Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/80 E. 2021/501 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/80 Esas
KARAR NO : 2021/501

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ile arasında yapılan ticari mal alışverişi neticesinde davacının, davalıdan alacağı mevcut olup bu alacağın tahsili için Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış davalı borçlu vekilinin 27.07.2020 tarihli yetkiye ve borca itiraz dilekçesi üzerine takip durmuş, davacı tarafça yetki itirazının kabul edilmesi nedeniyle icra dosyası yetkili İzmir İcra Müdürlüklerine gönderilmiş, İzmir … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takipte bu kez borcun tamamına itiraz edilmek suretiyle takip durduğu, bunun üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu, … arabuluculuk numaralı dosyada 13.01.2021 tarihli tutanak ile sabit olduğu üzere davalı taraflar ile anlaşma sağlanamadığından iş bu dava ikame edildiği, davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile yapılan icra takibine ilişkin itirazı Haksız kötüniyetli ve yasal dayanaktan yoksun olup iş bu itirazın iptali gerektiği, davacının borca itirazları haksız olup borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, davalı-borçlu icra takibine haksız yere itiraz etmiş olup davalı borçluların yaptığı itirazı kabul etmediği, aradaki ticari ilişkiyi ve davalıdan alacaklı olduğunu gösteren cari hesap ekstresi, cari hesap ekstresine konu faturalar, sevk irsaliyeleri ve muavin defter kayıtlarının sunulduğu, davalı-borçlunun borca itirazlarına ilişkin olarak davacının söz konusu takip ile ilgili alacağına ait bütün kayıtlarının bulunduğu ticari defterleri, cari hesap ekstresine konu faturalar ve sevk irsaliyeleri incelendiğinde davalının borcu ve davamızın haklılığı açığa çıkacağı, davalı borçlu tarafça davaya konu borca itiraz ile amaçlanan takibi sürüncemede bıraktığı, davacının söz konusu takip ile ilgili alacağına dair tüm kayıtları usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde mevcut olduğu, ayrıca, davalı tarafın defterleri incelendiğinde de tüm faturaların defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı açıkça görüleceği, davalı taraf, icra dosyasına verdiği borca itiraz dilekçesinde, davacıya hiçbir borcu olmadığını belirtmiş ancak herhangi bir gerekçe göstermediği, davacının alacağına vadesinde kavuşamadığı gibi, icra takibine yapılan haksız itiraz nedeniyle takibin durmasıyla zor durumda kaldığı, davacının, davalı ile arasındaki alacak – borç ilişkisine ait tutmuş olduğu defter kayıtları incelendiğinde davalının itirazının tek amacının süreci uzatmak olduğu görüleceği, dolayısıyla davalının hukuki mesnetten yoksun itirazının iptaline ve başlatılan ilamsız icra takibinin devamına karar vermek hâsıl olacağı, takibe konu edilen alacak likit nitelikte olduğundan davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, ayrıca davacının, davalı borçludan olan alacağı taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde düzenlenen cari hesap ekstresi ile davalı borçlu adına tanzim edilen faturalar ve muavin defter kayıtları ile sabit olduğundan ve davalı borçlu tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz edildiği, bu nedenle davalı-borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına- mahkûm edilmesi gerektiği, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, mahkemeye sundukları delilleri ile, davalının, davacıya 35.895,54 -TL borcunun olduğu sabit olduğu, davalı şirketin icra takibine yönelik yapmış olduğu itirazın tek amacı icra takibini durdurmak ve itirazın iptali neticesinde cari hesap alacağının tahsilini imkânsız hale getirdiği, iş bu sebepler ile davacının alacağının tahsilinin ileride imkânsız hale gelmesi ihtimali de dikkate alınarak davalı borçlu şirketle ilgili olarak öncelikle teminatsız olarak, sayın mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, tüm bu sebeplerle, davalı borçlunun icra takibine yaptığı kötü niyetli itirazının iptaline ve borçlunun icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesi arz ve talep etmiştir.
Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.
HMK 307 maddesine göre feragat, davaya son veren ve kesin hüküm teşkil eden bir taraf muamelesidir.
HMK 309/2 maddesine göre feragat karşı tarafın kabulüne bağlı olmayıp, aynı yasanın 311. Maddesine göre feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Somut olayda; Davacı tarafın 08/02/2021 tarihli dilekçesi, HMK 307 maddesi kapsamında feragat dilekçesidir. Bu dilekçe ile davacı ile davacı davasından feragat etmiştir.
Feragat, HMK’nun 311. Madde uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi aynı kanunun 309/2 maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Ayrıca, öte yandan aynı kanunun 310. Maddesi uyarınca davadan feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür.
Tüm açıklananların ışığı altında; davacı vekilinin, feragat dilekçesi ile açmış olduğu davadan feragat ettiğini bildirdiğini, açmış olduğu davada vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmedikleri dikkate alınarak, feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 39,53 TL olduğundan, peşin alınan 59,90-TL harçtan artan kalan 20,37 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalının yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.10/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza