Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/96 E. 2022/812 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/96
KARAR NO : 2022/812

DAVA : Maddi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 28/01/2016 tarihinde …’ın kullandığı … plakalı araç ile dava dışı … yönetimindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda müvekkilinin eşi olan …’ın olay yerinde vefat ettiğini, müvekkilinin ise yaralandığını, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, kazaya ilişkin ceza yargılamasının İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında yürütülmekte olduğunu, bu dosyada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, kaza sonrasında müvekkilinin tedavisinin Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde yapıldığını, tedavi sürecinde müvekkilinin acı ve sıkıntılar yaşadığını, iş göremezliğinin oluştuğunu, bunun oranın rapor aldırıldığında belirleneceğini, davalı sigorta şirketine 01/03/2017 tarihinde başvurmalarına rağmen “eksik evrak sunulduğu” gibi gerekçelerle ödeme yapılmadığını, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00-TL geçici ve 50,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 23/11/2017 tarihli değer artırım dilekçesi ile; 15.708,02 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 74.025,86 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 89.733,88 TL tazminatın başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının, müvekkiline gerekli tüm evraklarla birlikte yazılı başvuru yapması gerekirken müvekkili tarafından istenen evraklar temin edilmeden ve müvekkiline iletilmeden doğrudan dava açma yoluna gittiğini, davanın 2918 sayılı kanunun 97. maddesi gereğince reddi gerektiğini, davanın müvekkili şirkete sigortalı aracın işleteni olan … – … San. Tic. A.Ş.’ye ihbar edilmesini istediklerini, davayı kabul anlamına gelmemek üzerine müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, … plakalı aracın 25/03/2015-25/03/2016 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde sigortalandığını, kaza tarihi itibariyle bedeni zararlar için kişi başı azami teminat limitinin 290.000,00-TL olduğunu, kazanan oluşunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerektiğini, yine davacının ileri sürdüğü sakatlık halinde bu kurumdan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, manevi tazminat belirlenirken bilinen bir ücret yok ise asgari ücretin baz alınması ve zarar hesabını yapacak kişinin Aktüerler Siciline kayıtlı olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; trafik kazasına dayalı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava dışı … -… San. Tic. A.Ş.’ye ait olan … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde ZMMS poliçesi davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiştir. Poliçede kaza durumunda bedensel zararlarda teminat limiti 210.000,00-TL olarak gösterilmiştir.
Davacı 01/03/2017 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketine başvurarak “dava konusu kaza sebebiyle geçici ve kalıcı iş göremezliğinden kaynaklanan maddi zararının 15 gün içerisinde ödenmesini” istemiştir.
Davalı sigorta şirketi bu başvuruya karşılık 06/03/2017 tarihli cevabında “kaza sonrasına ait tüm tedavi evrakı, iş göremezlik raporu aslı ve resmi gelir durum belgesi temin ederek gönderilmesi durumunda gerekli işlemin yapılacağı” hususunu davacıya bildirmiştir.
İzmir SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; dava konusu kaza nedeniyle davacıya ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davamızın konusu olan 28/01/2016 tarihli kazanın oluş şekline göre kimin, ne oranda kusurlu olduğu, bu kaza nedeniyle davacının geçici ve kalıcı iş göremezliğinin bulunup bulunmadığı, varsa oranının ve süresinin ne olduğu, davacının geçici ve kalıcı iş göremezliğinin bulunması durumunda buna bağlı olarak maddi zararının ne olacağı, davalı sigorta şirketinin bu zarardan dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı” konularındadır.
Davamızın konusu kaza ile ilgili olarak yapılan hazırlık soruşturması sonucunda sanık … hakkında “taksirle ölüme neden olma, taksirle yaralama” suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde …/… Esas sayılı dava açılmıştır.
Ceza dosyasında mahkemece dava konusu kaza ile ilgili kusur durumuna ilişkin rapor aldırılmıştır. Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30/12/2016 tarihli raporda; “sürücü …’ın yönetimindeki kamyonet ile Balçova yönünden Güzelbahçe yönüne doğru seyretmekteyken kaza yerine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yön yol bölümüne geçerek karşı yönden gelmekte olan sürücü … yönetimindeki araca çarpması sonucunda kazanın oluştuğu, sürücü …’ın yola gereken dikkati vermemesi, direksiyon hakimiyetine özen göstermemesi, kendi seyir şeridini muhafaza edecek tarzda seyretmemesi dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareket etmesi nedeniyle kazanın oluşunda asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise, kazaya engel olmak bakımından fren ile birlikte sağa direksiyon kırma tedbirine başvurmaması nedeniyle kazada kusurunun bulunmadığı” bildirilmiştir.
Ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporu kazanın oluş şeklini net bir biçimde ortaya koymuş olması ve belirlenen kusur oranlarının kaza ile uyumlu bulunması sebebiyle mahkememizce de olaya uygun ve benimsenir nitelikte bulunmuş, yeni bir inceleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Yine aynı ceza soruşturması kapsamında davacının Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na sevki yapılarak, iş göremezliğinin olup olmadığı konusunda raporu aldırılmıştır. Düzenlenen 01/06/2017 tarihli raporda; davacının sağ dirsek ekleminde meydana gelen hareket kısıtlılığının sağ üst ekstremite işlevlerinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu, meslekte kazanma gücündeki azalmanın % 11 oranında olduğu bildirilmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi … ceza dosyasında belirlenen kusur durumunu ve davacının aldırılan iş göremezlik raporunu değerlendirerek hazırladığı 14/11/2017 tarihli raporunda özetle; davacının 12 ay olan tıbbi iyileşme süresine göre geçici iş göremezlik tazminatının 15.708,02 TL, kalıcı iş göremezlik tazminatının ise 89.733,88 TL olacağını bildirmiştir.
Davacı vekili 26/12/2017 tarihli duruşmada; müvekkilinin çalışmadığını, kazadan önce sigortasız olarak aşçı olan annesinin yanında çalıştığını, çalışmasına ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığını, değer artırım dilekçelerinde 15.708,02 TL geçici iş göremezlik tazminatı istemiş iseler de, bu isteklerinden tüm hukuki sonuçlarını kabul ederek feragat ettiklerini; 74.025,86 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının başvurunun davalı tarafından reddedildiği 06/03/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istediklerini belirtmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, sigorta ettirenin, 3. kişilere verdiği zarardan dolayı hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Davacı da bu kapsamda, sigortalı tarafından uğratılan zararının ödenmesini aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle davalı sigorta şirketinden istemiştir.
Mahkememizce; “sigortalı araç sürücüsü …’ın 28/01/2016 tarihlinde yönetimindeki kamyonet tipi … plakalı araç ile tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza nedeniyle davacının kalıcı iş göremezlik oranının % 11 olduğu, bu süre zarfında maddi zararının 74.025,86 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin poliçe çerçevesinde davacı zararını karşılamakla yükümlü olduğu, belirlenen zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı” gerekçesiyle; “1-Davacı vekilinin 15.708,02-TL tutarındaki geçici iş göremezlik tazminatı isteğinin feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Davacı vekilinin kalıcı iş göremezlik tazminatı isteğinin KABULÜ ile; 74.025,86-TL’nin 06/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ilişkin 26/12/2017 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı karar verilmiştir.
Verilen bu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna gidilmiştir.
Mahkememiz kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 02/02/2021 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır.
Karar gerekçesinde;
“….Somut olayda davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araca ait poliçenin 25.03.2015 tarihinde akdedildiği, kazanın 28.01.2016 tarihinde gerçekleştiği, ilk derece mahkemesince maluliyet raporu alınmaksızın ceza dosyasında alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından poliçe ve kaza tarihinde yürürlükte olmayan 11.10.2008 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenen hatalı maluliyet raporuna göre hesaplanan tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Poliçe tarihi itibariyle 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının uygulanması gerekmektedir. 12.08.2003 tarihli ZMMS Genel Şartları ve 14.04.2016 tarihli 6704 sayılı kanunla yapılan değişikle 2918 sayılı Kanun’ un 90.madesinin 1.cümlesine ” ..ve bu Kanun Çercevesinde hazırlanan genel şartlarda’ ibaresi ile 2.cümlesine ” ..bu kanun..” ve genel şartlarda ” ibaresi eklenmeden önceki mevcut yasa hükümlerinin yürürlükte olduğu dönemde, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin istikrarlı emsal içtihatlarında, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın belirlenmesi için alınması zorunlu olan maluliyet raporlarının, 11.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen kazalarda Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasındaki kazalarda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonraki kazalarda ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinde oluşturulacak uzman doktor heyetinden, davaya konu kazaya bağlı çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen davacıda bulunan şikâyetler ve tüm tedavi belgeleri dikkate alınarak, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, maluliyeti belirleyecek rapor alınması gerekirken maluliyet raporu alınmadan ceza dosyasında alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından poliçe tarihinde yürürlükte olmayan 11.10.2008 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenen rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, davacı vekilinin davacının çalışmasına ilişkin belge bulunmadığı yönündeki beyanı ile davacının bir işverene bağlı olarak çalıştığı hususunda dosya kapsamında bilgi belge bulunmadığı gözetilmeksizin aktif dönemde de asgari geçim indirimi dahil edilmiş asgari ücrete göre yapılan hesaplamanın esas alınması da doğru değildir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili olarak maluliyet raporu alınmaksızın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmediğinden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, kararın kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.“ denmiştir.
Mahkememizce İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 02/02/2021 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı çerçevesinde, kazanın oluş tarihi dikkate alınarak Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacının Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre iş göremezlik oranının ne olacağı konusunda raporu aldırılmıştır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 09/09/2021 tarihli raporda; 3 Ağustos 2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve 11 Ekim 2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında; olay tarihinde (2016 yılında) 25 yaşında olduğundan meslekte kazanma gücünde azalma oranının % 9 (dokuz) olduğu, kişinin sekelin belirlendiği günümüzdeki yaşına göre (30 yaş) meslekte kazanma gücünde azalma oranının % 9.3 (dokuznoktaüç) olduğu, hastanın geçici iş göremezlik süresinin 180 (yüz seksen) gün olduğu, hastanın arızaları nedeniyle mutad iştigaline (kişinin temizlik, yıkanma, tuvalet vb. işleri) engel teşkil eden 45 (kırkbeş) gün süreyle bir başkasının (bakıcı) sürekli bakımına muhtaç olduğu bildirilmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi 20/03/2022 tarihli ek raporunda özetle; poliçe düzenlenim tarihi 01/06/2015 tarihinden sonraki hesaplamalar için TRH-2010 yaşam tablosunun erkek / kadın ayrımlı olarak kullanılması ve yine %10 artırım ve ıskonto uygulanması hususunun benimsendiğini, nihai uygulamada ise herhangi bir tarih gözetilmeksizin hesaplamada TRH 2010 mortalite tablolarının kullanılması yönünde içtihat oluşturulduğunu, hesaplamada TRH-2010 yaşam tablosunun erkek / kadın ayrımlı olarak kullanıldığını ve % 10 artırım ve iskonto uygulanarak değerlendirme yapıldığını, buna göre 28/01/2016 tarihinde yaralanan davacı …’ın geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 14.216,58 TL olduğunu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 258.767,34 TL olduğunu, davacının toplam maddi tazminat alacağının (272.983,92 TL) olduğunu, davalı sigorta şirketinin tespit olunan zararın poliçe teminat limiti dahilinde tamamından sorumluluğunun olacağını bildirmiştir. Bu rapor, davacının 30/03/2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenen ve davacı için % 10 oranında özür bildiren 30/11/2021 tarihli DEÜ ATK raporu baz alınarak düzenlenmiştir.
Davacı vekili 28/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; sürekli maluliyete ilişkin isteklerini daha öncesinde 74.025,86 TL bedele artırdıklarını, bu kez de HMK’nın 176. maddesi gereğince bu alacaklarını 258.767,34 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş, bu miktarın 06/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi 20/06/2022 tarihli ek raporunda özetle; davacı için Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenen oranlar üzerinden 243.038,04 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığını bildirmiştir.
Davacı ev hanımı olduğundan, ev hizmetlerini yapmaktan kaynaklanan efor kaybı zararının karşılığı kabul edilen AGİ hariç net asgari ücretin esas alınması gerektiğinden, emsal kararlar da bu yönde olduğundan, davalı vekilinin buna ilişkin itirazları haklı görülmemiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir isteğin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’ine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’ine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik’e uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
He ne kadar bozma kararında “Maluliyet Tesapit İşlemleri Yönetmeliğine göre” denmiş ise de; davaya konu kaza tarihi 28/01/2016 olduğundan, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenen ATK’nın 09/12/2021 tarihli raporu ile bu rapor üzerinden değerlendirme yapan hesap uzmanı bilirkişinin 20/03/2022 tarihli raporu hükme dayanak tutulmuştur. Sigortalı araç sürücüsü …’ın 28/01/2016 tarihinde yönetimindeki kamyonet tipi … plakalı araç ile tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza nedeniyle davacının kalıcı iş göremezlik oranının % 10 olduğu, bu süre zarfında maddi zararının 258.767,34 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin poliçe çerçevesinde davacı zararını karşılamakla yükümlü olduğu, belirlenen zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, ıslah edilen miktar olan 258.767,34 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 06/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; geçici iş göremezlik tazminatı isteğinin ise feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı vekilinin 15.708,02-TL tutarındaki geçici iş göremezlik tazminatı isteğinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı vekilinin kalıcı iş göremezlik tazminatı isteğinin KABULÜ ile; 258.767,34 TL’nin 06/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭17.676,40 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL peşin harcın, 306,00 TL ıslah harcının ve 579,00 TL ıslah harcının düşülmesi ile 16.760‬,00 TL bakiye harç kalmış ise de; bozma öncesi karardan sonra 02/04/2018 tarih …/… harç numarası ile 4.719,30 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili için harç tahsil yazısı yazıldığından, bu miktarda düşüldüğünde kalan ‭12.040,7‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yatırmış olduğu 31,40 TL’si başvurma harcı, 31,40 TL’si peşin harç, 306,00 TL’si ıslah harcı ve 579,00 TL’si ıslah harcı olmak üzere toplam 947,8‬0 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 423,65 TL’si posta-tebligat gideri ve 400,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 823,65 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 776,51 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 39.227,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Mahkememizin 26/12/2017 tarihli …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 02/02/2021 tarihli …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile tümüyle kaldırılmış olması karşısında her ne kadar davacı tarafın 15.708,02 TL tutarındaki geçici iş göremezlik tazminatı isteği ile ilgili olarak bir önceki kararda da olduğu şekilde davanın feragat nedeniyle karar verilmiş ise de; HMK’nın 311. Maddesi gereğince feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, feragat beyanı verildiği tarihteki yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza