Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/885 E. 2022/536 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/885
KARAR NO : 2022/536

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
… A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; 0.83 promil alkollü davalı sürücü … idaresindeki ve diğer davalı … Tiç Ltd. Şti. ne ait olup müvekkil şirket nezdinde Z.M.S. (trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı araç ile 29.09.2019 tarihinde seyrederken … caddesi kavşağına geldiğinde aracının sağ ön ve orta kısımlarıyla, sürücü …. idaresindeki … plakalı aracının sol ön kısımlarıyla çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada davalı sürücü …’nun yasal sınırın üzerinde alkollü olduğu tespit edildiğini ve 2918 sayılı yasanın 57/C ve 52/A maddelerini ihlalden dolayı asli kusurlu olduğu kaza tespit tutanağı ve ekspertiz raporuyla sabit olup aynı zamanda yasal sınırın üzerinde alkollü olması nedeniyle kan alkol düzeyinin güvenli sürüş yeteneğini bozduğunu, aracın sevk ve idaresini zorlaştırdığını güvenli araç kullanma kabiliyeti azaldığından kusurlu olduğunu, müvekkil şirket, …. plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında hasar gören … plakalı aracın maliklerine 15.765,48 TL ödediğini, müvekkil şirket sigorta genel şartları B.4 maddesi gereğince 3.şahıslara ödediği tazminatı rücu etme hakkı bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından ödenen tazminat bedeli için TTK hükümleri gereği sigortalısına halef olup hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla davalılar aleyhine İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalıların borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, ardından İzmir 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile tekrardan takibe başlatılmışsa da bu takibe de borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, … plakalı aracın kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyadi tedbir konulmasını talep ettiklerini belirterek açıklanan nedenlerle İzmir 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, davalı adına kayıtlı …. plakalı aracın kaydı üzerine teminatsız ihtiyadi tedbir konulmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı …Tiç Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen dava konusu kazada yalnızca sürücünün alkollü olması rücu talebi için yeterli gerekçe olmadığını, ancak “meydana gelen kazada tam kusurlu olması ve kazanın salt alkolün etkisiyle meydana gelmesinin ispatlanması” söz konusu olursa sigorta şirketi sigortalıya karşı rücu talebinde bulunabileceğini, alkol sebebiyle rücunun söz konusu olabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibarıyla sürücünün salt alkol etkisi altında kaza yapmış olması gerektiğini, diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmediğini, üstelik böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükünü TTK. m.1281 hükmü gereğince sigortacıya düştüğünü, bu nedenle sigortacının rücu hakkından söz edilemeyeceğini, Trafik sigortası genel şartları ve diğer mevzuat hükümleri, yerleşik Yargıtay kararları ve hukuk teamülleri de bu yönde olduğunu, ek olarak güvenli sürüş yeteneğini herkes için kaybolduğu düzey olarak kabul edilen 1.00 promil alkol düzeyinin altında 0.83 promil alkollü olması nedeniyle de genel şartlar kapsamında rücu hakkı doğmadığını, söz konusu olayda karşı araç sürücüsünün de kusuru bulunduğundan ve kazanın salt alkollün etkisiyle meydana gelmediğinden davacı sigorta şirketinin müvekkiline rücu hakkı bulunmadığını, ayrıca talep edilen tazminat tutarı fahiş olup gerçek zararın çok üzerinde olduğunu, müvekkilinin sigortalıya karşı rücu sebepleri ve davacının ihtiyati haciz talebi koşulları oluşmadığını belirterek açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava; İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin açılmış davadır.
Dosya içinde İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası getirtilmiş, sigorta poliçesi, expertiz raporu, araç resimleri, alkol raporu, trafik kaza tespit tutanağı dosya içinde hazır edilmiş. Tüm belgeler ile birlikte sürücünün almış olduğu alkolün kazanın salt alkol etkisi ile meydana gelip gelmediği yönünde, mevzuat ve yargıtay içtihatları doğrultusunda, trafik bilirkişi, noroloji uzmanı doktor hekim ve sigorta konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın rücu talebine dayanak ettiği husus, genel şartlar, B.4.c. Maddesinde düzenlenen alkollü araç kullanma hususudur.
Genel Şartlar B.4/2.fıkrada; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.” denilmiş ve devamında başlıca rücu sebepleri sayılmıştır.
Davacı tarafın rücu talebine dayanak ettiği husus Genel Şartlar B.4.c maddesinde düzenlenen alkollü araç kullanma hususudur.
Genel Şartlar B.4.c maddesinde başlıca rücu sebeplerinden birisi olarak “Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” denilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Bu doğrultuda olan Yargıtay 17.HD 2018/2861 E. 2020/4762 K. Sayılı içtihadında; “…kazanın meydana gelmesinde, münhasıran alkolün etkisinden söz edilemeyeceğine göre, mahkemece, kazanın davacı tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan araç sürücüsünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında meydana gelmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu kusur oranına göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” denilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve aralarında nöroloji uzmanı, trafik bilirkişi ve sigorta bilirkişi de bulunan 3 kişilik heyetten raporda kazanın salt alkol etkisi ile meydana gelmediği belirtilmekle ilgili mevzuat Yargıtay İçtihatları doğrultusunda, davacı sigortacı … A.Ş.’nin, davalı sigortalısı ve sürücüsüne rücu hakkı doğmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 289,66 TL harcın düşülmesi ile kalan 208,96‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davalının yapmış olduğu 21,75 TL’si posta- tebligat ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı.02/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza