Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/891 E. 2022/222 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/891
KARAR NO : 2022/222

DAVA : İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Genel Kurul Toplantısının İptali
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 11/03/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalı şirkette 2.388,169 adet A grubu ve 1.981.731,785 adet B grubu payın sahibi ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirketin 26/10/2021 tarihinde saat 14:30’da A Grubu imtiyazlı özel genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, toplantıda alınan kararların Türk Ticaret Kanunu’na, 28861 sayılı Vekaleten Oy Kullanılması ve Çağrı Yoluyla Vekalet Toplanması Tebliği’ne, esas sözleşme hükümlerine ve usüle aykırı şekilde alındığını, şöyle ki; pay sahipleri adına genel kurula katılım sağlanması amacıyla verilen vekaletnameler üzerinde yapılan inceleme sonucunda toplam itibari değeri 4.681,220 TL olan Borsa İstanbul’da işlem görmeyen A Grubu hamiline yazılı Batıçim paylarının ve toplam itibari değeri 14.704.168,283 TL olan Borsa İstanbul’da işlem gören B Grubu hamiline yazılı Batıçim paylarının sahibi olan …’nun genel kurula katılım için vermiş olduğu vekaletin kanuna ve usule aykırı olduğunun belirlendiğini, davalı şirkette pay sahibi olan …’nun 27/07/1927 doğumlu ve 94 yaşında olduğunu, yaşından ötürü temyiz kudretinin olup olmadığının tartışmalı hale geldiğini, noterin, işlem yaptıracak ilgilinin hukuki işlem yapma yeteneği hakkında bir kanı sahibi olması gerektiğini, ilgilinin yaşlılık, hastalık veya dış görünüşü itibariyle yeteneğinden şüphe edilmesi veya bu konuda ihbar ve şikâyet bulunması hallerinde temyiz kudretinin varlığının doktor raporu ile saptanması gerektiğini, bu hususun Noterlik Kanunu’nun “Noterlik İşlemlerinin Şekli” başlıklı 72. maddesinde ve Noterlik Kanunu Yönetmeliği’nin 91. maddesinde belirtildiğini, bu maddeler gereğince …’nun vekaletname çıkarırken sağlık raporu alması gerekirken, sağlık raporu alınmadan çıkarılan vekaletname ile genel kurula katılımının sağlandığını, 28861 sayılı Vekaleten Oy Kullanılması ve Çağrı Yoluyla Vekalet Toplanması Tebliği’nin 11. maddesinde “Toplantı gündeminin görüşülmesine başlanmadan önce, çağrı yoluyla vekalet toplayan vekil tarafından temsil edeceği payların sayısı, çeşidi, itibari değeri ve varsa grubu ortaklığa bildirilir. Aksi halde, o genel kurulda alınan kararlar, genel kurula yetkisiz katılmaya dair hükümler çerçevesinde genel kurulda alınan kararı etkilediği hallerde iptal edilebilir. Toplantı başkanı yapılan bu bildirimleri açıklar. Bu açıklamanın yapılmaması tek başına genel kurulda karar alınmasını engellemez. Ancak bu hususun tutanağa yazılması zorunludur. Bir pay sahibinin talebi üzerine açıklama yapılmamışsa, her pay sahibi bu durumun genel kurulda alınan kararı etkile..hallerde ortaklığa karşı açacağı dava ile genel kurul kararlarının iptalini isteyebilir.” hükmünü havi olduğunu, sağlık raporu alınmadan çıkarılan vekaletnameyle genel kurula katılım sağlandığından toplantıda alınan genel kurul kararlarının iptalinin gerektiğini belirterek, 26/10/2021 tarihli A grubu pay sahipleri özel genel kurul toplantısının iptaline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 55 yıldır faaliyet gösteren, halka açık, paylarının bir kısmı Borsa İstanbul A.Ş. nezdinde işlem gören bir şirket olduğunu, şirket paylarının A ve B grubu olmak üzere iki gruba ayrıldığını, esas sözleşmesinin 7. maddesi gereği, A grubu paya sahip olanların, yönetim kuruluna seçilecek üye adaylarının tamamını genel kurul onayına sunma imtiyazına sahip olduklarını, 6100 sayılı HMK’nın 114/e maddesinde hem davacı hem davalı yönünden dava takip yetkisine sahip olunmasının dava şartları içerisinde sayıldığını, müvekkili şirketin davalı sıfatıyla bu davayı takip yetkisinin bulunmadığını, kendisine yöneltilen husumetin muhatabı olmadığını, davanın dava şartı olan sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, şöyle ki; imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun bir anonim şirket organı olmadığını, bir şirket organı olmadığı için davacı veya davalı olamadığı gibi şirket tüzel kişiliğine de imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu tarafından alınan kararlar aleyhine dava açılamayacağını; TTK’nın 454/7 maddesinde; “İmtiyazlı pay sahipleri özel genel kurulu kararlarına karşı açılacak davalarda da Yönetim kurulu, özel kurulun imtiyazlarını ihlal eden esas sözleşme değişikliklerini onaylamama kararı aleyhine, karar tarihinden itibaren bir ay içinde, genel kurulun söz konusu kararının pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile, bu kararın iptali ile genel kurul kararının tescili davasını, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açabilir.”; 454/8 maddesinde; “İptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı yöneltilir.” düzenlemelerine yer verildiğini, bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun aldığı kararlar itibariyle şirketi temsil etmesi bir tarafa, şirket tüzel kişiliği tarafından açılacak davalarda husumetin yönlendirildiği tarafta ve orada da davaya ehliyeti olan kişilik olarak değil, olumsuz oy kullanan kişiler olarak yer aldığını, bu durumda, davacı tarafından imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarına karşı dava açılacak ise bunun muhatabının müvekkili şirket tüzel kişiliği olmadığını, söz konusu özel kurul kararının, şirket tüzel kişiliği adına, onun organı olarak alınmadığını, özel kurul kararının, ancak şirketin alacağı genel kurul kararının ne yönde alınacağı hususundaki teklifi içerdiğini, dolayısıyla bu özel kurul kararına karşı iptal/hükümsüzlük davası açılabileceği kabul edilecek olsa bile, husumetin şirket tüzel kişiliğine düşmeyeceğini; davacı vekilinin, …’nun yaşlı olması, vekaletname hazırlanırken sağlık raporu alınmamış olması nedeniyle imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun iptali isteminin hukuki temelden yoksun olduğunu, Noterlik Kanunu’nun 91/2 maddesinin aslında davacı tarafın iddiasını temellendirmediğini, madde metninde ifade edilen “İlgilinin yaşlılık, hastalık veya dış görünüşü itibariyle yeteneğinden şüphe edilmesi veya bu konuda ihbar ve şayet bulunması hallerinde temyiz kudretinin varlığı doktor raporu ile saptanır. Bu takdirde metnin içinde tarih ve numarası ile rapordan bahsedilir, raporun aslı işlemin noterde kalan nüshasına eklenir.” hükmünden de anlaşılacağı üzere sağlık raporunun alınmasının noterin takdirinde olduğunu, İzmir Bornova ….Noterliğinin, …’nu iyi tanıması ve bilmesi nedeniyle rapor almaya gerek duymamasının son derece normal olduğunu, bu durumun tek başına vekaletnameyi sakatlayacak bir unsur olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun ise vekaletnamenin şekli unsurları taşıyıp taşımaması yönünde olduğunu, şekli unsurlar yönünden ise vekaletnamede herhangi bir eksikliğin bulunmadığını, dava konusu İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu sonrasında yapılan şirketin 02/12/2021 tarihli ertelenen genel kurulunda vekalet veren …’nun bu defa sağlık raporu alınmış bir şekilde vekaletname vererek temsilen toplantıya katıldığını, 02/12/2021 tarihli genel kurulda temyiz gücü yerinde olup, bundan yaklaşık 1 ay önceki 26/11/2021 tarihli genel kurulda temyiz gücünün şüpheli olması gibi bir ihtimalin düşünülemeyeceğini, imtiyazlı pay sahibi …’nun aynı zamanda davacının anneannesi olduğunu, davacı taraf, imtiyazlı pay sahibi ve aynı zamanda kendisinin anneannesi olan …’nun temyiz kudretinin yerinde olduğunu bilmesine rağmen, huzurdaki davayı açmış ise bunun iyi niyetle bağdaşır tarafının bulunmadığını, davacı taraf anneannesinin temyiz gücünün yerinde olmadığını düşünüyorsa bu davada bunu açıkça dile getirip iddiasını somutlaştırması gerektiğini; somut olayda çağrı yoluyla bir vekalet toplanmasının da söz konusu olmadığını, tebliğe göre paydaş … adına basit bir vekaletname ile toplantıya katılımın söz konusu olduğunu, usulsüz de olsa çağrı yoluna gidildiğine dair bir delilin ortaya konmadığını; ne imtiyazlı paylar özel kurulunda ne de genel kurulda …’nun sahip olduğu payların alınacak kararları etkilemesinin söz konusu olmadığını, …’nun sahip olduğu pay sayısı itibariyle temsilcisinin, genel kurul ve pay sahipleri özel kurulunda gündem maddelerine dair önergelerin kabulüne ya da reddine dair oy kullanmasının genel kurulda verilen kararların sonucuna etki etmeyeceğini belirterek, davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, bu olmadığı takdirde esastan reddine, dava giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; anonim şirket imtiyazlı pay sahipleri özel genel kurul toplantısının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davalı şirketin 26/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen A grubu pay sahipleri özel genel kurul toplantısına 27/07/1927 doğumlu pay sahibi …’nun sağlık raporu alınmadan çıkartılan vekaletname ile katılımının sağlanmasının toplantının batıl hale getirip getirmeyeceği, anılan toplantının bu gerekçeyle iptal edilip edilemeyeceği” konusundadır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen yazı cevabında; davalı şirketin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “Merkez-29465” sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin “…….” olduğu, faal olduğu bildirilmiştir. Yazı ekinde gönderilen ve davalı şirketin en son yapılan 02/12/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında hazır bulunanlar listesine göre; davacının, davalı şirkette itibari değeri 2.388,169 olan A grubu ve itibari değeri 1.981.731,785 olan B grubu hisselerinin bulunduğu görülmüştür.
Dava konusu 26/10/2021 tarihli A grubu pay sahipleri özel genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde; toplantıda şirket paylarının 180.000.000 TL olan itibari değerinin; toplam 48.000 TL itibari değerli A grubu payın, toplam itibari değeri 33.023,178 TL olan 49.534.767,00 adet payın temsilen, toplam itibari değeri 2.625.457 TL olan 3.938.185,50 adet payın asaleten olmak üzere toplam itibari değeri 35.648.635 TL olan 53.472.952,50 adet payın toplamda temsil edildiği, toplantı nisabının bulunduğu; gündemin 1. maddesinde toplantı tutanağını imzalaması için toplantı başkanlığına yetki verilmesi yönünde oy birliği ile karar alındığı, 2. maddesinde boşalan yönetim kurulu üyeliğine seçilen yeni yönetim kurulu üyelerinin özel genel kurulun onayına sunulduğu, oy çokluğu ile kabul edildikleri; 3. maddesinde genel kurulun onayına sunulmak üzere yönetim kurulu üye adayları ve bağımsız yönetim kurulu üye adaylarının oy çokluğu ile belirlendiği ve kabul edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 454. maddesinde “İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulu” düzenlenmiştir. Bu maddede; (1) Genel kurulun, esas sözleşmenin değiştirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair kararıyla yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte ise bu karar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda, aşağıdaki hükümler uyarınca, alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanamaz. (2) Yönetim kurulu, en geç genel kurul kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırır. Aksi hâlde, her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir. (3) Özel kurul imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiği sonucuna varılırsa karar gerekçeli bir tutanakla belirtilir. Tutanağın on gün içinde şirket yönetim kuruluna teslimi zorunludur. Tutanakla birlikte, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy verenlerin, en az nisabı oluşturan sayıda imzalarını içeren liste ile bu maddenin sekizinci fıkrası hükmü gereği açılabilecek dava için geçerli olmak üzere ortak bir tebligat adresi de yönetim kuruluna verilir. Tutanak, birlikte verilen bilgilerle beraber tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. Bu hükümdeki şartlara uyulmadığı takdirde özel kurul kararı alınmamış sayılır. (4) Genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca özel toplantı yapılmaz. (5) Çağrıya rağmen, süresi içinde özel kurul toplanamazsa, genel kurul kararı onaylanmış sayılır. (6) Özel kurul toplantısında, 407 nci maddenin üçüncü fıkrası çerçevesinde, Bakanlık temsilcisi de hazır bulunur ve tutanağı imzalar. (7) Yönetim kurulu, özel kurulun onaylamama kararı aleyhine, karar tarihinden itibaren bir ay içinde, genel kurulun söz konusu kararının pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile, bu kararın iptali ile genel kurul kararının tescili davasını, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açabilir. (8) İptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı yöneltilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

6102 sayılı TTK’nın 407. maddesinde genel kurul; 408. maddesinde genel kurulun görev ve yetkileri; 409. maddesinde olağan ve olağanüstü genel kurul toplantıları; 445. maddesinde genel kurul kararlarının iptal sebepleri; 446. maddesinde iptal davasını açabilecek kişiler; 449. maddesinde ise genel kurul kararlarının iptali düzenlenmiştir. Bu kanunun 407. maddesine göre anonim şirketin organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.
Somut olayda; davacı tarafça davalı şirketin 26/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen A Grubu Pay Sahipleri Özel Genel Kurul Toplantısının iptali istenmiştir. Yani; istek 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi kapsamında ileri sürülmüş bir istek olmayıp, aynı kanunun 454. maddesi kapsamında ileri sürülmüş bir istektir. Dolayısıyla, eldeki dava yönünden 6102 sayılı TTK’nın 454. maddesindeki koşulların varlığı aranacaktır. Bu maddede (454. madde) imtiyazlı pay sahiplerinin onayına bağlı üç karar sayılmıştır. Bunlar; genel kurulun esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin kararı, yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda genel kurulun yetki vermesine ilişkin kararı ve yönetim kurulunun sermaye artırımına ilişkin kararıdır. Belirtilen bu üç durumda alınan kararların imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını zedelemesi durumunda bu kararlar, imtiyazlı pay sahipleri özel kurul tarafından onanmadıkça uygulanamayacaktır. Yönetim kurulu, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun onaylamama kararı aleyhine karar tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açacağı dava ile “pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği” gerekçesi ile genel kurul kararının iptali ve tescilini isteyebilecektir. İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulu tarafından alınan karara karşı açılacak iptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı yöneltilecektir. Bu açıklamalardan sonra dava konusu özel genel kurul toplantısında alınan kararlara bakıldığında; gündemin (1) numaralı kararı “genel kurul adına toplantıya ait tutanak ve diğer tüm belgelerin imzalanması konusunda toplantı başkanlığına yetki verilmesine”; (2) numaralı kararı “genel kurula sunulmak üzere boşalan yönetim kurulu üyelikleri yerine seçilen yeni üyelerin kabul edilmesine”; (3) numaralı kararı ise “şirket ana sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca yeni yönetim kurulu üye adayları ve bağımsız yönetim kurulu üye adaylarının belirlenmesine” ilişkin kararlardır. Bu çerçevede; dava konusu edilen özel genel kurul kararlar nitelikleri (içerikleri) itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 454. maddesi kapsamındaki kararlardan olmadığı gibi; esasen imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu; imtiyazlı pay sahipleri tarafından oluşturulan ve bu pay bu sahiplerinin paylarına tanınmış olan imtiyaz haklarını zedeleyecek nitelik işlemleri engellemek amacıyla kurulan bir organ olup, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu, anonim şirketin bir organı olmadığından; dava dilekçesi ile de şirket genel kurul kararlarının değil, A grubu pay sahipleri özel genel kurul toplantısının iptali istenmiş olduğundan, TTK’nın 454. maddesindeki koşulların varlığına rastlanmadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın düşülmesi ile kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/03/2022

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza