Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/890 E. 2022/457 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/890
KARAR NO : 2022/457

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;08.06.2021 tarihinde … plakalı araç sürücüsü …’ın, … plakalı müvekkiline ait araca çarparak aracın maddi hasara uğramasına ve dolayısıyla araç değer kaybı, ikame araç bedeli ve çekici bedeli masrafları oluşmasına neden olduğunu, trafik tespit tutanağında ve kaza anı fotoğraflarında da görüleceği üzere davalı şirket Sigortalısı …’ın dikkatsiz ve kusurlu bir şekilde yanlış sollama yaparak müvekkiline ait araca çarptığını ve hasarın oluşmasına neden olduğunu, yaşanan kazada …. plakalı araç sürücüsünün, kazanın oluşmasında ve dolayısıyla müvekkiline ait araçta oluşan hasar ile buna bağlı olan araç değer kaybı, ikame araç bedeli ve çekici masraflarının oluşmasında asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar yetkili servis olan “… San. Ve Tic. Ltd. Şti ” tarafından onarıldığını ve hasar miktarının 3.700,00 TL olduğunun fatura edildiğini, ayrıca müvekkilinin kaza meydana gelir gelmez 08.06.2021 tarihinde aracı çekici ile yetkili servise çektirdiğini, kazanın olduğunu davalı Sigorta Şirketine ihbar ettiğini ancak davalı yanca onarılacağı belirtilen müvekkiline ait aracın yaklaşık 22 gün serviste onarılmayı beklediğini ve en sonunda müvekkilinin yasal yollara başvuracağını belirtmesi üzerine aracın onarılarak 30.06.2021 tarihinde tarafına teslim edildiğini, bu kadar süre içerisinde müvekkilinin araçsız kaldığını, müvekkilinin 22 gün boyunca oyalanması bu nedenle araçsız kalması, çekici masrafı ve meydana gelen araç değer kaybının tazmini için dava şartı olan sigorta şirketine başvuruya esas olmak üzere yaptıkları araştırmada müvekkilinin zararının 10.000 TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait araçta kaza sonrası oluşan hasarın yol açtığı; aracın kaza yerinden onarım için yetkili servise taşınması nedeniyle müvekkilinin ödemiş olduğu 141,60 TL çekici ücretinin, kazanın hemen ihbar edilmesine rağmen 22 gün gibi uzun bir süre boyunca tamir edilmemesi ve bu süre içerisinde anlaşmalı oldukları yetkili serviste onarılmayı beklemesi sebebiyle müvekkilinin yaşamış olduğu ikame araç bedeline ilişkin zararın, ayrıca araçta meydana gelen 8.000 TL lik değer kaybına ilişkin zararın sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, belirtilen tüm bu zarar kalemlerine ilişkin davalı Sigorta şirketine zararın tazmini talepli dilekçelerinin 08.10.2021 tarihinde gönderildiğini ancak davalı sigorta Şirketi tarafından 883,67 TL gibi çok cüzi bir ödeme yapıldığını, daha sonra yapılan arabuluculuk görüşmelerinde ise bir anlaşmaya varılamadığını, davalı yana ait aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle meydana gelen; müvekkiline ait aracın 22 gün onarılmadan serviste bekletilmesi ve ödenen çekici bedeli nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500 TL’lik kısmının, müvekkiline ait araçta meydana gelen araç değer kaybının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500 TL’lik kısmı olmak üzere şimdilik toplamda 1.000 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; davacı yanın, dava dilekçesinde HMK md. 107 uyarınca belirsiz alacak davası ikame ettiğini beyan ettiğini, HMK md. 107 uyarınca Mahkemeniz huzurunda ikame edilen işbu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiğini, somut olayda, başvuranın aracın değer kaybını talep etmekte olduğunu, talep her ne kadar müvekkili şirketin sorumluluk kapsamına girmese de zararın belli olması nedeniyle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın olmadığını, müvekkili şirkete hiçbir evrak iletilmeden, müvekkili şirketin tazminat yükümlülüğü doğup doğmadığı anlaşılmadan ve tazminat hesabına yarar hiçbir evrak iletilmeden doğrudan doğruya dava açıldığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket açısından usulden reddedilmesini talep ettiklerini, işbu davada zamanaşımı süresinin dolmuş olup olmadığının tespit edilip davanın zamanaşımı itirazları dikkate alınarak reddinin gerektiğini, davacının dayandığı delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olup davacının değer kaybı talebinin teminat dışında olduğunu, gerek kaza gerekse poliçe tanzim tarihi itibariyle 14.05.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının geçerli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkemece müvekkili şirketin sorumlu olduğunun kabulü halinde, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilebileceğini, kusuru ispat yükünün davacıda olduğunu, gerek trafik kazası tespit tutanağı, gerek görgü ve ifade beyanları ve olayın oluş şekli dikkate alınarak dosyanın kusur incelemesi için Yargıtay’ın yaygın içtihatları ile de kabul edildiği üzere Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine veya Heyete tevdiine karar verilmesini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, onarım sonucu yenilenen kısımlarda özellikle takılan yeni parçalar nedeniyle değer artışı meydana geldiğini, tespit edilen değer artışının ödenecek tazminat miktarından düşülmesi gerektiğini, ZMSS genel şartlarına göre araç mahrumiyeti, onarım bedeli, otopark ücreti ve çekici ücretinin teminat kapsamında olmadığını, somut uyuşmazlık bakımından müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, arz ve izah edilen ve yargılama süresince Sayın Mahkeme tarafından re’sen takdir edilecek nedenlerle; davacının değer kaybı, ekspertiz ücreti, otopark ücreti, çekici ücreti, aracın kullanılmayan dönemi için tazminat taleplerinin reddine, herhangi bir kabul beyanı anlamına gelmemek şartıyla, kusur oranı bakımından Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi nezdinde bilirkişi tetkikatı yaptırılmasına ve müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe teminatı ve sigortalısının kusur oranı ile sınırlı olduğuna, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Trafik kazasına karışan araç sürücüleri . … ve … tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 08.06.2021 tarihli “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinde; 08.06.2021 günü saat 11:00 sıralarında sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla İzmir İli,… Caddesinde “… plakalı aracımla okuldan çıkıp, şehre girerken sollama yasağı olan yerde … plakalı araç hızlı biçimde gelip aracımın sol köşesine çarparak hasar vermiştir.” şeklinde olayı tanımladığı; diğer … plakalı araç sürücüsü …’ı ise kaza tutanağındaki kendi bölümüne “Normal yolumda ilerlerken yeşil ışıkta minibüs aniden durdu. Ben de ona çarpmamak için normal olarak ben de minibüsü solladım. … no.lu araç otoparktan minibüsün önünden aniden çıkıp kazaya sebep oldu” şeklinde olayı tanımladıkları görülmüştür.
Hasar Dosyası : davacı vekilince 06/10/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 21/10/2021 tarihinde 883,67-TL değer kaybı ödemesi yapılmıştır.
Poliçe : Davalı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında 30/12/2020 – 30/12/2021 tarihlerini kapsar ZMSS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti kaza başına maddi 82.000,00-TL. dir.
Trafik Tescil :Türkiye Noterler Birliği Sicil ve Tescil Hizmetleri Müdürlüğünün 26/01/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden … plaka sayılı aracın dava dışı … adına, … plaka sayılı aracın ise davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 15/12/2021 havale tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı aracın dava konusu kaza tarihi olan 08/06/2021 tarihinden önce 1 adet hasar kaydı/dosyası olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu :Makine mühendisi / Trafik Uzmanı bilirkişi … 18/04/2022 tarihli raporunda; davalı … A.Ş.’ ne ZMMS Trafik sigortalı olan … plakalı Ford Focus marka otomobilin dava dışı sürücüsü …’ ın …. plaka sayılı araç ile iki yönlü Gençlik caddesi üzerinde seyri esnasında … önlerine geldiğinde beyanına göre seyir yönüne göre yeşil ışıkta duran minibüsü sollayıp geçtiği esnada aracının ön kısımları ile karşı yönden gelen davacıya ait ve onun sevk ve idaresindeki … aracın sol ön çamurluk kısımlarına çarpması neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ ın birinci derecede etken hatalı davranış sergilemiş olduğunu, …. plakalı aracın sürücüsü davacı …’ nin … okulundan çıkarak sola dönüş yaptığı ve dönüşünü tamamlayıp kendi şeridine geçtiği esnada aracının sol ön çamurluk kısmına, davalı sigorta şirketine ZMMS trafik sigortalı sürücü …’ ın karşı yönden hatalı sollama yaparak şeridine tecavüz etmesi ve sağ ön kısımlarıyla çarpması neticesinde meydana gelen olayda … plakalı araç sürücüsü …’ nin hatalı davranışının olmadığını, meydana gelen trafik kazasında üçüncü kişi ya da kurumların kusurunun bulunmadığını, davacıya ait … plakalı araçta davaya konu trafik kazası sonucunda ön tampon değişimi ve sol ön çamurluk kısımlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğunu, davacıya ait … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle raporda belirtilen serbest piyasa şartlarına göre; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 2.500,00 TL değer kaybı meydana gelmiş olacağını, davalı sigorta şirketi tarafından … plakalı davacı aracının hasarı için 883,67 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğu tarafların kabulünde olduğundan; Davalı sigorta şirketince ödenmesi gereken bakiye değer kaybı miktarının 1.616,33 TL (Binaltıyüzonaltıliraotuzüçkuruş) olarak hesaplanmış olduğunu, dava konusu aracın onarımı için makul onarım süresinin 5 iş günü olarak kabul edildiğini ve benzer aynı özelliklere sahip bir aracın kaza tarihi itibariyle günlük kiralama bedelinin 150,00TL/gün hesabı ile ikame araç giderinin 750,00 TL (Yediyüzellilira) hesap edilmiş olduğunu, 08.06.2021 tarihli ve … no.lu fatura ile “Merkez Yol Yardım ve Vinç Hizmetleri” ne davacı tarafından ödenmiş olan KDV Dahil 141,60 TL çekici ücretinin yapılan hizmet karşılığı kadri maruf olduğunu mütalaa etmiştir.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 19/04/2022 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde -fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile- talep etmiş olduğu 500 TL. değer kaybı tazminat talebini 1.116,33 TL daha artırarak 1.616,33 TL nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, 1.616,33 TL nin 08.06.2021 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, dair karar verilmesini talep etmiş ıslah harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybı, araç mahrumiyet zararı ve çekici ücretinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili için açılan maddi tazminat davasıdır.
Davalı vekili dava ve ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 154. Maddesinde ise zamanaşımı kesen nedenler düzenlenmiş olup, borçlunun borcu ikrarı, kısmen ifa, icra takibi başlatılması bu nedenler arasında sayılmıştır. Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 08.06.2021 tarihinde gerçekleştiği, davalının 21.10.2021 tarihinde kısmi ödemede bulunduğu, kısmi ödeme zamanaşımını kesen nedenler arasında olup, kısmi ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin 21.10.2023 tarihinde dolacağı, davanın 01/12/2021 tarihinde açıldığı, ıslahın 19.04.2022 tarihinde yapıldığı, dava ve ıslahın zamanaşımı süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 29.12.2020 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS Trafik poliçesi ile sigortalanan …. plakalı Ford Focus marka otomobilin dava dışı sürücü …’ ın yönetiminde iken iki yönlü Gençlik caddesi üzerinde seyri esnasında … önlerine geldiğinde seyir yönüne göre yeşil ışıkta duran minibüsü sollayıp geçtiği esnada aracının ön kısımları ile karşı yönden gelen davacıya ait ve davacının sevk ve idaresindeki … aracın sol ön çamurluk kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı tarfik kazasının meydana geldiği, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortasına ait aracı kullanan sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 107.500,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 105.000,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (107.500,00 TL – 105.000,00 TL) = 2.500,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından, dava tarihinden önce 21.10.2021 tarihinde davacıya 883,67 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan davacının bakiye değer kaybı zararının 1.616,33 TL olduğu, ikame araç bedeli dolaylı zarar niteliğinde olup trafik sigortası teminatı kapsamında bulunmadığından davalı sigorta şirketinin ikame araç bedelinden sorumlu tutulamayacağı, talep edilen ve faturası sunulan 141,60 TL çekici ücretinin bilirkişi raporunda belirlendiği üzere piyasa koşullarında normal bir değer olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının bakiye poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan bakiye değer kaybından ve çekici ücretinden sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte hasar dosyası içeriğinden ve dava dilekçesi ekinde sunulan başvuru belgelerinden davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi tespit edilmediğinden davalı sigorta şirketinin en geç kısmi ödeme tarihi olan 21.10.2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının ikame araç bedeli isteğinin reddine, bakiye değer kaybı v çekici ücreti isteğinin kabulü ile toplam 1.757,93 TL maddi tazminatın araç ticari nitelikte araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ikame araç bedeli isteğine yönelik davasının REDDİNE,
2-Davacının değer kaybı ve çekici ücreti isteğine yönelik davasının KABULÜ ile 1.616,33 TL değer kaybı bedeli ile 141,60 TL çekici ücreti olmak üzere toplam 1.757,93 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 21.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 120,08 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslah ile tamamlanan 87,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,78 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 70,70 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 679,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 563,74 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 59,30 TL başvurma harcı, 87,30 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç olmak üzere toplam 710,34 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.095,60 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 224,40 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan;1.757,93 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 358,40 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır