Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/955 E. 2022/294 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/955
KARAR NO : 2022/294

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin mal satışından kaynaklanan alacağının sağlanması amacıyla 23.916,09 TL alacağın tahsili için İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile davalı/borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini itiraz üzerine takibin durduğunu, dava açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, borçlunun itirazının haksız olduğunu, bu hususun müvekkili şirket defter ve kayıtlarının incelenmesi ile sübuta ereceğini, arz ve izah olunan nedenlerle
davalının İzmir ……. İcra Müdürlüğü……. Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı itirazının iptaline, takibin 23.916,09 TL üzerinden takip tarihinden işleyecek ticari faizi ile devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; davacı yanın İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün…… E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını ve sayın mahkeme huzurunda ikame edilmiş olan davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili davalının yerleşim yerinin Küçükçekmece olduğunu, dolayısı ile itirazın iptali davası için yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, davacı yanın dilekçesinde belirttiği borç tutarında mutabakat sağlanamadığını, bu uyuşmazlıklar giderilmeden, davacı yanın icra takibine başladığını, doğal olarak müvekkili şirketin, mutabık kalmadığı bedelden dolayı başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde, açıklanan uyuşmazlığın daha net anlaşılacağını, uyuşmazlığın daha net olarak belirlenmesi için bilirkişi incelemesi gerektiğini, ayrıca hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte mutabık kalınmış bir alacağın söz konusu olmadığını, dolayısıyla likit olduğundan bahisle icra inkar tazminatının istenmesinin de mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini,
davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava: İİK ‘nun 67. Maddesi uyarınca açılan ticari alım satım ilişkisine dayalı cari hesap bakiyesi alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2019 tarihli ve 2017/19-824 E., 2019/885 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
İİK’nun 67 vd maddelerinde itirazın iptali davalarında yetkili mahkeme düzenlenmemiştir. Dolayısıyla, davaya bakamaya yetkili mahkemenin HMK’nun yetkiye ilişkin genel ve özel hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir.
HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu, HMK’nun 14/1. Maddesinde bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemelerdir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)
Yetki itirazında bulunmak için HMK’nun 19/2.maddesi gereğince “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz,”hükmünün düzenlendiği,
6100 Sayılı HMK.nın 19/2 maddesine göre,davalı vekili cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunarak, yetkili Mahkemenin Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyan edip dosyanın yetkili ve görevli Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiği,
Somut olayda davacı, ticari alım satım ilişkisi kapsamında bakiye cari hesap alacağının ödenmediğini belirterek iddia ettiği alacağı için takip başlatmıştır. Davalıya ilâmsız icra takibine dayanak Örnek:7 Ödeme Emri gönderilmiştir. Davalı borçlu, ….İcra Müdürlüğünün….sayılı dosyasında sadece borca itiraz etmiş, yetkiye itiraz etmemiştir. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olan davalı borçlu, mahkememizin de yetkisini kabul etmiş sayılmaz. Bir başka deyişle icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi takibin yapıldığı yer olan mahkememizi, itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmeyecektir. Bu hâlde, alacaklı, aslında yetkisiz olan icra dairesinin bulunduğu yer hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; açarsa, borçlu, hukuk mahkemesinin yetkisine (ilk) itiraz edebilir. Taraflar arasındaki akdi ilişki inkâr edilmemiş olduğu, takibin para alacağından kaynaklandığı, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itiraz ederek Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirttiği, davalı şirketin merkezinin Küçükçekmece/İstanbul’da, davacı şirketin merkezinin Merkezefendi/ Denizli’de olduğu, dava konusu bakiye cari hesap alacağının davacı şirketin Aydın Bölge Müdürlüğü’nün işlemlerinde kaynaklandığı, davacının seçimlik hakkını kullanarak yetkili Bakırköy/İstanbul, Denizli veya Aydın mahkemelerinde itirazın iptali davasını açabileceği halde, davaya bakma yetkisi bulunmayan mahkememizde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın, davalının yetki itirazında bildirdiği davalı şirketin merkezinin yargı çevresi içerisinde kaldığı Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 5. HD’nin 2021/14747 esas, 2022/657 karar sayılı, 24/01/2022 tarihli kararı, Yargıtay HGK 2017/(13)3-2501 esas, 2021/233 karar sayılı 09.03.2021 tarihli kararı) Açıklanan nedenlerle mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 116. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022
Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza