Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/928 E. 2022/247 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/928
KARAR NO : 2022/247

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 18/03/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalı şirketin kurucu ortağı ve hissedarı olduğunu, hisselerini bugüne kadar hiçbir kişiye veya kuruma devretmediğini, bu yönde bir irade beyanının veya izninin bulunmadığını, yaptıkları araştırmalar sonucunda müvekkiline ait bulunan şirket hisselerinin yasal olmayan ve geçersiz işlemlerle devir edildiğine dair istihbarat aldıklarını, müvekkilinin, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve büyük hissedarı …’nun eşi olduğunu, ………..nun haftada 1 veya 2 defa müşterek haneye gelip yatıya kaldığını, bu sıralarda da müvekkiline “sen hiçbir şey alamazsın benden, her şeyi hallettim vb.” sözler sarf ettiğini, …’nun talimatları gereği müvekkilinin, davalı şirketin hiçbir bölgesine girmesine izin verilmediğini, genel kurul için kendisine hiçbir şekilde davet gönderilmediğini, dolayısıyla bilgi alma ve inceleme hakkının tamamen elinden alındığını, davalıya Kartal …. Noterliği’nden gönderdikleri 22 Ekim 2021 tarihli ve …….yevmiye numaralı ihtarname ile “TTK’nın 437. maddesi gereğince şirket pay defterlerinin, finansal tablolarının ve faaliyet raporlarının müvekkili tarafından yetkilendirilecek uzman hesap bilirkişisi, avukatlar ve diğer uzmanlar eşliğinde incelenebilmesi için 10 gün içerisinde makul bir gün ve tarih bildirilmesini” istediklerini, ihtarnamenin davalıya 27/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda müvekkilinin eşi olan …’nun müvekkiline şifahen “dava açma, gerekli evrakları hazırlatacağım gelip inceleyebilirsin” demesine ve makul bir süre beklenmesine rağmen, taraflarına hiçbir şekilde geri dönüş yapılmadığını belirterek, pay defterinin incelenmesi suretiyle müvekkilinin hisselerinin devredilip devredilmediğinin ve mevcut durumunun; finansal tabloların, faaliyet raporlarının ve bilançoların incelenmek suretiyle kar payı dağıtılıp dağıtılmadığının, müvekkiline düşen payın ne olduğunun ve müvekkilinin diğer haklarının neler olduğunun; şirketin genel durumunun ne olduğunun mahkemece belirlenecek gün, tarih ve saatte yeminli mali müşavir ve hukukçu bilirkişiler ile davalı şirket merkezinde yapılacak inceleme ile tespitine karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının, dava konusu şirketin hissedarı olmadığını, 24 Ekim 2012 tarihli ve 8181 sayıl sicil gazetesinde çıkan ilandan anlaşılacağı üzere davacının, müvekkili şirketteki hisselerini …’na devrettiğini; şirket ortağı olmayan kişinin bu davadaki istekleri ileri sürme hakkının bulunmadığını, yani davacının “davacı” sıfatının bulunmadığını; davacının, müvekkili davalı şirket yöneticisi …’nun eşi olduğunu, aralarındaki uyuşmazlık nedeniyle uzun yıllardır ayrı yaşadıklarını, evliliklerinin kağıt üzerinde kalmış denebilecek halde olduğunu, müşterek bir yaşamlarının söz konusu olmadığını, hatta taraflar arasında İzmir ……….Aile Mahkemesi’nde……Esas sayılı dosyada boşanma davasının dahi görüldüğünü; müvekkili şirketin mali durumu iyi olmadığı için davacının, müvekkili şirket yöneticisine “bu şirketin borçları gelir beni bulur, başıma dert olur, borçlardan mesul olmak istemiyorum, ben araştırdım ortaklıktan çıkarsam borçtan sorumlu olmuyormuşum, bunun için gerekeni yap” dediğini, bunun üzerine şirket yönetimi tarafından gerekli prosedüre uygun şekilde işlemlerin yerine getirilerek hisse devrinin yapıldığını ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde de ilan edildiğini; müvekkili şirketin mali durumunun hala düzelmediğini, şirketin zarar etmekte olduğunu, piyasaya borçlarının bulunduğunu, davacının hisselerinin …’na devredildiğini, istek halinde davalı müvekkilinin bu hisseleri hatta şirket hisselerinin tamamını davacıya devretmeye hazır olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; TTK’nın 437. maddesi gereğince bilgi alma ve inceleme yapma istemine ilişkindir.
TTK’nın “Bilgi alma ve inceleme hakkı” başlıklı 437. maddesinde; (1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. (2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz. (3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir. (4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir. (5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir. (6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı vekili, davalıya Kartal ……Noterliği’nden gönderdiği 22 Ekim 2021 tarihli ve ………. yevmiye numaralı ihtarname ile; “müvekkilinin hisselerini bugüne kadar hiçbir şahsa veya kuruma devretmediğini, bu yönde bir irade beyanı veya izninin bulunmadığını, müvekkili lehine yaptıkları araştırmalar sonucunda müvekkiline ait bulunan şirket hisselerinin kanuni olmayan ve geçersiz işlemlerle devir edildiğine dair bir takım istihbarata ulaşmış bulunduklarını, bu sebeplerle Türk Ticaret Kanunu’nun 437. maddesi gereğince şirket pay defterlerinin, finansal tablolarının ve faaliyet raporlarının müvekkili tarafınca yetkilendirilecek uzman hesap bilirkişisi, avukatlar ve diğer uzmanlar eşliğinde incelenebilmesi için taraflarına 10 gün içerisinde makul bir gün ve tarih bildirilmesini, bildirilen günde şirketin ilgili kayıtlarının hazır bulundurulmasını, taraflarına belirtilen süre içerisinde resmi yazılı onay ve tarih verilmediği takdirde kanuni süresi içerisinde Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak şirket bünyesindeki kayıtları mahkeme kanalı ile inceleme isteğinde bulunacaklarını” bildirmiştir. İhtarname davalıya 27/10/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde dava şartları sayılmıştır. Bu maddenin 1. fıkrasının (d) bendinde; “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması” hususu da dava şartları arasında sayılmıştır. Aynı kanunun 115. maddesinin 1. fıkrasında; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan düzenleme gereğince dava şartlarından olan dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacaktır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler incelendiğinde; davalı şirketin “…..” sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin “………….” olduğu, sermayesinin 500,000.00 TL olduğu, şirketin faal olduğu; şirketin münferiden … tarafından temsil edildiği, yetki başlangıç tarihinin 16/03/2021, bitiş tarihinin ise 16/03/2024 olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu 24 EKİM 2012 tarihli, 8181 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi incelendiğinde; karar onayı İzmir ……… Noterliği’nin 19/10/2012 tarihli,…..yevmiye numaralı işlemi ile yapılan 17/10/2012 tarihli genel kurul kararı ile anonim şirketin tek ortaklı anonim şirkete dönüştürüldüğü, şirketin tek ortağının … olduğu, söz konusu kararın sicil gazetesinin 603. maddesinde yayımlandığı görülmüştür.
Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu hususu maddi hukuk kurallarına göre belirlenir.
Somut olay yönünden değerlendirme yapıldığında; davacı taraf eldeki bu davada TTK’nın 437. maddesi gereğince davalı şirket kayıtları yönünden bilgi alma ve inceleme yapma isteğinde bulunmuştur. İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kayıtlarından davacının, davalı şirketin ortağı olmadığı, davalı şirketin ortağının ve münferiden temsile yetkilisinin … belirlenmiştir. Davacının davadaki bu isteğinin dinlenebilmesi pay sahipliğine bağlı olduğundan, davalı şirketin ortağı olmayan davacının bu davada taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine ulaşılmış, davanın dava şartlarından olan aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın, dava şartlarından olan aktif husumet yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-(d) ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭21,4‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 18/03/2022

Başkan….
¸E-imza
Üye……..
¸E-imza
Üye…….
¸E-imza
Katip …
¸E-imza