Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/953 E. 2023/121 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/953
KARAR NO : 2023/121

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …Otelcilik Turz. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Müvekkil kurumun … numaralı atıksu abonesi olduğunu, aboneliğin “………… Çeşme” Adresi için tesis edildiğini ve aboneliğin 2016 yılı 12.ayı, 2017 yılı 1, 2, ve 4. Aylarına ait atıksu bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen atıksu borcundan dolayı idare tarafından davalı şirket aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2018/16135 sayılı icra takip dosyası ile icra takibine başlandığını, söz konusu takibe yetki itirazı yapıldığından, dosyanın yetkili Çeşme İcra müdürlüğüne gönderildiğini, yetki ile giden dosyanın Çeşme İcra Müdürlüğünde … dosya sayısını alarak borçlu şirkete tekrardan ödenme emri gönderildiğini, icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu, başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamı amacıyla İzmir Adliyesi Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığı fakat karşı tarafın mazeretsiz olarak toplantıya katılmaması sonucu arabuluculuk konusunda da anlaşılamadığını belirterek, davalının Çeşme İcra Müdürlüğü … sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle İdarenin lehine en az %20 İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
KANITLAR
-Çeşme İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasındaki 2.837,91 TL … nolu aboneliğe ilişkin hizmet alımına dair 2016 yılı 12. Ayı, 2017 yılı 1.2.4. aylarına ait atık sudan kaynaklı faturaya ilişkin Çeşme Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalıya ait BA-BS formları dosya arasına alınmıştır.
Davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin incelenmesi için bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; Su ve atık su abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeble de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükünün kimde olduğu hususuna değinmekte yarar vardır.
HMK 190. maddesi “”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” hükmü mevcuttur.
İleri sürülen bir önermenin doğruluğu hususunda kanaat oluşturmak için bir nedenselliğin ortaya konulması olarak tanımlanabilen ispat, yargılama hukuku açısından dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir.
İspatın konusu olan vakıalar, hukuk açısından doğrudan önem taşıyan veya dolaylı olarak önem taşıyan vakıalar olarak ayrılabilir. Hukuk açısından doğrudan önem taşıyan olaylar; hukuken hakların ve hukuksal ilişkilerin doğumu, değişmesi, işlemez duruma gelmesi, doğumunun engellenmesi veya doğduktan sonra düşmesine yol açan olaylardır. Hukuk açısından dolayısıyla önem taşıyan ve “emareler (belirtiler) ” olarak da tanımlanan olaylar ise; hak ve hukuksal ilişkilerde yukarıda belirtilen durumların meydana gelmiş olduğu, kendilerinden olağan yaşam deneyimleri kuralları uyarınca anlaşılabilen, bir başka deyişle bir eylemsel karine bağının kurulmasına olanak veren olaylardır. Emareler, ancak hâkimin delilleri serbestçe değerlendirme (takdir) serbestisinin bulunduğu (HMK madde 198), bu serbestinin özel kurallar ile sınırlanmamış olduğu (HMK madde 200 ve 201 gibi) durumlarda ispat konusu olabilir.( Bilge Umar; (1980), İspat Yükü, (2. Baskı), Büyükçekmece, Kazancı Matbaacılık Sanayi. sf. 19.)
İspatın, doğrudan delil göstererek ispat ve dolaylı ispat olarak ayrıma tabi tutulup, dolaylı ispatın emareler ile ispat olarak değerlendirildiği, bu kapsamda emareyi bir delil vasıtası olarak değil, ispata yardımcı, kanuni maddi unsura uymayan yabancı vakıalar olarak nitelendirildiği de görülmektedir.( M. Kamil Yıldırım; (1990), Medeni Usul Hukukunda Delillerin Değerlendirilmesi, İstanbul, Kazancı Kitap Ticaret. sf. 120, 121.)
İspat yükü belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden hâkimin aleyhte bir kararıyla karşılaşma tehlikesidir. Bu tanımda asıl davayı kaybetmek tehlikesinden değil, hâkimin aleyhte bir kararı ile karşılaşma tehlikesinden bahsedilmesi dikkate değerdir. Zira yalnızca davanın asıl konusu bakımından değil, aynı zamanda bir ön sorun veya bir ara sorun hakkında da iki tarafın birbirine zıt olarak ileri sürdükleri olayların hiçbirinin ispat edilememesi olasılığı vardır. Bu durunda hâkimin yapacağı iş söz konusu sorun bakımından ispat yükünü taşıyan tarafın, o sorunda ileri sürdüğü istemi reddetmek olacaktır.(Umar; İspat Yükü, sf. 3)
İspat yükü taraflar için bir yükümlülük (mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür (külfettir). Taraf kendisi tarafından ispatı gereken bir vakıayı ispat edemezse, karşı taraf (ve mahkeme) onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (yükümlülük). Bilâkis kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır; meselâ, kendisine ispat yükü düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen taraf davacı ise, davasını ispat edememiş sayılır ve dava bu nedenle reddedilir.(Kuru; Arslan; Yılmaz; sf. 370.)
Davacı şirketin dosyaya sunmuş olduğu 5/02/2019 tarihli su ve atık su abonelik sözleşmesine davalı tarafça itiraz edilmediği, davalı tarafın ticari defterleri incelenmeden düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmekle, davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşmeye ve imzaya itiraz etmediği anlaşılmakla davacı ticari ilişkiyi ispat etmiş olup gerekli ifanın yapıldığını ispat yükü davalı tarafa geçmiştir.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi eliyle yaptırılan bilirkişi raporunda; 2016 yılı 12. Ay, 2017 yılı 1,2 ve 4. Aylarına ait İzsu tarafından düzenlenen faturalar yönünden davalı şirketin borçlu olduğu, yapılan hesaplamaya göre toplam alacak tutarının 4.044,29 TL olacağı, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği fazlaya hükmedilemeyeceği, buna göre; davacı idarenin 3.909,09 TL talep edebileceğinin belirtildiği,
Manisa Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucu alınan bilirkişi raporunda; Davanın konusunu, Çeşme İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası oluşturduğu ve davacı tarafın davalı tarafa Su ve Atıksu Aboneliğine dayalı sunmuş olduğu hizmet ve kullanım bedeline ilişkin ödenmeyen davaya esas miktar kadar takip talebinde bulunduğu ancak; davalı tarafın buna itiraz ettiği ve takibin durmasına sebep verdiği, davacı kurumun … Numaralı Atık Su Abonesi olması nedeni ile taraflar arasındaki Abonelik Sözleşmesi, ekleri ve tüm dosya içeriği ile, davalı BA ve BS formları da irdelenerek, Çeşme İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasındaki takip itibariyle davacı alacağının bulunup bulunmadığı, atık su aboneliğinden kaynaklı ödenmeyen faturaların, faiz ve toplam alacağın ne olacağı hususlarına ilişkin yapılan incelemelerde şu maddi bulgulara ulaşılmıştır. Bu yönüyle de, Taraflar arasındaki Uyuşmazlığa ilişkin ve dava konusu alacak ve faiz miktarıyla ilgili Tablo halinde şu hesaplamalar yapılarak takdire sunulmuştur.
Davalı tarafça ödenmeyen toplam fatura tutarı : 2.879,00-TL
Takip tarihine kadar işlemiş gecikme faizi :872,96-TL
Gecikme faizi KDV tutarı %18 :157,13-TL
Davacı toplam alacak miktarı :3.909,09-TL

Tüm dosya kapsamı, dosyaya sunulan bilirkişi raporları, davacı şirketin dosyaya sunmuş olduğu 5/02/2019 tarihli su ve atık su abonelik sözleşmesine davalı tarafça itiraz edilmediği, davacı tarafça ticari ilişkinin ispat edilmiş olması ancak davalı tarafça ödemeye ilişkin belge sunulmadığı anlaşılmakla taleple bağlılık ilkesi gereği davacının dava dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınarak davalı tarafça yapılan itirazın iptaline karar verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nun 67/2. Fıkrasına göre ;bir davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Kanuni düzenlemeye göre davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için takip tarihi itibari ile itirazında haksız bulunması yeterlidir. Diğer bir anlatımla kötüniyetli olması alacaklı bakımından getirilmiş bir koşuldur. Ancak itirazın haksızlığı tek başına icra inkar tazminatına hükmedilmesine elverişli değildir. Yani bu tazminata hükmedilmesi için takip konusu alacağın belirli, sabit olması, borçlu tarafından bilinmesi veya tayin ve tahkik edilmesinin mümkün nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. (Yargıtay HGK 13/12/1967 Tarih, 9/1344- 615) Diğer bir anlatımla alacağın likit ve belli olması gerekir.
Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Çeşme İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının 3.909,09 TL borca ilişkin İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 267,03-TL nispi harçtan, peşin alınan 66,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 200,27-TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yatırmış olduğu 44,40-TL başvurma harcı ve 66,76-TL peşin harç toplamı olan ‭111,16-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 228,50-TL tebligat ve posta gideri ve 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 978,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 3.909,09-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 23/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır