Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/776 E. 2022/421 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/776
KARAR NO : 2022/421

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinden …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile yanında diğer müvekkilleri davacılar da olduğu halde 22/09/2013 tarihinde Soma’dan Akhisar yönüne doğru seyir halinde iken, … Köyü mevkiinde yolun tek gidiş-dönüş olduğu bir noktada davalılardan …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile hatalı sollama yapması sonucunda dava konusu kazanın oluştuğunu, araçtaki müvekkillerinin yaralandıklarını ve Akhisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıklarını, …’nın yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadığını ve 20/12/2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinden …’ın hemşire olduğunu, sol koluna platin takıldığını, 23/09/2013 tarihinden 20/02/2014 tarihine kadar raporlu olduğu için çalışamadığını, toplam 1.826,34 TL tutarında döner sermaye ek ödemesini alamadığını, elini 6 ay kullanamadığı için evinin temizliği için haftada bir kez olmak üzere toplam 4 kez temizlikçi aldığını ve ayda 400,00 TL’den toplamda 2.400,00 TL temizlikçi masrafı yaptığını, müvekkillerinden …’ın, tedavi için her gün Ege Ünv. Hastanesi’ne gitmesi nedeniyle 100,00 TL yol masrafı yaptığını, ayrıca annesinin yoğun bakımda ve serviste kaldığı süreçte tuttuğu bakıcı için günlüğü 200,00 TL’den 10 gün için toplam 1.200,00 TL, oda için 960,00 TL ödeme yaptığını, annesine aldığı alt bezlerine 120,00 TL, boyunluğa 30,00 TL, ıslak mendil, peçete, kağıt vs ihtiyaçlar için yaklaşık 100,00 TL ödediğini, …’ın 2 ay boyunca hiç hareket etmeden yatmak durumunda kaldığını, kaza tespit tutanağına ve Akhisar C.Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasında aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuna göre davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, müvekkili …’ın ise kusursuz olduğunu, davalı sürücünün kullandığı … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, yaptıkları başvuru sonucunda hasar dosyası açıldığını, müvekkillerinden … için 152.401,62 TL, … için 33.125,88 TL, … için 30.304,63 TL olmak üzere toplam 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, bunun dışında başka bir ad altında herhangi bir ödemenin yapılmadığını, …’nın vefatı nedeniyle müvekkillerinin yaşadıkları acının yoğun olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkillerinden … için şimdilik 1.000,00 TL, … için şimdilik 500,00 TL, … için şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilleri …, … ve … için davalı sigorta şirketinin 14/05/2015 tarihinde ödemiş olduğu toplam 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi ile fiili ödeme tarihi arasında işleyen faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 6.736,34 TL maddi tazminatın 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, vefat edenin eşi … için 80.000,00 TL, çocukları … ve … için ayrı ayrı 60.000,00’er TL, babası … için 50.000,00 TL, kardeşi … için 20.000,00 TL, kayınvalidesi (aynı zamanda kazada yaralanan) … için 30.000,00 TL, baldızı … (aynı zamanda kazada yaralanan) için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 340.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 22/06/2017 havale tarihli dilekçesi ile; … için 49.063,19 TL, … için 46.134,79 TL, … için 43.375,01 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve … için 7.196,34 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve …, … ve … için 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davayı kabul etmediklerini, …’nın vefatının kendisini taburcu eden hastanenin ihmalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, kaza tespit tutanağının hatalı hazırlandığını, araçların plakalarının karıştırıldığını, tutanağa itiraz edildiğini ancak sonuç alınamadığını, kazanın, Soma yönünden gelen aracın sollaması sonucu meydana geldiğini, Soma yönünden gelen aracın da davacı …’ın kullandığı araç olduğunu, soruşturmanın haksız yere suçsuz olan müvekkili yönünden yürütüldüğünü, davacı … hakkında soruşturma yapılmadığını, düzenlenen her iki rapor düzenlenirken kaza tespit tutanağında yer alan krokideki hatanın dikkate alınmadığını, bu nedenle gerçek kusur durumunun araştırılması gerektiğini, dava konusu kazayla ilgili ceza yargılamasının yürütüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin beraat etme ihtimalinin olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile özetle; kazaya karşılan … plakalı aracın ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, bedeniz zararlarda poliçe teminat limitinin 250.000,00 TL olduğunu, kaza sonrasında başvuru üzerinde müvekkili tarafından hasar dosyası oluşturulduğunu, dosyanın aktüere gönderildiğini, hesaplanan 215.832,13 TL tazminatın 14/05/2015 tarihinde davacılara ödendiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkilinin başkaca sorumluluğunun kalmadığını, müvekkilinin temerrüte düşmediğini, zira, ilk başvuruda gerekli evraklar temin edilerek tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazadaki kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun yapılması ve iş gücü kaybı olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, 6111 sayılı kanun gereğince tedavi giderlerinin müvekkilinden istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkindir.
10/12/2015 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “davacıların, dava konusu kaza nedeniyle desteklerini kaybettikleri iddiasının yerinde olup olmadığı, buna göre destek tazminatının, manevi tazminatın ve davacılardan …’ın istediği maddi tazminatın davalılardan istenip istenemeyeceği, istenebilecek ise miktarının ne olduğu” konularında olduğu belirlenmiştir.
… plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde ZMMS poliçesi davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiştir. Poliçede bedensel zararlarda limit 250.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili olarak ceza soruşturmasını yürüten Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …….. sayılı soruşturması esnasında İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor aldırılmıştır. Kurum 09/01/2015 tarihli raporunda; kaza tespit tutanağına göre kaza yerinin yerleşim yeri dışı olduğunu, yolun iki yönlü, yol genişliğinin ise 7 metre olduğunu, kaza yerinde yolun her iki tarafında da “öndeki taşıtı geçmek yasaktır” levhasının bulunduğunu, sürücü …’ın, Akhisar yönünden Soma yönüne seyir halinde iken önünde seyreden aracı geçmek için karşı yön şeridine girmesi sonucunda karşı yönde seyir halinde olan sürücü … yönetimindeki … plakalı araca çarpması sonucunda oluştuğunu, sürücü …’ın önünde seyreden aracı geçmek için yeterli kontrolü yapmadan karşı yön şeridine girmesi, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kazanın oluşunda asli kusurlu olduğunu, sürücü …’ın kusurunun bulunmadığını bildirmiştir.
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. sayılı soruşturması sonucunda Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde … Esas sayılı ceza davası açılmıştır. Bu dosyada Ankara Karayolları Genel Müdürlüğü’nden aldırılan 23/11/2015 tarihli raporda; dava konusu kazanın oluşunda sanık (davalı) sürücünün tamamen kusurlu olduğu, sanık (davacı) sürücü …’ın kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir. İtirazlar üzerine düzenlenen 25/02/2016 tarihli raporda da aynı görüş ve tespitlere yer verilmiştir. Mahkemece bu kusur oranı üzerinden sanığın (davalının) mahkumiyetine ilişkin 24/05/2016 tarihli karar verilmiştir.
Ceza dosyasında aldırılan kusur durumuna ilişkin kök ve ek rapor, içerdiği gerekçe ile somut olaya uygun bulunmuş, rapora ve ek rapora mahkememizce de itibar edilerek yeniden kusur raporu aldırılmasına gerek görülmemiştir.
İzmir SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davacılar için geçici iş göremezlik ödemesinin gerçekleştirilmediği bildirilmiştir.
İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 27/04/2016 tarihli raporda; davacı …’ın yaşına göre meslekte kazanma gücündeki azalmanın (kalıcı sakatlık) % 5,2 olduğu, yaralanmasının 4 ayda tıbbi şifa bulacağı bildirilmiştir.
Davacılar vekili 09/05/2016 tarihli dilekçesi ile; 27/04/2016 tarihli raporu kabul ettiklerini belirtmiştir.
Davalı … vekili 09/05/2016 tarihli dilekçesi ile rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce, davacıların manevi tazminat istekleri yönünden davacıların ve gerçek kişi olan davalının ekonomik ve sosyal durumları araştırılmıştır.
Davalı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; emekli olduğu, halen çalışmadığı, 66 yaşında olduğu, aylık gelirinin 1.300,00 TL olduğu, başkaca gelirinin bulunmadığı, 400,00 TL kira ödediği, eşine ve kızına bakmakla yükümlü olduğu, eşinin ev hanımı, kızının ise Grafik Tasarım Bölümünde son sınıf öğrencisi olduğu, Kuşadası’nda dairesinin bulunduğu, yüksek tansiyon rahatsızlığının olduğu belirlenmiştir.
Davacı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; Belediyede İzulaş’ta hasar tespit uzmanı olduğu, aylık gelirinin 2.200,00 TL olduğu, başkaca gelirinin bulunmadığı, kendisine ait evde kaldığı, eşi ve iki çocuğunun bulunduğu, eşinin ev hanımı olduğu, çocuklarının 5 ve 10 yaşında oldukları, 45 yaşında olduğu, 1991 model Mercedes marka aracının ve oturduğu bir evinin bulunduğu belirlenmiştir.
Davacı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; oturduğu evin kayın pederinin evi olduğu, kira ödemediği, bu evde kendi annesi, kayın pederi ve iki çocuğu ile 5 kişi olarak yaşadıkları, eşi trafik kazasında vefat ettiği için bekar olduğu, eşinin vefatından dolayı kendisi için 550,00 TL civarında, çocukları için 280,00 TL civarında aylık maaş aldığı, çocuklarının 3 ve 6 yaşlarında oldukları, kendisinin 41 yaşında olduğu, lise mezunu olduğu, Çiğli-Buca’da bir dairesinin bulunduğu, herhangi bir işte çalışmadığı belirlenmiştir.
Davacı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; davacı … ile aynı evde yaşadığı, onun çocuğu olduğu, 3 yaşında olduğu belirlenmiştir.
Davacı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; davacı … ile aynı evde yaşadığı, onun çocuğu olduğu, 6 yaşında olduğu belirlenmiştir.
Davacı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; davacı … ile aynı evde oturduğu, bu evin kendisine ait olduğu, kira ödemediği, 68 yaşında olduğu, aylık ortalama 1.000,00 TL civarında emekli maaşı aldığı, bisiklet tamirciliği yaptığı, oturduğu ev dışında Renault marka bir aracının bulunduğu, oturduğu evdeki gelininin ve torunlarının geçinmesine katkıda bulunduğu belirlenmiştir.
Davacı … hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; 112 acil serviste hemşire olarak çalıştığı, aylık 3.700,00 TL maaş aldığı, başkaca gelirini olmadığı, aracının olmadığı, üzerine kayıtlı oturduğu ev olduğu, bakmakla yükümlü olduğu 16 yaşında oğlunun olduğu, kendi evinde oğlu ve annesi ile yaşadığı, 45 yaşında ve bekar olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın gösterdiği tanıklar dinlenmiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “davacılardan …’ı dava konusu kazadan önce tanıdığını, hemşire olduğu için ayda bir kez temizlik için yardım ettiğini, aylık bir defaya mahsus temizlik ücreti olarak 130,00-TL aldığını, kazadan sonra davacının evine hafta bir kez tam gün gitmeye başladığını, günlüğü 100,00-TL olarak kararlaştırdıklarını ve kendisinden ayda toplam 400,00-TL temizlik ücreti aldığını, 6 ay süre ile bu şekilde haftada bir kez davacının evine temizliğe gittiğini, daha sonraki tarihlerde ise yine ayda bir ya da iki ayda bir temizlik hizmeti verdiğini, aldığı ücret karşılığında davacıya herhangi bir makbuz düzenlemediğini” bildirmiştir.
Davacı tanığı ……….anlatımında; “davacılardan …’ın bir yakını için daha önceki tarihlerde refakatçi hizmeti verdiğini, davanın konusu kazadan sonra davacı …’ın kendisini telefonla aradığını ve “annesi … için refakatçi hizmeti vermesini” istediğini, kendisinin de kabul ettiğini, davacı …’a Ege Üniversitesi Tıp Fak. Hastanesi’nde kaldığı normal odada 7-8 gün tam gün olarak baktığını, günlüğü 120,00-TL’ye baktığını, herhangi bir makbuz kesmediğini, ayrıca Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde yatmakta olan …’ya da 4-5 gün refakatçi olarak baktığını, ona da tam gün olarak baktığını ve günlüğü 120,00-TL’den olmak üzere ücretini aldığını, karşılığında makbuz düzenlemediğini” bildirmiştir.
Davalı … vekili; verildiği ileri sürülen hizmetin karşılığı olarak herhangi bir yazılı belge ve makbuz sunulmadığını, bu nedenle tanık anlatımlarını kabul etmediklerini, …’nın hastanede tedavi gördükten sonra çıktığını ve bir gün sonrasında vefat ettiğini, dolayısıyla söz konusu vefatın dava konusu kaza nedeniyle gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun belirgin olmadığını, mahkemece …’nın tüm tedavi belgelerinin getirtilerek söz konusu kaza ile vefatı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan ya da Yüksek Sağlık Kurulu’ndan rapor aldırılmasını istediklerini, ceza mahkemesi tarafından verilen kararı temyiz ettiklerini, büyük olasılıkla bozulacağını, bu nedenle ceza davasının sonucunun bekletici sorun yapılmasını istediklerini belirtmiştir.
Davacılar vekili; ceza soruşturması kapsamında ölüm ile kaza arasında illiyet bağının olduğu konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırıldığını belirtmiştir.
Aldırılan raporun olayın özelliklerin uygun şekilde ve konularında uzman heyet tarafından düzenlenmiş olması, dava konusu kaza ile …’nın ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığının tartışılmış bulunması, açıklayıcı olması sebebiyle itirazlar haklı görülmemiş, rapora itibar edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen ibranameler incelendiğinde; davalı sigorta şirketinin davacılardan …’ya 104/05/2015 tarihinde 152.401,62 TL, …’ya 30.304,63 TL ve …’ya 33.125,88 TL ödeme yaptığı görülmüştür.
Davacılar vekili bu üç davacı yönünden 14/05/2015 ödeme tarihi ile kaza tarihi arasında yasal faiz oranı üzerinden 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağını da dava konusu yapmıştır. İşlemiş faiz alacağı bilirkişi raporunda bu miktar olarak hesaplanmıştır.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 29/05/2017 tarihli raporda özetle; davalı sigorta şirketi tarafından kazadan sonra açılan poliçe ile davacılardan …’ya 152.402,62 TL, …’ya 30.304,62 TL ve …’ya 33.125,88 TL olmak üzere toplam 215.832,13 TL tazminat ödemesinin 14/05/2015 tarihinde yapıldığını, böylece 34.167,87 TL teminat limitinin kaldığını, yapılan ödemenin davacıların gerçek zararını karşılamadığını, ölen …’nın ücret bordrolarına göre ölmeden önceki net kazancının 2013 yılı Ağustos ayı itibariyle 1.240,97 TL olduğunu, aynı tarihte evli ve iki çocuklu işçiler için AGİ yansıtılmış net asgari ücretin ise 840,37 TL olduğunu, ölen kişinin kazancının asgari ücretin 1,476 katı tutarında olduğunu, bu veriler ışığında aktif dönem hesaplarının evli ve iki çocuklu işçiler için AGİ yansıtılmış net asgari ücret üzerinden, pasif dönem hesaplarının ise AGi’siz net asgari ücret üzerinden yapıldığını, ölüm tarihinden başlayarak hesap tarihine kadar asgari ücret miktarları biliniyor olduğundan aynen değerlendirildiğini, bilinmeyen dönem hesabının ise ölen kişinin en son bilinen kazancına her yıl Yargıtay kararlarında kabul edilen hesaplama usulüne göre %10 artış uygulanarak belirlendiğini, bu kriterler ışığında yapılan hesaplamaya göre davacı eş … için 49.063,19 TL, davacı çocuk … için 46.134,79 TL, davacı çocuk … için 43.375,01 TL olmak üzere toplam 138.572,99 TL bakiye destek alacağının bulunduğunu, davalı …’ın kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte bu bedelin tamamından sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise kalan 34.167,87 TL ile sınırlı olarak davacılara kısmi ödeme yapılan 14/05/2015 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte sorumluluğunun bulunduğunu, kalan teminatın davacılar arasında garameten paylaştırılması sonucunda davalı sigorta şirketinden davacılardan …’nın 12.097,48 TL, …’nın 11.375,43 TL ve …’nın 10.694,95 TL istekte bulunabileceklerini, davacılar …, … ve …’ya davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 215.832,13 TL yönünden ise 22/09/2013 ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihi arasında geçen 597 gün için 31.771,67 TL, …’nın ölüm tarihi olan 20/12/2013 ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihi arasında geçen 509 gün için 27.088,41 TL işlemiş yasal faizin hesaplandığını, davacı …’ın iyileşme süresi içindeki döner sermaye alacaklarından kaynaklanan kazanç kayıplarının 1.826,34 TL, bakım/ temizlik gideri alacağının 2.400,00 TL, yol gideri alacağının 500,00 TL olduğunu, bu davacının toplam alacağının 4.726,34 TL olarak hesaplandığını, davacı …’ın annesi için yaptığını ileri sürdüğü harcamaların dosya kapsamına göre 960,00 TL özel oda ücreti, 250,00 TL hijyenik malzeme ve 1.260,00 TL refakat ücreti olmak üzere toplam 2.470,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce; “1-Davacılar vekilinin maddi tazminat isteğinin KABULÜ ile; a-Davacılardan … için 49.063,19 TL (bu miktarın 12.097,48 TL’sinden davalıların birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile), … için 43.375,01 TL (bu miktarın 10.694,95 TL’sinden davalıların birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile), … için 46.134,79 TL (bu miktarın 11.375,43 TL’sinden davalıların birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile) olmak üzere toplam 138.572,99 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacılara verilmesine, b-Yukarıda belirtilen miktara davalı sigorta şirketi yönünden 14/05/2015 tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, c-…, … ve … için toplam 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacılara verilmesine, d-)Davacı … için 7.196,34 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacıya verilmesine, e-)Bu miktara davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 2-Davacılar vekilinin manevi tazminat isteğinin KISMEN KABULÜ ile; a-)Davacılardan … için 30.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 8.000,00 TL, … için 2.000,00 TL, … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak, bu davacılara verilmesine, b-)Davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteğinin reddine, c-)Manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davacılardan … için 3.600,00-TL, … için 2.180,00-TL, … için 2.180,00- TL, … için 2,180,00-TL, … için 2.180,00-TL, … için 2.180,00-TL ve … için 2.180,00-TL olmak üzere toplam 16.680,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak bu davacılara verilmesine” ilişkin 13/03/2018 tarihli, 2015/796 Esas ve 2018/307 Karar sayılı karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 08/10/2021 tarihli, ….. Esas ve………….. Karar sayılı kararı ile kısmen ortadan kaldırılmıştır.
Kararın gerekçesinde;
“…İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacılardan …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile yanında diğer müvekkilleri davacılar da olduğu halde 22/09/2013 tarihinde Soma’dan Akhisar yönüne doğru seyir halinde iken, … Köyü mevkiinde yolun tek gidiş-dönüş olduğu bir noktada davalılardan …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile hatalı sollama yapması sonucunda dava konusu kazanın oluştuğu, araçtaki davacıların yaralandıkları ve Akhisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıkları, …’nın yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadığı ve vefat ettiği, müteveffa …’nın, davacılardan Fatma’nın eşi, … ve Sema Nur’un babası, davacı Ayşe’nin damadı, davacı Kadriye’nin eniştesi olduğu ve davacı Hüseyin’ in ise Levent’in babası ve davacı Kamuran’ın ise kardeşi olduğu, ceza soruşturmasının yapıldığı Akhisar C. Başsavcılığının ……… soruşturma sayılı dosyasında alınan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 09/01/2015 tarihli kusur raporu ve ceza dosyasında alınan 23/11/2015 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Ceza davasının görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin … esas – 2016/212 karar sayılı dosyasında 24/05/2016 tarihli karar ile davalı sanık …’ın tam kusurlu olduğu ve bilinçle taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verdiği belirtilerek TCK’nın 85/2 ve 22/3 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığı, kararın temyiz incelemesi için Yargıtay’ da olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
1-Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde;
Davacılar vekilinin istinafı manevi tazminat miktarlarının az olduğuna ilişkin olup, maddi tazminatlar yönünden bir istinafı bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Kazada davacılardan … hem ağır yaralanmış, aylarca tedavi görmüş ve hem de damadı müteveffa …’ yı kaybetmiştir. Davacı Kadriye ise, kazada eniştesi …’yı kaybetmiş ve kendisi de % 5,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğramış ve 4 ay geçici iş göremezlik kaybına uğramıştır. Davacı … ise oğlunu kaybetmiş, davacı … henüz 6,5 aylık iken ve Sema Nur ise 3 yaşında babalarına kaybetmişlerdir.
O halde Mahkemece; meydana gelen trafik kazasının gerçekleşme şekli, kusur durumları, paranın alım gücü, tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alındığında oluşan zararın ağırlığı, davacı sürücü Kadriye’nin kazada hiçbir kusurunun bulunmadığı hususları göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde davacı …, davacılar … ile …, davacı …………. ve … için daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
Davacılar … ve … yönünden ise; tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde hükmedilen manevi tazminat miktarları yeterli ve oluşa uygun bulunduğundan, bu davacıların istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı……….Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde;
a)Hükmün 1/f bendine göre hükmedilen toplam 70.000,00 TL manevi tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu olmamasına rağmen manevi tazminat için hesaplanan harçtan davalı sigorta şirketinin de sorumluluğuna karar verilmesi hatalı olmuştur.
b)Mahkemece hükmün 1/c bendi uyarınca davacılar …, … ve … için 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağına hükmedilmiş olup, davalı sigorta şirketi bu alacağa itiraz etmektedir.
Bilirkişi raporunda davadan önce ödenen 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı için kaza tarihi olan 22/09/2013 tarihi ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihi arasında 597 gün için 31.771,67 TL faiz hesabı yapılmış ve mahkemece bu miktara hükmedilmiştir. Ancak davalı sigorta şirketi ödenen bu 215.832,13 TL’lik toplam tutarın içinde faiz miktarlarının da bulunduğunu beyan etmektedir.
Ayrıca davalı sigorta şirketinin temerrüdü yapılan başvuru sonucunda geç ödeme yapılmışsa 8 iş günü sonrasından başlar.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; hasar dosyası kapsamına göre davacıların başvuru tarihi tespit edilerek davalı sigortanın temerrüt tarihinin tespiti, davalı sigorta tarafından temerrüt tarihinden geç ödeme yapılmışsa, faiz hesabının temerrüt tarihi ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihi arasında yapılması, davalı sigorta şirketi ödenen bedellerin içinde davacı … için 12.132,22 TL faiz tutarı, davacı … için 3.033,05 TL faiz tutarı, davacı … için 3.033,05 TL faiz tutarı olduğunu bildirdiğinden, ilgili ödeme kalemleri davalı sigorta şirketine açıklattırılarak ve ödeme belgeleri getirtilerek, varsa ödenen faiz tutarları da mahsup edilmek suretiyle ek bilirkişi raporu alınarak davacıların talep edebileceği geç ödemeye dayalı faiz alacağının tespiti gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olmuştur.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacıların ve davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar … ve …’nın istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, … ile …’ nın ve davalı sigorta vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2018 tarihli, 2015/796 esas ve 2018/307 karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE” denmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde; davacılar …, …, … ve … vekilinin 16/09/2014 tarihli dilekçe ile sigortaya başvuru yaptığı, dilekçeye soruşturma dosyası (fezleke, adli tıp raporu, ifade tutanakları, hastane kayıtları, muayene formu, kaza tespit tutanağı), vefat edene ait SGK’nın onaylı hizmet dökümü ve iş yeri onaylı son maaş bordrosu, davacıların ikametgah belgesi, nüfus kayıt örneklerş ve kimlik fotokopileri, veraset ilamı, muhtarlıkça onaylı ölüm ve mirasçı bildirim belgesi, Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinin 2013/933 Esas sayılı çocuk mallarının korunması kararı ve resmi onaylı ölüm belgesinin eklendiği; davalı sigorta şirketine 19/09/2014 tarihinde ulaştığı ve kayıt altına alındığı, aktüer tarafından düzenlenen 25/03/2015 tarihli rapora göre davacılardan … için hesaplanan tazminatın 152.632,65 TL olduğu, kaza tarihinden hesaplama tarihine kadar hakedilenin 12.132,22 TL olduğu, 12.363,24 TL evlilik tenzili yapıldıktan sonra ödenecek tazminatın 152.401,62 TL olduğu; … için hesaplanan tazminatın 27.271,57 TL olduğu, kaza tarihinden hesaplama tarihine kadar hak edilen tazminatın 3.033,05 TL olduğu, ödenecek tazminatın 30.304,62 TL olduğu; … için hesaplanan tazminatın 30.092,83 TL olduğu, kaza tarihinden hesaplama tarihine kadar hak edilen tazminatın 3.033,05 TL olduğu, ödenecek tazminatın 33.125,88 TL olduğu; toplam ödenecek tazminat miktarının 215.832,13 TL olduğu; davalı sigorta şirketi tarafından banka kanalıyla 14/05/2015 tarihinde bu miktar ödemenin yapıldığı görülmüştür.
Hesap uzmanı bilirkişi ……. 06/04/2022 tarihli ek raporunda özetle; davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödeme içinde iddia edildiği gibi toplam 18.198,30-TL işlemiş faiz olması durumunda, sigorta şirketinin bakiye teminat limiti ile davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarının değişmesi gerekeceğini, bu duruma göre bakiye teminat limitinin 52.366,17 TL olacağını; davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarının ise: davacı eş … için 63.424,08 TL, davacı kız çocuğu … için 49.725,00 TL, davacı kız çocuğu Semanur için 46.965,21 TL ve toplam 160.114,29 TL’ye tekabül edeceğini; sigorta şirketinin ise bakiye teminat limiti olan 52.366,17 TL ile sınırlı olarak ve dosya kapsamına göre davacılara kısmi ödeme yaptığı 14/05/2015 tarihinden itibaren talep gibi yasal faizi ile birlikte sorumlu bulunduğunu; bakiye teminatın davacılar arasında garameten paylaştırılması sonucunda davacılardan; eş … için 20.743,15 TL, kız çocuk … için 16.262,80 TL, kız çocuk Semanur için 15.360,21 TL’nin sigorta şirketinden istenebileceğini; …, … ve …’ya sigorta şirketi tarafından ödenen destekten yoksun kalma tazminatına işlemiş faiz hesabı yönünden; davacıların sigorta şirketine yaptıkları başvuru tarihinin mahkeme tarafından 19/09/2014 olarak belirlendiğini, bu tarihe 8 iş günü ilavesi ile 01/10/2014 temerrüt tarihine ulaşılmakla; 01/10/2014 ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 arasında geçen 226 gün için: 197.633,83 x % 9 : 365 x 226 — 11.013,34 TL işlemiş faiz bulunduğunu; İzmir BAM 20.HD) kararında belirlendiği gibi 215.832,13 TL için ise (215.832,13 x % 9 : 365 x 226) — 12.027,46 TL işlemiş faiz bulunduğunu bildirmiştir.
Ek rapor somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya içeriğine göre; 22/09/2013 tarihli dava konusu kazanın davalı …’ın asli ve tam kusurlu davranışı sonucunda oluştuğu, bu kazada davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç içerisinde bulunan …’nın vefat ettiği, kaza ile vefatı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davacılar …, … ve …’nın onun maddi desteğinden yoksun kaldıkları, davalı sürücü yönetimindeki aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi düzenlendiği, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince zarardan dolayı poliçe limiti çerçevesinde ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı üzerinden sorumlu olduğu, araç sürücüsü olan diğer davalının da haksız fiili nedeniyle zarardan dolayı yine kusur oranı çerçevesinde sorumluğunun bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde yapılan ödemelerin davacıların zararın karşılayacak düzeyde olmadığı anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin istinaf başvurusu sadece manevi tazminata ilişkin olup, destekten yoksun kalma tazminat miktarları ile ilgili bir istinafı bulunmadığından, hükmedilen destekten yoksun kalma tazminat miktarları yönünden davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş, bu nedenle güncellemeye gidilmemiştir. Nitekim; davalı sigorta şirketi vekili de 20/04/2022 tarihli dilekçesinde “davacılara toplam 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini, bu bedelin işlemiş faiz değil, ana paranın bilinen dönemi olduğunu, ek raporun ilk kısmında belirtildiği gibi bakiye teminatın 34.167,87 TL olduğunu” belirtmiştir. Buradan hareketle; davalı sigorta şirketi tarafından ödenen bu 215.832,13 TL’lik toplam tutarın içinde faiz miktarlarının bulunmadığı kabul edilmiş, davacılardan …, … ve … için ilk kararda hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarına yeniden hükmedilmiştir. Davalı sigorta şirketinin temerrütünün, yapılan başvuru sonucunda geç ödeme yapılmışsa 8 iş günü sonrasından başlayacak bulunması, davacıların davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuru tarihinin 19/09/2014 olması, bu tarihe 8 iş gününün ilavesi ile davalı sigorta şirketinin temerrütünün 01/10/2014 tarihinde oluşması ve destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 01/10/2014 ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 arasında geçen 226 gün için işlemiş faiz alacağının 12.027,46 TL olarak hesaplanması karşısında davalı sigorta şirketinin kök raporda belirtilen 31.771,67 TL tutarındaki işlemiş faiz alacağının sadece 12.027,46 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Her ne kadar davalı sigorta şirketinin temerrütü 01/10/2014 tarihinde oluşmuş ise de bir önceki kararda ödeme tarihinden itibaren yürütülen faize ilişkin davacı tarafın istinaf başvurusu olmadığından, aleyhe bozma yasağı olduğundan, destekten yoksun kalma tazminatına davalı sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür.
Davacı tarafın manevi tazminat isteği yönünden ise; 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi gereğince manevi tazminat bir ceza olmayıp, zarar görende manevi huzuru gerçekleştirecek bir fonksiyonu bulunduğundan ve mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da taşımadığından, bu nedenle zarar görenin zenginleştirecek, zarar sorumlusunu ise fakirleştiremeyecek miktarda takdir edilmesi gerekir. Somut olayın özellikleri, kazanın gerçekleştiği tarih, davacıların duydukları acı ve eksiklik hissi ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın oluşundaki etkiler vs gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacılardan … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun bulunmuş ve davacılar vekilinin bu davacılar manevi tazminat isteğinin bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacılardan … ve …’nın açmış oldukları davada mahkememizce verilen 13/03/2018 tarihli,…… Esas ve ……Karar sayılı karar davacı … için hükmedilen manevi tazminat yönünden ve davacı … için hükmedilen manevi tazminat yönünden kesinleşmiş olduğundan, bu davacıların manevi tazminat istekleri yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yine davacı …’ın açmış olduğu iş göremezlik tazminatına ilişkin davada mahkememizce verilen 13/03/2018 tarihli,……….. Esas ve ……Karar sayılı kararın “7.196,34 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacıya verilmesine” ilişkin kısmı taraflarca istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmiş olduğundan, davacı …’ın iş göremezlik tazminatına ilişkin bu isteği yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, tüm davaya ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacılar … ve …’nın açmış oldukları davada mahkememizce verilen 13/03/2018 tarihli, 2015/796 Esas ve 2018/307 Karar sayılı karar davacı … için hükmedilen manevi tazminat yönünden ve davacı … için hükmedilen manevi tazminat yönünden kesinleşmiş olduğundan, bu davacıların manevi tazminat istekleri yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı …’ın açmış olduğu iş göremezlik tazminatına ilişkin davada mahkememizce verilen 13/03/2018 tarihli, ….. Esas ve …..Karar sayılı kararın “7.196,34 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacıya verilmesine” ilişkin kısmı taraflarca istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmiş olduğundan, davacı …’ın iş göremezlik tazminatına ilişkin bu isteği yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacılar vekilinin davacılar …, … ve … için destekten yoksun kalma tazminatı isteğinin KABULÜ ile;
a-Davacılardan … için 49.063,19 TL (bu miktarın 12.097,48 TL’sinden davalıların tümünün birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile), … için 43.375,01 TL (bu miktarın 10.694,95 TL’sinden davalıların tümünün birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile), … için 46.134,79 TL (bu miktarın 11.375,43 TL’sinden davalıların tümünün birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile) olmak üzere toplam 138.572,99 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 14/05/2015 tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacılara verilmesine,
b-Davacılar …, … ve … için toplam 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağının (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 12.027,46 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacılara verilmesine,
4-Davacılar vekilinin manevi tazminat isteğinin KISMEN KABULÜ ile;
a-Davacılardan … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak, bu davacılara verilmesine,
b-Davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭23.603,91 TL harçtan peşin alınan 1.194,53 TL harcın ve sonradan yatırılan 2.866,00 TL peşin harcın düşülmesi ile ‭19.543,38‬ TL harç kalmış ise de; kaldırma kararı öncesi verilen karardan sonra 15/10/2018 tarihli 2018/377 Harç numarası ile 13.053,09 TL bakiye karar harcının tahsili için harç tahsil yazısı yazıldığından bu miktarın düşülmesi ile kalan ‭6.490,29‬ TL eksik harcın (davalı sigorta şirketinin bu miktarın ‭3.334,75 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 27,70 TL’si başvurma harcı, 1.194,53 TL’si peşin harç ve 2.866,00’si peşin harç olmak üzere toplam ‭4.088,23‬ TL’nin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın ‭2.100,56 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu 513,50 TL’si posta-tebligat gideri, 1.100,00 TL’si bilirkişi ücreti ve 100,00 TL’si adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam ‭1.713,5‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren ‭1.144,03 TL’sinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın ‭392,46 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacılar … ve …’nın açmış oldukları davada mahkememizce verilen 13/03/2018 tarihli, …….. Esas ve …. Karar sayılı karar davacı … için hükmedilen manevi tazminat yönünden ve davacı … için hükmedilen manevi tazminat yönünden kesinleşmiş olduğundan, bu davacılar lehine manevi tazminat isteği yönünden yeniden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davacı …’ın açmış olduğu iş göremezlik tazminatına ilişkin davada mahkememizce verilen 13/03/2018 tarihli, …. Esas ve …… Karar sayılı karar taraflarca istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmiş olduğundan, bu davacı lehine iş göremezlik tazminatı yönünden yeniden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen kabul edildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
11-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen kabul edildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
12-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen kabul edildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
13-Davacı …’ın manevi tazminat isteği kısmen kabul edildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’a verilmesine,
14-Davacı …’ın manevi tazminat isteği kısmen kabul edildiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’a verilmesine,
15-Davacı …’nın maddi tazminat isteği yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 7.178,21 TL vekalet ücretinin (bu miktarın ‭1.769,93 TL’sinden davalıların tümünün birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
16-Davacı …’nın maddi tazminat isteği yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 6.438,75 TL vekalet ücretinin (bu miktarın ‭‭1.587,60 TL’sinden davalıların tümünün birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
17-Davacı …’nın maddi tazminat isteği yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 6.797,52 TL vekalet ücretinin (bu miktarın ‭‭‭1.676,06 TL’sinden davalıların tümünün birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
18-Davacılar …, … ve …’nın işlemiş faiz alacağına ilişkin isteği yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın ‭1.930,65 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılar …, … ve …’ya verilmesine,
19-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/05/2022

Katip ….
¸E-imza

Hakim ……..
¸E-imza