olup, tamamen alacaklı şirketin alacağını geç almasını sağlamaya yönelik olarak yapıldığını, şöyle ki; takibe konu olan borcun, borçlu ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesaptan doğan bir borç olduğunu, borçlunun, müvekkili şirketin satış ve dağıtımını yapmış olduğu muhtelif ürünleri satın aldığını ve bu ürünleri ve bu ürünlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan irsaliyeli faturaları imza karşılığı borçluya teslim edildiğini, ayrıca davalının Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince faturalara 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediğinden cari hesap bakiyesi alacağı olan müvekkili alacağının kesinleşmiş bulunduğunu, ancak ürün bedelleri ödenmediğinden alacağın icra takibine konu edildiğini, davacı tarafından talep edilen faiz oranının da ticari işlerde uygulanan %16,75 avans faizi olup, takip tarihinden itibaren talep edildiğini, borçlu icra takibinde talep edilen toplam alacağın tamamına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden, itirazın iptali ile takibin devamına ve ayrıca % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğu duyduklarını, yargılamanın seyrinde ortaya çıkacak olan nedenler ile açmış oldukları davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz edip takibin durmasına neden olan davalının; davacıya %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine ve sair yasal sonuçlarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin HUMK. m. 9’a göre, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkeme olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle ve ayrıca esastan da reddinin gerektiğini, mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, zira söz konusu uyuşmazlığın bir ticari dava niteliğinde olmayıp Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığını, hak ve taleplerin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkilinin, davacı şirkete borcunun bulunmadığını, davacı tarafça başlatılan icra takibinin usule ve yasalara aykırı bulunduğunu, fatura deliline dayanılabilmesi için, fatura düzenleyen kişinin faturada yazılı mal veya hizmeti davalıya teslim ettiğini, bu teslimin borç doğurucu sözleşmesel hukuki bir ilişki sonucu olduğunu, faturanın da bu ilişki sonucu düzenlenmiş olduğunu genel ispat kurallarına göre kanıtlaması gerektiğini, tebliğ edilen faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması halinin, faturada yazılı malın alıcıya teslim edildiğini göstermeyeceğini, bunun sadece malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına geldiğini, fatura tanzim edilmesinin öncelikli koşulunun, tacirin ticari işletmesi bağlamında mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olması olduğunu, dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme olmadan gönderilen belgenin, faturanın şekil şartlarını taşısa bile, gerçek anlamda bir fatura olmayıp, öneri (teklif) niteliğinde bir yazı olduğunu, somut olayda taraflar arasında mal veya hizmet teslim ilişkisi bulunmadığını, arz ve izaha çalışılan nedenler ve mahkemece re’sen nazara alınacak hususlarla; davanın reddine, karşı taraf aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri-vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Sözleşme : … Satış ve Dağıtım AŞ ile ( işletmeci ) …. Tur. Ve Otel AŞ ve …. Tic. Ltd. Şti. Ortaklığı ( buna bağlı tüm alt işletmecileri ile birlikte ) arasında 09/08/2019 tarihinde direkt satış noktası sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
İcra Dosyası : İzmir 16. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; alacaklı davacının, borçlu davalı aleyhinde 7.890,52-TL asıl alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 25/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket vekilinin 03/01/2022 tarihinde icra takibine, ödeme emrine, faize, yetkiye, faiz oranına ve borca itiraz ettiği, takibin 03/01/2022 tarihinde durdurulmasına karar verilmiştir.
BA formları: Antalya Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 03/02/2022 tarihli cevabi yazısı içeriği ve ekinden; Davalı şirkete ait BA Formlarının gönderildiği, icra takibine dayanak yapılan faturaların davalı şirkete ait Temmuz 2021 dönemi BA formlarında bildirildiği tespit edilmiştir.
Dava; alım satım ilişkisi kapsamında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davalı görev itirazında bulunmuş ise de; her iki tarafın TTK’da sayılan şirketler arasında yer aldığı görülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşılmakla mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de; ödeme ermine itiraz dilekçesinde yalnızca “yetkiye” ibaresi yazılarak yetki itirazında bulunulduğu, yetlkili icra dairesinin gösterilmediği, usulüne uygun bir yetki itirazından söz edebilmek için, yetki itirazının ayrıca ve açıkça yapılması, yetkili icra dairesinin hangisi olduğunun gösterilmesi gerektiği, dolayısıyla yapılan yetki itirazının usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla yetkisine yapılan itirazın reddine karar verilerek dava şartının mevcut olduğu görülerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafça; mahkememizin yetkisine yapılan itiraz incelendiğinde, davalı tarafından taraflar arasındaki akdi ilişkinin reddedilmediği, alacağın fatura bakiyesinden kaynaklandığı, HMK.nın 17. Maddesi uyarınca taraflar arasındaki direct satış noktası sözleşmesinin 12. Maddesinde İzmir Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla yetki itirazının yerinde olmadığı tespit edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de; taraflar arasındaki ticari ilişkinin satım sözleşmesinden kaynaklandığı, satım sözleşmesinden kaynaklanan satış bedeli alacağının TBK’nun 146. Maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, dava ve takibe konu satışın 2021 yılı 7. ayda yapıldığı, takip tarihi dikkate alındığında icra takibinin zamanaşımı süresi içerisinde başlatıldığı ve dava tarihi itibariyle davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması yerinde görülmemiştir.
Davalı takibe itirazında borca itiraz etmiş, herhengi bir sebep bildirmemiş, cevap dilekçesinde ise faturaların kapalı fatura olduğunu ve faturanın varlığının tek başına malların teslimini göstermediğini savunmuştur. Davaya ve takibe konu 16.07.2021 tarihli … numaralı, 7.055,33 TL bedelli fatura ile 06.07.2021 tarihli … numaralı 835,19 TL bedelli faturaların teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalının bu faturaları kabul edip matrahlarını da KDV ve kurumlar vergisi açısından indirim konusu yapmasının malın kendisine teslim edildiğine karine teşkil ettiği, dava konusu e-faturaların kapalı fatura niteliğinde olmadığı, davalının ödeme savunmasında bulunmadığı, davacının alacağının varlığının davalıdan sadır olan BA formları ile ispatlandığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davalının icra takibine vaki itirazının 7.890,52 TL asıl alacak için iptaline, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının, İzmir 16. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 7.890,52 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 7.890,52 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 539,00 TL nispi harca, peşin alınan 95,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 443,69 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 11,50 TL vekalet suret harcı, 80,70 TL başvuru harcı, 95,31 TL peşin harç, 44,00 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 231,51 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2022
Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza