Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/978 E. 2022/931 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/978 ESAS
KARAR NO : 2022/931 KARAR

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ K.TARİHİ : 11/11/2022
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı araca 26/09/2021 tarihinde …plakalı aracın çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada müvekkilinin aracına çarpan ve ZMMS poliçesi davalı sigorta şirketine ait …plakalı araç sürücüsünün 100 kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkiline ait araçta 2.457,35-TL hasar oluşmuş olup kasko şirketince hasar giderilmiş fakat araçta meydana gelen değer kaybının karşılanmadığını, TRAMER kayıtlarına işlenen hasar kaydı sebebiyle aracın ikinci el piyasa rayiç değerinde ciddi bir düşüş yaşanacağını, bu sebeple davalı sigorta şirketine 09/09/2021 tarihinde başvurularak araçtaki değer kaybının ödenmesi talep edildiğini, davalı sirketi, 07/10/2021 tarihinde 605-TL değer kaybı bedeli ödediğini, Araçta oluşan hasarın aracın rayiç değeri ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında davalı sigorta şirketi tarafından ödenen değer kaybı bedeli gerçek değer kaybı tutarından çok olduğunu, belirterek, açıklanan gerekçelerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL bakiye değer kaybı bedelini temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazları olduğunu, hasar dosyası açılıp yapılan ekspertiz ile 605 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, zararın karşılandığını, yeni genel şartlara göre tespit edilmesini istediklerini, davacı tarafa hasar bedelinin ödendiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, ispat gerektiğini, yasal faizle sorumlu olabileceklerini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 26/05/2021 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağı;
Sigortalı …plaka sayılı aracın sürücü … beyanı “Bir gaflet anında bulundum, transit aracımla Volkswagen’in sol dikiz aynasını koparttım, sol kapı ve sol ön çamurluğu çizdim” şeklindedir.
… plaka sayılı (davacıya ait) aracın sürücüsü … beyanı “Ben muntazam bir şekilde usulüne uygun park ettim, …. ” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya 15.09.2021 tarihinde değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu,(değer kaybı) hasar Dosyasına istinaden 07.10.2021 tarihinde 605.00-TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Tramer kayıtları: Davaya konu … aracın SBM kaydı incelendiğinde, Davaya konu 26/05/2021 tarihli kazası dışında 26.05.2021, 10.01.2020, 04.01.2019 ve 08.04.2021 tarihinde
hasar kayıtlarının olduğu görülmüştür.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı … ‘ a ait …plakalı araçla ilgili olarak 13.10.2020-13.10.2021 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 26.05.2021 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/06/2022 tarihli raporda özetle ; Dosyanın tetkiki neticesinde ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki …plaka sayılı aracı ile dikkatini yeterince yola ve seyir yönüne verip aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyarlamayarak, aracının kontrolünü kaybederek, yol kenarında kurallara uygun park halinde bulunan park halindeki davacı aracına çarparak kazaya etken ve sebep olduğu, sürücünün bu davranışı ile KTK’nun m.52/b ve m.84/1 maddelerini ihlal ettiği görüş ve kanaate varıldığı, davacı araç sürücüsü … plakalı aracı ile, yolda kurallara uygun şekilde park halinde iken davalıya sigortalı araç tarafından sol yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, görüş, kanaat ve tespitine varıldığı, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 130.000-TL ile 131.000-TL olduğu, ortalama değerinin 130.500-TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (135.000 TL) onarım sonrasi rayici (130.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 4.500,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin 07.10.2021 tarihinde dava öncesi, davacı tarafa ödediği, 605 TL değer kaybı ödemesi düşüldüğünde, kalan bakiye değer kaybı bedelinin 3.895,00 TL olacağı görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bedel Artırım : Davacı vekili 01/09/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve eksik harcı aynı tarihte tamamlamıştır.
Dava; davacı aracında meydana, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki …plaka sayılı aracı ile, … sokakta seyir halinde iken, aracının sol yan kısmı ile, aynı sokak üzerinde park halinde bulunan sürücü … idaresindeki … plakalı davacı aracın sol ön çamurluk ve sol ön kapı kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki …plaka sayılı aracı ile, dikkatini yeterince yola ve seyir yönüne verip aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyarlamayarak, aracının kontrolünü kaybederek, yol kenarında kurallara uygun park halinde bulunan park halindeki davacı aracına çarparak kazaya etken ve sebep olduğu, sürücünün bu davranışı ile KTK’nun m.52/b ve m.84/1 maddelerini ihlal ettiği %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacı araç sürücüsü … plakalı aracı ile, yolda kurallara uygun şekilde Park halınde iken davalıya sigortalı araç tarafından sol yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre;Davacıya ait … Plakalı aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 130.000-TL ile 131.000 TL olduğu, ortalama değerinin 130.500 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (135.000 TL) onarım sonrasi rayici (130.500 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 4.500,00 TL olduğu, Davalı sigorta şirketinin 07.10.2021 tarihinde dava öncesi, davacı tarafa ödediği, 605 TL değer kaybı ödemesi düşüldüğünde, kalan bakiye değer kaybı bedelinin 3.895,00 TL olacağı,
Kaza ile hasarın uyumlu olduğu, …plaka sayılı sigortalı aracın aracın kaza tarihindeki ZMMS poliçe limitinin 41.000,00 TL olduğu bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak,3.895,00-TL değer kaybı bedeli isteğinde bulunduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, talep edilen zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 07.10.2021 tarihinde temerrüde düştüğü, anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE
1-3.895,00-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi 07.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 266,07-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 109,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 156,77‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 3.895,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 59,30-TL dava açma ilk gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti, 39,70-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 849‬,00-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 109,30-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır