Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/902 E. 2022/487 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/902
KARAR NO : 2022/487

DAVA : Alacak (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; yıllardır …. adresinde bulunan … kurumsal, markası adı altında … … ofisi olarak tüm kanun ve yönetmeliklere uygun olarak müşterilerine hizmet veren müvekkili ile davalıya ait/davalının yetkili olduğu …. no’lu bağımsız bölümde mukim bulunan Dört Mevsim Konutlarında bulunan taşınmazın satışının müvekkili şirket tarafından yapılması amacıyla “Taşınmazın Satılması Hakkında Pazarlama Yetki Belgesi” sözleşmesinin müvekkili şirket ile …. San. A.Ş. adına yetkilisi ile imza altına alındığını, sözleşme doğrultusunda tüm pazarlama faaliyetlerini müvekkilinin eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, çok çeşitli pazarlama modelleri ile çalışan müvekkili firmanın söz konusu taşınmazı almaya uygun bir alıcı adayı bulduğunu ve müzakerelere başladığını, Aralık ayı içerisinde yer gösterme belgesi imzalanarak taşınmazın dava dışı evi satın almaya talip olan alıcıya gezdirildiğini; taşınmaza ait tüm bilgilerin yer gösterilene verildiğini, taşınmazın söz konusu kişi tarafından satın alınması kararı verildikten sonra tapu işlemleri de dahil olmak üzere tüm iş ve işlemlerin müvekkili şirket aracılığı ile tamamlandığını, satışın müvekkili aracılığı ile gerçekleştirildiğini, alıcının yan sözleşmeye göre ödemesi gereken hizmet bedelini ödediğini ancak satıcı konumunda bulunan davalı şirketin ödemeyi taahhüt etmiş olduğu hizmet bedelini ödemekten imtina ettiğini, müvekkili firma ile davalı arasında hür iradeleriyle imza altına alınan sözleşmenin hizmet bedeli maddesinde hizmet bedelinin taşınmaz değerinin %1,5+ KDV bedeli olacağı yani 33.276,00-TL olacağı ve ödemenin satış olması halinde bu bedel üzerinden yapılacağı belirtilerek emlak komisyonculuğu yapan müvekkilinin işbu aracılık işleminde müvekkilinin tüm aracılık işlemlerini tamamladığını kabul ettiğini, aynı sözleşmenin birinci maddesinde yetkilendirilen “… …’e yukarıda belirtilen hizmetleri karşılığında mülkün satış bedeli olarak belirlenen meblağın %1,5+KDV ‘e denk düşen 33.276,00-TL’yi hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” maddesi uyarınca müvekkiline ödenmesi gereken ancak ödenmeyen emlak komisyon bedelinin mevcudiyetinin açık olduğunu, satış işlemi gerçekleşmiş olmasına rağmen müvekkiline hak kazanmış olduğu emlak hizmet bedelinin ödenmediğini, taraflarınca İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/647 esas sayılı dosya ile şirket yetkilisine karşı dava açılmışsa da işbu davanın husumet yokluğu ile reddedildiğini, alacaklarının tahsili amacı ile işbu davanın açıldığını, izah edilen ve resen gözetilecek nedenlerle, davanın kabulü ile; müvekkilinin davalıdan olan alacağının satışın yapıldığı tarih olan 13/02/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile müvekkiline ödetilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin yanında HMK m.329 uyarınca davalının kötüniyetli olması nedeniyle müvekkilinin taraflarına ödeyeceği avukatlık ücretinin de karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;Davacının iddiaları ve taleplerinin yerinde olmayıp işbu davanın reddinin gerektiğini, somut davaya konu edilen sözleşmenin, hukuken taşıması gereken unsurları taşımamasından dolayı geçersiz olması ile birlikte davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, yetki süresi içerisinde satışa engel olduğunu, hukuki olarak simsarlık sözleşmesinin, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520. maddesinde, “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.” şeklinde tanımlandığını, bu çerçevede taşınmaz simsarlığının ise “bir taşınmazın üzerinde ayni veya şahsi bir hakkın (satış, kiralama vb) kurulması amacıyla gerçekleştirilen aracılık faaliyeti” olarak tanımlanabileceğini, somut olayda …. San A.Ş tarafından da esasen davacıya 31.12.2019 tarihine dek satış yetkisi verildiğini, ancak davacının kötü niyetli olarak dayanak olarak sunulan yetkilendirme belgesinde süre kısmını boş bıraktığını, kaldı ki süre unsurunun, ilgili sözleşme/yetkilendirme için geçerlilik unsuru olup süre unsuru bulunmadığı için geçerli bir sözleşmeden de bahsedilemeyeceğini, davacı tarafından dayanılan yetki sözleşmesinin, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca taşıması gereken asgari unsurları taşımadığı için de hukuken geçerli olmadığını, Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik Md 15 uyarınca sözleşmenin süresinin, bulunması gereken asgari zorunlu unsurlardan olduğunu, davacının salt haksız menfaat elde etmek için yönetmelik hükümlerine aykırı ancak lehine olacak şekilde dayanak sözleşmede ilgili yerleri boş bıraktığını, bu şekilde esasen yine Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik Md 14 vd hükümlerine de aykırı davrandığını, davacının aracılığı ile ilgili taşınmaza dair herhangi bir satış işlemi de olmadığını, yetkilendiren …. olarak davacı ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşme de bulunmadığını, somut dava kapsamında davacının, müvekkili …’den komisyon bedeli talep etme hakkının bulunmadığını, bu nedenle aktif husumet yokluğundan işbu davanın esasa dahi girilmeden reddinin gerektiğini, izah edilen ve resen gözetilecek nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, mahkeme ret konusunda aksi kanaatte ise müvekkili lehine hakkaniyet indirimi uygulanmasına, arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlanmış olması nedeniyle AAÜT 16/2-c gereğince müvekkili lehine arabuluculuk anlaşamama vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Güzelbahçe Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün 22/03/2022 tarihli cevabi yazısı ile; davaya konu …. numaralı bağımsız bölüme ait (3402 S.Y.nın 22/A Md. Gereğince Yenileme sonucu yeni 2544 ada parsel olarak değişen) taşınmazın tüm tedavüllerini gösterir tapu kaydı ile 13/02/2020 tarih ve 839 yevmiye nolu Resmi Senet sureti gönderilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyası içerisinde bulunan simsarlık sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşme başlığının taşınmazın satılması hakkında pazarlama yetki belgesi olduğu, yetkilendiren tarafın … Sanayi Aş adına …, karşı tarafın … … ….Danışmanlık Ltd. Şti. adına …. olduğu, taşınmaz bilgilerinin …. numaralı …. bağımsız bölüm numaralı taşınmaz olduğu, satış bedelinin 1.880.000,00-TL. hizmet bedelinin %1,5 + KDV 33.276,00-TL. olduğu, sözleşme tarihinin 03/09/2019 olup 4 aylık yetki belgesi süresinin belirlendiği, sözleşmenin yalnızca … tarafından imzalandığı simsarlık sözleşmesinin tarafı olan şirket adına … tarafından imzalanmadığı anlaşılmıştır.
Simsarlık Sözleşmesi: Mahkememiz dosyası içerisine gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası içerisinde bulunan, davaya konu simsarlık sözleşmesinin aslı incelendiğinde; sözleşme başlığının taşınmazın satılması hakkında pazarlama yetki belgesi olduğu, yetkilendiren tarafın … Sanayi A.Ş. adına …, karşı tarafın … … . Ltd. Şti. adına … olduğu, taşınmaz bilgilerinin … mevsim konakları … bağımsız bölüm numaralı taşınmaz olduğu, satış bedelinin 1.880.000,00-TL. hizmet bedelinin %1,5 + KDV 33.276,00-TL olduğu, sözleşme tarihinin 03/09/2019 olup 4 aylık yetki belgesi süresinin belirlendiği, sözleşmenin yalnızca … tarafından imzalandığı simsarlık sözleşmesinin tarafı olan şirket adına Seher Kaplan tarafından imzalanmadığı görülmüştür.
Dava, simsarlık sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir.
Simsarlık sözleşmesini düzenleyen TBK 520. maddesinde, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı açıkca hükme bağlanmıştır. Yasa maddesi hükmü buyurucu niteliktedir. Tellalık sözleşmesi için öngörülen yazılı biçim ispat değil geçerlik koşuludur. O nedenle taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece doğrudan gözetilir. Yazılı olarak yapılması yasaca öngörülen ve özellikle tellallık sözleşmesinde olduğu gibi tarafları karşılıklı yüküm altına sokan bir sözleşmenin hukuken geçerlik kazanabilmesi ancak borç yüklenenlerin imzalarının bulunmasıyla mümkündür.(T.B.K md 14.) Sadece bir tarafça imzalanmış bulunan bir belge hukuken tek taraflı bir irade açıklanması niteliğini taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcılığı kabul edilemez. Bu nitelikte bir belgeye dayanan tarafın iyi niyetli olması dahi az yukarıda açıklanan yazılı biçime ilişkin hukuki esasları etkilemez. O nedenle tellallık aktinde her iki tarafın imzalarının bulunması şarttır. Davacının, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/647 esas sayılı dosyası arasına ibraz ettiği 03.09.2019 tarihli “Taşınmasın Satışı Hakkında Pazarlama Yetki Belgesi” isimli simsarlık sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmede simsar olan davacının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin kurulduğundan bahsedilemez. Bu nedenle de davacı geçerli olmayan bu sözleşmeye dayanarak herhangi bir hak iddiasında bulunamaz. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/28526 esas, 2019/12863 karar sayılı, 19/12/2019 tarihli, 2016/17555 Esas, 2017/8097 Karar sayıl 07/07/2017 tarihli, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/594 esas, 2019/339 karar sayılı, 06/03/2019 tarihli emsal kararları). Buradan hareketle davacının geçersiz simsarlık sözleşmesine dayanarak alacak talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 568,28 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 80,70 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 487,58 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
3-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
4-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/05/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır