Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/755 E. 2022/452 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/755
KARAR NO : 2022/452

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİH İ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin … işletmecisi iken Marinaya bağlanan teknelerden bağlama bedelleri tahsil ettiğini, davalı borçlunun … kayıtlı … isimli teknenin sahibi olduğunu, davalı borçlunun teknesini davacı şirketin işletme sahasında bulunan marinaya bağladığını ancak 26.10.2019 ile 06.05.2020 tarih aralığındaki bağlama bedeli ile Ekim 2019 — Haziran 2020 aralığındaki elektrik tüketim bedelini ödemediğini, bu nedenle davacı şirket tarafından davalı borçlu aleyhine 11.09.2020 tarihli, 26.379,43-TL bedelli 1 adet cari hesaba dayalı İzmir 11. İcra Müdürlüğü … sayılı 7 örnek icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 26.10.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlunun 27.10. 2020 tarihinde dosya borcunun sadece 6.000,00-TL’lik kısmını kabul ettiğini, kalanına itiraz ettiğini, bu nedenle takibin 27/10/2020 tarihinde durduğunu, taraflar arasında tekne bağlama hizmetinin sağlandığı hususunda ihtilaf bulunmadığını, açıkladığı nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle ; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin teknesini, davacıya ait şirketin limanında değil, 04.07.2019 tarihinden itibaren bir başka limanda bağlı olarak tuttuğunu ve hizmet aldığını, hem bağlama bedeli hem de diğer hizmet bedellerinin müvekkili aleyhine oluşmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça müvekkili aleyhine icra takibine girişilmeden önce, müvekkili şirkete “Marina Bağlama Bedeli” başlığını taşıyan 31.12.2019 gün, … sıra numaralı 14.000 TL bedelli bir fatura gönderildiğini, faturanın tebliğinden sonra müvekkilinin, 6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddesi gereğince 8 günlük yasal süresi içerisinde faturanın içeriği hakkındaki itirazlarını İzmir Noterliği’nin 10.01.2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle bildirdiğini, itiraz üzerine ispat yükünün fatura düzenleyen tacire geçtiğini, bahse konu faturada hangi teknenin bağlanmasına ilişkin marina bedeli istendiğinin de belli olmadığını, talep edilen 14.000 TL ile bunun dışında kalan 12.379,43 TL bakımından da, alacağının var olduğunu ispatlama külfetinin davacı üzerinde olduğunu, davacı şirket tarafından müvekkilinden elektrik tüketim bedeline ilişkin olarak da sunulmuş olan bir delil bulunmadığını, açıkladığı nedenlerle öncelikle dosyanın görevli ve yetkili İzmir Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, görev itirazı kabul edilmemesi halinde davanın esas bakımından reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir 11. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasında davacının davalı aleyhine toplam 26.379,43- TL alacak için ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun takibe itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 25.02.2022 Tarihli Yazı Cevabı: …’ ün …’ nun yetkili olduğu olduğu anlaşılmıştır.
Balçova Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 22.02.2022 Tarihli Yazı Cevabı: …’ ün gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olduğu, gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazancı faaliyeti olduğu anlaşılmıştır.
Dava;Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
6335 sayılı kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen değerlendirilir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Aynı kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesine göre ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Yine aynı kanunun 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu ile kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davalar, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlenmiştir. Durum böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyecektir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, mal varlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Davacının davalıya ait … isimli teknenin bağlama bedeli ve elektrik tüketim bedeli için için icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Vergi Dairesi kayıtlarından davacının tacir olarak vergi mükellefiyeti olmadığı, gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olduğu, gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazancı faaliyeti olduğu dolayısıyla tacir sıfatına sahip olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır