Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/102 E. 2023/581 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/102
KARAR NO : 2023/581
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla taraflarınca Urla İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden … Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, işbu itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsiz olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, işbu davaya ve icra takibine konu alacağın likit olup davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu icra takibine, davalı borçlunun haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi sonucunda herhangi bir teminata bağlı olmaksızın durdurulduğunu, müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasının engellendiğini, öncelikle sayın mahkeme tarafından tensip zaptı ile birlikte davalı borçluya ait BA BS formlarının ilgili Urla vergi dairesinden celbine ilişkin ara karar tesis edilmesini ve işbu ara kararın yerine getirilmesi akabinde ön inceleme duruşma günü beklenmeksizin celse arasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için inceleme günü verilmesini talep ettiklerini, arz ve izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakları saklı kalmak kaydı ile; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Dava dilekçesinde, dava konusu alacağın, “cari hesap ilişkisi” kaynaklı olduğunun belirtildiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, nitekim herhangi bir cari hesap sözleşmesinin de sunulmadığını, dava konusu talebin hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın evvelâ bu nedenle reddinin gerektiğini, cari hesap ilişkisini kabul anlamına gelmemek üzere, cari hesap ilişkisinde tarafların alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirip, sözleşmenin sonunda hesabın kesilmesinden sonra çıkacak bakiyenin ödenmesini kabul etmeleri gerektiğini, oysa taraflar arasında böyle bir hesap kapama işleminin de yapılmadığını, dosyada hesap katı işlemine ilişkin bir belgenin de bulunmadığını, faturanın varlığının, tek başına alacak iddiasını ispata yeterli olmadığını, davacı alacağının, faturaya mı cari hesaba mı dayandığının belli olmadığını, dava dilekçesinde her ikisinden de söz edildiğinin görüldüğünü, yazılı cari hesap sözleşmesinin olmadığını, fatura konusu malların ise tesliminin kanıtlanamadığı dikkate alındığında, kötü niyetli olanın davacı olduğunun açık olduğunu, açıklanan nedenlerle, davanın reddine, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Cari Hesap 1- : Dosyaya sunulan cari hesap dökümünden Davalı … Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 03.03.2021-27.10.2021 tarihleri arasındaki borç bakiyesinin 7.993,39 – TL. olduğu anlaşılmıştır.
Cari Hesap 2- : Dosyaya sunulan cari hesap dökümünden Davalı … Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 06.01.2021-25.08.2021 tarihleri arasındaki borç bakiyesinin 12.082,06- TL. olduğu anlaşılmıştır.
BA Formları : Urla Vergi Dairesinin 06/10/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; davalı … Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait 2021 yılına ilişkin olarak istenen BA formlarının gönderildiği ve dava konusu faturaların bildirildiği görülmüştür.
İcra dosyası : Urla İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine 20.544,52-TL. toplam Cari hesap borcuna istinaden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin 26/12/2021 tarihinde davalı borçlu şirkete tebliğ edildiği, 22/12/2021 tarihinde borçlu şirket vekilinin takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiği, 22/12/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
SGK Cevabı : İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 14/02/2022 tarihli cevabi yazısı ekinde; davalı şirkete ait çalışan listesinin gönderildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu : SMMM bilirkişi… 06/02/2023 tarihli raporunda; Davacının incelemeye konu listelenen ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK” nun 64/3. Maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığını, inceleme kapsamı ile sınırlı olmak üzere defterlerin usulüne uygun tutulduğunu ve birbirini doğruladığını, davalının incelemeye konu listelenen ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’ nun 64/3. Maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığını, inceleme kapsamı ile sınırlı olmak üzere defterlerin usulüne uygun tutulduğunu ve birbirini doğruladığını, dava konusu icra takibine konu cari hesap alacağında görülen, faturaların ve fatura karşılığı yapılan ödemelerin tarafların Ticari defter ve kayıtlarında olduğunu, tarafların defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, Ba form verme sınırının üstünde kalan dönemlerden 2021/Temmuz dönemi hariç diğer dönemlerin davalı firma tarafından vergi dairesine bildiriminin yapıldığını, davacı ve davalı firma kayıtlarında oluşan Toplam 715,45 TL farkın, davalı firma kayıtlarında bulunan 392,94 TL tutarın 20.10.2020 tarihinde davacı firma tarafından düzenlenen iade faturası ve 2020 yılı sonu hesap kapatma olarak 322,51 TL tutarları kayıtlardan kaynaklandığını, davacı firma kayıtlarına göre, davacı firmanın davalı firmadan bakiye alacağının 6 adet fatura karşılığı toplam 20.075,23 TL tutarında olduğunu, davalı firma kayıtlarında ise davacının (20.075,23 TL — 392,94 TL İade Faturası – 322,51 TL Hesap Kapatma) =19.359,78 TL Alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; alım-satım ilişkisi kapsamından açık hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davalı vekili, gerek takibe itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde taraflar arasında TTK’nun 89. Maddesinde düzenlenen cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, takibin dayanağının cari hesap ilişkisi olduğu, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından TTK’nun 89 vd maddeleri uyarınca geçerli bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından davanın reddi gerektiği savunmuş ise de, dava konusu icra takibinin dayanağı incelendiğinde takip talebinde “borcun sebebi” kısmında 20.544,52 Tl asıl alacak şeklinde yazıldığı, alacak tutarı kısmında 12.082,06 TL cari hesap alacağı ve 7.993,39 TL cari hesap alacağı olduğu belirtilerek istekte bulunulduğu, takibe dayanak bir belgenin bulunmadığı, takip talebinde ve ödeme emrinde davacı tarafça “cari hesap sözleşmesine” dayanılmadığı gibi bu belgelerde ve dava dilekçesinde de cari hesap sözleşmesinden bahsedilmediği, davacının, davalı ile aralarında süregelen alım satım ilişkisi bulunduğunu, cari hesap alacağının bulunduğunu iddia ettiği, 04.06.1958 tarih 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi ” HUMK’ nun 74. ve 75. maddeleriyle 76. maddesi hükümleri karşılaştırılınca, hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı olmadığı ve kanunları re’ sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice-i talepleri karara bağlamakla mükellef bulunduğu sonucuna varılır. “, dolayısıyla gerek takip talebi gerekse dava dilekçesindeki istek ve ifadeler birlikte değerlendirildiğinde, davanın TTK’nun 89. Vd maddelerindeki cari hesap sözleşmesine dayalı olmadığı, aslında süregelen ticari alım satım ilişkisi kapsamında uygulamada “cari hesap” olarak ifade edilen, açık hesap bakiye alacağının talep edildiği, açık hesap ilişkisinde TTK’nun 89. Maddesi kapsamında bir cari hesap sözleşmesinin aranmayacağı, dolayısıyla somut olaya TTK’nun 89 vd maddeleri uygulanmayacağından davalının bu yöndeki savunmaları dikkate alınmamıştır.
Somut olayda; davalı takibe itirazında borca itiraz etmiş, herhangi bir sebep bildirmemiştir. Davaya cevabında ise akdi ilişkiyi kabul etmeyerek fatura konusu malların kendisine teslim edilmediğini savunmuştur. Davaya ve takibe konu, açık hesap ilişkisi boyunca düzenlenen faturaların tümünün gerek davacının gerekse davalının usulüne uygun tutulmuş defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalar nedeniyle takip ve rapor tarihinde davacının ticari defterlerine göre davalıdan 20.075,23-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davacının davalıdan 19.359,78 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Taraflar ticari defterleri arasında farka neden olan işlemlerin, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup da davacıya ait ticari defterlerde kaydı bulunmayan, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 20.10.2020 tarihli … numaralı 392,94 TL tutarlı iade faturası ve davalı tarafından 31.12.2020 tarihinde 322,51 TL tutarında “Hesap Kapatma” açıklaması ile yapılan kayıttan kaynaklandığı, iade faturasının davacı tarafa tebliğ edilidiğine ve iade faturasına konu malların davacıya teslim edildiğine dair belge bulunmadığı gibi, hesap kapatma açıklaması ile davacıyı borçlandırıcı işlemin dayanak belgesinin de bulunmadığı tespit edilmiştir. Taraflar ticari defterleri arasında farka neden olan davalı tarafından davacı adına düzenlenen 20.10.2020 tarihli … numaralı 392,94 TL tutarlı iade faturası ve davalı tarafından 31.12.2020 tarihinde 322,51 TL tutarında “Hesap Kapatma” açıklaması ile ticari defterlerine yapılan kayıt ile ilgili olarak ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı tarafça iade faturasına konu malların davacıya teslim edildiğine ve hesap kapatma işlemine ilişkin belge sunulmadığı gibi söz konusu işlemler miktar itibariyle yazılı delil ile ispat sınırının altında kaldığından davalı tafrafa bu hususta tanık dinletip dinletmeyeceği, yemin teklifinde bulunup bulunmayağı sorulmuş, davalı taraf tanık bildirmediği gibi yemin teklif hakkını da kullanmamıştır. Davalıya ait ticari defterlerde, davacı tarafından düzenlenen tüm satış faturalarının kayıtlı olduğu ve teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde Temmuz/2021 dönemine ait faturalar dışındaki dava ve takip konusu aaçık hesaba dayanak tüm faturalrın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalının faturaları kabul edip matrahını da KDV ve gelir vergisi açısından indirim konusu yapmasının ve ticari defterlerine de kaydetmesi malın kendisine teslim edildiğine karine teşkil etmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve …-… E., … K. sayılı kararında da değinilmiştir. Bu açıklamalar ışığında dava ve takip konusu fatulara ilişkin malların BA formunda bildirilmesi ve davalı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesinin, davacı ve davalı arasında akdi ilişkinin kurulduğuna ve malların teslimine karine teşkil ettiğinden, ispat yükü yer değiştirmiş olup, davalı faturalardan kaynaklanan satışlara yönelik akdi ilişkinin kurulmadığını ve malın teslim edilmediğini yazılı delillerle ispat etmek zorunda olup, HMK’nun 200. Maddesi uyarınca fatura bedeli dikkate alındığında tanık dinlenilmesi mümkün olmadığından davalının akdi ilişikinin bulunmadığı ve faturalara konu malların teslim edilmediğine ilişkin tanık dinletme isteği kabul edilmemiştir. Davalıya yemin teklif hakkı hatırlatılmış, yemin teklif hakkı kullanılmamamıştır. Buradan hareketle davacının davalıdan 20.075,23-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile 20.075,23-TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalının, Urla İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 20.075,23 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 20.075,23 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.371,34 TL nispi harca, peşin alınan 240,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.131,22 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 37,10 TL vekalet suret harcı, 93,50 TL davetiye ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olamak üzere 1.630,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.628,96 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 80,70 TL başvurma harcı, 240,12 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.979,78 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve … sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.558,44 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 1,56 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 0,22 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
9-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine. ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır