Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/773 E. 2022/565 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/773
KARAR NO : 2022/565

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin … plakalı aracın sahibi olduğunu, 27.11.2020 tarihinde ……..plakalı araç ile kazaya karıştığını, İş bu kaza sebebi ile davacı müvekkilin aracında en az 25.000,00 TL hasar kaydı oluştuğunu, bu kazada, karşı taraf olan …..plakalı, … adına kayıtlı aracın %100 kusurlu olduğunu, kaza tarihi itibari ile davalı sigorta şirketince ZMMS sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, bu kaza ile ilgili olarak değer kaybı ve araçtan mahrum kalma tazminat talepleri ile ilgili olarak ilgili sigorta şirketine başvuru yapıldığını, şirketçe taraflarına 3.610,07 TL ödeme yapıldığını, ödenen tazminatın müvekkili aracında meydana gelen değer kaybı ve araçtan mahrum kalma tazminatını karşılar nitelikte olmadığını, izah edilen nedenlerle; müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı ve araçtan mahrum kalma tazminatı için şimdilik 1.000 TL (harca esas olmak üzere) bilirkişi incelemesi sonucu ıslah ve fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere, davanın kabulüne tazminatın davalı sigorta şirketinden tazmini ve tahsilini yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;Dava dilekçesine göre; 27.1 1.2020 tarihinde sigortalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki …..plakalı araçla seyir halindeyken … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bu kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket nezdindeki sigortalı …..plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazaya karıştığı ifade edilen …… plakalı araç müvekkili şirket tarafından ……….. no.lu zorunlu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece müvekkil şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluklarının olduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, öncelikle müvekkil şirket tarafından 08.06.2021 tarihinde davacı … adına vekili …….’na 3.610,07 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, yapılan ödemeyle davacının müvekkili şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, Yetki itirazları olduğunu, Davacı tarafın ibraz ettiği delillerin ve özellikle kaza tespit tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, bahsi geçen kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, dava şartı olan zorunlu başvuru şartının yerine getirilme kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini, ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterlerin esas alınması gerektiğini, araçta meydana gelen değer kaybı hesap edilirken aracın yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, kilometresi gibi hususlar da göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerektiğini, Müvekkil şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı …. plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik Kazası tespit tutanağı : Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 27.11.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında” Davalıya sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü … “… plaka sayılı aracımla Atatürk Caddesinde ilerlerken yolun sağına yanaşan….plakalı traktör aniden sola dönüş yaptı kaza meydana geldi ” şeklinde, …… plaka sayılı araç sürücüsü ise ; ” ……… plakalı aracımla benzin istasyonuna giriş yapmak için yolun sağına çekip, trafik müsait olsun diye bekliyordum. Sol sinyalim aktif halde istasyona giriş yapmak için trafik müsait olduğunu görüp harekete geçtim. Yolun 3-4 metre üzerinde hamle yapmışken aracımın orta blok motor kısmından karşı taraf aracı çarpmıştır. ” şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Hasar Dosyası : Davacının dava tarihinde önce davalı sigortaya değer kaybı talebi için başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 08.06.2021 tarihinde 3.610,07-TL değer kaybı ödemesinde bulunduğu görülmüştür.
Poliçe : Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında 21/08/2020-21/08/2021 tarihlerini kapsar ZMSS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti maddi hasar araç başına 41.000,00-TL dir.
Trafik Tescil : Türkiye Noterler Birliği Sicil ve Tescil Hizmetleri Müdürlüğünün 06/01/2022 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı aracın davacı … adına, ……. plaka sayılı aracın ise dava dışı … adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 17/11/2021 havale tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı aracın dava konusu kaza tarihinden önce açılmış hasar dosyasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu : Bilirkişi Dr. Öğretim Üyesi … 04/04/2022 tarihli raporunda; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …’ın, idaresindeki ……plaka sayılı traktörü ile, hatalı şerit, doğrultu değiştirme ve sola dönüş manevrası ile şerit ihlali yaptığını ve kazanın oluşumuna neden/etken olduğunu, KTK’nun m.46/b, m.46/c, m.67/a, m.84/f ve m.84/g maddelerini ihlal ettiğini, davacı araç sürücüsü, …’ın idaresindeki … plakalı Dacia marka aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde düz seyri esnasında, sağ kısmından sola dönüş yapmak için yan şeritten şeridine ani giren ve şerit tecavüzü yapan davalıya sigortalı 35 Z 3124 plakalı araç tarafından sağ yanından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğini, kaza ile hasarın uyumlu olduğunu, değer kaybı tespit raporundaki tespitin kaza ile uyumlu olmadığını, Oto Ekspertiz raporundaki tespitlerin (kaza fotoğraflarına göre) uyumlu olduğunu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 114.000 TL ile 116.000 TL olduğunu, ortalama değerinin 115.000 TL olduğunu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (125.000 TL) onarım sonrası rayici (115.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 10.000,00 TL olduğunu, davalı sigortanın 08.06.2021 tarihinde davacı tarafa ödediği 3.610,07 TL değer kaybı ödemesi mahsup edildiğinde, (10.000,00 TL-3.610,07 TL) kalan bakiye değer kaybı bedelinin 6.389,93 TL olacağını, davacı tarafın aracın onarım süresine ve bu süreçte ikame araç kullanıp kullanmadığına ve zarar miktarına dair dosyaya bilgi ve belge sunmadığını, davaya konu aracın arka kısmındaki hasarının onarım için makul onarım süresinin 10 gün olduğunu, yapılan piyasa araştırmasında, davaya konu aracın kaza tarihinde aynı özellikteki muadil benzerinin günlük 200 TL bedele kiralanabileceği, buna göre davaya konu aracın makul onarımı esnasında ortaya çıkacak ikame araç bedelinin (10 gün x 200 TL/gün) toplam 2.000,00 TL olduğunu, ZMMS Trafik sigortacısı davalı sigorta şirketinin ikame araç bedeli ve araç mahrumiyet bedelinden sorumluluğunun olup olmadığının değerlendirmesinin, hukuki bir konu olduğundan sayın Mahkemenin taktir ve değerlendirmesine bırakıldığını, raporda istendiği için hesaplandığını mütalaa etmiştir.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 14/04/2022 tarihli dilekçesinde; 1000,00-TL . olarak açmış oldukları değer kaybı tazminatı alacaklarını 5.389,93-TL. arttırarak 6.389,93-TL. olarak ıslah ettiğini, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.389,93-TL. değer kaybı tazminatı alacaklarının ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacı müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybı zararı ile araç mahrumiyet zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Davalı sigorta şirketinin yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, zarar gören davacının ikametgahının ve kaza yerinin yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle davalının yetki itirazı reddedilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 154. Maddesinde ise zamanaşımı kesen nedenler düzenlenmiş olup, borçlunun borcu ikrarı, kısmen ifa, icra takibi başlatılması bu nedenler arasında sayılmıştır. Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 15. Maddesinde “Arabuluculuk Bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur…”hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 27.11.2020 tarihinde gerçekleştiği, davalının 08.06.2021 tarihinde kısmi ödemede bulunduğu, kısmi ödeme yapılaması zamanaşımını kesen nedenler olup, en son kesme işlemi olan ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin 08.06.2023 tarihinde dolacağı, davanın 26.10.2021 tarihinde zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı hasar zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, işçilik maliyetleri, KDV dikkate alınması gerektiği, değer kaybı yönünden de 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin …. tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Davacı tarafça, trafik kazası nedeniyle uğranılan araç mahrumiyet zararının tahsili talep edilmiştir. Araç mahrumiyetine ilişkin zarar, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olup, davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığı dikkate alındığında davacının araç mahrumiyet zararına ilişkin isteğinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan 35 Z 3124 plakalı traktörün 27.11.2020 olay tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde olduğu, Atatürk Caddesinde yolun en sağındaki şeritte seyir halinde iken, seyrettiği yolun solundaki aynı yönlü trafiği dikkate almadan ve kontrol etmeden, sola benzin istasyonuna doğru dönüş yapmak üzere kontrolsüz, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde geçtiği esnada, aracının sol ön kısımları ile aynı istikamette solundaki şeritte nizami şekilde seyreden davacı … idaresindeki … plakalı Dacia marka aracın sağ ön kapı ve sağ ön kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı tarafından sigortalanan aracı kullanan sigortalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, değer kaybının, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedeli arasındaki fark olduğu, davacıya ait aracın alınan bilirkişi raporu uyarınca kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değerinin 125.000,00 TL, kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç bedelinin 115.000,00 TL olduğu, buna göre dava konusu araçta (125.000,00TL -115.000,00 TL) = 10.000,00 TL lik değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından, dava tarihinden önce 08.06.2021 tarihinde davacıya 3.610,07 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan davacının bakiye değer kaybı zararının 6.389,93 TL olduğu, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan bakiye değer kaybından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla birlikte dava dilekçesi ve eklerinde başvuru tarihinin tespit edilemediği ancak davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme yapmış olması dikkate alındığında en geç kısmi ödeme tarihi olan 08.06.2021 temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının bakiye değer kaybı bedeline yönelik davasının kabulüne, 6.389,93 TL bakiye değer kaybının zarar veren araç ticari nitelikte olmayıp haksız eylemin de TTK.’nun 4. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına göre temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, araç mahrumiyet zararı isteğinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının bakiye değer kaybı bedeline yönelik davasının KABULÜ ile 6.389,93 TL bakiye değer kaybının 08.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının, araç mahrumiyet zararına yönelik isteğinin REDDİNE,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 436,50 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslah ile tamamlanan 152,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 284,20 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 8,50 TL vekalet suret harcı, 108,60 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 717,10 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 664,75 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 59,30 TL başvurma harcı, 152,30 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç olmak üzere toplam 876,35 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.223,64 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 96,36 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 500,00 TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022
Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza