Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/836 E. 2021/919 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/836
KARAR NO : 2021/919

DAVA : Manevi Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizin …..Esas sayılı dosyasında manevi tazminat isteğinin yalnızca sürücü ve malik olan davalı gerçek kişilerden talep edildiği, bu nedenle davalı sigorta ile diğer davalılar arasında ihtiyari ya da zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı gözetilerek davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmakla davanın TEFRİK edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verildiğinden, dosyanın yukarıda belirtilen esasa kaydı yapıldı.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı sigorta şirketince … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olan; ……. plaka nolu otomobil sürücüsü …’ın 27 Aralık 2019 tarihinde ……..plakalı motosiklet ile ilerleyen müvekkilinin önüne kavşakta çıkarak müvekkilinin cismani zarara uğradığı kazanın oluşmasına asli kusuru ile neden olduğunu, mağdur müvekkilinin; sol elinde kırıklar ve elinin kapanmaması, açık kalması ve başkaca şikayetlerinin söz konusu olduğunu, ayrıca müvekkilinin kaza nedeniyle psikolojisinin bozulmasının da sözkonusu olduğunu, tedavi süresince geçici süre ile çalışamadığını ve bakıcıya da ihtiyacı olduğunu, davalılar… ve Berna’nın; müvekkilinin kaza sonrası kendi imkanlarıyla gittiği hastanenin acil servisinde tedavi görüyorken, şikayetçi olmaması halinde maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyeceklerini kazaya bağlı tüm tedavi sürecinde yanında olacaklarını vaat ettiklerini, müvekkilinin de iyiniyetiyle şikayetçi olmadığını, davalıların bu durumu fırsat bilerek hiç bir şekilde irtibat kurmadıklarını, müvekkilini tedavi süresince arayıp sormadıklarını, hiç bir maddi ekonomik yardımda bulunmadıkları gibi hiç bir aşamada yer almadıklarını, arabulucuya başvurduklarını ancak anlaşmaya varılamadığını, mahkemenin yetkili olduğunu, müvekkilinin; Salihli Devlet Hastanesinin acil servisinde ilk tedaviyi gördüğünü ve ameliyat olduğunu, güç ve his kaybının şimdilik değerlendirilemediğinden alınan rapordaki engellilik oranının eksik olduğunu, müvekkilinin Salihli SGK’dan raporlu olduğu sürelere ilişkin ödeme almadığını, yine hiç bir yerden ve kuruluştan hiç bir ödeme almadığını, açıklanan nedenlerle ve yasaca yapılacak indirimlerden sonra; manevi tazminat yönünden davalıların tespit edilecek taşınır ve taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulmasına; davacı müvekkili için 40.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar Berna ve İzzet’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının anlatımları ve talepleri doğrultusunda değerlendirme yapıldığında eldeki davanın müvekkilleri yönünden haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat istemine yönelik olduğunu, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ihdas edilen poliçelerin manevi tazminata ilişkin istemleri kapsamadığını, dolayısıyla manevi tazminat istemine ilişkin müvekkilleri ile sigorta şirketi arasında herhangi bir bağ yahut dava arkadaşlığı da söz konusu olmadığını, bu sebeple müvekkilleri yönünden görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın kullanmış olduğu motorsiklet ile kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığını, kavşağa kontrollü bir şekilde girmesi gerekirken bu hususlara itibar etmeyerek kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, her ne kadar kaza anında tutulan tespit tutanağında müvekkilleri asli kusurlu davacının ise tali kusurlu olarak addedilmişse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını taraflarınca kabulünün de mümkün olmadığını, tahkikat aşamasında görevlerinde uzman bilirkişilerce yeniden değerlendirme yapıldığında bahsettikleri olguların sübuta ereceğini, bu sebeplerle dava konusu olayda müvekkillerinin manevi tazminat sorumluluklarının bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkillerinin manevi tazminat sorumluluğunun bulunduğu kabul edilse dahi talep edilen miktarın fahiş olduğunu, öte yandan müvekkillerinden …’ın …Sigorta A.Ş nezdinde … poliçe numaralı kasko poliçesinin bulunduğunu, işbu kasko poliçesinde 100.000 TL.’ye kadar olan maddi ve manevi tazminat taleplerinin karşılanacağına ilişkin tazminat klozu yer aldığını, müvekkillerinin manevi tazminat sorumluluklarının bulunmadığını yineleyerek ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkillerinin manevi tazminat yönünden sorumlulukları kabul edilse dahi manevi tazminata ilişkin bedelin müvekkiline ait kasko poliçesi kapsamında karşılanması gerektiğinden …Sigorta A.Ş’ye de davanın ihbar edilmesi gerektiğini, izah olunan sebeplerle, öncelikle görev ve yetki yönünden yapmış oldukları itirazlar değerlendirilerek davanın usul yönünden reddine, işin esasına girilecekse öncelikle müvekkillerinden …’ın kasko poliçesinin bulunduğu …Sigorta A.Ş’ye davanın ihbar edilmesine ve neticesinde müvekkillerinin manevi tazminat sorumlulukları bulunmadığından davanın müvekkilleri yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
DAVA: Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminatın karşı araç sürücüsü ve malikinden tahsili istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Somut olayda davacı, 27.12.2019 tarihli trafik kazasında yaralanması nedeniyle, … plakalı karşı araç sürücüsü olan davalı … ile araç maliki olan …’a karşı manevi tazminat, bu aracın ZMMS sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye karşı maddi tazminat davası açtığı, maddi tazminatın yalnızca davalı sigorta şirketinden, talep edildiği, manevi tazminatın ise yalnızca sürücü ve malik olan davalı gerçek kişilerden talep edildiği, dolayısıyla davalılar arasında ihtiyari ya da zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı, bu nedenlerle mahkememizin …Esas sayılı dosyasının ilk duruşmasında davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının tefrikine karar verilerek yukarıdaki esas numarasına kaydedildiği, manevi tazminata ilişkin ihtilaf haksız fiilden kaynaklanmakta olup, yaralanma nedeniyle gerçekleşen manevi tazminat isteğine ilişkin bu davanın, TTK.nun 4.maddesinde sayılan ticari dava türlerinden olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ile somut olay birlikte değerlendirildiğinde işbu davada görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatina varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331. Maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- İşbu kararın taraflar vekillerine tebliğine,
ilişkin, taraflar vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 16/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza