Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/93 E. 2021/848 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/93
KARAR NO : 2021/848

CİLİ MÜDÜRLÜĞÜ – Kültür Mah. Atatürk Cd. No:190 Konak/ İZMİR
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünde “…” ticaret sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden terkininin 02/08/2010 tarihinde yapıldığını, ancak şirket faaliyetteyken 04/07/2008 tarihinde meydana gelen iş kazasında sigortalı …’ın öldüğünü, sigortalının hak sahiplerine peşin değerli gelir bağlandığını ve cenaze ödeneğinin ödendiğini, müvekkili kurumun zararının tahsili amacıyla İzmir…. İş Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında şirket aleyhine rücu davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, bu mahkeme tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; “şirketin faaliyet durumunun 02/08/2010 tarihinde terk olduğu” hususunun bildirildiğini, kurum zararının tahsili aamcıyla açılan rücu davasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi için ticaret sicil kaydı terkin edilen şirketin yeniden ihyasını isteme zorunluluğunun doğduğunu, İzmir …. İş Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında 17/12/2020 tarihli duruşmada taraflarına ihya davası açmak üzere süre verildiğini, İzmir Ticaret Siucil Müdürlüğü’nün ticaret kaydı bilgilerinde tasfiye memurunun bildirilmemesi nedeniyle husumetin sadece ticaret sicil müdürlüğüne yöneltildiğini belirterek, dava dışı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin yeniden ihyasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünde “…” ticaret sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden terkininin 02/08/2010 tarihinde yapıldığını, ancak şirket faaliyetteyken 04/07/2008 tarihinde meydana gelen iş kazasında sigortalı …’ın öldüğünü, sigortalının hak sahiplerine peşin değerli gelir bağlandığını ve cenaze ödeneğinin ödendiğini, müvekkili kurumun zararının tahsili amacıyla İzmir…. İş Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında şirket aleyhine rücu davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, bu mahkeme tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; “şirketin faaliyet durumunun 02/08/2010 tarihinde terk olduğu” hususunun bildirildiğini, kurum zararının tahsili aamcıyla açılan rücu davasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi için ticaret sicil kaydı terkin edilen şirketin yeniden ihyasını isteme zorunluluğunun doğduğunu, İzmir …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 17/12/2020 tarihli duruşmada taraflarına ihya davası açmak üzere süre verildiğini, yasal süresi içerisinde İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında ihya davası açtıklarını, bu kez de İzmir ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında 30/04/2021 tarihli duruşma erteleme kararı ile birlikte; “gerek İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevap dilekçesine gerekse gönderilen sicil kayıtlarına göre ihyası istenen Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin 06/06/2009 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye memuru olarak …’ın seçildiği, tasfiye işlemlerinin tamamlanması sonucu sicildeki kaydının silindiği; eldeki bu davada niteliği gereği husumetin Ticaret Sicil Müdürlüğü ile birlikte son tasfiye memuruna da yöneltilmesi gerektiği” gerekçesiyle taraflarına “şirketin son tasfiye memuru olan … hakkında da mahkemenin bu dosyası ile birleştirilmek üzere ihya davası açılması, dava açıldığı hususunun ve davanın açıldığı mahkeme ile dava dosyasının esas numarasının mahkemeye bildirilmesi” konusunda ara karar kurulduğunu ve süre verildiğini, bu davanın söz konusu dava ile birleştirilmek üzere açıldığını belirterek, öncelikle bu davanın, önceden açılmış olup konusu aynı olan İzmir ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde “…” ticaret sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin terkin kaydının kaldırılarak yeniden ihyasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

CEVAP ;
Asıl davada davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesi ile özetle; müdürlüklerinin “…” sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin 11/01/2000 tarihinde tescil edildiğini, 06/06/2009 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiğini, 31/07/2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle unvan ve işletme kaydının silinmesine karar verildiğini ve 02/08/2010 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescilinin yapılarak unvan ve işletme kaydının silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüklerinin bu konuda herhangi bir tetkik mükellefiyetinin bulunmadığını, müdürlüklerinin, davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek, müdürlükleri aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir.
Birleşen davada davalı … cevap dilekçesi ile özetle; ek tasfiyenin sadece tasfiyenin kapanmış olmasına rağmen halen alınması zorunlu ek tedbirlere gereksinim duyulması halinde söz konusu olabileceğini, zorunluluk yoksa ek tasfiyeye gidilemeyeceğini, yeniden tescil isteğinin korunmaya değer bir menfaate dayanması ve amaca ulaşmada kullanılabilecek tek yol olması gerektiğini, bunun yanı sıra sicil memurunun şirketi sicilden silme kararına karşı bir alacağın veya aktifin varlığı kanaat doğuracak bir şekilde belgelendirilerek silme kararının iptalinin dava edilmesi gerektiğini, kooperatifin tasfiye sürecinin 2009 yılında başladığını, tasfiye işlemlerinin tamamlanması sonucunda 02/08/2010 tarihinde terkin işlemlerinin yapıldığını, tasfiyesi tamamlanan kooperatife tasfiyesi sürecinde veya daha öncesinde SGK tarafından herhangi bir dava yöneltilmediğini, kaldı ki tasfiyenin usulüne ve yasaya uygun olarak kapatıldığını, ihmal edilen ve eksik yapılan herhangi bir işlemin kalmadığını, davanın dayanaksız olduğunu, davacı kurumun açmış olduğu iş kazasından kaynaklanan rücu davasında alacağını ispatlayabilirse zaten vefat eden sigortalının asıl işvereni olan …..Müh. İnş. Taah. Tur. Tic. Ltd. Şti.’den alacağını tahsil edebileceğini, amacın gerçekleştirilmesinin yani iddiaya konu tazminatın elde edilmesinin başka imkanı ve başka tarafı bulunduğundan davacının ihya isteğinde bulunamayacağını, kanunda sayılan şartların gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; sicildeki kaydı tasfiye nedeniyle silinen kooperatifin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
TTK hükümleri uyarınca ortaklar kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda, husumet ticaret sicil memurluğu ile tasfiye memuruna yöneltilir.
Mahkememizin 30/04/2021 tarihli ve 4 numaralı ara kararı gereğince davacı tarafça kooperatifin tasfiyesini gerçekkleştiren tasfiye memuru … hakkında açmış olduğu ve mahkememizin … Esas numarasına kaydı yapılan davanın 22/06/2021 tarihli birleştirme kararı ile birlikte eldeki bu dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İzmir …. İş Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dava dosyası örneği incelendiğinde; davacısının SGK, davalılarının aralarında SS … Kooperatifi’nin de olduğu davalıların olduğu, bu davanın 29/03/2017 tarihinde açıldığı, 32.573,52 TL tutarlı rücuen alacak davası olduğu, mahkemece yapılan 17/12/2020 tarihli duruşmada davacı vekiline kooperatif yönünden ihya davası açması konusunda bir aylık süre verildiği görülmüştür.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler incelendiğinde; dava dışı kooperatifin “…” sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin “…. Mahallesi …. Sokak No:….Blok No:…. Buca/ İZMİR” olduğu, kooperatifin faaliyet turumunun terkt olarak gözüktüğü görülmüştür.
Davalı kooperatifin 31/07/2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında; kooperatifin kapatılmasına, tüm resmi kurum ve kuruluşlardan kaydının silinmesi için tasfiye yönetim kuruluna yetki verilmesine oy birliğiyle karar verildiği, bu durumun yazı ile ticaret sicil müdürlüğüne bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “sicildeki kaydı tasfiye nedeniyle silinen dava dışı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin yeniden ihyası koşullarının bulunup bulunmadığı” konusundadır.
6102 sayılı TTK’ nun 547. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir şirket hakkında açılmış davanın bulunması, karar nedeni ile icra takibi yapılacak olması veya tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunması şirketin tasfiye işlemlerinin eksik sonuçlandırıldığını gösterir.
Tüzel kişiliğin sona ermesi için tüm alacakların tahsil edilmiş, borçların da ödenmiş olması, bu şekilde tüzel kişiliğin tüm hak ve yükümlülüklerinin tasfiye edilmiş olması gerekir. Şirket tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinme ( terkin ) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirket/kooperatif tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Somut olayda; ihyası istenen kooperatifin 06/06/2009 tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar gereğince tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı …’ın seçildiği, 06/06/2009 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiyenin 31/07/2010 tarihinde tamamlandığı, 02/08/2010 tarihinde kooperatifin kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, 29/08/2016 tarihinde kooperatif aleyhinde İzmir ….. İş Mahkemesi’nde …..Esas sayılı rücuan alacak davasının açılmış olması nedeniyle davacı tarafın 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyayı istemekte hukuki yararının bulunduğu ve şirketin söz konusu dava ile sınırlı olarak ihyasına karar verilebilme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın ve birleşen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların bu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından, bu tür davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekeceğinden, ihyasına karar verilen şirkete, şirketin daha önce görevlendirilen tasfiye memuru olan davalı …’ın görevlendirilmesine karar verilmiştir.
Davanın niteliği gereği davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü “yasal hasım” konumunda olduğundan, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmemiştir.
Yine her ne kadar yargılama giderlerinden, tasfiye işlemini eksik yapan tasfiye memuru sorumlu olmalı ise de ve diğer davalı … hakkındaki birleşen dava da kabul edilmiş ise de; kooperatifin sicil kaydının silindiği 02/08/2010 tarihinde İzmir ….İş Mahkemesi’nde görülen … Esas sayılı rücuan alacak davası henüz açılmamış olduğundan ve açılma ihtimalinin öngörülmesinin de tasfiye memurundan beklenmesi mümkün görülmediğinden, tasfiye memurunun işleminde herhangi bir eksiklik belirlenememiş ve bu nedenle de tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmemiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Asıl davanın ve birleşen davanın KABULÜ ile;
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “…” sicil numarasında kayıtlı dava dışı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin “ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere” ihyasına,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için davalı tasfiye memuru …’ın atanmasına,
3-Davalı tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,
4-Kooperatifin ihya edildiği ve tasfiye memuru atandığı hususunun Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine,
5-Asıl davada ve birleşen davada davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
6-Asıl davada ve birleşen davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; asıl davada ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı …’ın yüzüne karşı, asıl davada davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/10/2021

Başkan …..
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Üye …..
¸E-imza
Katip ….
¸E-imza