Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/803 E. 2022/859 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/803 ESAS
KARAR NO : 2022/859 KARAR

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.07.2021 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde müvekkili … plakalı aracı… 5 KAPI 2005 model araçta kdv dahil 19.418,58 TL hasar oluştuğunu, hasar dosyası açıldığını, hasar miktarı hususunda anlaşamayan müvekkilinin, eksper … ile anlaşarak 22.09.2020 tarihli Uzman Görüş raporu aldığını, ispat yükümlülüğünün sigortada olduğunu, sigorta şirketinin gerek zararı kdv dahil karşılaması gerektiğini, aracın kaza sonrası değer kaybına uğradığını, bu zararın karşılanması gerektiğini, kazada sigortalı aracın %100 kusurlu olduğunu, iskonto indirimi uygulanamayacağını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500 TL hasar bedelinin ve 50 TL değer kaybı tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile (354 TL eksper ücreti dahil olmak üzere) ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Usul itirazları olduğunu, davanın belirsiz dava olarak açılamayacağını, yetki itirazları olduğunu, delillerin taraflarına tebliğ olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihinde ZMMS Trafik sigortası poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, fatura sunulmadan KDV ödenemeyeceğini, değer kaybının genel şartlar kapsamında hesaplanması gerektiğini, ekspertiz raporu ile belirlenmiş 8.001,82-TL’nin davacı tarafa 26.08.2021 tarihinde ödendiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı: Kaza sonrası resmi ekiplerin tanzim ettikleri 31.07.2021 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında; Sürücü …’nın, idaresindeki … plakalı otosuyla, A. Yücel sokak istikametinden Celal Atik Sokak istikametine seyrederken aracının sol ön kısımlarıyla … Kuafor adlı iş yeri önünde nizami park halinde bulunan … plakalı aracın sol ön çamurluk ve sol ön kapı kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda sürücü …’nın 2918 s. KTK’nun 52/1-b “…” maddesince kusurlu olduğu, park halinde bulunan … plakalı aracın kazada kusurlu olmadığı kanaatine varılmıştır” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına istinaden 26.08.2021 tarihinde 8.001,82 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Tramer kayıtları: Davaya konu … plaka sayılı aracın, 31.07.2021 tarihli davaya konu kaza dışında, 12.04.2021 tarihinde, 17.07.2018 tarihinde ve 20.07.2005 tarihinde hasar kayıtlarının olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı Adnan Manyaslı’ ya ait … plakalı araçla ilgili olarak 27.12.2020- 27.12.2021 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile Doğa Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 03.07.2021 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 04/06/2022 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …’nın, sınır değerin çok üzerinde 2.31 Promil alkollü olarak, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, dikkatini yeterince yola ve seyir yönüne verip aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyarlamayarak, aracının kontrolünü ve direksiyon hakimiyetini kaybederek, yol kenarında kurallara uygun park halinde bulunan park halindeki davacı aracına çarparak kazaya etken ve sebep olduğu, park halindeki … plaka sayılı davacı aracı, kurallara uygun şekilde park halinde iken davalı davalı araç sürücüsü tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, davaya konu aracın onarım bedelinin;
A- Eksper … MM ekspertiz raporuna göre onarım bedelinin; Eşdeğer Tedarik fiyatı (İSKONTOLU) ile 3.901,82 TL yedek parça, 4.100,00 TL İşçilik bedeli olmak üzere toplam 8.001,82 TL+kdv, kdv dahil 9.442,14 TL olduğu,
B- Eksper … MM ekspertiz raporuna göre onarım bedelinin; Orijinal parça fiyatı ile (İSKONTOSUZ) 11.656,43 TL, yedek parça, 4.100,00 TL İşçilik bedeli olmak üzere toplam 15.756,43 TL+kdv, kdv dahil 18.592,58 TL olduğu,
C- Eksper … Uzman Görüş ekspertiz raporuna göre onarım bedelinin; Orijinal parça fiyatı ile 11.656,43 TL, yedek parça, 4.800,00 TL İşçilik bedeli olmak üzere toplam 16.456,43 TL+kdv, kdv dahil 19.418,58 TL olduğu,
D- Yargıtay’ın gerçek zarar, kdv, parça türü, iskonto ile ilgili yerleşik kararları da göz önünde bulundurularak görüş ve kanaatlerinin;
• Orijinal parça ile 11.656,43 TL, yedek parça, 4.100,00 TL İşçilik bedeli olmak üzere toplam 15.756,43 TL+kdv, kdv dahil 18.592,58 TL olduğu,
Davalı sigorta şirketinin 26.08.2021 tarihinde ödediği 8.001,82 TL düşüldüğünde, kalan bakiye onarım bedelinin (18.592,58 TL-8.001,82 TL) 10.590,76 TL olduğu,
Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 66.500 TL ile 67.500 TL olduğu, ortalama değerinin 67.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (70.000 TL) onarım sonrası rayici (67.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 3.000,00 TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : davacı vekili 10/06/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve aynı tarihte eksik harcı tamamlamıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 31.07.2021 tarihli ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, A. Yücel sokak istikametinden Celal Atik Sokak istikametine seyir halinde iken, yolun kenarında nizami park halinde bulunan … plakalı aracın sol ön çamurluk ve sol ön kapı kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, sınır değerin çok üzerinde 2.31 Promil alkollü olarak, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, dikkatini yeterince yola ve seyir yönüne verip aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyarlamayarak, aracının kontrolünü ve direksiyon hakimiyetini kaybederek, yol kenarında kurallara uygun park halinde bulunan park halindeki davacı aracına çarparak kazaya etken ve sebep olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam Kusurlu olduğu, park halindeki … plaka sayılı davacı aracı, kurallara uygun şekilde park halinde iken davalı davalı araç sürücüsü tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği herhangi bir kusurunun olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; Davacıya ait … plaka sayılı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle, Orijinal parça ile 11.656,43 TL, yedek parça, 4.100,00 TL İşçilik bedeli olmak üzere toplam 15.756,43 TL+kdv, kdv dahil 18.592,58 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin 26.08.2021 tarihinde ödediği 8.001,82 TL düşüldüğünde, kalan bakiye onarım bedelinin (18.592,58 TL-8.001,82 TL) 10.590,76 TL olduğu, Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 66.500 TL ile 67.500 TL olduğu, ortalama değerinin 67.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (70.000 TL) onarım sonrası rayici (67.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 3.000,00 TL olduğu, Kaza ile hasarın uyumlu olduğu, 5 AKK 941 plaka sayılı sigortalı aracın aracın kaza tarihindeki ZMMS poliçe limitinin 41.000,00 TL olduğu bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, toplam 10.590,76 TL hasar bedeli, toplam 3.000TL değer kaybı bedeli isteğinde bulunduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, talep edilen zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 26.08.2021 tarihinde temerrüde düştüğü,sigortalı araç hususi araç olduğundan temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın KABULÜNE,
a-10.590,76-TL hasar bedelinin davalı Doğa Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi 26.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ili birlikte alınarak davacıya verilmesine,
b- 3.000,00-TL değer kaybı bedelinin davalı Doğa Sigorta A.Ş. ‘ den temerrüt tarihi 26.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ili birlikte alınarak davacıya verilmesine,
c- Ekspertiz ücretinin yargılama giderleri arasında gösterilmesine
2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 928,38-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 282,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 646,38‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 59,30-TL dava açma ilk gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 30,70-TL tebligat ve posta gideri, 354,00-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.144‬-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 282,00-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır