Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/827 E. 2022/429 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/827
KARAR NO : 2022/429

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Asliye Ticaret Mahkemelerinin iş bu davada görevli ve yetkili olduğunu, 10.08.2021 tarihinde …’a ait ve … sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı yabancı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin aracı ile …. Caddesi üzerinde park halinde iken, davalı sigorta şirketinde sigortalı …. plakalı araç sürücüsünün dikkatsiz ve tedbirsiz davranışıyla geri manevra esnasında, park halindeki müvekkilinin aracının arka kısımlarından çarptığını, kaza sonrası, taraflarca tanzim edilen kaza tespit tutanağına, taraf beyanları ve olay yeri fotoğraflarına göre davalı şirkette sigortalı …. plakalı araç sürücüsünün, 2918 sayılı KTK’nun ilgili maddesi gereği kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, davanın, … A.Ş’ye karşı açıldığını, şirket ile kusurlu araçlar arasında geçerli … poliçe no’lu ve 20.05.2021-20.05.2022 tarihlerinde geçerli ZMMS poliçesi bulunduğunu, iş bu sebeple davalı şirketin bu kazadan dolayı teminatlar dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkilinin kazadan kısa bir zaman sonra aracı ile daimi ikamet ettiği ülkeye dönmek zorunda kaldığını, Avusturya’ya döndükten sonra aracını Mercedes yetkili servisi olan …. isimli yetkili firmaya incelettiğini ve toplam maliyetin; düzenlenen onarım maliyet hesaplamasına göre, KDV dahil 3.554,32 Euro hasarın oluştuğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aracının yabancı plakalı olup müvekkilinin daimi ikametgahının da Almanya olduğunu, araçtaki zararın Türkiye piyasasına göre değil aracın bulunduğu ülke piyasasına yani Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, yine müvekkilinin daimi ikametgahının ve aracın Almanya plakalı olduğu dikkate alındığında müvekkilinin zararını gidermek için yabancı para Euro üzerinden harcama yapacağının da kabulünün gerektiğini, arabuluculuk müessesesine başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, arz edilen sebeplerle, davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve netice-i talepleri ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00 Euro’nun teminat limitleri içinde, temerrüt tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Euro Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, arabuluculuk faaliyeti anlaşmazlık ile sonuçlandığından AAÜT’nin 16/2-c maddesine göre avukatlık maktu ücretinin davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini, taraflarınca ödenmiş ekspertiz rapor ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasına, diğer yargılama giderleri ile yasal avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davalı tarafa ait aracın müvekkili şirket nezdinde düzenlenen …. Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Poliçesi) ile sigortalı bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin araç başına 43.000- TL olduğunu, kabul anlamında olmamakla, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusur sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın aracını müvekkili şirketçe atanan ekspere göstermediğini ve bu şekilde Türk Ticaret Kanunu gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmakla, müvekkili şirketin bilgi alma hakkını engellediğini, bu nedenle işbu dava kapsamında yapılan kötüniyetli taleplerin reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte başvurucunun aracında meydana gelen hasar bedelinin raporda belirtilen miktardan fazla olmadığını, kaldı ki müvekkili şirketin ancak kendi sigortalısının kusuru oranında zarardan sorumlu olabileceğini, kusur oranlarının tespiti bakımından sayın mahkemece dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere genel şartlar gereğince müvekkili şirketin yalnızca anlaşmalı servislerde uygulanacak tedarik ve işçilik bedelleri ile sorumlu olması sebebiyle zararın tespitinde bu hususun da göz önünde bulundurulması gerektiğini, bu sebeple dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereğince tanınan indirim haklarının da zararın tespiti hususunda dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketin Genel Şart hükümleri gereğince üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, ihbarla aynı gün içinde, davacı tarafı aracın 3 yaşından büyük olması halinde eşdeğer parça bedelleri ile ve anlaşmalı serviste onarılmaması halinde anlaşmalı servislerde geçerli tedarik ve işçilik bedelleri ile sorumlu tutulabileceği hususlarında bilgilendirdiğini, parça ve işçilik bedellerinin yüksek kaynaklanan fahiş hasar bedelinden sorumluluklarının bulunmadığını, bu sebeple davacının fahiş taleplerinin reddinin gerektiğini, kaldı ki belirtilen onarım ve değişim işlemlerinin gerçekten yapılıp yapılmadığının da bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli ve E.2019/40; K.2020/40 sayılı kararı ile KTK’de yer alan birtakım hükümlerin iptaline karar verildiğini, ancak işbu dosyada ilgili kararın uygulama alanı bulamayacağını, müvekkili şirketin KDV’den sorumluluğunun bulunmadığını, başvuru dilekçesinde hasarlanan parçalara ilişkin orijinal parça talep edilmişse de işbu hususun kabulünün mümkün olmadığını, başvuru dilekçesinde iskonto yapılmaması yönünde talepte bulunulmuşsa da aleyhe hüküm kurulması halinde parça ve işçilik iskontosu uygulanması gerektiğini, bu oranın da en az yüzde otuz olması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın; “araç hasarı” tazminatı talep etmeye hakkı olup olmadığının, var ise miktarının tespiti için “Bilirkişi” incelemesi yaptırılmasını ve alınacak raporun taraflarına tebliğ ettirilmesini, müvekkili şirket dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Trafik kazasına karışan araç sürücüleri … ve … tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 10.08.2021 tarihli “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinde; 10.08.2021 günü saat 01:00 sıralarında sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki …. plakalı (A) aracıyla …. Caddesi üzerinde bulunduğu esnada “…. plakalı aracımla park ettiğim yerden geri geri çıkarken, ters park etmiş … plakalı aracın, araca park halindeyken çarptım.” şeklinde olayı tanımladığı; diğer …. plakalı (B) aracı sürücüsü …’nun ise “… plakalı park halindeki aracıma …. plakalı araç geri geri gelerek çarptı.” şeklinde olayı tanımladığı görülmüştür.
Hasar Dosyası : … AŞ.’nin 19/12/2021 tarihli cevabi yazısında, …. plakalı aracın 10/08/2021 tarihinde karıştığı kazaya ilişkin olarak herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Poliçe : Davalı … AŞ ile dava dışı sigortalı … arasında …. plakalı araca ilişkin 20/05/2021 – 20/05/2022 tarihlerini kapsar ZMSS poliçesi bulunmaktadır. Poliçede araç başına maddi hasar limiti 43.000,00-TL dir.
Trafik Tescil : Türkiye Noterler Birliği Sicil ve Tescil Hizmetleri Müdürlüğü’nün 07/03/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plakalı aracın belirtilen tarihler itibariyle dava dışı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporu: Makina Mühendisi / Trafik Uzmanı / Emk. Karayolları Otoyol Şefi Bilirkişi … 14/03/2022 tarihli raporunda; 10.08.2021 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ve … idaresinde bulunan …. plakalı araçların karıştıkları maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle; davalı … A.Ş.’ ne ZMMS Trafik sigortalı … plakalı aracın maliki ve sürücüsü …’ın … plakalı kamyonet ile … caddesinde park halinde iken Cumhuriyet caddesine katılmak için gece sürüş şartlarında arkasında park halinde bulunan araçlara dikkat etmeksizin geri geri manevra yaptığı esnada aracının arka kısımları ile arkasında park halinde bulunan … plakalı Mercedes-Benz marka otomobilin arka kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketiyle kazaya 1. derecede etken hatalı davranış sergilemiş olduğunu, davacı …’ nun maliki olduğu … plakalı aracın Cumhuriyet Caddesi sağ banketinde kurallara uygun olarak park halinde bulunduğundan davalı … A.Ş.’ ne trafik sigortalı … plakalı kamyonetin geri manevra esnasında davacı aracına çarpması ile meydana gelen kazada, davacı …’ nun ve … plakalı aracın oluşa etken hatalı tutum ve davranışının görülmediğini, meydana gelen olayda üçüncü kişi ya da kurumların etkisinin bulunmadığını, davacıya ait … plakalı Mercedes-Benz marka aracın arka tampon ve arka bagaj kapağı kaporta, mekanik ve elektrik aksamlarında meydana gelen hasarların bahse konu trafik kazası ile uyumlu&ilintili olduğunu, davacı aracında meydana gelen toplam hasar miktarının y.parça bedeli + İşçilik + KDV dahil 3.554,32 Eur. olduğunu, davacı aracının kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre Avusturya Ülkesi 2.el piyasa rayiç değerinin 3.920,00 Euro civarı olduğunu, davacı aracının Sovtaj (Onarımı yapılmamış olarak) değerinin Avusturya Ülkesi koşullarına göre 1.635,00 Euro civarı olduğunu, davacıya ait aracın onarım tutarının 2.el piyasa rayiç değerinin %90,59 na ulaştığı için Yargıtay kararları doğrultusunda tamirinin ekonomik olmadığını pert-total uygulaması yapılmasının gerekli olduğunu ve gerçek hasar miktarının 2.285,00 Euro (İkibinikiyüzseksenbeşeuro) olduğunu, dosya içeriğinde araç tamir faturası ve araç ekspertiz faturası bulunmadığından bu konuda bir değerlendirme yapılamamış olduğunu mütalaa etmiştir.
Islah Dilekçesi: Davacı vekili 18.03.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; talep miktarını 2.185,00 Euro daha artırarak, toplam 2.285,00 Euro maddi tazminatın 27.09.2021 tarihinden itibaren 3095 sy yasanın 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar vermesini talep etmiş, ıslah harcını aynı tarihte yatırmıştır.
DAVA; Trafik kazası nedeniyle davacı aracında meydana gelen hasar bedeli zararının karşı taraf araç ZMMS Sigortacısı olan davalıdan tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak Avusturya ülkesindeki yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere“Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,hesaplanır.”“Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 18.05.2021 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; Davalı … A.Ş. tarafından ZMMS Trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın sigortalı sürücü …, yönetimindeki bu kamyonet ile 10.08.2021 günü saat 01:00 sıralarında park halinde bulunduğu Cumhuriyet caddesi sağ banketinden, yola katılmak isterken, geri geri manevra yaptığı esnada kamyonetinin arka kısımları ile arkasında park halinde bulunan davacıya ait … plakalı otomobilin arka sağ kısımlarına çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, bilirkişi raporunda belirlenen gerekçelerle dava dışı sigortalı sürücü …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı yana ait araçta Avusturya ülkesindeki koşullara göre yedek parça, boya, işçilik ve KDV dahil olmak üzere 3.554,32 Euro tutarında zarar oluştuğu, aracın rayiç değerinin ise 3.920,00 Euro olduğu, bu haliyle aracın tamirinin ekonomik olmaması nedeniyle pert-total uygulamasına tabi tutulması gerektiği, aracın sovtaj değerinin 1635 Euro olması karşısında, davacının gerçek zararının (3.920 Euro – 1.635 Euro)= 2.285,00 Euro olduğu, gerek kaza tarihi gerekse dava tarihi itibariyle tespit edilen 2.285,00 Euro hasar tazminatının TL karşılığının sigorta teminat limiti olan 43.000,00 TL içinde kaldığı, hasar tespit giderleri yargılama giderleri kapsamında yer almakta olup davanın kabul ve red oranına göre değerlendirileceği, davacının hasar miktarını Avusturya’da özel kurum ve bilirkişiye tespit ettirdiği ancak ekspertiz ücretinin miktarı ve bu ücreti ödediğine dair belge sunmadığından ekspertiz masrafı yaptığını ispat edemediği, bu nedenle talep edilen ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu rizikoya ilişkin 14.09.2021 tarihli hasar ihbarının, davalı sigortacıya, 15.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2908 sayılı KTK 99.madde hükmüne göre trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğü süresinin, hasar ihbarından itibaren 8 gün olduğu, bu süre geçtikten sonra sigortacının temerrüde düştüğü, davacı tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen temerrüt ihtarı 15.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla bu tarihten 8 gün sonra yani 28/09/2021 tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebileceği, riziko tarihinde hesaplanan davacı zararı olan 2.285,00 Euronun, davalı sigorta şirketinin sigorta teminat limiti olan 43.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak hesaplanacak TL karşılığından davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; 2.285 Euro tazminatın (davalı sigorta şirketi trafik poliçesi teminat limiti olan 43.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) davalının temerrüde düştüğü 28/09/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Ekspertiz ücretine ilişkin belge sunulmadığından ispatlanamayan ekspertiz ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesi isteğinin reddine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.780,98 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 670,51 alınan TL harcın mahsubu ile bakiye 1.110,47 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 59,30 TL başvuru harcı, 670,51 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 108,25 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.446,56 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7- HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/05/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır